teblið
Vefasýz
Şafii İlmihali ;
Bu başlıkta Şafii mezhebince yapılan ibadetlerin Kurallarını başlıklar altında görebilirsiniz inşl;
ŞAFİİ MEZHEBİNDE ABDEST;
Bu başlıkta Şafii mezhebince yapılan ibadetlerin Kurallarını başlıklar altında görebilirsiniz inşl;
ŞAFİİ MEZHEBİNDE ABDEST;
Abdest, belli organları belli bir usule göre yıkamaktır. Bu yıkama gelişi güzel değildir. Bunun farzları vardır, sünnetleri vardır, edebleri vardır.
Abdestin farzları:
1- Niyet etmek. Abdest almak isteyen kimse, hadesin yani abdestsizliğin kaldırılmasına niyet eder. Niyet, yüzü yıkarken yapılır. Daha önce yapılırsa sahih olmaz. Niyet, kalb ile yapılır, dil ile söylenmesi de sünnettir. “Neveytü raf’al-hadesi” yani (abdestsizliği gidermeye niyet ettim) şeklinde niyet edilebilir. Bu niyetin sadece Türkçesi-ni söylemek de kafidir.
2- Yüzü yıkamak. Yüzün uzunluğu, saç bitiminden çene kemiğinin altına kadardır. Eni ise, iki kulak memesi arasında kalan kısımdır. Yüzde bulunan hafif sakal, kirpik, kaş, bıyık, favori ve dudak altındaki kılların hem altını hem de üstünü yıkamak gerekir. Gür olan sakalın sadece dışını yıkamak kafidir. Hafif sakal, karşıdan bakıldığında altındaki tenin görüldüğü sakaldır. Gür sakal ise, karşıdan bakıldığında altındaki tenin görülmediği sakaldır.
3- Kolları dirseklerle beraber yıkamak. Kol, parmak uçlarından dirseğe kadardır. Dirsek de dahildir. Abdes-te başlarken ellerin yıkanması kafi değildir. Yüzü yıkadıktan sonra kolları yıkarken de, eleri yıkamak gerekir.
4- Başın, ten veya saçından bir kısmını mesh etmek. Bir kıl veya bir kıl kadar başın tenini meshetmek de kafidir. Hepsini meshetmek sünnettir.
5- Ayakları, yandaki aşık kemikleriyle beraber yıkamak. Parmakların arasını ve ayaktaki yarıkları yıkamak da farzdır. Ayak üzerinde ve tırnaklar altında bulunan; suyu, altına geçirmeyen kir ve benzeri şeyleri gidermek de lazımdır. Parmak aralarına, hilalleme yapmadan su ulaşmıyorsa, hilallemek de gerekir.
6- Tertip üzere abdest almak. Yani sıra ile yüzü, kolları yıkamak, başı meshetmek, sonra ayakları yıkamak. Ancak denize, göle girip çıkan kimse, abdeste niyet ederse abdesti sahih olur, tertip aranmaz.
Abdestin sünnetleri:
1- Kıbleye dönmek.
2- Euzü-Besmele çekmek.
3- Misvak kullanmak.
4- Suyu, üzerine sıçratmamak.
5- Elleri yıkarken, abdestin sünnetine niyet etmek. Mesela, “Neveytü sünnet-el-vudui” (abdestin sünnetine niyet ettim) demek.
6- Elleri bileklere kadar yıkamak.
7- El ve ayak parmaklarının aralarını hilallemek.
8- “Mazmaza” yapmak yani ağza su vermek, “istinşak” etmek yani burna su vermek.
9- Yıkamaya, yüzün üst tarafından başlamak ve suyu yüzüne çarpmamak. Gür olan sakalı hilallemek.
10- Başın tamamını meshetmek. Kulakların içini ve dışını yeni bir su ile meshetmek.
11- Abdest azalarını ovalamak.
12- Bütün azalarda; sağı, soldan önce yıkamak.
13- Bütün yıkamaları üçer defa yapmak.
14- Abdest alırken konuşmamak.
15- Abdest azalarını silmemek. Yani kurulamamak.
16- Abdest suyunun artığından içmek ve birazını elbiseye serpmek.
17- Azaları ara vermeden, arka arkaya yıkamak.
18- Abdest aldıktan sonra Kıbleye dönerek, ellerini semaya doğru kaldırıp şu duayı okumak:
“Eşhedü en la ilahe illellahu vahdehu la şerike lehü ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resulühü Allahümmec’alni minet-tevvabine vec’alni minel-mutetahhirine sübhanekellahümme ve bi hamdike eşhedü en la ilahe illa ente estağfiruke ve etubu ileyke.”
Meali:
(Ben şehadet ediyor [dilimle söylüyor ve kalbimle inanıyorum ki,] Allah’tan başka ibadet edilmeye layık hiçbir ilah yoktur. O, birdir, Onun ortağı da yoktur. Ben yine şehadet ediyor [dilimle söylüyor ve kalbimle inanıyorum ki,]
Muhammed aleyhisselam, Onun kulu ve Peygamberidir. Allah’ım! Beni, çok tevbe edenlerden ve temizlenenlerden eyle. Allah’ım! Sen, bütün kusurlardan münezzehsin, sana hamd olsun. Ben şehadet ediyorum ki, senden başka ilah yoktur, senden günahlarımın affını diliyor ve (bütün günahlardan yüz çevirip) sana dönüyorum.)
Abdestin mekruhları
Abdestin mekruhlarından bazıları şunlardır:
1- Suyu normalden fazla kullanmak.
2- Solu, sağdan önce yıkamak.
3- Azaları üç defadan fazla veya az yıkamak.
4- Abdest uzuvlarını silmek.
5- Abdest uzuvlarını silkelemek.
6- Boynu mesh etmek.
7- Helada abdest almak.
Abdesti bozan şeyler:
1- Ön veya arkadan bir şeyin çıkması.
2- Baygınlık, delilik, sarhoşluk ve uyumak.
3- Yabancı bir kadına dokunmak. Hanım, hanımın kız kardeşi, halası ve teyzesi de yabancıdır.
4- Kendisinin veya çocuk da olsa başkasının ön veya arka avretine elin içiyle çıplak olarak dokunmak.
Abdest nasıl alınır?
Önce kıbleye dönülür. Euzü-Besmele çekilir ve abdestin sünnetine niyet edilerek mesela “Neveytü sünnet-el-vudui” (abdestin sünnetine niyet ettim) diyerek eller, bileklere kadar yıkanır.
Sonra ağıza ve buruna üçer defa su verilir. Misvak kullanılır.
Sonra abdestin farzına niyet edilerek yüz yıkanır. Niyetin yeri kalbdir. Dil ile söylemek ise, sünnettir. “Neveytü raf al-hadesi” yani (abdestsizliği gidermeye niyet ettim) şeklinde niyet edilebilir. Bu niyetin sadece Türkçesini söylemek de kafidir. Yüz, yukarıdan aşağıya doğru yıkanır.
Sonra parmak uçlarından, dirseğe kadar (dirsek dahil olmak üzere) üçer defa önce sağ kol, sonra aynı şekilde sol kol yıkanır, parmak araları hilallenir. Bu yıkamalar yapılırken organlar ovalanır.
Sonra başın tamamı meshedilir. Sonra yeni bir su ile kulakların içi ve dışı meshedilir.
Sonra sağ ayak, yandaki aşık kemiklerine kadar (bu kemikler dahil olmak üzere) üç defa yıkanır, sonra aynı şekilde sol ayak yıkanır ve ayak parmaklarının arası hilallenir. Abdestte kullanılan sudan bir miktar içilir ve biraz su elbiseye serpilir. Bundan sonra bildirilen dualar okunur.
Abdestin farzları:
1- Niyet etmek. Abdest almak isteyen kimse, hadesin yani abdestsizliğin kaldırılmasına niyet eder. Niyet, yüzü yıkarken yapılır. Daha önce yapılırsa sahih olmaz. Niyet, kalb ile yapılır, dil ile söylenmesi de sünnettir. “Neveytü raf’al-hadesi” yani (abdestsizliği gidermeye niyet ettim) şeklinde niyet edilebilir. Bu niyetin sadece Türkçesi-ni söylemek de kafidir.
2- Yüzü yıkamak. Yüzün uzunluğu, saç bitiminden çene kemiğinin altına kadardır. Eni ise, iki kulak memesi arasında kalan kısımdır. Yüzde bulunan hafif sakal, kirpik, kaş, bıyık, favori ve dudak altındaki kılların hem altını hem de üstünü yıkamak gerekir. Gür olan sakalın sadece dışını yıkamak kafidir. Hafif sakal, karşıdan bakıldığında altındaki tenin görüldüğü sakaldır. Gür sakal ise, karşıdan bakıldığında altındaki tenin görülmediği sakaldır.
3- Kolları dirseklerle beraber yıkamak. Kol, parmak uçlarından dirseğe kadardır. Dirsek de dahildir. Abdes-te başlarken ellerin yıkanması kafi değildir. Yüzü yıkadıktan sonra kolları yıkarken de, eleri yıkamak gerekir.
4- Başın, ten veya saçından bir kısmını mesh etmek. Bir kıl veya bir kıl kadar başın tenini meshetmek de kafidir. Hepsini meshetmek sünnettir.
5- Ayakları, yandaki aşık kemikleriyle beraber yıkamak. Parmakların arasını ve ayaktaki yarıkları yıkamak da farzdır. Ayak üzerinde ve tırnaklar altında bulunan; suyu, altına geçirmeyen kir ve benzeri şeyleri gidermek de lazımdır. Parmak aralarına, hilalleme yapmadan su ulaşmıyorsa, hilallemek de gerekir.
6- Tertip üzere abdest almak. Yani sıra ile yüzü, kolları yıkamak, başı meshetmek, sonra ayakları yıkamak. Ancak denize, göle girip çıkan kimse, abdeste niyet ederse abdesti sahih olur, tertip aranmaz.
Abdestin sünnetleri:
1- Kıbleye dönmek.
2- Euzü-Besmele çekmek.
3- Misvak kullanmak.
4- Suyu, üzerine sıçratmamak.
5- Elleri yıkarken, abdestin sünnetine niyet etmek. Mesela, “Neveytü sünnet-el-vudui” (abdestin sünnetine niyet ettim) demek.
6- Elleri bileklere kadar yıkamak.
7- El ve ayak parmaklarının aralarını hilallemek.
8- “Mazmaza” yapmak yani ağza su vermek, “istinşak” etmek yani burna su vermek.
9- Yıkamaya, yüzün üst tarafından başlamak ve suyu yüzüne çarpmamak. Gür olan sakalı hilallemek.
10- Başın tamamını meshetmek. Kulakların içini ve dışını yeni bir su ile meshetmek.
11- Abdest azalarını ovalamak.
12- Bütün azalarda; sağı, soldan önce yıkamak.
13- Bütün yıkamaları üçer defa yapmak.
14- Abdest alırken konuşmamak.
15- Abdest azalarını silmemek. Yani kurulamamak.
16- Abdest suyunun artığından içmek ve birazını elbiseye serpmek.
17- Azaları ara vermeden, arka arkaya yıkamak.
18- Abdest aldıktan sonra Kıbleye dönerek, ellerini semaya doğru kaldırıp şu duayı okumak:
“Eşhedü en la ilahe illellahu vahdehu la şerike lehü ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resulühü Allahümmec’alni minet-tevvabine vec’alni minel-mutetahhirine sübhanekellahümme ve bi hamdike eşhedü en la ilahe illa ente estağfiruke ve etubu ileyke.”
Meali:
(Ben şehadet ediyor [dilimle söylüyor ve kalbimle inanıyorum ki,] Allah’tan başka ibadet edilmeye layık hiçbir ilah yoktur. O, birdir, Onun ortağı da yoktur. Ben yine şehadet ediyor [dilimle söylüyor ve kalbimle inanıyorum ki,]
Muhammed aleyhisselam, Onun kulu ve Peygamberidir. Allah’ım! Beni, çok tevbe edenlerden ve temizlenenlerden eyle. Allah’ım! Sen, bütün kusurlardan münezzehsin, sana hamd olsun. Ben şehadet ediyorum ki, senden başka ilah yoktur, senden günahlarımın affını diliyor ve (bütün günahlardan yüz çevirip) sana dönüyorum.)
Abdestin mekruhları
Abdestin mekruhlarından bazıları şunlardır:
1- Suyu normalden fazla kullanmak.
2- Solu, sağdan önce yıkamak.
3- Azaları üç defadan fazla veya az yıkamak.
4- Abdest uzuvlarını silmek.
5- Abdest uzuvlarını silkelemek.
6- Boynu mesh etmek.
7- Helada abdest almak.
Abdesti bozan şeyler:
1- Ön veya arkadan bir şeyin çıkması.
2- Baygınlık, delilik, sarhoşluk ve uyumak.
3- Yabancı bir kadına dokunmak. Hanım, hanımın kız kardeşi, halası ve teyzesi de yabancıdır.
4- Kendisinin veya çocuk da olsa başkasının ön veya arka avretine elin içiyle çıplak olarak dokunmak.
Abdest nasıl alınır?
Önce kıbleye dönülür. Euzü-Besmele çekilir ve abdestin sünnetine niyet edilerek mesela “Neveytü sünnet-el-vudui” (abdestin sünnetine niyet ettim) diyerek eller, bileklere kadar yıkanır.
Sonra ağıza ve buruna üçer defa su verilir. Misvak kullanılır.
Sonra abdestin farzına niyet edilerek yüz yıkanır. Niyetin yeri kalbdir. Dil ile söylemek ise, sünnettir. “Neveytü raf al-hadesi” yani (abdestsizliği gidermeye niyet ettim) şeklinde niyet edilebilir. Bu niyetin sadece Türkçesini söylemek de kafidir. Yüz, yukarıdan aşağıya doğru yıkanır.
Sonra parmak uçlarından, dirseğe kadar (dirsek dahil olmak üzere) üçer defa önce sağ kol, sonra aynı şekilde sol kol yıkanır, parmak araları hilallenir. Bu yıkamalar yapılırken organlar ovalanır.
Sonra başın tamamı meshedilir. Sonra yeni bir su ile kulakların içi ve dışı meshedilir.
Sonra sağ ayak, yandaki aşık kemiklerine kadar (bu kemikler dahil olmak üzere) üç defa yıkanır, sonra aynı şekilde sol ayak yıkanır ve ayak parmaklarının arası hilallenir. Abdestte kullanılan sudan bir miktar içilir ve biraz su elbiseye serpilir. Bundan sonra bildirilen dualar okunur.
Şafii’de namaz, ezan ve ikamet
Yüce dinimiz İslam; namaza çok büyük önem vermiştir. Namaz, imandan sonra en önemli ibadettir. Bunun için namazları vaktinde kılmalı ve kazaya kalmış namazlar varsa, hiç vakit geçirmeden kaza etmelidir. Çünkü namazı, vaktinde kılmak farz olduğu gibi, kılınmayanları kaza etmek de farzdır.
Namaz iki türlü kazaya kalır:
1- Uyku, unutma gibi meşru bir özürle kazaya kalan namaz.
2- Özürsüz olarak, tembellikle veya kasten kılmamakla kazaya kalan namaz.
Uyumak, unutmak gibi meşru ve geçerli bir özürle kazaya kalan namazları, kaza etmekte acele etmek müstehabdır.
Fakat terk edilen, yani özürsüz olarak kılınmayan namazları, acele kaza etmek farzdır. Kendisinin ve bakmakla mükellef olduğu kimselerin geçimini temin etmek için çalışmak mecburiyetinde olduğu zamanın dışındaki bütün vaktini, kaza namazı kılmaya harcamak farzdır. Özürsüz olarak kazaya bıraktığı namazlarının tamamını kılmadan, sünnet namazları kılmak caiz değildir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Hiç şüphe yok ki, beş vakit namaz, günahları giderir, tıpkı suyun kiri giderdiği gibi.”
“En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır.”
“Cennetin anahtarı namazdır.”
Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için, terk edilmesi de çok büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde şöyle buyuruluyor:
“Namaz dinin direğidir, namazı terkeden dini yıkmış olur.”
“Hiç şüphe yok ki, kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terk etmek vardır.”
“Şüphesiz namazı, kasden terkeden, Allah’ın ve Resulünün zimmetinden beri olur.”
Ezan ve ikamet
Ezan ve ikamet okumak sünnet-i müekkededir. İkisi de sadece farz namazlar için okunur. Nafile için okunmazlar. Bir kimse, kazaya kalmış birkaç namazı arka arkaya kılarsa veya iki namazı cem’ederse, sadece bir ezan okur. Fakat her farz için ayrı ayrı ikamet getirir.
Ezan Şöyle Okunur:
“Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber.
Eşhedü en la ilahe illallah, eşhedü en la ilahe illallah.
Eşhedü enne Muhammeden resulullah, eşhedü enne Muhammeden resulullah.
Hayye alessalat, hayye alessalat.
Hayye alel felah, hayye alel felah.
Allahü ekber, Allahü ekber.
La ilahe illallah.”
Meali:
(Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür.
Ben, şehadet ediyorum ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Ben, şehadet ediyorum ki, Allah’tan başka ilah yoktur.
Ben, şehadet ediyorum ki, Muhammed aleyhisselam Allah’ın peygamberidir. Ben, şehadet ediyorum ki, Muhammed aleyhisselam Allah’ın peygamberidir.
Namaza gelin. Namaza gelin.
Felaha [kurtuluşa] gelin. Felaha [kurtuluşa] gelin.
Allah en büyüktür. Allah en büyüktür.
Allah’tan başka ilah yoktur.)
Ezanın şartları:
1- Ezan okuyan kimsenin Müslüman olması.
2- Ezan okuyan kimsenin mümeyyiz olması.
3- Tertibe riayet edilmesi.
4- Kelimeler arasında uzun fasıla verilmemesi.
5- Başkasının ezanına bina edilmemesi.
6- Şayet cemaat için okunuyorsa, yüksek sesle okunması.
7- Vaktin girmiş olması.
8- Ezan okuyan kimsenin erkek olması.
Ezanın sünnetleri:
1- “Terci” yapmak. Yani Kelime-i şehadeti yüksek sesle söylemeden önce, kendi kendine gizli olarak söylemek.
2- “Tertil” yapmak. Yani her kelimeyi teker teker okumak. Tekbirlerin her çifti ise, birer sesle okunur.
3- Sabah ezanında “Tesvib” yapmak. Yani “hayye alel-felah” dedikten sonra iki defa, “essalatü hayrün minennevm” sözlerini söylemek.
4- Kıbleye dönmek ve “hayya alessalat” derken sağa, “hayye alelfelah” derken de sola başıyla dönmek.
5- Ezan okuyacak kimsenin; şehadeti makbul, adil biri olması, sesinin gür ve güzel olması.
6- Ezanı, duyan kimsenin; müezzinin dediğini tekrar etmesi sünnettir. Ancak müezzin, “hayya alessalat” ve “hayye alelfelah” dediğinde; “la havle vela kuvvete illa billah” denir. Sabah ezanında, “essalatü hayrün minennevm” dediğinde de, “sadakte ve berirte” denir. Ayrıca hem müezzinin hem de ezanı duyan kimsenin; ezan bittikten sonra, Peygamber efendimize salat (salevat) getirmesi ve şu duayı okuması sünnettir:
“Allahümme Rabbe hazihid-da’vetit-tammeti vessalatil-kaimeti ati Muhammedenil el-vesilete vel-fadilete veb’ashu makamen mahmuden-il-lezi veadtehu inneke la tuhliful-miade.” Meali: (Ey bu eksiksiz da’vetin ve zamanı gelmiş namazın rabbi olan Allah’ım! Hazret-i Muhammed’e; Vesile’yi, Fadile’yi, yüce ve yüksek olan dereceyi ihsan buyur ve Onu, kendisine va’d ettiğin Makam-ı mahmud’e ilet, şüphesiz sen sözünden caymazsın.)
İkamet (Kamet) Şöyle Okunur
“Allahü ekber, Allahü ekber.
Eşhedü en la ilahe illallah.
Eşhedü enne Muhammeden resulullah.
Hayye alessalat.
Hayye alel felah.
Kad kametis-salat. Kad kametis-salat.
Allahü ekber, Allahü ekber.
La ilahe illallah.
Meali:
(Allah en büyüktür, Allah en büyüktür.
Ben, şehadet ediyorum ki, Allah’tan başka ilah yoktur.
Ben, şehadet ediyorum ki, Muhammed aleyhisselam Allah’ın peygamberidir.
Namaza gelin.
Felaha [kurtuluşa] gelin.
Namaz başladı. Namaz başladı.
Allah en büyüktür. Allah en büyüktür.
Allah’tan başka ilah yoktur.)
İkamet hakkında bazı meseleler
İkametin şartları ve sünnetleri ezanınki gibidir.
1- İkameti; harflerin mahreçlerine riayet etmekle beraber, sür’atlice okumak sünnettir. Son kelime yani “la ilahe illallah” hariç, diğer kelimeler, bir nefeste; ikişer ikişer beraber okunur.
2- İkamet getiren kişi, “Kad kametis-salat, kad kametis-salat” dediğinde, cemaat; “Ekamehellahü ve edameha madametis-semavatu vel-erdu” (Yerler ve gökler var olduğu müddetçe Allah, bu namazı kullarına kıldırsın ve devam ettirsin,) der.
3- İkametin başında; peygamber efendimize, salavat getirmek sünnettir. Mesela, (Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed) denir.
4- Ezan ile ikamet arasında dua etmek sünnettir. Çünkü Ezan ile ikamet arasında yapılan duanın reddedilmeyeceği varid olmuştur.
5- Ezan okuyan kimsenin, ikameti de okuması mendubtur.
6- Kadınlar, kendi aralarında cemaatle namaz kıldıkları zaman, ikamet getirmeleri sünnettir. Fakat ezan okumaları sünnet değildir.
7- Şayet ikamet ile tekbiret-ül-ihram (namaza başlama tekbiri) arasında iki rekât namaz kılınacak kadar ara verilirse, ikamet tekrar okunur.
Ezan ve ikameti bozan şeyler:
1- Müezzinin dinden çıkması.
2- Müezzinin delirmesi.
3- Müezzinin sarhoş olması.
4- Müezzinin, susma veya konuşma ile ezan veya ikamete ara vermesi.
5- Müezzinin, ezan veya ikametten bir kelimeyi okumaması.
Yüce dinimiz İslam; namaza çok büyük önem vermiştir. Namaz, imandan sonra en önemli ibadettir. Bunun için namazları vaktinde kılmalı ve kazaya kalmış namazlar varsa, hiç vakit geçirmeden kaza etmelidir. Çünkü namazı, vaktinde kılmak farz olduğu gibi, kılınmayanları kaza etmek de farzdır.
Namaz iki türlü kazaya kalır:
1- Uyku, unutma gibi meşru bir özürle kazaya kalan namaz.
2- Özürsüz olarak, tembellikle veya kasten kılmamakla kazaya kalan namaz.
Uyumak, unutmak gibi meşru ve geçerli bir özürle kazaya kalan namazları, kaza etmekte acele etmek müstehabdır.
Fakat terk edilen, yani özürsüz olarak kılınmayan namazları, acele kaza etmek farzdır. Kendisinin ve bakmakla mükellef olduğu kimselerin geçimini temin etmek için çalışmak mecburiyetinde olduğu zamanın dışındaki bütün vaktini, kaza namazı kılmaya harcamak farzdır. Özürsüz olarak kazaya bıraktığı namazlarının tamamını kılmadan, sünnet namazları kılmak caiz değildir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Hiç şüphe yok ki, beş vakit namaz, günahları giderir, tıpkı suyun kiri giderdiği gibi.”
“En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır.”
“Cennetin anahtarı namazdır.”
Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için, terk edilmesi de çok büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde şöyle buyuruluyor:
“Namaz dinin direğidir, namazı terkeden dini yıkmış olur.”
“Hiç şüphe yok ki, kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terk etmek vardır.”
“Şüphesiz namazı, kasden terkeden, Allah’ın ve Resulünün zimmetinden beri olur.”
Ezan ve ikamet
Ezan ve ikamet okumak sünnet-i müekkededir. İkisi de sadece farz namazlar için okunur. Nafile için okunmazlar. Bir kimse, kazaya kalmış birkaç namazı arka arkaya kılarsa veya iki namazı cem’ederse, sadece bir ezan okur. Fakat her farz için ayrı ayrı ikamet getirir.
Ezan Şöyle Okunur:
“Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber.
Eşhedü en la ilahe illallah, eşhedü en la ilahe illallah.
Eşhedü enne Muhammeden resulullah, eşhedü enne Muhammeden resulullah.
Hayye alessalat, hayye alessalat.
Hayye alel felah, hayye alel felah.
Allahü ekber, Allahü ekber.
La ilahe illallah.”
Meali:
(Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür.
Ben, şehadet ediyorum ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Ben, şehadet ediyorum ki, Allah’tan başka ilah yoktur.
Ben, şehadet ediyorum ki, Muhammed aleyhisselam Allah’ın peygamberidir. Ben, şehadet ediyorum ki, Muhammed aleyhisselam Allah’ın peygamberidir.
Namaza gelin. Namaza gelin.
Felaha [kurtuluşa] gelin. Felaha [kurtuluşa] gelin.
Allah en büyüktür. Allah en büyüktür.
Allah’tan başka ilah yoktur.)
Ezanın şartları:
1- Ezan okuyan kimsenin Müslüman olması.
2- Ezan okuyan kimsenin mümeyyiz olması.
3- Tertibe riayet edilmesi.
4- Kelimeler arasında uzun fasıla verilmemesi.
5- Başkasının ezanına bina edilmemesi.
6- Şayet cemaat için okunuyorsa, yüksek sesle okunması.
7- Vaktin girmiş olması.
8- Ezan okuyan kimsenin erkek olması.
Ezanın sünnetleri:
1- “Terci” yapmak. Yani Kelime-i şehadeti yüksek sesle söylemeden önce, kendi kendine gizli olarak söylemek.
2- “Tertil” yapmak. Yani her kelimeyi teker teker okumak. Tekbirlerin her çifti ise, birer sesle okunur.
3- Sabah ezanında “Tesvib” yapmak. Yani “hayye alel-felah” dedikten sonra iki defa, “essalatü hayrün minennevm” sözlerini söylemek.
4- Kıbleye dönmek ve “hayya alessalat” derken sağa, “hayye alelfelah” derken de sola başıyla dönmek.
5- Ezan okuyacak kimsenin; şehadeti makbul, adil biri olması, sesinin gür ve güzel olması.
6- Ezanı, duyan kimsenin; müezzinin dediğini tekrar etmesi sünnettir. Ancak müezzin, “hayya alessalat” ve “hayye alelfelah” dediğinde; “la havle vela kuvvete illa billah” denir. Sabah ezanında, “essalatü hayrün minennevm” dediğinde de, “sadakte ve berirte” denir. Ayrıca hem müezzinin hem de ezanı duyan kimsenin; ezan bittikten sonra, Peygamber efendimize salat (salevat) getirmesi ve şu duayı okuması sünnettir:
“Allahümme Rabbe hazihid-da’vetit-tammeti vessalatil-kaimeti ati Muhammedenil el-vesilete vel-fadilete veb’ashu makamen mahmuden-il-lezi veadtehu inneke la tuhliful-miade.” Meali: (Ey bu eksiksiz da’vetin ve zamanı gelmiş namazın rabbi olan Allah’ım! Hazret-i Muhammed’e; Vesile’yi, Fadile’yi, yüce ve yüksek olan dereceyi ihsan buyur ve Onu, kendisine va’d ettiğin Makam-ı mahmud’e ilet, şüphesiz sen sözünden caymazsın.)
İkamet (Kamet) Şöyle Okunur
“Allahü ekber, Allahü ekber.
Eşhedü en la ilahe illallah.
Eşhedü enne Muhammeden resulullah.
Hayye alessalat.
Hayye alel felah.
Kad kametis-salat. Kad kametis-salat.
Allahü ekber, Allahü ekber.
La ilahe illallah.
Meali:
(Allah en büyüktür, Allah en büyüktür.
Ben, şehadet ediyorum ki, Allah’tan başka ilah yoktur.
Ben, şehadet ediyorum ki, Muhammed aleyhisselam Allah’ın peygamberidir.
Namaza gelin.
Felaha [kurtuluşa] gelin.
Namaz başladı. Namaz başladı.
Allah en büyüktür. Allah en büyüktür.
Allah’tan başka ilah yoktur.)
İkamet hakkında bazı meseleler
İkametin şartları ve sünnetleri ezanınki gibidir.
1- İkameti; harflerin mahreçlerine riayet etmekle beraber, sür’atlice okumak sünnettir. Son kelime yani “la ilahe illallah” hariç, diğer kelimeler, bir nefeste; ikişer ikişer beraber okunur.
2- İkamet getiren kişi, “Kad kametis-salat, kad kametis-salat” dediğinde, cemaat; “Ekamehellahü ve edameha madametis-semavatu vel-erdu” (Yerler ve gökler var olduğu müddetçe Allah, bu namazı kullarına kıldırsın ve devam ettirsin,) der.
3- İkametin başında; peygamber efendimize, salavat getirmek sünnettir. Mesela, (Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed) denir.
4- Ezan ile ikamet arasında dua etmek sünnettir. Çünkü Ezan ile ikamet arasında yapılan duanın reddedilmeyeceği varid olmuştur.
5- Ezan okuyan kimsenin, ikameti de okuması mendubtur.
6- Kadınlar, kendi aralarında cemaatle namaz kıldıkları zaman, ikamet getirmeleri sünnettir. Fakat ezan okumaları sünnet değildir.
7- Şayet ikamet ile tekbiret-ül-ihram (namaza başlama tekbiri) arasında iki rekât namaz kılınacak kadar ara verilirse, ikamet tekrar okunur.
Ezan ve ikameti bozan şeyler:
1- Müezzinin dinden çıkması.
2- Müezzinin delirmesi.
3- Müezzinin sarhoş olması.
4- Müezzinin, susma veya konuşma ile ezan veya ikamete ara vermesi.
5- Müezzinin, ezan veya ikametten bir kelimeyi okumaması.