1. Bölüm - 32. FASIL: Umeyr B. Vehb El-Cumhî'nin Dâveti ve Müslüman Olması

Huseyni

Müdavim

32. FASIL: UMEYR B. VEHB EL-CUMHÎ’NİN DÂVETİ VE MÜSLÜMAN OLMASI


Umeyr b. Vehb’in Saffan b. Ümeyye ile Olan Hadisesi


- Umeyr b. Vehb el-Cumhî Bedir hadisesinden az bir zaman sonra Saffan b. Ümeyye’nin hicr’inde, yani Kâbe’de ona tahsis edilmiş olan yerde oturuyorlardı. Umeyr, Kureyş’in şeytanlarından birisi olup Hz. Peygamber ile ashâbına eziyet edenlerdendi. Hz. Peygamber Mekke’de iken onun elinden az çekmemişti. Oğlu Vehb ise Bedir’de esir alınanlar arasındaydı. Umeyr, leşleri kuyuya atılan Mekke ölülerinden ve Bedir’de aldıkları yaralardan bahsetti. Saffan


Andolsun, bu olanlardan sonra artık yaşamanın bir tadı yoktur!’ dedi. Umeyr:


‘Doğru söyledin. Eğer boynumda, veremediğim bir borç ve benden sonra helak olacaklarından korktuğum bir ailem olmasaydı, Muhammed’i öldürmek için derhal biner giderdim. Çünkü benim onlara gitmemin bir nedeni de vardır: Oğlum onların elinde esirdir’ dedi. Saffan b. Ümeyye bu konuşmayı fırsat bilerek Umeyr’e şöyle dedi:


‘Borcun benim boynuma olsun. Ben onu öderim. Senin çocukların da benim çocuklarımla beraber olsun. Hayatta oldukları müddetçe onlara ben bakarım. Bana genişlik veren hiç bir şeyi de onlardan esirgemem!’ Umeyr

‘O halde bu durumu bir sır olarak sakla!’ dedi. Saffan da


‘Olur’ dedi. Sonra Umeyr emretti; kılıcı keskinleştirildi ve üzerine de zehir sürüldü. Sonra Medine’ye gitti. Oraya ulaştığında, mescide gidip devesini oraya bağladı. O sırada Hz. Ömer de mescidde oturmuş bazı müslümanlarla, Allah’ın Bedir’de kendilerine yaptığı ikramdan ve düşmanlarının kalplerine korku salmasından bahsediyordu. Tam o sırada Umeyr b. Vehb gözüne takıldı. Hz. Ömer


‘Bu köpek, Allah’ın düşmanı Umeyr b. Vehb’dir ve ancak bir şer için gelmiştir. Aramızı bozan ve Bedir’de bizim kaç kişi olduğumuzu tahmin eden de budur’ dedi.
[1]

_____________________________

[1] Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/179.
 

Huseyni

Müdavim

Umeyr’in Hz. Peygamber’le Konuşması


Sonra Ömer, Hz. Peygamber’in yanına gitti ve ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Şu, Allah’ın düşmanı Umeyr b. Vehb kılıcı boynunda olduğu halde geldi’ dedi. Hz. Peygamber de ona


‘Git onu huzuruma getir!’
dedi. Ömer çıkıp onun kılıcının kayışından tutup çekerek Hz. Peygamber’in huzuruna getirdi ve etrafındaki Ensâr’a

‘Siz de geliniz, peygamberin yanında oturunuz. Bu habisin peygambere saldırmasını engelleyiniz. Çünkü bu emin bir insan değildir’ dedi. Hz. Peygamber, Ömer tarafından kılıcının kayışından tutup çekilerek getirilen Umeyr’i görünce

‘Ey Ömer! Onu bırak! Ey Umeyr! Sen de bana yaklaş!’
dedi. Umeyr, Hz. Peygamber’e yaklaşarak cahiliye selamı olan

‘Mutlu sabahlar!’ diye selam verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber

‘Allah bize senin selamından daha hayırlısını vermiştir ey Umeyr! Bize cennet halkının selamı verilmiştir’
buyurdu. Umeyr

‘Ey Muhammed! Andolsun ben bu İslâm selamını yeni işitiyorum’ dedi. Hz. Peygamber

‘Sen niçin gelmiştin ey Umeyr?’
diye sorunca da

‘Şu sizin elinizdeki esir için (oğlunu kastediyor) geldim. Bu konuda bana bir iyilikte bulununuz’ dedi. Hz. Peygamber

‘O halde senin boynundaki kılıç nedir?’
diye sordu. Umeyr

‘Allah kılıçlarımızı kahretsin! Bize ne faydası oldu ki (Bedir’den kinâye)’ dedi.

‘Niçin gelmiştin? Bana doğrusunu söyle!’
dedi. Umeyr

‘Yalnızca oğlumu kurtarmak için geldim’ dedi. Hz. Peygamber

‘Hayır! Yalandır. Siz Saffan b. Ümeyye ile birlikte onun hicr’inde oturdunuz ve leşleri Bedir kuyusuna atılan Kureyş ölülerinden bahsettiniz. Sonra sen ‘Eğer benim boynumda bir borç ve kendilerine bakacağım bir ailem olmasaydı gider Muhammed’i öldürürdüm’ dedin. Bunun üzerine Saffan senin borcunu üzerine aldı. Ailene bakmayı da taahhüt etti. Sen de gelip beni öldürecektin. Allah benimle senin arana girmiş oldu’
buyurdular.[1]

_____________________________


[1] Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/179-180.
 

Huseyni

Müdavim

Umeyr’in Müslüman Olması ve Mekkelileri Dine Davet Etmesi


Hz. Peygamber’in bu sözleri üzerine Umeyr


‘Ben senin Allah’ın Rasûlü olduğuna şahitlik ederim! Ey Allah’ın Rasûlü! Biz senin bütün getirdiklerini yalanlıyorduk. Bu hicr’de oturmamız, Saffan ve benden başka hiç kimsenin bilmediği birşeydir. Andolsun, ben biliyorum ki sana bu hadiseyi Allah Teâlâ haber vermiştir. Allah’a hamdolsun ki O, beni İslâm’a iletti ve bu yolculuğa çıkarttı’ dedikten sonra şehadet getirdi. Hz. Peygamber

‘Kardeşinize (Umeyr’e) dinini anlatınız, ona Kur’ân öğretiniz. Esirini de bırakınız!’
buyurdular. Sahabeler bütün bu söylenenleri yerine getirdiler. Sonra Umeyr, Hz. Peygamber’e şöyle dedi:

‘Ey Allah’ın Rasûlü! Ben Allah’ın nurunu söndürmek için çalışan bir kişiydim. Allah’ın dininden olanlara çok şiddetli eza ve cefalarda bulundum. İsterim ki bana izin veresin; Mekke’ye gidip onları Allah’a, Rasûlü’ne ve İslâm’a davet edeyim. Umulur ki Allah onları doğru yola iletir. Eğer hidâyete gelmezlerse senin ashabına verdiğim üzüntü ve eziyeti aynen onlara da vereceğim’ dedi. Hz. Peygamber ona izin verdi. Umeyr, Mekke’ye döndü. Saffan, Umeyr b. Vehb Mekke’den çıkıp Medine’ye gittikten sonra etrafında bulunan Kureyşlilere

‘Birkaç gün içinde öyle bir müjde gelecektir ki size Bedir hadisesini unutturacaktır’ demişti. Saffan, her gelen kervandan Umeyr’i soruyordu. Nihayet bir kervan halkı ona Umeyr’in müslüman olduğunu söylediler. Saffan

‘Onunla artık hiç bir zaman konuşmayacağım’ dedi. Ona hiç bir yarar sağlamayacağına dair de yemin etti.[1]

______________________________

[1] Bidaye, III/313 (İbn İshak, Muhammed b. Cafer b. Zübeyr tarikiyle); Kenz, VII/81 (Aynı şekilde İbn Cerir, Urve’den rivayet etti. Burada şu ek vardır: ‘Mekke’ye dönen Umeyr, halkı İslam’a davet etmeye başladı. Kendisine muhalefet edenlere de çok şiddetli eziyet yapıyordu. Onun eliyle birçok kimse müslüman oldu’); Tabarani (Muhammed b. Cafer b. Zübeyr tarikiyle); Heysemi, VIII/286 (Hadisin isnadının ceyyid olduğunu söyler).
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/180-181.
 

Huseyni

Müdavim

Umeyr b. Vehb’in İslâm’ı Kabul Edişinden Sonra Hz. Ömer’in Onun Hakkında Söyledikleri


- Allah Umeyr’i hidâyete erdirdikten sonra müslümanlar sevindiler. Hz. Ömer de ‘Önceleri bir domuzu görmek Umeyr’i görmekten bana daha sevimli gelirdi. Fakat o, bugün benim yanımda bazı yavrularımdan daha sevimlidir’ dedi.
[1]

- Umeyr b. Vehb müslüman olarak Mekke’ye döndüğünde doğruca ailesinin yanına gitti. Saffan b. Ümeyye ile görüşmedi. Müslümanlığını açıkladı ve halkı İslâm’a davet etti. Bu hadise Saffan’a anlatılınca:

‘Ben ilk olarak beni ziyaret etmemesinden, onun, kurtulmuş olduğu felakete düşüp Muhammed’e bağlandığını anlamıştım. Ben bundan sonra onunla asla konuşmam ve ona yardımcı da olmam. Çoluk-çocuğuna da hiç bir yararım dokunmayacaktır’ dedi. Daha sonra Umeyr, hicr’inde oturan Saffan’ın yanına geldi. Ona seslendi. Saffan yüzünü ondan çevirdi. Umeyr, ona

‘Sen bizim efendilerimizden birisisin. Daha önce kendilerine taptığımız ve adlarına kurbanlar kestiğimiz taşlardan bana haber verebilir misin? Bu da mı bir dindir? Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed de O’nun kulu ve Rasûlü’dür’ dedi. Saffan bir kelime ile olsun cevap vermedi.[2]

_________________________________

[1] Heysemi, VIII/287 (Ravileri sahihin ravileridir der; Tabarani, Urve b. Zübeyr’den bunun bir benzeri. Ayrıca Tabarani Enes’ten mevsul olarak muhtasaran); İsabe, III/36 (İbn Mendeh de bu hadisi mevsul olarak Enes’ten rivayet ettim ve gariptir. Bu yönden onu Ebu Umran’dan almaktayız der).
[2] İstiab, II/486 (Vakidi, Abdullah b. Amr b. Ümeye tarikiyle Abdullah’ın babasından).
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/181.
 
Üst