Hazır Cevaplar

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
YENİR YUTULUR HESAP

Timur’un defterdarı hesapta bir yanlışlık yapar. Bunun üzerine Timur o defterdara, hesap yaptığı kâğıtları yedirir ve işten kovar. Yerine Nasreddin Hoca’yı alır.

Hoca Nasreddin hesapları yufka üzerine yapmaya başlar. Timur, bunu görüp şaşırır ve sebebini sorar. Nasreddin Hoca cevap verir:

“Yemesi kolay olsun diye!..”
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
KALDIRIM TAŞI

Sadrazam Keçecizâde Fuat Paşa’nın yaptığı bazı işleri beğenmeyenler, aleyhinde türlü sözler söylerlerdi. İstanbul’un bazı sokaklarının kaldırımla döşenmesi de düşmanlarına dedikodu fırsatı vermişti.

Bir gün, birisi bu kaldırımların nasıl ve neyle yapıldığını sorunca Fuat Paşa’dan şu cevabı aldı:

“Bize atılan taşlardan yapıldı!..”
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
GÖRMEME NİMETİ
Hilâl-i Râî'nin, Kör Şair Beşşar diye tanınan bir dostu vardı. Hilâl ona arasıra ağırca şakalar yapardı. Hilâl-i Râî bir gün Beşşar’a sordu:

“Cenab-ı Hak bir kimseyi görmekten mahrum ederse, onun yerine başka bir nimet verirmiş. Seninki nedir?”

Beşşar biraz kızarak cevap verdi:

“Senin gibilerin yüzünü görmemek...”
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
PALTO

Ressam İbrahim Çallı, bir kış günü terziden yeni paltosunu aldı. Ve o gün kendisine yeni bir palto alan bir arkadaşı ile karşılaştı.

“Bak Çallı,” dedi arkadaşı. “Benim paltom seninkinden daha güzel.”

Çallı, “Nesi güzel?” deyip dudak büktü.

Arkadaşı paltosunun içini gösterdi:

“Bak,” dedi, “benimkinin içinde kürk var.”

Ünlü ressam yarı alaylı cevap verdi:

“Benimkinin içinde de Çallı var.”
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
YEDEK HAFIZA

Bir gün, sahabeden birisi Peygamberimize (a.s.m.):

“Hafızam kuvvetini kaybetti. İşittiğim sözleri, aklımda tutamıyorum!” deyip yardım istemesi üzerine Peygamberimiz (a.s.m.):

“Sağ elinden faydalan...” buyurdu.

“Nasıl faydalanayım?” diye soran sahabesine Efendimiz (a.s.m.) şöyle cevap verdi:

“Duyduğun sözleri, yazıp bir yerde sakla!”
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
EŞSİZ ESER

18. yüzyılın meşhur Fransız şairlerinden A. Piron’a, yazar geçinen birisi bir gün şöyle demiş:

“Hiç kimsenin cesaret edemediği, etmeyeceği bir konuda eşsiz bir eser yazmak istiyorum, ne dersiniz?”

Piron da ona şu tavsiyede bulunmuş:

“Öyle ise kendinize bir methiye (övgü) yaz
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
NASIL GEÇİRİR?
Necip Fazıl'a, "Allah, deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi?" diye sormuşlar. "Evet geçirir" demiş. Bunun üzerine "deveyi mi küçültür, yoksa iğneyi mi büyültür?" demişler. Necip Fazıl, İlahi kudretin sonsuzluğunu ifade babında, şu cevabı vermiş:
- Ne deveyi küçültür, ne iğneyi büyültür. Gökteki yıldızları senin gözbebeğine sığdırdığı gibi, vızır vızır geçirir
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
AT NALI UĞUR GETİRİR Mİ?
Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya:
- Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?
- Demirci Hoca:
- Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar.

 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
ÇINAR AĞACI MAYDANOZUN NESİ OLUR?
Selim Gündüzalp, sosyoloji hocaları olan rahmetli Seyid Ahmet Arvasi'ye:
- Hocam demiş, "insan maymunun gelişmiş şeklidir" diyorlar. Ne dersiniz?
Seyid Ahmed Arvasi şu cevabı vermiş:
- O mantığa göre, çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir.
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
SANATKÂR

Kendisi de bir hattat olan Osmanlı Sultanı II. Mustafa, sanatkârı sever ve korurdu. Hat sanatını ve bu arada ustası hattat Hafız Osman’ı da çok severdi. Hafız Osman ile bir gün çalışırlarken, Padişah onun hokkasını tutarak dedi ki:
“Bir Hafız Osman daha yetişmez..”
Hafız Osman ise bu iltifata, sanatkârane bir incelikle şöyle cevap verdi: “Hocasının hokkasını tutan sultanlar geldikçe, nice Hafız Osmanlar yetişir hünkârım...”
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
İNCE ELEMEK

İmam Buhari, hadisi şerif konusunda ince eler sık dokurdu. Dinin emirlerine uymayan, edeplerini gözetmeyen ve ahlâk zaafları olan kimselerin rivayet ettiği hadisleri de almazdı. Bir keresinde, hafızası kuvvetli ve ilmi sıhhatli olan bir raviden neden hadis almadığı sorulduğunda şöyle cevap verdi: “Onun, kaçan devesini boş yem torbasıyla aldatarak yakaladığını gördüm!..”
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
KRALIN CEVABI

İngiliz kralı VI. George tahta çıktığında, binbaşı Mac Leod bir İskoçya şehrinin tebriklerini ilettikten sonra dedi ki:
“Güneş yeryüzünü aydınlattığı sürece, majestelerinin tahtta olmasını dileriz.”
Bu şakşakçı lafından sonra kral gülümseyip dedi ki: “Ya benden sonrakiler ne olacak?.. Onlar mum ışığında mı hükmedecekler.”
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
BAKALIM

Bir asilzade asker savaşta bir kolunu yitirir. Bir süre sonra Kral Louis ile görüştüğünde, kendisine ilgisini esirgememesini rica eder.
Kral:
“Bakalım, düşünelim!..” diye cevap verince, krala şunları söylemekten kendisini alamaz: “Eğer ben de o günlerde, sizin düşmanlarınıza karşı ‘bakalım, düşünelim’ deseydim, bugün kolum yerinde olurdu.”
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
Hep hikmetli konuşan Lokman Hekim’in derisi siyah, dudakları da kalınmış. Değerli sözlerini duyarak hayranı olan biri bir gün bakmış ki hayalinde büyüttüğü Lokman, siyah yüzlü, kalın dudaklı biri. Şaşkınlıkla yüzüne bakarken Lokman Hekim, adamın içinden geçenleri sezmiş olacak ki, şöyle çıkışmış:
– Birader, neden öyle şaşkın bakıyorsun? Boyayı mı beğenemedin, yoksa boyacıyı mı?

Sonra da ilave etmiş.

– Bak, demiş, benim ne yüzümün siyahlığında, ne de dudaklarımın kalınlığında bir tesirim vardır. Onları Yaratan öyle yaratmış, öylesine uygun görmüş. Benim tercihim değil...
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
İmam-ı Azam'a kendisinden daha fakir biri gelerek:
Ya imam,Namazda aklıma hep sahip olduğum servetim geliyor,develerimi hayal ediyorum.Siz daha fazlasına sahip olduğunuz halde ibadet zevkini,vecdini nasıl bulabiliyorsunuz.? diye sorar.

İmam-ı Azam şu cevabı verir:
"Ben develerimi ahıra bağlarım,kalbime değil."
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
Necip Fazıl vapurla Karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:

"Üstad", diye sormuş "Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik."

N. Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:

"Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçsene karşıya" cevabını vermiş.
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
Üstad'a yapılan bir saygısızlık ve ağır karşılığı...

Üstad Necip Fazıl Kısakürek bir gün konferans verirken salonda bulunanlardan birisi kürsüye salatalık fırlatır. Salatalığı eline alan Necip Fazıl salondakilere dönerek:

"- Birisi kimliğini göndermiş, kiminse gelsin alsın" der.

(Bir Deste Nükte, Cevdet Söztutan)
 
Üst