Zina

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.

Zina


Allah, yeryüzünde canlı varlıkların nesillerinin devamını üreme faaliyetine, bunu da, erkek ve dişi olmak üzere iki farklı cinsin beraberliğine bağlamıştır. İnsanları da kadın ve erkek olmak üzere iki ayrı cinste birbirini tamamlayan bir çift olarak yaratmıştır. Erkek ve kadının beraberliği ile Allah, insan neslini üretmektedir. "O gökleri ve yeri yoktan yaratandır. Size kendi nefislerinizden eşler yarattığı gibi davarlara da eşler yarattı. O, bu düzen içinde sizi üretiyor. Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O, her şeyi hakkıyla işitir ve bilir." (Şura, 42/11)

Neslin üremesinden maksat, Allah ve Resülü'nün hoşnutluğunu kazanacak, hayırlı insanların yetişmesidir. Bu gayenin gerçekleşmesi için cismanî zevkler bir prim ve avans olarak insanın mahiyetine konulmuştur. İslâm Dini, fıtrî olan cinsi arzuların tatminini, ferd ve toplumun huzurunu, sağlam ve sağlıklı gelişimini hedef alan düzenlemeler getirmiştir. Aksi takdirde başıboş ve sorumsuz cinsel hayat nesillerin bozulmasına, insanlar arasındaki gerçek sevgi ve rahmet duygularının yok olmasına, düşmanlık ve kavgaların çoğalmasına, ruhî ve bedenî birçok hastalığın yayılmasına yol açmaktadır.

Zina büyük günahlardandır. İslâm'da (Nur, 24/2) ve önceki bütün semâvî dinlerde haram ve çok çirkin bir fiil olarak kabul edilmiş ve çok ağır cezalar öngörülmüştür. (Kitab-ı Mukaddes, Tesniye, 22;22, Levililer, 20;10 İncil, Matta, 5;27-30)
İslâm, Müslümanların iffet ve namuslarını korumalarını emretmiş, (Nur, 24/32, 33) kadın ve erkeğin nikâh akdine dayalı beraberliği dışında, serbest ilişki ve birleşmelere izin vermemiştir. Kadın erkek beraberliğinde esas olan, iffet ve namusun korunmasıdır ve bunun en uygun yolu da evlenmedir.

Aile, kutsal bir müessesedir. Kutsiyetin en belirgin çizgisi de nikâhtır. Belli prensipler çerçevesinde, meşrû bir akitle çiftlerin bir araya gelmesine nikâh denir ki; bu, hedefi, gayesi belli bir anlaşmadır. Allah, nikâh prensipleri için olmayan bir araya gelmelere " sifah" ve " zina" nazarıyla bakar. (Nisa, 4/24)

Kur'ân, evlenme imkânı bulamayanların Allah'ın lütfu ile onların ihtiyaçlarını giderinceye kadar iffetli kalmaya çalışmalarını emretmiştir. (Nur, 24/33) Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselâm) gençleri evlenmeye teşvik etmiş, bunun insanı günahtan koruyacağını bildirmiş, evlenmek için imkân bulamayanlara da oruç tutmayı ve iffetlerini bu şekilde korumaya çalışmalarını tavsiye etmiştir. Kur'ân da, eşlerin her biri diğerinin iffetini koruma sebebi olduğu ifade edilmiştir: "..... Eşleriniz sizin elbiseleriniz, siz de eşlerinizin elbiselerisiniz..." (Bakara, 2/187)

Zina ve fuhşun her çeşidi İslâm dininde ahlâka ve insanî değerlere aykırı, kötü çirkinliği apaçık meydanda olan bir davranış, bir yol, ve hayasızlık olarak nitelendirilmiş ve yasaklanmıştır. (Enam, 6/151; Araf, 7/133) Hatta zinaya ve fuhşiyata götüren yollara yaklaşılmayıp uzak durulması emredilmiştir: "Sakın zinaya yaklaşmayın; Çünkü o, çirkinliği meydanda olan bir hayasızlıktır, çok kötü bir yoldur." (İsra, 17/32) "Kötülüklerin, fuhşiyatın açığına da gizlisine de yaklaşmayın.." (Enam, 6/151)

Ayette geçen " fuhşiyat" (fevahiş) çirkinliği meydanda olan her türlü kötü davranışı kapsar. Kur'ân; zina, eşcinsellik, edep yerlerini açma, üvey anne ile evlenme gibi davranışları, fuhşiyattan saymıştır

Kitab-ı Mukaddes'te de zina yasaklanmakla kalmamış, zinaya götüren yollardan uzak durulması şu şekilde ifade edilmiştir: "Zina etmeyeceksin, dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur. Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Çünkü vücudunun bir azasının yok olması, bütün vücudunun cehenneme atılmasından iyidir. Eğer sağ elin günah işlemene neden olursa, onu kes at. Çünkü vücudunun bir bir azasının yok olması, bütün vücudunun cehenneme gitmesinden iyidir. (Matta, 5;27-30; Markos, Romalılar, 13;9)

Böyle bir günaha mübtela bir insan, vazgeçerek çok iffetli bir insan olabilir. Bu hususla ilgili olarak Asr-ı Saadetten çok çarpıcı bir misal vermek istiyoruz; Allah Rasûlü'nün huzuruna bir genç gelir ve: "Ya Rasûl
icon_question.gif
, zina için bana izin ver, çünkü tahammül etmem mümkün değil"
der. Orada bulunanların reaksiyonu çeşitli olur. Kimisi ağzını kapamak ister ve "Rasûlullah'a karşı böyle terbiyesizce konuşma!" imasında bulunur, kimisi eteklerinden tutup çeker. Kimisi de suratına bir tokat vurmak niyetindedir. Ama, bütün bu olumsuz davranışlara sadece şanı yüce Nebi, şefkat peygamberi ve merhamet âbidesi, susar; onu dinler, sonra da yanına çağırır, dizlerinin dibine alarak oturtur ve bu insana sorar:


- Böyle bir şeyin senin ananla yapılmasını ister miydin?
- Anam babam Sana feda olsun Ey Allah'ın Rasûlü, istemezdim.
- Hiçbir insan da, anasına böyle bir şey yapılmasını istemez! Senin bir kızın olsaydı, ona böyle bir şey yapılmasını ister miydin?
- Canım Sana feda olsun Ya Rasûl
icon_question.gif
, istemezdim.

- Hiçbir insan da, kızı için böyle bir şey yapılmasını istemez! Halanla veya teyzenle böyle bir şey yapılmasını ister miydin?
- Hayır, Ya Rasûl
icon_question.gif
, istemezdim!

- Kız kardeşinle ister miydin bir başkası onunla zina etsin?
- Hayır, hayır, istemezdim.!
Ve son söz:
- Hiç kimse de, halasıyla, teyzesiyle ve kız kardeşiyle zina edilmesini istemez.

Allah Resûlü görüldüğü üzere gencin akıl ve mantığına hitap ederek bu günahın ne kadar çirkin olduğuna, ondan uzak durulması gerektiğine ikna etmiş ve sonunda elini bu gencin göğsüne koyarak şöyle dua etmişti: "Allah'ım bunun günahını bağışla, kalbini temizle ve namusunu muhafaza buyur."
Bundan böyle o genç harama karşı çok duyarlı iffet abidesi bir insan haline gelmiştir.


Yazar Akademi A. Heyeti
 
Üst