Renklerin Ritmi - Ebru Sanatı

ASHAB-I BEDR

Well-known member



Yard. Doç. Dr. Nermin Özcan ÖZER


Ebru; yazma kitap sanatları içinde Türk zevkini geçmişten günümüze aksettiren, göze hitap eden klasik sanat dallarından biridir.

Ebru da diğer sanat dallarında (hat, tezhip, minyatür, cilt, kat”ı vb) olduğu gibi öncelikle kitap süsleme sanatıdır. Zaman içerisinde klasik sanatların yardımcı bir dalı iken, bugün altın çağını yaşamaktadır.

Daha çok ciltçilikte kullanılmış olan ebru sanatı; hat, tezhip, minyatür vb gibi sanatlarla da örtüşerek çeşitlenmiştir.

Genellikle yazma eserlerde kapak yan kâğıdı ( yani kitabı kapağa bağlayan sayfa) olarak çokça kullanılmıştır.

[NOT]Cihargûşe ebru cilt türleri de kütüphanelerde yer alarak kültür zenginliğine katkı sağlamaktadır. Hat sanatında zemin olarak, tezhipte de pervazlarda ve özellikle sülüs-nesih kıtaların koltuk bölümlerinde kullanıldığı görülür.[/NOT]

[BILGI]Türkçe sözlükte ebru; kâğıt süslemeciliğinde kitre ve kola gibi yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile sulandırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs olarak tanımlanmaktadır. [/BILGI]

Ancak sözlükte yer alan tanımda yeterli ve doyurucu bir açıklama söz konusu değildir. Neft yağı yerine klasik ebru sanatında sığır ödü ve boya maddesi olarak da doğal boyalar kullanılmaktadır.

Yağlı boya kullanımı klasik ebruda geçerli değildir. Ebru yapan sanatkâra ise Türkçe sözlükte ebrucu terimi kullanılırken sanat çevrelerinde “ebrûzen” terimi kabul görmektedir.

[BILGI]Ritim sözcüğü de matematiksel ve geometrik düzenliliğe ve aralıkların oranlarına vurgu yapmaktadır. Renklerin ritmi ebru kompozisyonlarının sonsuz oran ilişkilerini somutlaştıran örneklerdir.
[/BILGI]

Ebru sanatı, su yüzeyine nakşedilen soyut renk kompozisyonlarının gerçekliğe kavuşmasıdır, dönüşmesidir.

Gönül birikimleri, duyarlılığı fırça hassasiyetiyle su yüzeyine düşerek meydana gelen formlar (hatip, yürek vb) kâğıda aktarılarak sonsuzlaşır. Tekniği ve estetiği yönünden değerlendirildiğinde sonsuz ve sınırsızdır.

[DIKKAT]Tekneye serpilen renkler, sanatkârın akıl derinliği, bilinci ve deneyimleri ile fırçayı tutan el koordinasyonu beceri ve ustalığının ritimli bir şekilde suda yaşam bulurlar. Serpme üslupları sanatkârın çalışması dâhilinde (tecrübe, sebat, sabır, kanaat vb) güzelleşir ve olgunlaşır.[/DIKKAT]

Sanatkâr, ebru çeşitlerinin hepsini rahatlıkla uygulayabilir, hatta bir çeşidinde daha da ustalaşabilir.

Renksiz, saydam olan yüzeyde, her tekniğe göre, renklerle nice güzellikler ortaya çıkar. Su yüzeyinde fırçadan damlayan çeşitli renkler büyük-orta-küçük, sık veya aralıklı şekillerde düşerek yüzeyi farklılaştırır.

Bu farklılaşmalardaki oranların ebru olarak somutlaşması bir sanat objesinin ortaya çıktığının göstergesi olur.

Kitreli su üzerine serpilen renkler, yüzeyde farklı tonlarda görülebilir. Yüzeyde iki boyutluluk etkisi veren renk damlası biçimleri veya biçim grupları değişik bölgeleri, bir bakıma da zemini, yüzeyi oluştururlar.

Zeminde renk damlalarının her biri biçimdir. Her bir damla geometrik biçimlere dönüşür. Teknenin ölçüsüne göre sınırlanan ebrular, değişik boyutlarda yapılabilmektedir. Tekne boyutlarında bile sanatın sınırsızlıkları görülebilir.

Ebru sanatında kitreli su ile renklerin açıklık-koyuluk değerlerinin kontrolünü sağlayan sığır ödünün sudaki reaksiyonu önemlilik arz eder.

Sanatkâr, büyük bir denge kurarak uyumlu, ritimli, ahenkli bir bütünlük sağlayarak, su yüzeyindeki renk olgusunu biçimlenmiş bir şekilde kâğıda alarak somutlaştırır. Renklerin serpilme esnasındaki büyük-orta-küçük değerleri ile birlikte renk uyumu da önemlidir.

Yüzeydeki renklerin güzel olan ahengi sanatkârın zamanla olgunlaşan renk estetiğini de sergiler. Bu estetik renklerin ritimli bir şekilde dansı olarak da görülebilir.
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Malzemeler

EBRU-TEKNES%C4%B0.jpg


T E K N E

[NOT]Boyutları, üzerine Ebru yapılacak kağıdın boyutlarından 1-2 cm daha büyük olmalıdır. Genel olarak 35 cm × 50 cm boyutlarında ve 5-6 cm derinliğindedir. Galvaniz kaplı sac ya da paslanmaz çelikten yapılmalıdır. Eskiden olduğu gibi çam ağacından üretilirse, içi su sızdırmaması için ziftlenmelidir.[/NOT]


KİTRE


Ebru yapımında kullanılan suyun belli bir yoğunluğa sahip olması ve özel olarak hazırlanan boyayı üzerinde tutabilmesi gerekmektedir, her hangi bir suyla ebru yapılamaz.

Ebrunun suyuna bu özelliği veren maddenin ismi kitredir. Kitre, Türkiye'nin güney ve güneydoğu bölgelerinde kırlarda yetişen yabani bir dikenin(geven) özsuyudur.

Köylüler kırlarda geven dikeninin gövdesine bıçakla çizik atar, birkaç gün beklerler. Bitkinin özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur.

Bir ağaç kabuğuna benzer görünüm alır. Bu kabuklar tek tek toplanır. Kabuk şeklinde olan kitre aktarlarda satılmaktadır. Ebrunun suyu hazırlanırken musluk suyunun içine belli ölçülerde kitre konulur.

[DIKKAT]Su ağzı kapalı bir kapta bu şekilde bir süre bekletilir. Belli zaman aralıklarıyla çalkalanarak eriyen kitre özünün dağıtılması gerekir. Suyun yeterli yoğunluğa ulaşmasından sonra, içinde kalan erimemiş kitre kalıntılarını ayırmak için, ebru suyu iyice süzülmelidir.[/DIKKAT]

Kitre ebru yapımında kullanılan, suyun belli bir yoğunlukta olması için suya karıştırılan maddelerden biridir.

Ünlü Ebrucu Sacid Okyay ebru yapımında en iyi sonucu salepin verdiğini ancak kitrenin daha ucuz olması sebebi ile kitre kullandığından bahseder.
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
BOYALAR

TOZ-P%C4%B0GMENT-BOYALAR.jpg


Ebruda çok çeşitli özellikte pigmentler kullanılmıştır. Geleneksel ebruda bitkisel esaslı lahor, demir oksitler ve ultramarin kullanılmaktadır. Toz pigment mermer veya cam tezgah üzerinde suyla ezilmelidir.

Hazırlanan boyanın içine büyükbaş hayvanlardan elde edilen öd suyu eklenip karıştırılarak, boyanın pişmesi için iki hafta yada daha uzun bekletildikten sonra kullanıma hazır hale gelir.

[DIKKAT]Boyanın içine katılan öd, boyanın yüzey gerilimini arttırarak yayılmasını ve şekil verilecek hale gelmesini sağlar; ne kadar çok katılırsa boya o kadar çok yayılacağından eklenen öd miktarına dikkat edilmelidir.[/DIKKAT]

Ebru yapımında eskiden beri toprak boya denilen tabiattaki renkli kaya ve topraklardan elde edilen madeni boyalarla, bitkisel asıllı suda erimez boyalar kullanılır. Yağlı boyanın ve suda eriyen anilin boyaların klasik ebruculukta yeri yoktur.

Çünkü bu boyalar üstüne serpilen sıvının içinde eriyerek kağıdın yüzeyine tutunamazlar. Kısacası ebru yapımında kullanılan boyalar kesinlikle suda erimemeli ve yağ içermemelidir.

Bu boyalar genişçe bir mermer üzerinde suyla karıştırılarak çamur haline getirilir ve mermerden yapılmış, üzerinde tutma yeri olan ve alt kısmı oval olarak şekillendirilmiş desteseng (el taşı) ile sabırla ve ağır ağır ezilir.

Bu işlem boyanın rengine göre yaklaşık 3-4 saat boyunca sekizler çizilerek gerçekleştirilir. Boya su ilavesiyle daima merhem kıvamında tutulur.

Boyaların yeterince ezilip ezilmediği ancak teknede anlaşılr. Ebrucu tecrübe ile hangi boyayı ne kadar ezmesi gerektiğini öğrenir.

Desteseng ve üzerinde ezme işleminin yapıldığı mermer aynı sertlikte olmalıdır. Aksi taktirde birbirlerini aşındırırlar ve boyanın içine mermer tozları karışır.


Ezme işlemi tamamlandıktan sonra her bir renk ayrı ayrı ana kaplara alınır. Daha sonra ebrunun en önemli işlemlerinden biri olan boyaların terbiyesine başlanır.

Bu işlemde suyla ve ödle karıştırılan boyalar yaklaşık iki ay süre ile bekletilir.

Bu süreçte kavanozların üzerinde biriken su-öd karışımı belli periyodlarla çekilir ve tekrar su-öd ilave edilir, belli aralıklarla kavanozlar karıştırılır ve çalkalanır.

İyi terbiye edilmemiş boyalar gerçek renklerini kağıt üzerine yansıtamazlar, kağıda tutunamazlar ve çeşitli problemlere sebep olurlar.

Boyaların akmaması için kağıtların şapa yatırılması işlemi klasik ebruculukta yer almaz. Sonuç olarak boyaların ezilmesi ve terbiyesi usulüne uygun olarak, sabır ve emekle gerçekleştirilmelidir.

 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
RENKLER

Kırmızı + Sarı = Turuncu
Sarı + Mavi = Yeşil
Mavi + Kırmızı = Mor

1. SICAK RENKLER:

rb-6.gif


2. SOĞUK RENKLER:

images




RENK ÇEMBERİ
images


IŞIK RENK ÇEMBERİ

2%20I%C5%9EIK%20RENK%20%C3%87EMBER%C4%B0.jpg

PİGMENT BOYA RENK ÇEMBERİ

3%20P%C4%B0GMENT%20%20BOYA%20RENK%20%C3%87EMBER%C4%B0.jpg
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
RENK DEYİMLERİ

renklerin%20%C3%A7e%C5%9Fitleri.gif


Sarı: Tabiatta bulunan arsenik sülfür (zırnık)

Mavi: Doğal çivit olan Lahor Çividi. Bitkisel kökenli bir boyadır ve Pakistan'ın Lahor kentinden gelir.

Yeşil: Sarı ve mavinin karışımıdır. Zırnık çok olursa fıstık yeşiline, çivit çok olursa yaprak yeşiline gider.

Lacivert: Bedahşi laciverti denen doğal çivittir.

Siyah: Soba isinden elde edilir. Eski is mürekkepçiliğinde kullanılan istir. Ezilmesi en zor boyadır. Suyu kolay emmediğinden ve suyla karıştırma işlemi sırasında sürekli suyun üzerine çıktığından genellikle çamlıca toprağı ile karıştırılarak ezilir.

Beyaz: İsfidaç (üstübeç) Bazik kurşunkarbonatın tabiattaki şeklidir.

Kırmızı: Gülbahar yani demir oksitleri içeren kırmızı bir topraktır.

Tütün Rengi: Çamlıca toprağı.


Renklerin Dili

[BILGI]Renklerin özelliklerine göre, meydana getirdiği ve aksettirdiği değişik havadan, insan ruhu çeşitli şekillerde etkilenir.

Yerine göre bir huzur, ferahlık ve sakinliğe yahut kötümserliğe kavuşur. Bununla beraber renklerin üzeremizde bıraktığı etkiler; özel durumumuza, ruh haletimize ve tabiat şartlarının mevcut reaksiyonlarına bağlıdır.

Etrafımızda bulunan ve karşılaştığımız çeşitli renklerin günlük hayatımızda bıraktıkları etkileri, bazen önemli derecede hisseder ve çok defa da farkında dahi olmayız.[/BILGI]

Bu konuda çoğu zaman hissi ve alışıla gelmiş durumlarda renklerin çeşitli reaksiyon ve etkilerini gözden geçirelim:

KIRMIZI: Sıcak renklerin başında gelen kırmızı; canlı, tahrik edici ve dolayısıyla aktif bir etkiye sahiptir. Heyecan verir ve bazen doktorlara göre de insanın tansiyonunun artmasına sebep olur.

SARI: Sarı renk; güneşi, ışığı temsil eden sıcak ve zengin bir renktir. İnsana cesaret ilham eder, yatıştırır. Zihni faaliyetlerde, çalışmada ve geniş fikirli olmada önemli faydalar sağlar.

YEŞİL: İnsanda serinlik yaratan yeşil renk, içten bir huzur ve ümit temin eder, nefse itimadı artırır. Dini kitaplarda da ifade edildiği gibi, yeşil renk gözler için gayet iyidir: onları dinlendirir ve canlılık verir.

MAVİ: Mavi renk, insana rahatlık ve huzur verir. Dinlendirici bir fonksiyona sahiptir: Düşüncelere bir ahenk verir, sinirleri telkin eder, gözleri rahatlatarak dinlendirir. Fakat, açık mavi renk bazen insanın ruhunda bir soğukluk, yalnızlık ve dolayısıyla hüzün yaratır.

TURUNCU: Sıcak bir renk olan turuncu, şatafatlı, gösterişli bir etki ve hava yaratır. Bunda, kırmızının fazlaca olan canlı ve tahrik edici özelliği hafiflemiş durumdadır.

BEYAZ: Beyaz renk masumiyeti, temizliği ve asaleti temsil eder. Renk birleştiricidir, yazın serin tutar ve aynı zamanda insanı daha genç gösterir.

SİYAH: Siyah renk, yalnızlık sembolü olup, insana ciddiyet ve sükunet verir. Dertlerini, sıkıntılarını ve endişelerini hatırlatır. Fakat bununla beraber, neşeli zamanlarınızda ve özel anlamlı günlerinizde siyah elbise giyinmekten çelinmeyiniz. Çünkü bu gibi durumlarda siyah renk, şahsiyetinizi daha belirli hüviyete sokar.

KAHVERENGİ: Kahverengi, ciddilik, düzgünlük, dayanıklılık ve metanet sembolüdür. Buna uyan başka renkler ile karıştırılarak ta tercih edilmelidir.

GRİ: Uzlaştırıcı, denge unsuru olan gri renk, alçak gönüllülüğü ve eski tabirle, zevk-i selimi temsil eder. Hassas ve çabucak etkilenen kimseler için, sıkıntılı ve ümitsiz bir hava yaratabilir. Bunun için gri renk, yeşil ve kırmızı gibi canlı bir renkle açılabilir.

MENEKŞE RENGİ: Menekşe renginin, kendine has, etkili bir özelliği ve havası vardır. Esrarengiz, melankolik vemistik bir etki yaratır.
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Sıvının Hazırlanmasında Kullanılan Malzemeler

Üstüne boya serpilecek suya yapışkan bir koyuluk (lüzucet) vermek için 45-50 değişik malzemeden biri kullanılabilir.

En çok kullanılan malzemeler kitre ve deniz kadayıfıdır.

Kitre Anadolu'da yetişen muhtelif Geven (Astragalus) çeşitlerinin gövdelerinden sızan ve havayla temas edince katılaşan beyaz veya krem renkli plaka veya şeritler halinde bulunan yapışkanlık özelliği zayıf bir zamk çeşididir.

Eczacılık, kozmetik ve tekstil sektörlerinde kullanım alanı geniştir.

Ebruculukta plaka halinde olanları ve beyaz renklileri tercih edilir. Deniz kadayıfı (karegen) ise genelde Kuzey Avrupa ülkelerinin denizlerinde yetişen ve İrlanda Yosunu olarak da isimlendirilen bir yosun çeşididir.

Sporları suya lüzücet vermek için kullanılır. Kitrenin hazırlanması deniz kadayıfına göre daha zahmetlidir ve daha uzun zaman alır.

Suyla karıştırılan kitre kalitesine ve cinsine göre yaklaşık 5-7 gün dinlenmeye ve bu süre içinde yoğrulup karıştırılmaya ihtiyaç duyar.

Deniz kadayıfı ise bir günlük dinlenme sonunda iyi netice verir. Hatta 3-4 saat içinde bile kullanıma hazır hale getirilebilir.

Ancak oluşan hava kabarcıkları ve köpükler sıvıdan bir kaşıkla alınmalıdır. Her iki malzeme de hazırlandıktan sonra tülbentten süzülmeli ve son su ayarları teknede yapılmalıdır. Boyalar kitre üzerinde, deniz kadayıfına göre 8-10 misli daha fazla öde ihtiyaç duyarlar.

[NOT]Deniz kadayıfı ebruculuk bizden Avrupa'ya geçtikten sonra daha çok oralarda kullanılmış ve hazırlanması daha az zahmetli olduğu için kitreye tercih edilmiştir.Bu iki malzeme dışında ketentohumu, salep, ayva çekirdeği, hilbe (boytohumu), nişasta gibi değişik malzemeler de kullanılabilir. [/NOT]

Her birinin verdiği sonucun kalitesi bir diğerinden farklıdır.

Hilbe hakkında rahmetli üstad Necmeddin Okyay şöyle bir olay anlatır: "Bir tarihte, Üsküdar Özbekler Dergahında elime eski ebrular geçti evladım. Lakin dehşetli pastırma koktuğunu farkettim. Allah Allah, pastırma sarmak için ebru kağıdından başka kağıt bulamamışlar mı?

diye düşündüm, bir mana da veremedim. Sonradan bir yazma eserde, ebru yapmak maksadıyla hilbenin de kitre gibi kullanılabildiğinden bahsolunduğu gözüme çarptı. İşte o zaman pastırma kokusunun esrarını çözer gibi oldum.

Zira bu kokuyu pastırmaya veren ve etin üstünü kapatacak bir tabaka halinde sürülen çemen maddesinin esası hilbe tohumudur.

Bunun üzerine kendim de tecrübe ettim. iyi netice almakla beraber, aradan geçen çok uzun zamana rağmen kağıdın pastırma kokusunu kaybetmediğini gördüm. Ben bütün lüzuci maddeleri ebru yapımında kullanmışımdır.

Ancak bunlar arasında salep (orkide bitkisinden elde edilir) kadar iyi netice vereni olmadı. Lakin hakiki salep bulmanın zorluğundan ve bu maddenin pahalılığından kitre üstünde karar eyledim"

 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Neft
Ebruda kimyasal içerikli ve petrol türevli neft kullanılmaz. Tabii olan neft kullanılır. Atılan veya serpilen boyalara üç boyutlu, küremsi şekiller verir. Genellikle serpmeli ebrularda, ya da battal ebru çalışılırken kullanılır.



Fırça

FIR%C3%87ALAR.jpg


Ebrucu fırçasını kendisi sarmalıdır. Fırça yapımında yaşlı atların kuyruğu ve bu kılları üzerine sarmak için gül dalları kullanılır.

At kılı sert ve düz olduğu için tercih edilir. Böylece boyalar tekne üzerine gerektiği gibi atılabilir. Ayrıca bakteri ve mantar oluşumuna daha az izin verir.

Gül dalı ise oldukça esnek ve dayanıklı bir ağaçtır. Boya atmak için fırçaya her vurulduğunda esneyerek damlaların istenildiği gibi düşmesine olanak verir.

[NOT]Ama ebruculukta gül dalının kullanılmasının esas sebebi Necmeddin Okyay’ın iyi bir gül yetiştiricisi olmasından kaynaklanır Su içinde bekleyen fırçaların kılları zaman içinde eğilerek boyaların Türk Ebrusun'da arzu edildiği şekliyle atılmasını sağlar. Kıllar misinayla ve kesinlikle yapıştırıcı ya da bant kullanmadan sarılır ve olta iğnelerinde kullanılan düğümsüz bağlama şekli tercih edilir.[/NOT]



Tarak

Taraklı ebru yapımında kullanılan malzemedir. 2, 3, 4, 5, 6, 7, 9 mm gibi değişik diş aralıklarına sahip çeşitli taraklar kullanılır.

Buket tarağı gibi iki sıra halinde dizilmiş taraklar da kullanılır. Diş aralıkları için belli bir kural bulunmaz ebrucu ihtiyacına ve isteğine göre çeşitli aralıklara sahip taraklar yapabilir.



Biz

Sıvı üzerine atılan, damlatılan ya da yine bizle bırakılan boyalara şekil vermek için kullanılan çeşitli kalınlıklardaki iğnelerden, tellerden ya da çivilerden yapılan malzemelerdir. Paslanmaz özellikte olması önemlidir.

Sümbül yapımında sümbül tarağı denilen özel diş dizilimine sahip taraklar kullanıldığı gibi, 10-15 bizin birbirine bağlanmasıyla da sümbül için gereken boyalar zemin üzerine koyulabilir.



D E S T E S E N G

DEST%C4%B0ZENG-EL-TA%C5%9EI.jpg


Boyayı ezmeye yarar, kolayca tutulmasını sağlayan özel bir şekli vardır, mermer kullanılarak üretilir.



Ö D S U Y U

SI%C4%9EIR-%C3%96D%C3%9C.jpg


Kasaptan veya mezbahaneden sığır ödü alınır. Bir metal kap içerisine konur bu kap su dolu bir başka metal kaba konur ve ocağın üzerine konur (benmari Metodu) yaklaşık 20 dakika alttaki su kaynatılır ödlü kapta biriken köpükler atılır.

Öd soğuduktan sonra tülbentten süzülür kavanoza konur, öd kullanmaya hazırdır. Ödün işlevi; boyaların parçalanmasını ve kitreli suyun üzerinde açılmasını sağlamaktır.

Sıvının üzerinde boyaların çökmeden yayılmasını sağlamak için yüzey aktif (yüzeyde gerilim sağlayan ve sıvının yüzey gerilimini kıran) sığır ödü kullanılır.

Öd ayrıca boyaların birbirine karışmadan sıvı üzerinde ayrı ayrı renklerini vermesini de sağlar.

Öd safra kesesi tarafından salgılanan, safra asitleri ihtiva eden, zayıf asit özelliği gösteren ve hayvanların ve insanların vücutlarına aldıkları yağların parçalanmasını sağlayan bir maddedir.

Bozulmasını engellemek için önceden kaynatılır (genelde benmari usulü ile) ve bu şekilde saklanır. Koyun ödü de aynı görevi görür. Hatta kumlu ebru yapımında kalkan balığı ödü çok iyi sonuç verir.

Öd suyu yerine eskiden tütün yaprağı suyu ve haraza suyu kullanıldığı Şebek Efendi tarafından 1608 tarihinde kaleme alınmış Tertib-i Risale-i Ebri'de yer almaktadır. Boyaların öd ayarlarının iyi yapılması en önemli hususlardan biridir.

En başlarda boyalar etraflarında kendilerini sıkıştıran başka boyalar bulunmadığından rahat rahat açılırken, sonraları teknede kendilerine yer açabilmek için (artan yüzey gerilimini yenebilmek için) daha fazla öde ihtiyaç duyarlar.

Öd miktarı yanlış ayarlanmış boyalar, dibe çöker, parçalanır ve kağıt üzerinden ele çıkarlar.



S U
Eskiden yağmur suyu kullanılırmış; fakat hava kirliliği nedeniyle yağmur sularının asit içermesi nedeniyle artık sadece damıtılmış içme suyu kullanılmaktadır.


KAĞIT




El Yapımı Çiçekli Hint Kağıdı

EL-YAPIMI-%C3%A7i%C3%A7ekliH%C4%B0NT-KA%C4%9EID.jpg


El Yapımı Hint Kağıdı


EL-YAPIMI-H%C4%B0NT-KA%C4%9EIDI.jpg




Ebruculukta hemen hemen her türlü kağıt kullanılır.Bugün ekseriyetle perle ve binci hamur kağıt kullanılmaktadır.Kağıtlar teknenin boyuna göre kesilerek kullanılmaya hazır hale getirilirler.


Mühre

Ebruları kuruduktan sonra parlatmaya yarayan bir nevi el presidir. Mühre kağıdın üzerine bastırılır ve kağıdın tamamına sürtülür.

Bu işleme mühürleme denir Kağıdın üstünde ince bir tabaka oluşturmuş olan ebru yapımında kullanılan sıvı böylece onun parlamasına ve korunmasına yardımcı olur.

Böylece boyaların kağıttan çıkması da engellenmiş olur. Günümüzde mühre aleti bulmak neredeyse mümkün olmadığından kavanozların veya bardakların pürüzsüz kısımları yukarıda anlatıldığı gibi bu amaç için kullanılabilir.



D İ Ğ E R M A L Z E M E L E R

50 cm × 50 cm boyutunda boya ezmek için kullanılan mermer;

teknedeki boyalara şekil vermek için kullanılan, çeşitli kalınlıkta metal çubuklar (bizler);

bir tahta üzerine belli aralıklarla sıralanmış metal tellerden oluşan taraklar; ezilen boyaları toplamak için spatula; boyaların konulduğu ana kaplar;

ödlü boyayı muhafaza etmek için kullanılan daha küçük kaplar; emici nitelikte kağıt.Kurutma tezgahı


kaynaklar:
a - Sn. Uğur Derman'ın Türk Sanatında Ebru isimli eserinden faydalanılmıştır.
 
Üst