akna
Well-known member
"Küllî, umumî değil, belki o duanın mahiyetinde böyle harika bir kıymet var ve ism-i Âzam mazharı olan zâtın tebaiyetiyle başkalara dahi o sevap mümkündür; fakat gayet ehemmiyetli şartları var, yalnız okumak kâfi gelmez. Yoksa muvazene-i ahkâmı bozar, farzlara ilişir.." Emirdağ Lahikası
Cevşen okumada dikkat edilecek bazı şartlara üstad dikktimizi çekiyor ve diyor ki: "...fakat gayet ehemmiyetli şartları var, yalnız okumak kâfi gelmez. Yoksa muvazene-i ahkâmı bozar, farzlara ilişir." Ne demek isteniyor?
Değerli Kardeşimiz;
Esmâ-i Hüsnâ ile ilgili olarak Buhârî ve Müslim`de: "Allah`ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) Cennete girer." buyurulmuştur. Tirmizî, İbn-i Hibban ve Hâkim`in bu konudaki rivâyeti ise, şöyledir: "Kim bunları (Esmâ-i Husnâ`yı) mânâlarını anlayarak sayar, bunlarla Allah`ı zikrederse Cennete girer."
Şâh-ı Nakşıbend Hazretleri bu hadîsle ilgili olarak buyurur: "Bu hadîs-i şerîfteki Ahsâ' kelimesinin bir mânası, saymaktır. Diğer bir mânası ise, bu ism-i şerîfleri öğrenip bilmektir. Bir mânası da, bu esmâ-i şerîfin mûcibince amel etmektir. Meselâ: Rezzâk ismini söylediği zaman, rızkı için asla endişe etmemeli. Mütekebbir ismini söyleyince, Allah Teâlâ`nın azametini ve kibriyâsını düşünmelidir."
Yoksa ibadetten uzak olan ve haramlara giren bir kişinin, bu isimleri sadece ezberlemekle Cennete gideceğini düşünmesi, nefis ve şeytanın kendisini aldatmasından başka bir şey değildir. Allah'ın Kahhar ismini ezberleyip O'na isyan etmek bir tezattır.
Yukardaki izahtan anlaşıldığı üzere Cevşen gibi külli bir duayı okumakla iş bitmiyor. O duanın içeriği ile de amel ve itikat etmek gerekiyor ki, o umumi ve azametli sevaba nail olunabilsin. Yoksa sadece okumak ile o azim sevap elde edilse, kimse başka ibadetler ile meşgul olmaz, herkes bütün mesaisini bu duanın okunmasına sarf eder.
Bu gibi duaların neticesindeki büyük sevapların bazı şartlara mebni olması diğer ibadetlerin hüküm ve dengelerini muhafaza etmek içindir. Şayet bu şartlar olmasa, kimse diğer ibadetler ile meşgul olmaz, herkes cevşen okuyup işi kendince bitirir. Hatta farzlar bile revaçtan düşer. Bu dengesizliği gidermek için çok özel şartlar koşulmuştur.
Mesela, farzları yapmayıp, sadece cevşen ile meşgul olmak o azim sevabı elde etmeye manidir. Zira cevşenin kabul şartlarından birisi de farzların ifa edilmesidir. Beş vakit namaz kılmayan birisi ne kadar cevşen de okusa o azim netice ve sevaba ulaşamaz. Sadece cüzi bir okuma sevabı alır.
Cevşendeki o azim netice ve sevabı alabilmek için farzlar yapılacak, cevşenin içindeki isimler ile amel edilecek, takva sahibi olunacak ve ihlas ile okunacak. Bu şartlardan birisi eksik olsa, netice hasıl olmaz. Şayet mutlak anlamda her okuyan o külli sevabı kazanır denilir ise, farzların ağırlığı ve yüksek sevabı sarsılır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editör
Cevşen okumada dikkat edilecek bazı şartlara üstad dikktimizi çekiyor ve diyor ki: "...fakat gayet ehemmiyetli şartları var, yalnız okumak kâfi gelmez. Yoksa muvazene-i ahkâmı bozar, farzlara ilişir." Ne demek isteniyor?
Değerli Kardeşimiz;
Esmâ-i Hüsnâ ile ilgili olarak Buhârî ve Müslim`de: "Allah`ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) Cennete girer." buyurulmuştur. Tirmizî, İbn-i Hibban ve Hâkim`in bu konudaki rivâyeti ise, şöyledir: "Kim bunları (Esmâ-i Husnâ`yı) mânâlarını anlayarak sayar, bunlarla Allah`ı zikrederse Cennete girer."
Şâh-ı Nakşıbend Hazretleri bu hadîsle ilgili olarak buyurur: "Bu hadîs-i şerîfteki Ahsâ' kelimesinin bir mânası, saymaktır. Diğer bir mânası ise, bu ism-i şerîfleri öğrenip bilmektir. Bir mânası da, bu esmâ-i şerîfin mûcibince amel etmektir. Meselâ: Rezzâk ismini söylediği zaman, rızkı için asla endişe etmemeli. Mütekebbir ismini söyleyince, Allah Teâlâ`nın azametini ve kibriyâsını düşünmelidir."
Yoksa ibadetten uzak olan ve haramlara giren bir kişinin, bu isimleri sadece ezberlemekle Cennete gideceğini düşünmesi, nefis ve şeytanın kendisini aldatmasından başka bir şey değildir. Allah'ın Kahhar ismini ezberleyip O'na isyan etmek bir tezattır.
Yukardaki izahtan anlaşıldığı üzere Cevşen gibi külli bir duayı okumakla iş bitmiyor. O duanın içeriği ile de amel ve itikat etmek gerekiyor ki, o umumi ve azametli sevaba nail olunabilsin. Yoksa sadece okumak ile o azim sevap elde edilse, kimse başka ibadetler ile meşgul olmaz, herkes bütün mesaisini bu duanın okunmasına sarf eder.
Bu gibi duaların neticesindeki büyük sevapların bazı şartlara mebni olması diğer ibadetlerin hüküm ve dengelerini muhafaza etmek içindir. Şayet bu şartlar olmasa, kimse diğer ibadetler ile meşgul olmaz, herkes cevşen okuyup işi kendince bitirir. Hatta farzlar bile revaçtan düşer. Bu dengesizliği gidermek için çok özel şartlar koşulmuştur.
Mesela, farzları yapmayıp, sadece cevşen ile meşgul olmak o azim sevabı elde etmeye manidir. Zira cevşenin kabul şartlarından birisi de farzların ifa edilmesidir. Beş vakit namaz kılmayan birisi ne kadar cevşen de okusa o azim netice ve sevaba ulaşamaz. Sadece cüzi bir okuma sevabı alır.
Cevşendeki o azim netice ve sevabı alabilmek için farzlar yapılacak, cevşenin içindeki isimler ile amel edilecek, takva sahibi olunacak ve ihlas ile okunacak. Bu şartlardan birisi eksik olsa, netice hasıl olmaz. Şayet mutlak anlamda her okuyan o külli sevabı kazanır denilir ise, farzların ağırlığı ve yüksek sevabı sarsılır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editör