Ortak Hatimler yapmanın sırrını o kadar çokki!....

memluk

Hatim Sorumlusu
Birinci Misâl: Ehl-i dünya, büyük bir servet ve şiddetli bir kuvvet elde etmek için, hatta bir kısım ehl-i siyaset ve hayat-ı içtimaiye-i beşeriyenin mühim âmilleri ve komiteleri, iştirak-i emval düsturunu kendilerine rehber etmişler.Bütün sû-i istimâlât ve zararlariyle beraber, harika bir kuvvet, bir menfaat elde ediyorlar.

Halbuki iştirak-i emvâlin çok zararlariyle beraber, iştirakle mâhiyeti değişmez.Herbirisi umuma -gerçi bir cihette ve nezârette- mâlik hükmündedir, fakat istifade edemez

Her ne ise bu iştirâk-i emval düsturu a'mâl-i uhreviyeye girse; zararsız azîm menfaate medârdır.

Çünki bütün emval, o iştirak eden herbir ferdin eline tamamen geçmesinin sırrını taşıyor.



Çünki nasılki dört beş adamdan iştirak niyetiyle biri gazyağı, biri fitil, biri lâmba, biri şişe, biri kibrit getirip lâmbayı yaktılar.Herbiri tam bir lâmbaya mâlik oluyor.

O iştirak edenlerin herbirinin bir duvarda büyük bir âyinesi varsa, herbirinin noksansız, parçalanmadan birer lâmba oda ile beraber âyinesine girer.



Aynen öyle de: Emvâl-i uhreviyede sırr-ı ihlâs ile iştirak ve sırr-ı uhuvvet ile tesânüd ve sırr-ı ittihad ile teşrik-ül mesâî
o iştirak-i a'mâlden hâsıl olan umum yekûn ve umum nur herbirinin defter-i a'mâline bitemâmiha
gireceği
ehl-i hakikat mabeyninde meşhud ve vâkidir.


Ve vüs'at-ı Rahmet ve kerem-i İlâhînin muktezasıdır.



21.LEMADAN
 

þiraze

Active member
her kalp maharetı mukabılınce

arşı rahmana açıktır

ıcımızden bazıları kalbın zumrut tepelrıde gezerken

elbette okudukları her ayet ıhlası olcusunde pahabıcılmez sevablara gark olur

ben kendı adıma en azından yureı kuranla tezyın edılmıs abı abla ve kardeslerın

sevabından payıdar olmak ısterım belkı bızde onların vesılesı ıle rahmete naıl oluruz tsk

hatrlatnız ıcın a.r.o
 

aslý1979

Active member
Sorunuz:(sizinle daha önce bunu paylaşmıştım buyrun diyanete sorduğum zaman diyanetin bana verdiği cevabı okuyun.sizlerin düşüncelerini almak için paylaşıyorum.)
hasta olan bir müminin iyilik bulması için yasin dağıtırken başıma gelen bir olayı da sizinle paylaşmak istiyorum bir toplulukta yasin alabilirmisiniz diye sorduğumda 2 arkadaş mesciddeki hocalarının sakın almayın demesi nedeniyle almadılar.ve başkalarını kafalarınıda karıştırdılar bu beni çok derin etkiledi. böyle rahmet ve bereket dolu dinimizde bu cimrilik niye ve her denileni neden körü körüne kabullenmek diye düşündüm...hocaya sor bakalım neden almayayım.hangi kitapta yazıyor.hangi hadisi şerifte çok üzüldüm.sizinle paylaşmak istedim. bunla ilgili bilgi verirseniz çok mutlu olacağım.


Cevap:(diyanetin cevabı)

Camide uyguladığınız yöntem asrı saadette uygulanmış şeyler değildir. Kuran okumak zikirdir ve güzeldir. Oturursunuz okursunuz zikredersiniz buraya kadar tamam. Ancak camiye varıp da insanlara "Yasin" dağıtmanın gösterilebilecek bir kaynağı görülmemiştir. Özel usul ve yöntemlerinizi dinin gereği gibi algılamanız ve buna uymamayı cimrilik olarak değerlendirrmeniz diğer kardeşlerinize karşı yapılmış bir haksızlıktır.(ayrıca soruyu nasıl anladıysa cami lafı hiç geçmedi.)
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Hatim, hadis ilmiyle ilgili bir kavramdır. Hatim kelimesi “örtmek, mühürlemek, bir şeyi tamamlayıp sonuna ulaşmak” gibi manalara gelmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’i baştan sona kadar yüzünden veya ezberden okumaya da hatim denilmektedir. Aynı zamanda hadis kitaplarını okuyup bitirmek de hatim olarak isimlendirilmiştir.



Kur’ân okumasını bilen birisi okuyanı takip etmekle, bilmeyen de sadece dinlemekle Kur’ân-ı Kerimi hatmetmiş olur mu? Ayrıca teyb veya videodan okunan Kur’ân’ı, Kur’ân’dan takip ederek veya sadece dinlemekle hatim yapıl

“Bazıları Kur’ân’ı hatmetmenin sadece bizzat okumakla olabileceğini söylüyorlar.”

Kur’ân mukabelesi âdeti ilk olarak Peygamber Efendimizle (a.s.m.) Hz. Cebrail’in Kur’ân’ı karşılıklı okumaları, birisinin okuyup diğerinin dinlemesi tarzında başlamıştı. Hadiste Peygamberimizle (a.s.m.) Hz. Cebrail’in Kur’ân mukabelesi için “Fe-yüdârisuhû” ifadesi kullanılır. Bu ibareyi Buharî mütercimi Aynî şöyle açıklar:

“Kur’ân-ı Kerim’i Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmla Hz. Cebrail karşılıklı okurlardı. Bu okuyuşu daha sonra Kur’ân hâfızları devam ettirmişlerdir. Yani, meselâ on âyet birisi okur, diğeri dinler, on âyet de birisi okur, diğeri dinlerdi; bu müşterek bir okumaydı.” (1)

Bugün cami ve mescitlerimizde ise bir veya birkaç hâfız her gün bir cüz’ü paylaşarak okuyor; okumasını bilen Müslümanlar Kur’an’dan takip ediyor, bilemeyenler de sadece dinliyorlar. Ramazan’ın son gününde de 30. cüz okunarak Kur’ân hatmedilmiş oluyor.

Burada sadece Kur’ân okuyan hâfızlar değil, hem Kur’ân’ı takip edenler, hem de bir ay boyu muntazaman dinleyenler Kur’ân’ı hatmetmiş sayılıyorlar ve sevabını alıyorlar. (2)

Teyp ve videodan Kur’an dinlemeye gelince, bazıları bunun hatim yerine geçmeyeceği ifade edilmektedir. Şu var ki, bu aletler Kur’ân’ı doğru okumamızda bize yardımcı olarak kullanılabilir. Bu gibi vasıtalarla Kur’an dinleyen kimseler, zamanla Kur’an okumayı da öğrenip hatimlerini bizzat kendileri okumaya çalışmalıdırlar.

Ancak Kuran-ı Kerim nurani olduğundan onu teyp, radyo, bilgisayar ve televizyondan takip ederek veya dileyerek Kuranı bitirenlerin de inşallah Hatim sevabı alacağını ümit ederiz.

Örneğin aynada yansıyan güneşin ışıkları, ısı ve renkleri de aynen güneşin özelliklerini taşımaktadır. Bunun gibi Kuranın değişik aletlerde yansıyarak okunması da onun özelliklerini taşıyabilir.

Kaynaklar:
1. Umdetü'l-Kari, 1:75.
2. Mehmed Paksu Çağın Getirdiği Sorular
 

aslý1979

Active member
açıklamanız için Allah (c.c) razı olsun.benim kalbimde kesinlikle bu konuda hiç şüphe yoktu.madem öyle cenazelerde neden hatimler, yasinler dağıtılsın. Ayrıca neden toplu ibadetler (yani cemaatle yapılan ibadetler daha kat sevap alsın ki) daha faziletli öyleyse herkes kendi yapsın herşeyini...
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Çünki nasılki dört beş adamdan iştirak niyetiyle biri gazyağı, biri fitil, biri lâmba, biri şişe, biri kibrit getirip lâmbayı yaktılar.Herbiri tam bir lâmbaya mâlik oluyor.

O iştirak edenlerin herbirinin bir duvarda büyük bir âyinesi varsa, herbirinin noksansız, parçalanmadan birer lâmba oda ile beraber âyinesine girer.



Aynen öyle de: Emvâl-i uhreviyede sırr-ı ihlâs ile iştirak ve sırr-ı uhuvvet ile tesânüd ve sırr-ı ittihad ile teşrik-ül mesâî
o iştirak-i a'mâlden hâsıl olan umum yekûn ve umum nur herbirinin defter-i a'mâline bitemâmiha
gireceği
ehl-i hakikat mabeyninde meşhud ve vâkidir.


Ve vüs'at-ı Rahmet ve kerem-i İlâhînin muktezasıdır.


hayra vesile olan yapan gibidir(hadis)
Ey Risale forumun güzide insanları sizlerin vesilesi ile karanlıkta kalan ruhlarımıza şifa dertlerimize deva olacak hatimlerimize iştiraklerinizi bekliyoruz...



 
Üst