Kader, Allah’ın Her Şeyi Önceden Bilmesi ise, Neden Yaratıldık?

GÖNÜLSIZIM

Well-known member
60022_454827585208_754700208_5089192_8216451_a.jpg




Her şey Allah için malumdur, ama insanlar için belli değildir. Öyle ise insan açısından başı ve sonu belli olmayan bir alemin içindeyiz. İnsan, kaderin iradeye bakan boyutunu kendi çizer. Bu çizilen boyutu Allah’ın önceden bilmesi bu boyutu değersizleştirmiyor, sürprizini bozmuyor. Öyle ise insan canibinden belli bir durum yoktur ki, varlık manasız olsun.
Allah canibinden meseleye bakacak olursak, Allah bu mahlukatı kendi isim ve sıfatlarını görmek ve göstermek için yaratmıştır. Allah’ın isim ve sıfatları içinde sadece ilim sıfatı yok, diğer binlerce isim ve sıfatları da kendi mana ve hükmünü gerçek ve mevcut bir alemde sergilemek istiyor. Öyle ise Allah’ın her bir isim ve sıfatı kendini ilan ve izhar etmek için bu alemin yaratılmasını gerektiriyor.
Diğer bir husus; nasıl ki, insanın mahiyetinde her bir duygunun ayrı bir lezzeti ve ayrı bir keyfi varsa, -tabirde hata olmasın- Allah’ın şuunat denilen bir çok İlahi keyfiyetleri ve sıfatları vardır ki bunların da kendi şanına ve münezzehiyetine layık ve münasip bir şekilde lezzeti kudsiyeleri vardır.
İşte bu keyfiyet ve sıfatlar kainatın ve mahlukatın yaratılmasını iktiza ediyorlar ve kainat içinde değişimi ve hareketi lüzumlu kılıyorlar, her şeye sonsuz bir mana ve hikmet takıyorlar.
Nasıl ki, bir ressam, kendi resimlerini sergilemek için bir sergi açar. Bu sergide önce kendi aşina bakışı ile bir lezzet alması var, sonra başkaların takdir ve tahsin etmesinde de ayrı bir lezzet var. Her iki lezzet bu serginin açılmasını gerekli kılıyor. Aynı şekilde Allah, şu kainat sergisini kendi mukaddes nazarına ve sonra da başka nazarlara takdim etmek için ihzar ediyor, yaratıyor.
İnsan, küçük hevası ve basit duygularını şu kainatın yaratılış sebebi sayarsa ve öyle bakmaya çalışırsa elbette abes ve hikmetsizlik karmaşasına saplanır. Kainatın yaratılmasında insana bakmayan ve insanı ilgilendirmeyen milyarlarca sebepler ve hikmetler vardır. Biz bunları nazara almadan, sadece kendi basit hevamız eşliğinde mevcudatın yaratılmasına bakacak olursak, her şey çok abes ve saçma bir hale gelir.
 

Abidin1

Well-known member
Selam;
Allah Razı Olsun.. Ne Güzel bir yazı..


İnsan, küçük hevası ve basit duygularını şu kainatın yaratılış sebebi sayarsa ve öyle bakmaya çalışırsa elbette abes ve hikmetsizlik karmaşasına saplanır. Kainatın yaratılmasında insana bakmayan ve insanı ilgilendirmeyen milyarlarca sebepler ve hikmetler vardır. Biz bunları nazara almadan, sadece kendi basit hevamız eşliğinde mevcudatın yaratılmasına bakacak olursak, her şey çok abes ve saçma bir hale gelir.

İnsanın küçük dünyası dışında Doğa ve şu Madde Evreni ne kadar büyük. İnsan kişisel kibriyle bazen kendini merkez zannediyor. Halbuki bu kibrin ilacı şu doğa da ki çeşit çeşit canlıları izlemek. Evreni izlemek.. Nasıl ki Davut peygamber ile ilgili ayetlerde diyor yüce Kelam. Dağlar, Taşlar ve Kuşlar Tesbih ediyor diye.. Elbet her şeyin bir hikmeti vardır.. Alah (c.c.) hiç bir şeyi boş yere yaratmamıştır.. Yüce Allah bizi Bir kelebek olarak yaratsaydı, kozayı kırdıktan sonra sadece bir gün uçabilecek yeni nesili meydana getirmek üzere çiftleşme töreninden sonra ölecektik.. :S

Gezegenler bile hangi yıldıza bağlı iseler, kendi kıblelerini tavaf ediyorlar.. Yıldızlar bile dönüyor kendi kıblelerini tavaf ediyor.. Hepsi tesbih ediyor.. Tabi ki Yüce Allah maddeye benzemez, gözükmez yani.. Bu yüzden hepsi kendi kıblesine tesbih ediyor.. Hem biz bilmeyiz belki Evrenin diğer ucunda kelebek gibi yada benzeri bir canlı vardır.. Yüce Allah'ın her şeyi yaratışında bir hikmet vardır..

Yüce Rab buyurmuş meleklere, Yer yüzünde bir halife seçeceğim diye (Yani kendini tanıyıp bilecek tespih edecek bir akıllı varlık yaratacağını söylemiş.) Melekler demişler Biz seni tespih ederken sen yer yüzünde kanlar dökecek bir yaratık mı yaratacaksın diye. Yüce Allah buyurmuş ben sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim diye. Sonra yer yüzündeki Halifesi Hz. Adem (a.s.)'e Akıl vermiş. Ona kelimeler ilham etmiş. O da öğrendiği kelimelerle rabbine tesbih etmiş. Böylece bizim aklımız Allah (c.c.) nin izniyle diğer canlılardan üstün Medeniyet kurabilecek seviyede yaratılmış.


Allah canibinden meseleye bakacak olursak, Allah bu mahlukatı kendi isim ve sıfatlarını görmek ve göstermek için yaratmıştır.

Yüce Allah'ı bilmek ve tesbih etmek.. İşte bizim yaratılış gayemiz bu..

saygılar..
 
Üst