Çene kemiğinin üstünde şu yazmaktadır...

Tarihci

Marmara Tarih
Mısırda vali Sad bin ebu Vakkas'dır. Şehirleşme adına bir kaç yapı yapılacaktır, inşaat başlar ve bu inşaat alanının bir kısmı bir yahudinin elindedir. Yahudi satmak istemez ama valinin adamları fazla fazla parasını vererek biraz cebren istimlak eder satın alırlar.
Bunun üzerine yahudinin karısı eşine şöyle der: müslümanların Medine' de adaletli büyük bi emirleri varmış adı Ömer' miş git ona anlat durumu, belki valisinden hakkımızı alır. Adam karısını dinler ve gitmeye karar verir.
Medineye giden bir kervana katılır, aç susuz binekli bineksiz sıcakta onca yol teper, bin musibet bin bela atlatmıştır ve nihayetinde Medineye ulaşır. etrafta biraz dolaşır, gözleri ihtişamlı bir saray aramaktadır ama bulamaz. Birine sorar, Emir ül Müminin nerdedir der, ona Hz.Ömer in mutevazi evini gösterirler, Hz.Ömer istirahat etmektedir o sırada. Yahudi Ona yaklaştıkça, pişmanlık duygusu çekmeye başlar. Onca yolu bu güçsüz kudretsiz sözde emiri görmek için mi geldim der, kendi kendine. Bizim vali bunu asla dinlemez der, boşu boşuna geldim buralara kadar. İçinden bunları gecirmektedir ve Hz.Ömer'le konuşmaya bile gerek duymaz ve sırtını cevirip geri gitmeye başlar. Bu sırada bu adamı farkeden Hz. Ömer, onu durdurur ve ne istediğini sorar. Yahudi meseleyi anlatmak durumunda kalır, ve ekler, bizim vali koca Mısır sarayında oturmakta, etrafında bir çok adamı var, seni dinlemez.
Hz.Ömer ise kendinden emin bir eda ile, biraz bekle der ve orda etrafta bulunan bir devenin çene kemiğine uzanır, üstüne bişeyler karalar ve bunu ona(valiye) götür der. Adam iyice şaşırır ve eline tutuşturulan devenin çene kemiğiyle birlikte Mısır'ın yolunu tutar. Yolda giderken onca yolu boşa teptiğini düşünür ve kemiği fırlatır atar, sonra içinden bir ses kemiği almasını söyler ve geri alır. Mısıra varana kadar defalarca kemiği fırlatmış ve geri almıştır.
Nihayet evine geldiğinde karısına olanları anlatır, ve neticede boşa zahmet cektiğini söyler. Kemiğide evin bi köşesine atar ve valiye götürmeyeceğini zaten ciddiye alınmayacağını söyler. Ancak karısı onu ikna eder ve adam elinde bu çene kemiğiyle valinin huzuruna çıkar, ona hiçbirşey demeden kemiği uzatır.
Kemiği eline alıp üstündekini okuyan vali, bir anda değişir. Ayağa kalkar, rengi bembeyaz olur. Yahudiye bakarak, sen ne yaptın, neden O'na kadar gittin, der ve hemen emir vererek Yahudinin arsası üzerindeki yapıların yıkılmasını ister.
Kemiğin üzerinde şu yazmaktadır: "Ben Nuşirevan'dan daha az adil değilim"
Sad bin Ebu Vakkas bu sözden bunu yazanın Hz.Ömer olduğunu anında anlamıştır, çünkü adaletiyle ünlü diğer bir hükümdar olan Nuşirevan da bir hak sahibinin hakkının iadesi için yapılan bi inşaatı durdurmuştu.
 

HAFIZ

Well-known member
sağol kardeş yüreğine sağlık.sanırım Nuşirevan adaletli olması hasebiyle haksız olan kendi oğlunu dahi astırmış, sehrinin kapısında ibret olsun diye günlerce sallandırmıştır.ama konuyu tam olarak anımsayamıyorum..
 

Tarihci

Marmara Tarih
evet Nuşirevan adaletten bahsedilince akla gelen ilk sultanlardan biridir. Efendimiz, "ben adil bir hükümdar zamanında doğdum" demiştir.. bu hükümdar Nuşirevan dır.. ancak bahsettiğiniz o olay hakkında bilgim yok.
 
Üst