Peygamber Efendimiz(sav)'e Mektup

duygu_bulut

Well-known member
Peygamber Efendimiz(sav)'e Mektup

Gelirim ey DOST;

Ayaklarım kanasa da dikenlerden, dar kafeslerden kurtulup, kırıp zincirlerimi yine Sana gelirim. Gelmesem Sana, Sensizlikten yok olurum. Yolunda ölmek için, Seni ararken, Sende tükenmek için gelirim. Yalınayak, başı açık dosta kavuşmanın hayaliyle çıktım yola. 'Gül'e doğru savurdu rüzgâr beni. Dağın bağrındaki ateşten, kâinatı ısıtan güneşten sordum gül diyarını... Dosta giden çile dolu yollarda, getirdiğin huzura, nurunun aydınlığına muhtacım.

Bilirim kılavuzu Sensin dosta çıkan yolların, haritası Sana emanet edilmiştir gül coğrafyasının. Günahkâr bedenimi yüklenip azıksız bir heybeyle, nuruna kavuşmak ve şefaatine ulaşmak için yöneldim kapına. Hayalini kurdum binlerce yıl uzaktan. Bir tebessümüne hasret kaldı günahkâr bakışlarım. Sen bir serap gibisin içimin çöllerinde; yaklaştıkça uzaklaşan, uzaklaştıkça yaklaşan ve yakan... Hayalin bile serinliktir kavrulan ruhum için, hayalin bile tat verir acıyan yüreğime.

Adın geldiği ve ismin can olduğu zaman cümlelerimin özüne, yok olur bütün düşmanlıklar ve savaşlar. İhtiyar dünya bin defa şahittir buna. Hz. Ömer'in öfkesi, potanda eridi Efendim. Hz. Vahşi, günahları için gözyaşı dökmeyi Senden aldığı nameyle öğrendi. Aşkının odunda pervaneler gibi can verip yansam. Ebediyete ayarlı kalbimi, "Ya Bâkî Ente'l-Bâkî " sırrıyla Hakk'a hediye sunsam. Kalbini nasıl yarıp arındırdıysa melekler, ben de Seni rehber edinip kirlerimden arınsam. Rabbim'e giden yolda dünyadan firar etsem, merhametinin gölgesine sığınsam.

Ey susuz kalanlar için parmaklarından pınarlar akan Sevgili! Yaradan, 'Habibim' demiş Sana, "Sen olmasaydın gökleri yaratmazdım." diye ilân etmiş âleme. Ağaçlar köklerini sökmüşler toprağın bağrından yanına gelmek için. Hurma kütüğü inlemiş rıhletinin ardından. Ey taşlarla bile konuşan Sevgili! Bir gün gelsen bana, ağlayan gözlerimin tâ içine sürmeli gözlerinle nazar kılsan, nurun aksa gözlerimden gönlüme. Ve öylece yanarak menziline varsam.

'Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül Gel o bayıltan renklerinle gönlüme dökül! Vaktidir, ağlayan gözlerimin içine gül Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül.'.........






12832654.png
 

duygu_bulut

Well-known member
NA’T



Mübtelâ yı mihnet-i mâsivâyım Efendim!

Garîk-i bahr-i isyân u rüsvâyım Efendim!

Açılsın ne olur o vech-i pâkinden nikâb!

Yüzüne aşinâ-yı pür-vefâyım Efendim!

Varıp bezmine âşıkân binbir leâl ister,

Ben bir garîb-i nâlân u şeydâyım Efendim!

Geçerler candan, girenler nûr hâlene bir kez,

O dertten bin belâya müptelâyım Efendim..!

Olur Mecnûn görenler ruhsârını a cânân!

Kapında mülk-i serâp bir gedâyım Efendim!

Esîr-i dâm-ı firkatte hep yandım yakıldım;

Her subh u şâm inim inim bir nâyım Efendim!

Seherler bûy-ı huzûrunla tüterken her şeb,

Ben neden nâr-ı hicrâna yanayım Efendim!

Kerem eyle bırakma bendeni bu hicrânla!

Kerem kılmazsan, nasıl dayanayım Efendim!

M.Fethullah Gülen​




203123016975875_1261180745.png
 

duygu_bulut

Well-known member
NA’T



İsyanla âlûde bir mücrim-i âvareyim,

Cenâb-ı risâlet-penâha geldim ben fakir.

Derd-i hicrânla tepeden tırnağa yâreyim,

Bu kızıl dertten âh u vâhe geldim ben fakir.

Yandıkça yandım hasretiyle dilde dildârın,

Vuslat deyip bir ulu şâhe geldim ben fakir.

Göster keremin dîdelerim kan ile doldu,

Göster ne olur bârigâhe geldim ben fakir.

Yüz sürüp hâk-i pâye, sarıldım dâmenine,

Derde dermân bir afv-penâhe geldim ben fakir.

Yandı derûnum el amân ve hûn oldu sînem,

Âteşime su serpen şâhe geldim ben fakir.

Kurtar kayd-ı sivâdan aç artık nikâbını,

Bir nazar lutfeyle nigâhe geldim ben fakir.

Dehre sor efgânımı, sînemdeki âhımı,

Ey hicrânda penâhım râhe geldim ben fakir!

Aradım yıllar boyu, dolaştım vâdi vâdi,

Hepsi bir hayâlmiş, şehrâhe geldim ben fakir.

M.Fethullah Gülen



84854367.png
 

duygu_bulut

Well-known member
GÖNLÜMÜN GÜLÜ



Sen’i seven her ruh uludur ya Resûlallâh!

Gönlü-gözü onun doludur ya Resûlallâh!

Cemâlin pertevinden zerre şevk alan billâh,

Kapının ayrılmaz kuludur ya Resûlallâh!

Beklemez bir başka iltifât Sana erenler,

Semtin iltifat buğuludur ya Resûlallâh!

Gönül gözleriyle bir kere seni görenler,

Onlar ruhların bir koludur ya Resûlallâh!

Uçuşur ikliminde altın kanatlı kuşlar,

İklimin kuşların yoludur ya Resûlallâh!

Cennet yamaçları gibidir orda ufuklar,

Cemâlin bu ufkun tülüdür ya Resûlallâh!

Sana ermek imanlı gönüllerin rüyâsı,

Seni bilmeyenler ölüdür ya Resûlallâh!

Vuslatın, bu garip kıtmîrin her dem hülyâsı,

Bu benim gönlümün gülüdür ya Resûlallâh!

M.Fethullah Gülen




sonzk.png
 

duygu_bulut

Well-known member
* Rahmânü'r-Rahîmden, Arş-ı Âzamdan gelen Furkan-ı Hakîmin kendisine indiği Efendimiz Muhammed'e, ümmetinin hasenatı adedince milyonlar salât ve milyonlar selâm olsun.

Risaleti Tevrat, İncil ve Zebur'da müjdelenen; nübüvveti irhâsâtla, cinlerin hâtifleriyle, insanlık âleminin evliyalarıyla, beşerin kâhinleriyle müjdelenen; bir işaretiyle ay parçalanan Efendimiz Muhammed'e, ümmetinin hasenâtı adedince milyonlar salât ve selâm olsun.

Davetine ağaçların koşup geldiği, duâsıyla yağmurun hemen iniverdiği, sıcaktan korumak için bulutların ona gölge yaptığı, bir ölçek taamıyla yüzlerce insanın doyduğu, parmaklarının arasından üç defa kevser gibi suların çağladığı, onun hürmetine Allah'ın, kertenkeleyi, ceylânı, ağaç kütüğünü, zehirli keçinin kolunu, deveyi, dağı, taşı ve toprağı konuşturduğu, Miracın sahibi ve gözünün asla şaşmadığı o mucize-i kübrâda ruyetullaha mazhar olan Efendimiz ve Şefîimiz Muhammed'e, Kur'ân'ın bidâyet-i nüzulünden zamanın nihayetine kadar onu okuyan herbir okuyucunun okuduğu herbir kelimenin temevvücât-ı havâiye aynalarında Rahmân'ın izniyle temessül eden bütün kelimelerinin bütün harfleri adedince, milyonlar salât ve selâm olsun.

Bütün bu salâvatlardan herbiri hürmetine bizi mağfiret et, ey İlâhımız, bize merhamet et. Âmin.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ


sfdgf.png
 

duygu_bulut

Well-known member
EY NEBÎ



Hicranla yandı gönlüm hâlimi sormaz mısın?

Dil ucuyla olsun melâlimi sormaz mısın?

Bilmem ki yoksa, dost vefâsından şüphen mi var..!

Lûtfedip bir kere hayâlimi sormaz mısın?

Dostlara ülfet yağdı, bize iltifat yok mu?

Kebab oldu sînem âhıma itimat yok mu?

Yüz sürüp izine bekledim ilk günden beri,

Yoksa bende Sen’in sevgine istidat yok mu..?


EY NEBÎ - 2



Gözlerim yolunu sînemdeki tepelerde,

Gönlümde belirdin de daldım kaldığım yerde;

Hayâlin ağarırken ruhumda perde perde,

Gözlerim yolunu sînemdeki tepelerde...

Sen, o ışıktan ikliminle en tatlı rüyâ,

Sen, mor, pembe renklerle rûhumu saran hülyâ..

Kararır, Sen’i duyup Sen’i görmezsem dünyâ,

Dostlarınla elele gezdiğin tepelerde...

M.Fethullah Gülen




2hxape0.png
 

duygu_bulut

Well-known member
Sen Yoktun


Sen yoktun...
Hz Âdem’deydi nurun
Önce cenneti,
Sonra yeryüzünü şereflendirdin.
Âdem nuruna affedildi
Arafat bu affa şâhitti

Sen yoktun
Nuh’un gemisindeydi Nurun...
Dalgalar yeryüzünü boğarken
Taprağın bağrındaki su
Gökyüzüyle buluşurken
Ve bu bir ilahi azap derken,
Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
Tûfan, nurunu selamladı edeple...

Sen yoktun...
Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun
İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden
“Rabbimiz” dedi,
“Onlara kendi içlerinden
Senin ayetlerini okuyacak
Kitap ve hikmeti öğretecek onlara,
Onları temizleyecek bir elçi gönder,
Amin dedi on sekiz bin âlem
Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak
Amin dedi İsmail.
Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı
Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında.

Sen yoktun...
Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni
Alemlerin efendisi diye sana seslendi.
Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine..
Çünkü bu âlemin reisi geliyor...
Bekleyin Ahmed geliyor.
Kainata rahmet geliyor.
Havarilerin yüzünü okşayan,
Ölüleri dirilten bir nefes oldun
Ama sen yoktun...


Sen yoktun Sultânım,
Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun
Başı eğik gezerdi mazlum
Huteyle göklerden seni sorardı
Varaka seni arardı semada
Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler.
Ağlayarak süslediler ölüme...
Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler.
Sen yokken,
Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.
Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi.
Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi...
En son çocuk atılırken çukura
Annesinin suretinde bir melek tuttu onu
Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi.
Melekler süslüyordu hirâyı.
Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,
Efendisine hazırlanıyordu mekke.
Âlem Efendisine hazırlanıyordu
Kainatın gözü Hz. Aminedeydi.
Toprak yalvarıyordu rabbine,
Allahım gönder artık diyordu.
Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada


Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Önünde cebrail!
Ardında yalın kılıç melekler!
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de
Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.

Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
Herşey sus pus olmuştu.
Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
Kainat bir isim duymak istiyordu.
Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;
Muhammed!
Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
Muhammed!
Melekler öptü o nurdan ellerini.
Muhammed!
Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!
Sana o adı veren rahmana kurbanız


Artık sen vardın
Susuz topraklara rahmet indi seninle
Annenden sonra anne halime sevindi seninle
Yağmura mı ihtiyaç var?
Kaldır şehadet parmağını,
Yağmurları salsın Allah.
Sonra tut ağacın yaprağını,
Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah.
Yeterki sen iste,
Sen iste yarasulallah
Deki ben kimim?
Dağlar, taşlar dile gelsin,
Dilsiz çocuklar ellerinden tutup,
Ente Rasulullah desin.

Sen vardın
Bedir kârdı,
Uhut dardı
Hendek yârdı.
Yiğitlerin vardı.
Ölmek için yarışan yiğitler...


Hele bir enesin vardı senin.
Enes bin malik...
Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,
Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu.
Onlar da
“Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince
Enes kükremiş:
“ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?
Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti.
Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü.
Hem de ne şehit ey nebi!
Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi.
Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu...

Musab Bin Umeyr’in vardı senin.
Uhut’ta sancağını taşıyan.
Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki
Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi.

Ebu hureyren vardı...
Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı.
Sen anlardın,
Ya Ebâhir gel! Derdin.


Ve sen gittin...
Bir gidişle gittin
Ardında hüznün kaldı.
Hasretin kaldı göklerde.
Bilal ezan okuyamaz oldu
Ne zaman teşebbüs etse
Muhammed rasulullah demeye
Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi.

Sonra günler ay,
Aylar yıl oldu.
Ve asırlar oldu
Sensizliğe açtık gözlerimizi.
Ama sen bırakmazsın bizi.
Sen varsın ey şehitlerin sultanı
Sen varsın!
Bir şehit bile ölmezken
Sana nasıl yok deriz.
Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip
Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.
Ne anam var ne babam...
Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden.


Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!
Bırakma bizi ki; Allah;
Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.
Bırakma bizi!
Hayatı seninle öğretti Rahman.
Kulluğu seninle tanıdık.
Duayı senden öğrendik sevgili!
Hz Ömer umre için senden izin isteyince,
“Kardeşcik” dedin ona,
Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?
Bizler Ömer değiliz ama
Bütün dualarımız senin için

Ey Rabbimiz!
Rasulünü anışımızdan haberdar et!
O’na binler salat, binler selam!
Habibine Makam-ı Mahmut’u ver
O’na vesileyi lutfet.
O’nu refik-i Âlâya yükselt
Bizi de affet
O’nun hatrına affet
Zatının hatrına Affet.


Dursun Ali Erzincanlı



eskigece5jpg1ou.jpg
 

duygu_bulut

Well-known member
Selam sana nazlı Nebi,
Selam sana gözbebeği
Mevla'nın kudretiyle selam.

Selam sana nur-i dilara
Selam sana Hakk habibi
Rahman'ın kudretiyle selam.

Selam sana Andelib_i Zişan
Selam sana Muhammedi
Cebrail'in yüreğiyle selam
İbrahimce selam sana
Rahimce selam sana
Gafurca selam.

Selam sana ey yetimler padişahı
Selam sana Ahmedi nefesli yar
Eyyupça selam sana
Selam sana ya Habiballah
Selam sana ya Nebiallah
Selam sana ya Resulallah.

Ya Resulallah
Sen, sevmek için istenen
Can, dudakta istenen
Sevda ikliminin en güzel mevsiminin
En güzel çiçeğisin.

Cemre gibi düştün kainatın kışına
Bahar, senin elinde doğdu
Senin elinle indi toprağa
Öyle bir sevildin ki
Candan aziz bilerek
Uğruna can verildi
Ama bu, ölüm değildi
Adını bir kez anan
Bir kez gönülden anan
Rahmetin nur kaynağı gözlerinde dirildi
Şimdi biz de seni anıyoruz
Mevla'mızın yeminleriyle anıyoruz seni
Ey Faran Dağları'nda açan sevgili

Fecre
On geceye
Her şeyin çiftine ve tekine
Akşamın alacakaranlığına
Kararıp bürüdüğü zaman geceye
Açılıp aydınlattığı zaman
Gündüze and olsun ki
Sen olunca sitem yok
Serzeniş yok
Eyvah yok
Alemlere ambersin
O'ndan başka ilah yok
Sen, en son peygambersin.

Beni ilk öksüz oluşun vurdu
Yetim kalışın yaraladı önce
Elden ele dolaşmıştın
Herkesin gözbebeğiydin

Ama mahzun
Ama kederli
Bir yanın arşa kadar azamet
Bir yanın ürkek

Mekke akşamları yanar
Verdiğin her nefeste
Ve gökten inen bir sesle
Allah korumasına alır.

Senin derdin Allah'tı
Hüznün kederin Allah
Senin dostun Allah'tı
Sana en yakın Allah.

Biz seni göremedik ya Resulallah
Uhud Dağı'nı seyrettik
Okçular tepesinden bir sabah
Bir Medine sabahında
Uhud'u seyrettik
Seni göremedik
Ebu Ubeyde bin Cerrah sanki ordaydı
Sanki mübarek yüzüne batan miğfer halkalarını
Dişleriyle sökmek için nefes nefeseydi
Kalbi yerinden fırlayacakmış gibiydi
Seni öyle seviyordu ki
Tenine bir dikenin batması bile
O kalbi durdururdu.

Biz seni göremedik ya Resulallah
Uhud'u gördük bir sabah
Malik bin Sinan olamadık
Mübarek kanının, kanına karıştığı
Malik bin Sinan sanki oradaydı
Ve inemedik okçular tepesinden
Sanki sen inin demeden inersek
Uhud tekrar cehenneme dönerdi.

Ey Faran Dağları'nda açan sevgili
Güneşe ve onun ışığına
Ardından gelmekte olan aya
Onu ortaya koyan gündüze
Onu bürüyen geceye
Göğe ve onu meydana koyana
Yere ve onu yayana and olsun ki
Sen olunca sitem yok
Serzeniş yok
Eyvah yok
Alemlere ambersin
O'ndan başka ilah yok
Sen, en son peygambersin

Vazgeçtim seni hep ötelerde aramaktan
Seni yüzyıllar öncesine hapsetmekten vazgeçtim
Mesafelerden usandım ya Resulallah
Sana sesleniyorum

Alemlere rahmetsin
Seslenince yanımdasın
Burdasın
Günahkarım

Ama sen günahkarların umudusun
Temizle beni ya Resulallah!
Temizle beni ya Resulallah!
Temizle beni ya Resulallah!

Mescid-i Nebevi'de gördüm
Mübarek sözlerinden birini süsleyip duvara asmışlar:
"Benim şefaatim, ümmetimden büyük günahları olanlar için."
Buyurmuşsun
İçimde her şey üşür
Rüzgar üşür
Yağmur üşür
Dua üşür
Melekler üşür
Isıtırsan bir sen ısıtırsın
Medine'ye akan nur gibi ak kalbime
Ey ban u cihan
Yorgunum
Güçsüzüm
Çaresizim
Sen çaresizlerin yardımcısısın

Yüreğimi koşturdum
Sana doğru
Çatlarcasına koşturdum
Kimseye hakkım yok
Huzurunda sana ait varlıkları dava etmem
Ben bir davalıyım
Tükendim ya Resulallah
Hicretimi kabul et ya Resulallah!
Hicretimi kabul et ya Resulallah!
Hicretimi kabul et...
 

duygu_bulut

Well-known member
YAĞMUR

......

Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde

Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay

Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde

Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray

Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin

Mekanın firçasında solmayan resim senin



Yağmur, birgün elimi ellerinde bulsaydım

Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme

Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım



Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü

Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü

İniltiler geliyor doğudan ve batıdan

Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü



Islaklığı sanadır ahımın, efganımın

İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler

Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın

Nazarın ok misali karanlıkları deler

Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin

Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin



Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım

Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar

Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım



Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü

Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü

Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün

Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü



Nefesinle yeniden çizilecek desenler

Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek

Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler

Anneler çocuklara hep seni içirecek

Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin

Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin



Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım

Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın

Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım



Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü

Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü

Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın

İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü



Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım

Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım

Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım

Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım

Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım

Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım

Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım

Senin için görülen bir düş de ben olsaydım

Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım

Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım

Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım

Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım

Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın

Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım


Nurullah GENÇ


gulmuhammed_1_.jpg
 

duygu_bulut

Well-known member
O'nun Ümmetinden Ol!

Beri gel serseri yol!
O'nun ümmetinden ol!
Sel sel kümelerle dol!
O'nun ümmetinden ol!

Sen hiçliğe karşı yön
Hep sıfır arka ve ön
Dosdoğru kıbleye dön!
O'nun ümmetinden ol!

Gel dünya murdar kafes
Gel gırtlakta son nefes
Gel arşı arayan ses
O'nun ümmetinden ol!

Solmaz solmaz bu bir renk
ölmez ölmez bir ahenk
insanlık; hevenk hevenk
O'nun ümmetinden ol!

Gökte çakıyor haber:
Geber çelik put geber!
Doğrul yeni seferber!
O'nun ümmetinden ol!

Necip Fazıl Kısakürek



aec5bf52e981bdd43297b80b9a8928f1_1267195656.png
 

duygu_bulut

Well-known member
On Dört Asır Evvel

Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!
Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler,
Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi!
Neden görecekler, göremezlerdi tabii;
Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi,
Bir kerede, mamure-I dünya, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin
Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika derdi
Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma'sum,
Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi;
Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi!
Alemlere rahmetti evet şer-i mübini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi
Dünya neye sahipse, O'nun vergisidir hep;
Medyun ona cemiyyet-i, medyun O'na ferdi
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyet
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret


Mehmet Akif Ersoy


fgrrtbh9dm91pk51ba5.gif
 

duygu_bulut

Well-known member
**Ey Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline öyle bir salât ve rahmet eyle ki; onunla bizi bütün korku ve afetlerden kurtar, bütün ihtiyaçlarımızı yerine getir, bütün kötülüklerden temizle, katındaki derecelerin en yücesine yükselt, gerek hayatta ve gerekse öldükten sonra bütün hayırların en yüksek gayesine ulaştır! Duamızı kabul eyle, ey dualara cevap veren! Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.

**Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e ve onun âline; gece- gündüz geçtikçe, sabah akşam birbirini takip ettikçe, gece gündüz tekrarlandıkça, Kutup Yıldızı ve onun arkadaşı doğdukça salât eyle! Onun ruhuna ve Ehl-i Beytinin ruhlarına bizden manevi hediyeler ve selam ulaştır! Ona ve onlara, mahşer ve ebediyet gününe kadar çok çok rahmet ve bereket ihsan eyle. Bu salâvatlardan her birisi hürmetine bizi mağfiret eyle, bize merhamet et ve bize lütufta bulun!

**Allah’ım! Senin nurların deryası, sırların kaynağı, inayetinin pınarı, hidayetinin güneşi, memleketin seması, huzuruna götüren imamı, mahlûkatın en hayırlısı, yaratılmışların Sana en sevimlisi, kulun, sevgilin ve elçin, nebiler ve resullerin kendisiyle sona erdirdiğin ümmi peygamberin olan Efendimiz Muhammed’e, diğer nebi ve resullere, onun bütün al ve Ashabına, mukarreb meleklere, göklerin ve yerlerin ahalisinden Salih kullarına salât eyle! Allah’ın rızası onların ve bizim hepimizin üzerine olsun!

Âmin. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun…

DELAİLİ’N-NUR



25682581.jpg
 
Üst