çocuklar için Risale-i Nur sadeleştirilebilir mi?

Oflaz1

Member

Affınıza mağruren Risale-i Nur'un bu defaki taharriyatında iki kerameti meydana aynen çıkmıştır: Hapishane içerisinde polis, jandarma ve gardiyanlar müdhiş arama yaparken, o esnada hiç kimse görmeden, yedi sekiz yaşında, hemşiremin mahdumu, mekteb çantasının içerisine Risale-i Nur'un nüshalarını koyarak alıp gitmiştir. Arama, bendenizin odasında idi. Çocuk odaya geldi, odada telaş görünce, odanın bir tarafında ayrıca duran Risale-i Nur'ları çantasına koydu ve içerideki memurların hiçbirisi farkına varmadı, çocuğa da birşey demediler. Fedakâr çocuk doğruca vâlidesine gidiyor. "Dayımın daima bize okuduğu Risale-i Nur'ları getirdim. Bunları alacaklarmış. Ben onların haberi olmadan, onlar başka mektub, kitab karıştırırlarken aldım, çantama koydum. Bunları iyice bir
yere koyunuz, muhafaza ediniz. Ben bunların okunmasını çok seviyorum. Dayım bize bunları okuyordu. O okurken ben başka bir halet kesbediyordum." diye vâlidesine söylüyor ve mektebine avdet ediyor. Bu sayede Elmas Cevher Nurlar ele geçmemiş oluyor. Bu keramet değil de nedir? Kur'anî bir mu'cize değildir de nedir? Acaba bu fazilet, acaba bu lezzet, acaba bu Elmas Cevher, hangi te'lifatta vardır ki, bu Elmas Cevher Nurlar, şimdiye kadar hangi zâtın ağzından dökülmüştür? Ben de; hapis değil, bu Elmas Cevher Nurlar için her an, her dakika, her fedakârlığı memnuniyetle kabul ederim. Benden sonra bu Elmas Cevher Nurlar yoluna evlâdım Emin de bütün hayatını sarfetmeye hazırdır.

İşte bu Elmas Cevher Nur'un ikinci kerametini isbat ile, üç yaşından sekiz yaşına kadar akrabalarım ve evlâdım, bu Elmas Cevher Nurlar için fedakârane ve bu yolda hayatlarını hiç düşünmeden feda edeceklerini isbat ederim. Çünki bu Elmas Cevher Nur'u okurken hepsi başıma toplandı. Onları sevdim ve birer çay verdim; bu Elmas Cevher Nur'u okumağa devam ettim. Hepsi birden "Bu nedir? Bu yazı nasıl yazıdır?" sordular. Ben de dedim: "Bu Elmas Cevher Nur'dur!" diye bunlara okumağa başladım. Onuncu Söz'ü okurken saatler geçmiş. Çocuklar merakından, anlayamadıkları zaman hemen bendenize soruyorlardı. Ben de bu Elmas Cevher Nur'u onların anlayabileceği şekilde izah ederken çocukların renkleri, renk renk oluyordu ve güzelleşiyordu. Bendeniz de çocukların yüzüne baktıkça hepsinde ayrı ayrı nurlu Said görüyordum.

Suallerinde "Nur hangisi? Cevher hangisi ve Elmas hangisi?" diye sorduklarında; "Evet Nur, bunu okumaktır. Bak sizde bir güzellik meydana geldi." Onlar da birbirinin yüzüne baktılar, tasdik ettiler. "Ya Elmas nedir? Bu sözleri yazmaktır. O zaman, yani yazdığınız zaman sizin yazılarınız elmas gibi kıymetli olur." Tasdik ettiler. "Ya Cevher nedir? İşte o da bu kitabdan aldığınız imandır." Hepsi birden şehadet getirdiler. Bu sohbette üç dört saat geçmiş, bendeniz farkına varmadım.

İşte Elmas Cevher Nur budur dedim. Tasdik ettiler. Hepsi birden bana bakıyorlardı ve "Bunu kim yazdı?" diyorlardı.

Âciz talebeniz
Şefik
Lem'alar ( 278 )​
 

Oflaz1

Member
El hasıl. Onuncu sözü okurken dahi saatler geçiyorsa anlamayan çocuk gördüğümüzde hatayı kendimizde arayalım.. Yemin ediyorum ki onlar bizlerden kat ve kat daha iyi anlıyorlar ben şahidim.. Nurlar bu hali ile her derde devadır hiç bir tebdile muhtaç değiller.. Çocuğunuza meyve suyu verirken ne idüğü belirsiz içinde meyvenin özü harici her şey bulunan renklendirilmiş şerbetleri içirmiyorsunuz değil mi... Her şeyin safını ,su katılmamışını arıyorsunuz...
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
selamün aleyküm arkadaşlar
Risale-i Nur sadeleştirilemez biliyoruz da küçük çocuklar hiç anlamıyorlar bu eserleri, acaba onlar için sözler gibi kitaplar sadeleştirilip hikaye haline getirilse uygun olur mu?

aleykum selam kardeş

kardeş bu düşünce risale-i nur okuyarak kendisini yetiştiren ebeveynlerin kendi çocukları için düşündüğü bir düşünce değil olsa olsa bir vesvese olabilir..

Neden risale-i nurları anlamak için hep sadeleştirilmek istenir ? Bu soru üzerinde biraz düşünelim acaba sadeleştirirsek ne anlarız ? Mesela küçük sözleri sadeleştirdik o zaman ortaya ne çıkıcak leziz bir yemek mi yoksa ham bir meyve mi ?

Mesele Risale-i Nurları anlamak ise neden müellifinin ve talebelerinin (ki onlar risale-i nurları en iyi bilenler olduğu için) tavsiyeleri dinlenmiyor ? Onların tavsiyelerini uyguladık mı ? Salih bir şekilde tavsiyelere mutemadiyen uyduk ancak yine anlıyamıyor muyuz ? O zaman bu teklifde bulunma zamanı gelir ama bunca tavsiye ve kaynak ortadayken bunları uygulamadan evvela müellifinin istemediği bir şeyi ne konuşmak nede önermek söz konusu olmamalı diye düşünüyorum...
 

Huseyni

Müdavim
Üstad bir sene risaleleri anlayarak okuyan zamanın hakikatli bir alimi olabilir diyor. Ben mealden okuyup mealini kafasında youmlayıp sade kelimelerle alim olan bi insana hiç rastlamadım. Ki çocuk dediğimiz şey neyi anlayıp neyi anlayamayacağından bile bihaber. Baştan anlaıyamayacağına şartlandırılırsa elbet çocukta öyle kabul edecektir. Burada çocuğun anlamasından ziyade kelimelere aşina olmasını beklemeliyiz, onlara gözü daha erken yaşlarda alışsın beklentisinde olmalıyız. Benim çocuklarda okuduğunda anlamıyoruz diyor ama ben diyorum ki anlamadığın yeri sor. Tek tek kelimeleri soruyorlar, inşallah bıkmadan söylüyoruz. Bu zarar mıdır ? Hayır bu çocuk için kardır. 1 kelime deyip geçmemek lazım. Bir de belirli bir yaşa geldikten sonra mı o kelimelerin anlaşılması daha kolaydır yoksa çocukken mi ? Erken başlayan eğitim her zaman iyidir. Kısacası maksat risalenin okutulmasıdır diye düşünüyorum çocuklar için. Hemen anlamasını beklersek ve bu doğrultuda sadeleştirme yöntemini kullanırsak çocuğa iyilik değil kötülük etmiiş oluruz.
 
Aklım karıştı benim :)
O zaman mealden okunmayacaksa Osmanlıcayı öğrenmemiz gerekir değil mi?
VE tercümeden okunursa anlayamaz mıyız?( öğrenmek amaçlı soruyorum yanlış anlaşılmasın)
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Huseyni kardeşimiz demiş ya mealden okuyup alim olan bir insana rastlamadım diye...
Mesela bilmediğimiz bazı kelimelerin tercümesine bakıyoruz(anlamak için) değil mi? Bunu demek istedim...

Amaç zati bir sebeple odur yani araştırmak kişi araştırdığında ilim sahiplenir yoksa sadece okumak tek başına yeterli olmaz , onun için bilmediğimiz kelimelerin açıklamalarına bakabiliriz.. Ama mealini alıp okursak kendimizin su kabını küçültmüş daraltmış oluruz. Hem her okuduğumuzda anlayacağımız şey bir önceki okuduğumuzla aynı olur onun için yararından çok zararı vardır...
 

Münteha1

Member
Risale-i Nur'un küçük ve masum şakirtlerinin elli altmış talebesinin ve kırk elli ümmî mübarek ihtiyarların ve kıymettar üstadlarının yazdıkları tevafuklu ve şirin nüshaları bize göndermişler. O parçaları yedi cilt içinde cem ettik.

Bu mübarek ümmî ihtiyarların kırk sene sonra Risale-i Nur hatırı için her işe tercihan yazıya başlamaları ve masum çocukların, Risale-i Nur'dan ders aldıkları ve yazdıkları risalelerin bir kısmıdır. Onların bu zamanda bu ciddi çalışmaları gösteriyor ki, Risale-i Nur'da öyle manevi zevk ve cazibader bir nur var ki, mekteplerde çocukları okumaya şevkle sevk etmek için icat ettikleri her nevi eğlence ve teşviklere galebe edecek bir lezzet, bir sürur, bir şevk Risale-i Nur veriyor ki, çocuklar ve ümmî ihtiyarlar böyle hareket ediyorlar.

Kastamonu Lâhikası

*****


O mübarek masumların ve muhterem ümmîlerin masumane ve halisane yazdıkları risaleler, Risale-i Nur'un kerametine, yazıları da bir keramet ilâve ettiğini ve en güzel yazılardan ziyade tesirli olduğunu hissediyoruz.

Hatta Feyzi'nin güzelce ciltlettiği çocukların tevafuklu mecmuasını getirdiği vakit kuluncum ziyade ağrıyordu. Dedim: "Aman kardeşim, benim kuluncumu tut, pek ağrıyor." Birden o mecmuayı açtık; baktım, birden öyle bir şifa oldu ki, kuluncumu unuttuk. Sonra tahattur ettik, hayret ettik.

Hem o risaleleri yazanların isimlerini, hem yaşlarını, o beş mecmuanın başlarında medâr-ı ibret ve onlara dua ettirmek için derc edeceğiz. Onları ve hususan üstadlarını ve peder ve validelerini benim tarafımdan birer birer, hem bu hizmetlerini hem bayramlarını tebrik ediniz.

Kastamonu Lâhikası

*****

Risale-i Nur eczaları, bütün mühim hakaik-i imaniye ve Kur'âniyeyi, hattâ en muannide karşı dahi parlak bir surette ispatı, çok kuvvetli bir işaret-i gaybiye ve bir inâyet-i İlâhiyedir. Çünkü hakaik-i imaniye ve Kur'âniye içinde öyleleri var ki, en büyük bir dâhi telâkki edilen İbni Sina, fehminde aczini itiraf etmiş, "Akıl buna yol bulamaz" demiş. Onuncu Söz risalesi, o zâtın dehâsıyla yetişemediği hakaiki, avamlara da, çocuklara da bildiriyor.

Mektubat
 

Oflaz1

Member
Risale-i Nur a aşık olmak... Bütün mesele bu!! Kara sevda.. Maşuk aşıkına teslim olur, ne derse eyvallah çeker tenkidle yaklaşmaz, acaba ? demez kör olmuştur artık o ne derse doğrudur, başkalarına müracaat edip doğruluğunu araştırmaz... zaten bunu yapıyorsa aşkından şüphe etmek gerek... ben risale-i Nur u anlamak için okumuyorum. Şerh miş tanzimmiş sadeleşmeymiş umurumda değil.. kör olmuşum okuyorum işte ne yaptığımı bilmez bir vaziyette ,o lütfundan bana bir nazar ederse ne âla ,etmezse de ne yapayım ben onu seveceğim hep seveceğim.... İnşaallah ömrümün sonuna kadar kör kör seveceğim.. hiç pişman olmadım olmayacağımda...
 

Vefa_1

Active member
hepinize çok teşekkür ederim cevaplarınız için, sizler sayesinde aklımı karıştıran bir sorunu daha çözmüş oldum.

konu biraz dağılmış aslında, Risale-i Nur ları anlamak için sadeleştirmek bizlere yakışmaz zaten biz bir şekilde osmanlıca kelimeleri öğrenebiliriz

küçük çocuklar için yapıcak birşeyler arıyorum ben,
benim işim çocuklarla olduğu için onları farkettirmeden de olsa bu eserlerle tanıştırmak istiyorum

söylediklerinizden anladığım kadarıyla o yaşlarda yapabileceğim en güzel şey onların kelime haznesini geliştirmek olur heralde, gerisi Allah tarafından onlara verilir inşallah...
 

Huseyni

Müdavim
söylediklerinizden anladığım kadarıyla o yaşlarda yapabileceğim en güzel şey onların kelime haznesini geliştirmek olur heralde, gerisi Allah tarafından onlara verilir inşallah...


Kardeş yazın kamplara katılan küçücük çocuklar biliyorum. 15 günlük 1 aylık risale okuma kampları. Çocuklar bu süre içerisinde 5 vakit namaz, her namazın arkasından tesbihat, her sabah bir hadis ya da ayet ezberleyip yatma, her namazdan sonra kısa bi ders, kur'an okuma gibi işlerle meşguller. En ağırlıklı olarakta risale okuma var. Ve günde 150-200 sayfa okuyan çocuklar biliyorum. Elbette o çozuk o kadar süratli okumaktan hiç bişey anlamasa bile o kelimelerin kafasında yer etmemesi imkansız. Zaten sürekli o hızla okuyan biri -bunun yarısı dahi olsa- cümle içinde onun anlamını yine bulur. Hiç çeviriye veya meale gerek kalmaksızın. Yani bu şekilde kısa sıkmayacak şekilde kamplar düzenleyebilirsiniz çocuklar için. Lugat ezberi üzerinde durabilisrisiniz. Yani her ne kadar kampta olsa eğlenceli hale getirilebilir bu. Test şeklinde sorular vs. Artık o kısmını size havale ediyorum.
 

Vefa_1

Active member
öneriniz çok güzel bir gün böyle şeyler yapmak bana da nasip olur inşallah

böyle bir konu açmışken şunu da sormak istiyorum, sizin anlatımınızı okuyunca çok kararsız kaldım şimdi...

öğretmenlik görevini yapabileceğimiz özel okullar da var devlet okulları da var
özel okullarda sizin anlattığınız islami bilgileri öğrencilere çok rahat verilebilir, hem öğretmen rahat eder, bir çok çocuğun belki de ahiretini kurtarmaya sebep olur

devlet okullarında çalışan bir öğretmen çok zorluklar çeker, öğrencilerine rahat rahat bu bilgileri veremez, sadece hareketleriyle örnek olabilir

şartlar böyleyken özel okulda çalışıp 10 öğrenciye faydalı olmak mı daha önemli?
yoksa devlet okulunda çalışıp zorluklara katlanarak bir öğrenci bile olsa kazanmak mı önemli?


bir yandan kendimin yaşayacağı zorlukları düşünüyorum bir yandan da devlet okullaında islamdan uzak yetişen fakir çocukları düşünüyorum:(
ne yapmak lazım bu durumda?
 

Oflaz1

Member
Mübarek bu sizin samimiyetinize ve bu davayı sahiplenmenize bakar.. Münazarat ta üstad şöyle buyurmuş mâlumunuz:

Bence memuriyete veya imarete giren, yalnız hamiyet ve hizmet için girmelidir. Yoksa, yalnız maişet ve menfaat için girse, bir nevi çingenelik eder.. (Münazarat)

Hâl böyle iken , niyetiniz inşaallah bu minvâl üzere ise Cenab-ı Hakk yardım edecektir, karşınıza liyakatı olanları çıkaracaktır inşaallah..

Benim şahsen fizik dersinde açıp risale-i nur okuyan, bunun için evi taşlanan, rahatsız edilen tehdit edilen bir ağabeyim var.. Ama aynı zamanda da yılın öğretmeni seçilen, ilçe kaymakamı tarafından taltif edilen..

Niyetinizi sağlam tutun gerisi gelir inşaallah..

Keşke bizlerde üzerimize düşeni hakkı ile yapsak...

Nasihata gelince bizden iyisi yok!!
 

Sirac

Well-known member

Vefa_1

Active member
Oflaz kardeşim önerilerinizi dikkate alıcam inşallah, bu yolda zorluklar olsa da niyettir önemli olan.

Nur Talebesi Forumu - Risale-i Nur ve İslami Paylaşımlar Platformu

çok güzel bir site aradığım ve istediğim şey aynen buydu, yardımınız için Allah razı olun Sirac kardeşim

çok güzel bir çizgi film hazırlanmış hem Risale-i Nurdan bir bölümü aynen almışlar hem de sohbet tarzında çocukların anlacağı dilden açıklamışlar
çocuklar için çok yararlı olacaktır inşallah...
 
Üst