yol arıyorum.....

öncelikle merhaba.inaınrsanız eğer samimiyetle derdimi anlatmak istiyorum.bu yazdıklarımı gururla değil acıyla ve utanarak yazıyorum.ama derdini söyleyemeyen derman bulmazmış ya.söyemeliyim çünkü tükeniyorum.bu bılmıyorum yazdığım kaçıncı forum,kaçıncı nefes arayışım.ben , ben sizin gibi değilim, sonsuz bir ihlasım yok, peygamber efendimizi saygım var ama sevıyormuyum bilmiyorum.hani kimileri onun adını duyunca inci inci ağlıyor o his yok bende.eskiden namaz kılardım ilkokuldan önce başlamıştım oruç tutumaya hatta bir ara kapandım ortaokul yıllarıydı fakat açılmak zorunda kaldım,o yaşlarda direnemıyorsunuz.oysa geçirdiğim o sancılı ergenlik dönemlerinde ne kadar saçma şeyler için direnmiştim .belkı başörtüm içinde o direncin yatrsını kadar gösterseydim.....belki....inançlıydım ,garip dua edınce hemen gerçekleşir zannederdim zaten bu yüzden her istediğime her gönlümden geçene değil çççoook düşünüp gerçekten dileğim şey olursa öyle dilerdim rabbimden.çocuk aklı işte mesgul etmek istemezdım.rabbım oda o ellimi açtıgım hiçbir duaıda eri çevirmedi bu yüzden hep derdim Allh benı başka bi seviyor galiba her dediğim oluyor.hep dua ederdım ama hiç zorda kalmadıkça istmezdim.türlü belalar geldi başa.burda anlatılacak şey değil ama hiç ALLHIM NEDEN DEMEDİM.lise bitti üviversiteye konyaya gittim.mümine dediğim takva sahibi dediğim er kişiden çoook çoook darbeler aldım.o yıllarda çok darda kaldım.baktım sarıldığım dal çöplükten bende başka dallara sarıldım.nefsime yenildim.sınavımı geçemedim.kalbim nefsimin köpeği oldu.dünyalığımda kalbim nefsime köpekoldukça güzellşti.sevildim,sayıldım,özenıldım,kapanan kapılar teker teker açıldı. ama hani bınanın temeli zayıfsa çökerya benım durumum tam tersi oldu binamın temeli sağlam oldugu için üstüne koyduklarımı kaldıramaz oldum.alltakı ile üstteki aynı malzemeden değildi tutmuyordu birbirini..arada kaldım dünaylıktı yada vicdanımdı.vicdanımı seçtim sırtımı döndüm.dönmemle dünya üstüme yıkıldı.nefsim zorlayacak elbet dedim seytan hileleriyle tekrar benı çekecek dedim.tövbeler ettim gecelerce..namaza başladım yine.yeri geldi zorla namazlarıma devam ettim.bedenıme işkence ettiğim oldu.kuranımı okudum.mübarek zatlara gittim onları aracılıyla yardım diledim.ama dinmedi kötü olaylar.rabbım benı affetmedi.ızdırabımı dindirmedi.rabımden sadece huzur istedim iç huzur başka dunyalık degıl sadece huzur olmadı.peygamber efendımızın sevgisini diledim kuran aşkı namaz aşkı ver rabım dedım.baktım namazımdan eski tadı almıyorum.kuran okudmmu ben hıçkırırdım ağlamaktan o tad ne dilimde ne gönlümde yok.vazgeçtim.ölmeyi çok istedim.ama anladım ki hala allah korkusu içimde mevcut.biliyorum rabbim dilerse bütün sıkıntılarım diner rabbım kısmet ederse gene o tadları o anları kalbımde gönlümde yenıden yaşar rabbım ol derse yıne eskisi gibi olabilirim .ama işte rabbım dilemiyor,kısmet etmiyor,ol demiyor.en acıııı bu rabbım artık benı sevmıyor( benden razı değil).yol arıyorum.bir hocam vardı dershaneden bana gençlerin düştüğü en büyük günahların ilk merdıvenının umutsuzluk basamagından geçtiğini söylemişti.öyle olmasında ne olsun.çevrenıze bakım kım riyadaysa zinaaysa o mutlu.kim çalıyor çırpıyorsa içiyorsa o huzurlu.benım tadığım ne kadar işte bu kusursuz bir kul dediklerim hem acıda ızdırapta hiç oh dedikleri yok.diğerleri yine allhın nımetleriyle rahatda.sizde bazen demıyormusunuz?rabbım adalatınden şüphe olmaz ama bizide nazsiplendir nedir bunun iç yüzü?adaleti nerde?umarım rabbım benı adaletiyle değil merhametiyle anar...

neden buraya yazdım.çünkü buradaki insanların emınım çoğu gerçekten ihlaslı insanlar sizler zaten dolu destilersiniz bir damla daha alırmı gönülleriniz diye onun uğrasıssı içierisindesınız.zaten dolu dolu gönllerinizi birleştirerek bir umma yaratıyorsunuz masal .ya bizim gibiler..aslında sizinden taşan o damlalara bizim daha çok ihtiyacımız yok mu?ben haddimi bilirim elbet sizin bildikleriniz ağır gelir yaşadıklarınızı hissettiklerinizi hissedemem.çocuk doğar doğmaz su verilmez. benımde alabilceğim kadarını sizden dilesem.bir yol açsanız bana.nerden başlamalı nerden bırakmalıyım.nasıl yeniden doğarım.nasıl?
 
az önce bir mesaj geldi çok şükür.öyle bir boşlutayım öyle susuzum ki değil suyun kendisi serapsa bu gördüğüm bu bile heycanladırıyor.belki hiç daha önce tadmasaydım iç huzuru nedir ihlaslı olmanın verdiği güç nedir belki şimdi bu kadar düştüğüm bu kadar farkında olmazdım.evet düşüyorum.ve verdiğiniz eli minnetle tutmak isterim.
 

anarkh

Well-known member
Allah yardımcınız olsun Şakayık kardeşim. O her kulunu seviyor. SAkın beni sevmiyor diye düşünmeyin. Düşünsenize bi ilk babanızın menisi annenizin rahmine aktı. Sonra tutundunuz oraya.. SOnra zamanla büyüdü.. Çok çok ilginç değil mi.. Size o anne karnında hayat veren Rabb neden sizi unutsun.... Sizi yarattı.... Bizi hepiimizi... :) Özel mesajınıza gelen Zahmin kardeşimin mesajını da okudum. inşallah size yardımcı olabilirler.. Ama sakın ümidinizi kesmeyin. Kuran da da yazıyorya.. Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin diye. çiçekleri zarif yaratan rabbimizin rahmetini o küçük serçe kuşlarını ne kadar tatlı yaratmasından açık açık görüyoruz. Sineklere can veren Rab, insana verdiği canı hiç sevmez olur mu. :) Dua edin. Bizim de dualarımız sizinle... Allah hepimizi nefsimizle yaptığımız bu savaştan galip ayırsın inşallah. Çünkü önümüzdeki en büyük engel, hiç bi zaman ne kafirler, ne delalettekiler, ne diğerleriii.. önümüzdeki en büyük engel aslında sadece ve sadece kendimisiz.Kendi nefsimiz. Canım kardeşim... sana tavsiyem.. Bir cevşen al türkçe mealli . İçindeki duaları oku. Bak kitap evlerine sorabilirsin. Türkçe mealli cevşen diye.. Allah yar ve yardımcınız olsun. (hepimizin)
 
yazımın sonunda, umutsuzluğun kötüye sevk eder birşey oldugunu yazdığım halde bende son satırlarımda belki bir okuyanı umutsuzluğa sevk edebilcek cümleler kurdum.önce budan dolayı affedin.ben, hata üstüne hata yapmış kulum.rabbım nazarında kalbimin ne kadar doğruca ne kadar yanlışca oldugunu o bilir.rabbim ki önce merhametiyle anılmak ister.rahmeti azabını geçmiştir. ben hep duanın tövbenın ve ibadetin kişisel olduğuna inanmışımdır.her kuran okuyan aynı kat sevabı alamaz.her kişinin namazı rabbımın nazarında farklıdır.hani musa peygamberin gördüğü çobana ALLAHa hitabından dolayı kızması ama ALLAHın o çobandan razı olması gibi..Allah nazarında gönlümüz türlü türlü.Bana nasip edilmeyenler belki sizin bir tövvbe ya rabbb demenizle size nasip edilecek.ne olur vazgeçmeyin kapısından.ben bile hala kapısındayım.hiç yüzüm yokken
 

Huseyni

Müdavim
öncelikle merhaba.inaınrsanız eğer samimiyetle derdimi anlatmak istiyorum.bu yazdıklarımı gururla değil acıyla ve utanarak yazıyorum.ama derdini söyleyemeyen derman bulmazmış ya.söyemeliyim çünkü tükeniyorum.bu bılmıyorum yazdığım kaçıncı forum,kaçıncı nefes arayışım.ben , ben sizin gibi değilim, sonsuz bir ihlasım yok, peygamber efendimizi saygım var ama sevıyormuyum bilmiyorum.hani kimileri onun adını duyunca inci inci ağlıyor o his yok bende.eskiden namaz kılardım ilkokuldan önce başlamıştım oruç tutumaya hatta bir ara kapandım ortaokul yıllarıydı fakat açılmak zorunda kaldım,o yaşlarda direnemıyorsunuz.oysa geçirdiğim o sancılı ergenlik dönemlerinde ne kadar saçma şeyler için direnmiştim .belkı başörtüm içinde o direncin yatrsını kadar gösterseydim.....belki....inançlıydım ,garip dua edınce hemen gerçekleşir zannederdim zaten bu yüzden her istediğime her gönlümden geçene değil çççoook düşünüp gerçekten dileğim şey olursa öyle dilerdim rabbimden.çocuk aklı işte mesgul etmek istemezdım.rabbım oda o ellimi açtıgım hiçbir duaıda eri çevirmedi bu yüzden hep derdim Allh benı başka bi seviyor galiba her dediğim oluyor.hep dua ederdım ama hiç zorda kalmadıkça istmezdim.türlü belalar geldi başa.burda anlatılacak şey değil ama hiç ALLHIM NEDEN DEMEDİM.lise bitti üviversiteye konyaya gittim.mümine dediğim takva sahibi dediğim er kişiden çoook çoook darbeler aldım.o yıllarda çok darda kaldım.baktım sarıldığım dal çöplükten bende başka dallara sarıldım.nefsime yenildim.sınavımı geçemedim.kalbim nefsimin köpeği oldu.dünyalığımda kalbim nefsime köpekoldukça güzellşti.sevildim,sayıldım,özenıldım,kapanan kapılar teker teker açıldı. ama hani bınanın temeli zayıfsa çökerya benım durumum tam tersi oldu binamın temeli sağlam oldugu için üstüne koyduklarımı kaldıramaz oldum.alltakı ile üstteki aynı malzemeden değildi tutmuyordu birbirini..arada kaldım dünaylıktı yada vicdanımdı.vicdanımı seçtim sırtımı döndüm.dönmemle dünya üstüme yıkıldı.nefsim zorlayacak elbet dedim seytan hileleriyle tekrar benı çekecek dedim.tövbeler ettim gecelerce..namaza başladım yine.yeri geldi zorla namazlarıma devam ettim.bedenıme işkence ettiğim oldu.kuranımı okudum.mübarek zatlara gittim onları aracılıyla yardım diledim.ama dinmedi kötü olaylar.rabbım benı affetmedi.ızdırabımı dindirmedi.rabımden sadece huzur istedim iç huzur başka dunyalık degıl sadece huzur olmadı.peygamber efendımızın sevgisini diledim kuran aşkı namaz aşkı ver rabım dedım.baktım namazımdan eski tadı almıyorum.kuran okudmmu ben hıçkırırdım ağlamaktan o tad ne dilimde ne gönlümde yok.vazgeçtim.ölmeyi çok istedim.ama anladım ki hala allah korkusu içimde mevcut.biliyorum rabbim dilerse bütün sıkıntılarım diner rabbım kısmet ederse gene o tadları o anları kalbımde gönlümde yenıden yaşar rabbım ol derse yıne eskisi gibi olabilirim .ama işte rabbım dilemiyor,kısmet etmiyor,ol demiyor.en acıııı bu rabbım artık benı sevmıyor( benden razı değil).yol arıyorum.bir hocam vardı dershaneden bana gençlerin düştüğü en büyük günahların ilk merdıvenının umutsuzluk basamagından geçtiğini söylemişti.öyle olmasında ne olsun.çevrenıze bakım kım riyadaysa zinaaysa o mutlu.kim çalıyor çırpıyorsa içiyorsa o huzurlu.benım tadığım ne kadar işte bu kusursuz bir kul dediklerim hem acıda ızdırapta hiç oh dedikleri yok.diğerleri yine allhın nımetleriyle rahatda.sizde bazen demıyormusunuz?rabbım adalatınden şüphe olmaz ama bizide nazsiplendir nedir bunun iç yüzü?adaleti nerde?umarım rabbım benı adaletiyle değil merhametiyle anar...

neden buraya yazdım.çünkü buradaki insanların emınım çoğu gerçekten ihlaslı insanlar sizler zaten dolu destilersiniz bir damla daha alırmı gönülleriniz diye onun uğrasıssı içierisindesınız.zaten dolu dolu gönllerinizi birleştirerek bir umma yaratıyorsunuz masal .ya bizim gibiler..aslında sizinden taşan o damlalara bizim daha çok ihtiyacımız yok mu?ben haddimi bilirim elbet sizin bildikleriniz ağır gelir yaşadıklarınızı hissettiklerinizi hissedemem.çocuk doğar doğmaz su verilmez. benımde alabilceğim kadarını sizden dilesem.bir yol açsanız bana.nerden başlamalı nerden bırakmalıyım.nasıl yeniden doğarım.nasıl?


Öncelikle hoşgeldiniz kardeş. Çok etkileyici bir hikayeniz var. Uzun uzun yazmak isterdim ama şu an için pek müsait değilim. Kısaca şunları söylemek isterim. Allah cc. kulunu imtihan eder, tecrübe eder, şeytanı ve nefsini çıkartır karşısına "kulum ne yapacak" diye imtihan eder. Fakat kulun böyle bir lüksü yoktur. Yani "ben böyle yaparsam Rabbim de böyle mi yapar" diyemeyiz. Çünkü imtihan sırrına dahilolan biziz.

Evet zahirde günahkarlar daha çok huzurlu. Onlar bu dünyanın en güzel zevklerini tadıcaklar belki. Ya sonra ne olacak ? Sonsuz mu daha uzun yoksa dünyada yaşadığın 60-70 yıl mı ? "Dünya mü'minin zindanı, kafirin cennetidir" hadisini unutmayalım inşallah. Hiç birimizin çektiği sıkıntılar Peygamber Efendimiz S.A.V. ın çektiği sıkıntılara bedel olamaz. Haşa Allah cc. onu sevmiyormuydu ki bu kadar sıkıntılar içerisinde bir ömür sürdü ? Hayatını okumanızı tavsiye ederim.

Ve dualarım kabul olmuyor meselesi; Bunu daha önce de sizin durumunuza benzer durumda olan birkaç kardeşimize söylemiştik. Risale-i Nurlardan hatırladığım kadarıyla söyliyeyim. Çocuk hekime der ki "Ya hekim bana şu ilacı ver" Hekim çocuğu muayene eder ve ona istediğinden başka ilaç verir. Çünkü doktr olan hekimdir. Hastanın neye ihtiyacını olduğunu hastadan daha iyi bilir. İşte Rabbimizde bizim halimizi bizden daha iyi bilendir. Her duaya cevap vereceğini ve duamız olmazsa ehemmiyetimizinde olmadığını iki ayetle uyarıyor Cenab-ı Allah. Tabi cevap vermesi bizzat bizim istediğimizi kabul etmesi manasına gelmiyor. Hikmeti neyi iktiza ederse o surette kabul ediyor. Dua isteğimizin bizzat yerine gelmesi için de değildir. Böyle hadiselerin başınıza gelmesi, sizin için duanın vaktidir.

Risale-i Nur'dan şu kısmı da okuyun inşallah.

İşte ey nefis! Sen bu ücreti almışsın. Ubûdiyet gibi lezzetli, nimetli, rahatlı, hafif bir hizmetle mükellefsin. Halbuki, buna da tembellik ediyorsun. Eğer yarım yamalak yapsan da, güyâ eski ücretleri kâfi gelmiyormuş gibi, çok büyük şeyleri mütehakkimâne istiyorsun. Ve hem, "Niçin duâm kabul olmadı?" diye nazlanıyorsun. Evet, senin hakkın naz değil, niyazdır. Cenâb-ı Hak, Cenneti ve saadet-i ebediyeyi mahz-ı fazl ve keremiyle ihsan eder. Sen, dâimâ rahmet ve keremine ilticâ et, Ona güven ve şu fermanı dinle:



b1002.gif


Onlara söyle ki, ancak Allah'ın lütfuyla ve rahmetiyle ferahlansınlar. Bu, onların dünyada toplayıp durduklarından daha hayırlıdır. (Yûnus Sûresi: 58.)

Ve son olarak Alah'ın adaleti; Allah'ın cc. adaletinin tam tezahür edeceği yer dünya değil ahirettir. Küçük suçlar küçük mahkemelerde yargılanır, büyük suçlarda büyük mahkemeler de. Kafirlerin ve sapkınların günahları o kadar büyüktür ki dünya onların günahlarını temizlemeye kafi gelmiyor. allah onlara geçici ve zahiri bir huzur verip ebedialemde şiddetli cezalara muhatap edecektir. Ve mü'minlerin ise günahlarının ehemmiyeti o kadar şiddetliolmadığından, allah cc.bu kısacık dünyasına musibetler ve sıkıntılar verip o kulunu huzuruna temiz bir şekilde alıyor inşallah. Siz de allah'ın bu rahmetine karşı şükür, dua ve ibadetle mukabele edin inşallah. Dualarımız sizinle.

Bu arada tanışmamış iseniz Risale-i Nurlarla tanışmanızı tavsiye ederim. Selam ve dua ile.
 
Allah razı olsun..inslh .....bana adresi yollayan ve benımle konusan arkadasa minnettarım.Rabbımın kapısındayım acizliğimi milyonlarca kez hisettirdi o kadar farkındayım ki O'nun büyüklüğünün ve gücünün ve kendimin acizliğinin.sadece haddim olmayarak üzülüyorum.gücü herşeye yeten rabbim ,rızkı bol rabbım benıde kuran la namazla nasiplendirse ,eskisi gibi.rabbimden sadece iç huzuru ve namazımın kuranım beni çağıran yüzünü diliyorum.sağolun
 

Elif_Gibi

Well-known member
"Dünya mü'minin zindanı, kafirin cennetidir"hadis i şerif

Hüseyni abinin bu hadisi hatırlatması çok yerinde olmuş..Allah cc razı olsun..aklıma şu geldi..eskiden alimler başlarına bi sıkıntı bi musibet gelmediğinde ben ne günah işledim de Allah beni imtihan etmeyi bıraktı diye düşünürlermiş..sıkıntılar hepimiz için hepimiz imtihandayız ve unutmayın Allah cc her türlü sıkıntıya rağmen kapısından dönmeyen kullarını sever imtihanı kazanan onlardır.. bu esnada tabiki şeytan ve nefis boş durmayacak..hırsızın boş eve girmediği gibi onlarda Hak yolunda olan insanlarla uğraşacaklar..siz sabredin ve vazgeçmeyin..bırakın o dünyalık yaşayanlar görünürde rahat içinde yaşasınlar güzellikler ahirette bize kalsın istemez misiniz? :)

(bu yazdıklarım en çok kendi nefsimedir...)

Hz. Ömer(ra)
virgul.gif
sessizce
virgul.gif
dinlenmekte olduğu odaya girer. Bir an çevresine göz gezdirir. Tavana asılmış kuru bir deri parçası
virgul.gif
bir torbanın içinde bir kaç kg arpa
virgul.gif
duvara dayalı bir kaç ağaç yaprağı ve yerde de Hz.Muhammed’in (sav) üzerinde uyumakta olduğu hurma lifinden örülmüş kaba bir hasır. Bu manzara karşısında ağlamaya başlayan Hz. Ömer’in(ra) hıçkırıkları O’nu (sav) uyandırır. Kalkınca hasırın vücudunda iz yaptığını
virgul.gif
kan oturduğunu gören Hz. Ömer(ra) ise omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başlar. Hz. Muhammed (sav) hayretle sorar:

İstemez misin Ey Ömer!
-Ey Hattab’ın oğlu! Niçin ağlıyorsun?

-“Ey Allah’ın Elçisi!(sav) İranlılar imparatorlarını saraylarda yaşatırken
virgul.gif
Bizanslılar Kayserlerini lüks ve ihtişama boğmuşken
virgul.gif
Sen ki Allah’ın Elçisisin (sav). İzin ver de
virgul.gif
biz de seni. “ Maksat anlaşılmıştır
virgul.gif
Allah’ın Elçisi (sav)
virgul.gif
gelecekteki halifesinin sözünü hüzünlü bir tebessüm
virgul.gif
tatlı bir el işareti ile keser ve “Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince
virgul.gif
işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı”(Ankebut
virgul.gif
64)
ayetini okuduktan sonra ekler:

-“İstemez misin Ey Ömer! Dünya onların olsun
virgul.gif
Ahiret te bizim”
 
öyle güzel görüp öyle güzel düşünüyorsunuz ki.yazdıklarınızla içim aydınlaıyor..benım acep ahretim de kaldımı ki düşünüyorum..çok hata yaptım.şimdi anne merhametini bile yaratan en yüce merhametlinin merhametini yine yeniden sığınıyorum.tekrar bu yola baş koyuyorum.tekrar kul olmak için ,yeniden deneyeceğim.deneyeceğim çünkü başka kapım yok.diğer kapılarda aradığım şey yetmedi,doyurmadı,dindirmedi..hani herşey aslına dönermiş benimki de o hesap..bilmiyorum.korkarım ki toprak bile kabul etmeyecek beni....sağolun.bugün okumalarııma başladım dilerim ilminizde benımde nasibibm vardır.Allah kısmet eder.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
İsterseniz nacizane ben de bir kaç söz söylemek isterim,

Cenab-ı Hakk Arş-ı Ala'ya " Rahmetim Gazabımı Geçti" yazısını yazdırdığını buyurmuştur. O yüzden Cenab-ı Hakk hakkında her zaman hüsnü zan da bulunmalı. ayrıca Cenab-ı Hakk " Ben kulumun zannı üzereyim" buyuruyor. O yüzden hüsn-ü zannı hiç bir zaman kaybetmeyelim inşaAllah. Ayrıca Allah u tealadan Ümit kesmek Büyük günahlardan sayılmıştır . Ve Allah tan sadece kafir kimseler ümidini keser ikazını da unutmayalım.

Bu dünya imtihan dünyası... Musibetler,belalar, En çok Peygamberlere, Kamil kimselere ve derecesine göre de diğer insanlara gelir.. Öyle büyük islam alimleri vardır ki yaşamları işkencelerle , sürgünlerle geçmiş. Oğulları öldürülmüş, Ailece idam edilmişler , Derileri yüzülmüş, Elleri ayakları kesilmiş ve hakeza .... Bilmem ki biz bunları okuduğumuz kıssalar, menkıbeler dışında gördük mü, ya da duyduk mu? ve bunların binde birini Cenab-ı Hakk bizlere yaşattı mı ? O yüzden şimdiki halimize şükredelim ...

Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim de Bakara Suresinin son ayetinde " Allah kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez" buyuruluyor. Demek ki bize verilen sıkıntılar bizi aşacak kadar değildir.

Peygamber Efendimiz (S.A.V) sıkıntılı zamanlarda Salavat-ı Şerifler getirmemizi buyurur.

Ayrıca çokca tövbe-istiğfar getirmek de inşaAllah ruhi sıkıntılarımızı bertaraf eder. Çünkü "İyiliği Haktan , kötülüğü nefsinizden biliniz" buyuruluyor. Hata yapmış olabiliriz ama elh. yaşıyorsak telafisi var demektir. ki Kaldı ki Peygamberimiz (S.A.V) günde kimi kaynaklara göre 70 kimi kaynaklara göre 100 defa tövbe ve istiğfar ettiği buyuruluyor , ve hiç günahı olmadığı halde. Peygamberler Günahsızdırlar..

Yine Kur'an-ı Kerimde "Kalpler ancak Allah-ı zikretmekle mutmain olur" buyuruluyor. O yüzden zikir de inşaAllah ruhi sıkıntılarımızı hiçe indirir....

Ve son olarak ben de Hüseyni abim gibi size " Risale-i Nur Kulliyatı"nı okumanızı tavsiye ederim. O eser hem akıl, hem kalp, hem nefis, hem ruh ve sair latifelere hitab ettiği için inşaAllah hakiki saadet yolunda çok önemli bir vesile olacaktır ve maddi , manevi her türlü sıkıntılarımıza bir Lokman-ı Hekim gibi yetişecektir inşaAllah..

Selam ve dua ile..
 

kýþ meleði

Well-known member
bizlerle paylaştığın için teşekkürler Allah Yolunu açık etsin
Arada kalmış biri olarak söylüyorum eğer Rabbin sen den Razı olmasaydı burayı bulmaz ve yardım dilemezdi Allah seni sevmiyor diye bir şey olamaz
Sadece Rabbim sana kendini hatırlatmak istemiş .Çünkü sen dara düşmeyince O'nu hatırlamamışsın çok şükür ki bunu hatırladın elbette nefsinle şeytanla savaşacaksın bu sana inanılmaz derecede acı versede ona yenilme ama artık dualarım kabul olmuyor diyede düşünme her duanın bir vakti ve zamanı vardır .Rabbim dünyayı yaratırken bile 6 günde yarattı.İsteseydi anında olmaz mıydı.Bir bebek anne karnında 9 ay duruyor o istese anında olmaz mı?
Duaların kabul olacak yeter ki iste ;İsteyince geri çevirmeyen Rabbim Dualarını kabul eder inşAllah
Allah Yolunu açık etsin
 
yazdıklarınız için fıkırlerınız paylaştıgınız için en çokta ÜMİT verdiğiniz için tesekkür ediyorum.okudukça sağolsunlar ilim sahiplerinden dinledikçe anlıyorum.sağolsunlar önüme güzel kapılar açtılar içimi aydınlattılar.önerdikleri kitapları okuyorum.söylediklerin dinliyorum inşlh vediklerini alabilirim.buradan bam telleriini indiriyorum.hatalarımı farkediyorum.kendimi biraz perdelerini kapatmış köşesine geçip sonrada benim odam niye karanlık diye hayıflanan birisine benzetiyorum.risale -i nur u okumayı çok istiyordum yazılanlar heyecanlandırdı ve heveslendirdi.sözleri okumaya başlamış neredeyse yarılamıştım düşe kalka anlamlandırıyordum sorularımı not alıyordum ama sanırım ilk önce gençlik rehberini ve hanımlar rehberini bitireceğim ve diğer kitaplarımı ,sözleri okumaya ara vereceğim.yönümü döndüm nur a.inşlh utanmam utandırmam.sağolun sizlerde ilgilenmez ;-bu sözler bile günah sen kimsin ki böyle düşünüyorsun,böyle düşündüğün için bile günahkarsın vs....gibi cümleler kurabilirdiniz gerçi kurmanızda mühim değildi ben zaten biliyorum hatada oldugumu peki nasıl düzeleceğimide söyleyecemisiniz diye gözünüzün içine bakacaktım.yada birbaşkaları gibi hiç tepkide vermeyebilirdiniz ki bu daha kötü oluyor inanın.şu hayatta en iyi yaptığım şey okumak yılmadan durmdan içi kör kuyu gibiyimdir ne mutlu ki birileri bana oku diyor.inşlh okuduklarımı yaşamımada uygulayabilirim benim kitaplardan okuduklarımı başkalarıda benım yaşamıma bakarak okurlar.inşlh.Allah hepinizden razı olsun
 

Nilüfer

Member
Peki sonuç nedir Şakayık? İnancınızı yeniden sağlamlaştırabildiniz mi? Sizin içinde bulunduğunuz durumu oldukça merak ettim doğrusu.

Bu siteye sadece merakımdan dolayı üye oldum ben mesela. Herhangi bir arayış içinde değilim. Din ve yaratıcı inançları bende mevcut değildir. Evet bunu da belirteyim ki, kimseyi yanıltmamış olayım. Umarım beni anlayışla karşılarsınız. Ben size göre ateist veya kafirim. Sizde bana göre sadece müslüman ve artı olarak da dindarsınız. Aramızda ne işin var? diye sorarsanız cevabım yukarıda da belirttiğim gibi sadece meraktır. Birçok dini içerikli site görmüştüm ama burası bana biraz daha samimi geldiği için ve üye olmanın da forumda daha aktif şekilde yarar sağlayacağından dolayı burada bulunmaktayım. Belki de biraz heyecanımın etkisiyle üye oldum. İlk defa böyle bir ortamda olmanın heyecanı ile... Eğer beni sitenizde istemezseniz, ki böyle bir tutuma karşı size hak veririm, sadece hoşçakalın der ve giderim.

Herkese esenlikler dilerim...
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Peki sonuç nedir Şakayık? İnancınızı yeniden sağlamlaştırabildiniz mi? Sizin içinde bulunduğunuz durumu oldukça merak ettim doğrusu.

Bu siteye sadece merakımdan dolayı üye oldum ben mesela. Herhangi bir arayış içinde değilim. Din ve yaratıcı inançları bende mevcut değildir. Evet bunu da belirteyim ki, kimseyi yanıltmamış olayım. Umarım beni anlayışla karşılarsınız. Ben size göre ateist veya kafirim. Sizde bana göre sadece müslüman ve artı olarak da dindarsınız. Aramızda ne işin var? diye sorarsanız cevabım yukarıda da belirttiğim gibi sadece meraktır. Birçok dini içerikli site görmüştüm ama burası bana biraz daha samimi geldiği için ve üye olmanın da forumda daha aktif şekilde yarar sağlayacağından dolayı burada bulunmaktayım. Belki de biraz heyecanımın etkisiyle üye oldum. İlk defa böyle bir ortamda olmanın heyecanı ile... Eğer beni sitenizde istemezseniz, ki böyle bir tutuma karşı size hak veririm, sadece hoşçakalın der ve giderim.

Herkese esenlikler dilerim...

Estagfirullah kardes, istememek ne demek, siz bizleri kabullenip burada olmak istedikten sonra kim size mani olabilir. Bizim mekanimizda gönüllerimizde genis elhamdulillah, herkese yetecek yer var.
Tekrar hosgeldiniz kardesim.

Baki selamlar...
 

Nilüfer

Member
Bu nazik yaklaşımınızdan ötürü teşekkür ederim ve hoşbulduk. Tekrar ediyorum, hiçbir inanca içimde yer yok. Bunda benim suçum yok, içimden gelen bu.

Kendimi birazcık tanıtacak olursam, tam olarak ateist gibi de sayılmam. Belki de agnostiğimdir. Seküler yobazlığım yoktur. Başörtüsüne veya türbana karşı herhangi bir olumsuz tavrım yoktur ve karşı olanları da eleştiririm. Günümüzde inanmayanların sayısı çoğalmaktadır, bir inanmayan olarak bu durumdan ben de hoşnut değilim. Çünkü inançsızlığa kayanların büyük bölümünün bu yolu seçme nedenleri hayattan alacakları zevkleri daha sınırsız yaşamak istemeleridir. Yani ön yargılı ve şartlı bir seçimdir onlarınki. Bu yüzden birçok inanmayanı inançsızlıklarından samimi bulmam. Günümüzün birçok inanmayan ve inanan insanlarında bir diğerine karşı antipati vardır. Hatta bu durum düşmanlığa kadar gider. İsteyen istediği şekilde inanır veya inanmaz, benim için önemli olan insanın kendisinin ne kadar insan olduğundan haberdar olmasıdır. Benim nasıl ki inanmama hakkım varsa, bir başkasının da inanma hakkı vardır. Bakış açım budur kısacası...
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Bu nazik yaklaşımınızdan ötürü teşekkür ederim ve hoşbulduk. Tekrar ediyorum, hiçbir inanca içimde yer yok. Bunda benim suçum yok, içimden gelen bu.

Kendimi birazcık tanıtacak olursam, tam olarak ateist gibi de sayılmam. Belki de agnostiğimdir. Seküler yobazlığım yoktur. Başörtüsüne veya türbana karşı herhangi bir olumsuz tavrım yoktur ve karşı olanları da eleştiririm. Günümüzde inanmayanların sayısı çoğalmaktadır, bir inanmayan olarak bu durumdan ben de hoşnut değilim. Çünkü inançsızlığa kayanların büyük bölümünün bu yolu seçme nedenleri hayattan alacakları zevkleri daha sınırsız yaşamak istemeleridir. Yani ön yargılı ve şartlı bir seçimdir onlarınki. Bu yüzden birçok inanmayanı inançsızlıklarından samimi bulmam. Günümüzün birçok inanmayan ve inanan insanlarında bir diğerine karşı antipati vardır. Hatta bu durum düşmanlığa kadar gider. İsteyen istediği şekilde inanır veya inanmaz, benim için önemli olan insanın kendisinin ne kadar insan olduğundan haberdar olmasıdır. Benim nasıl ki inanmama hakkım varsa, bir başkasının da inanma hakkı vardır. Bakış açım budur kısacası...

samimiyetiniz için ben tesekkur ederim.Ne mutlu size ki bu guzel vasiflara sahip birisiniz. Inanmasanizda dualarimizdasiniz insallah. Rabbim sizi en guzeliyle karsilastirsin, hakkinizda hayirli olani karsiniza cikartsin.
 

zerrat

Well-known member
Öncelikle Hoşgeldiniz Nilüfer Hanım,
Burada olmanız İnşaALLAH hayatınızda şimdiye kadar yaşamadığınız kocaman huzuru bulmanıza ve gerçek mutluluğunuza vesile olabilir,bu Size bağlı bunu çok iyi düşünüp değerlendirmenizi dilerim.Etrafınıza baktığınızda en basit bir aletin,eşyanın ya da bir eseri meydana getiren bir sahibi olduğunu biliriz değil mi? Peki nice harikulade techizatla donatılmış insanoğlu(Size dünyayı verseler mutluluğunuz için,ama bir gözünüzü isteseler verir misiniz? ) hiç başıboş,sebebsiz yaratılmış ve ya sahipsiz olabilir mi? Nerede geliyoruz ? Nereye gidiyoruz ? Neciyiz ? Hiç bu soruları düşündünüz mü hayatınızda ? Oysa ki birileri doğarken birileri de ebedi bir hayata intikal ediliyor Hesap gününe kadar..Ölüm ve ahiret gerçeğini hakkıyla anlayabilirsek bu sevkiyatın ne kadar anlamlı ve gerekli olduğunu anlarız aslında.Öyleyse ölüm bir yok oluş değil bir dünyadan başka bir dünyaya sevk olmaktır.Ve en Son Din Dinimiz İSLAMİYET,Son Peygamber,ALLAH'IN ELÇİSİ PEYGAMBER EFENDİMİZ HZ.MUHAMMED (Aleyhisselatü vesselem) ile Bizlere çok şey anlatılmak isterken bunlardan haberdar olmaya kulaklarımızı tıkayıp bu dünya hayatında günümüzü gün ederek yaşamak akıl karı mıdır ? O aklı verenin yardımı ve nice sonsuz lutfu üzerimizde olmasa tek kelime edebilir miyiz? Acaba O(C.C.) dilemese bir adım atabilir miyiz ,tek bir nefes alabilir miyiz ? Ne kadar aciziz değil mi? saymakla bitmez.Bu lezzetli sohbetin sonu gelmez ama bize gitmek gerektir şimdi.Akıl gibi yüce bir nimete sahip İNSANOĞLUNUN bu nimeti kısacık bir hayatta hele ki bir dakika sonrasına çıkmaya senedi yokken hesapsızca sırf nefsi arzu ve istekleri doğrultusunda harcayarak tüketmesi akıl karı mıdır ? Bu sorular üzerinde düşünmeye davet ediyorum Sizi.ALLAH'A EMANET OLUN.
 

zerrat

Well-known member
Ve ALLAH RESULU PEYGAMBER EFENDİMİZ HZ.MUHAMMED'İN(A.S.M.) Veda Hacc'ı bize yarın mesuliyetimizden kurtulamayacağımızı,bunları ben bilmiyordum diyemeyeceğimizi apaçık haykırıyor değil mi ;

VEDÂ HUTBESİ
(9 Zilhicce l0 H./8 Mart 632 M. Cuma)
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Vedâ haccında, 9 Zilhicce Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin ortasında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa şöyle hitab etti:

"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür."

"Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. İnsanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.
Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O'da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakin benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.
Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmutallib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.
Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin Rabia'nın kan davasıdır.
Ey insanlar! Muhakkak ki, şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız.
Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınızı; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
Ey mü'minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin sünnetidir.
Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman'a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.
Ey insanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır.
Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.
Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:
- Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız.
- Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz.
- Zina etmeyeceksiniz.
- Hırsızlık yapmayacaksınız.
İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? "
Sahabe-i Kiram birden söyle dediler:
"Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şahadet ederiz!"
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) şahadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve söyle buyurdu:
"Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! "


DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
 
Üst