Kelime Analizi 184: Şaban

kenz-i mahfi

Sorumlu
ŞA'BÂN (Arapça) (شعبان)

Kelime manası olarak Hicri Yılın sekizinci ayıdır.

Şuhur-u selase olarak bilinen üç ayların ikincisidir.

Kelime kökeni olarak Arapça "şa'b" kelimesinden gelmektedir. Bu kelime "toplamak, bir araya getirmek, dağıtmak, ayırmak, birliğini dağıtmak" gibi manalara gelmektedir.

Şa'ban ayının kameri takvimin sekizinci ayına isim olması farklı şekillerde izah edilmiştir.

Bir izaha göre, savaşmanın yasak olduğu haram aylardan biri olan Recep ayından (hicri 7. ay) sonra silahlı baskınlar için kabilelerin gruplar halinde dağılması sebebiyle bu isimle anılmıştır.

Arapların bu ayda su temin etmek maksadıyla gruplara ayrılmalarından dolayı bi ismin verildiği söylenmektedir.

Bir başka izaha göre şuhur-u selase olarak bilinen üç aylardan Recep ayı ile Ramazan ayını birbirinden ayırdığı için bu ismin verildiğidir.

Başka bir izaha göre kameri ayların eski adlarının değiştirilmesi ağaçların dal verdiği döneme rastladığından bu ismi aldığı şeklindedir.

Arab-ı müsta’ribe döneminden itibaren hicri takvimde yer alan ay adlarının kullanıldığı ve İslamiyet döneminde ise Arapların bu isimleri kullanmakta olduğu rivayet edilmiştir. Araplar Şa’ban ayını el-muazzam ve eş-şerîf kelimeleriyle sıfatlandırmışlardır.

Şa’ban kelimesinin erkek ismi olarak müslümanlar arasında istimali çok fazladır.

Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed (ASM) Şaban ayının büyük bir kısmını oruçlu geçirmiştir. Ramazan ayındaki oruçtan sonra en faziletli orucun Şa'ban ayında tutulan oruç olduğu rivayet edilmiştir.

Ramazan orucu, hicretin 2. yılında Şa'ban ayında farz kılınmıştır. Şa'ban ayının 15.gecesi Berat Kandili olarak kutlanmaktadır.

Dilimizde çok kullandığımız ve "parça, kısım, alan, branş" gibi manalara gelen "şube" kelimesi de bu kelimeden türetilmiştir. Arapça'da halkları ifade etmek için de "şa'b" kelimesi kullanılmaktadır.

Bu kelimeden türetilen "teşaub" kelimesi "dallanmak, çatallaşmak" manalarına gelmektedir.
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Risale-i Nur’da “şa’ban” kelimesi toplam 12 defa zikredilmiştir. Bunlar;
1.Hususan Şaban ve Ramazanda, akıldan ziyade kalb hissedardır, ruh hareket eder. (Mektubat, sayfa 388)
2.Bilmecburiye, yanımdaki üç kardeşime yedirmek ve Şaban-ı Şerif ve Ramazan’da o baldan iktisad ile otuz kırk gün üç adam yesin ve getiren de sevab kazansın ve kendileri de tatlısız kalmasın diyerek “Alınız” dedim. .....Bütün Şaban ve Ramazan’da hem ben yedim, hem lillahilhamd o kardeşlerimin her birisine iftar vaktinde birer kaşık verip, mühim sevaba medar oldu. (Lem’alar, sayfa 143)
3...bir İsm-i A’zam veyahud İsm-i A’zam’ın altı nurundan bir nuru olan “KUDDÜS” isminin bir cilvesi Şaban-ı Şerif’in ahirinde, Eskişehir Hapishanesinde bana göründü. (Lem’alar, sayfa 304)
4.Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şaban-ı Muazzam’da üçyüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadir’de otuzbine çıkar. (Şualar, sayfa 494) ---> Bu ibare Tarihçe-i Hayatı kitabında da geçmektedir.
5....elbette o yeni kardeşlerimiz dahi Denizli mahpusları gibi, kardeşliğimiz hatırı için, şaban ve ramazan hürmetine birbirine küsmemek ve kardeş olup barışmak lazım ve elzemdir. (Şualar, sayfa 501)
6.18 Receb tarihli, Otuzbirinci Mektub’un Birinci, İkinci Lem’alarıyla Yirmidokuzuncu Mektub’un Birinci Remzinin Makamını, Şaban’ın birinci günü, yani yazıldığından onüç gün sonra aldım. (Barla Lahikası, sayfa 202)
7.... Bu Emirdağı memleketinde dört ay zarfında yalnız üç cuma gecesinde – biri Leyle-i Regaib, biri Leyle-i Mi’rac, biri de Şaban-ı Muazzam’ın birinci cuma gecesinde- rahmetin kesretli gelmesi ve Risale-i Nur’un da serbestiyetinin üç devresine tam tamına tevafuk etmesi; küre-i havaiyenin bir tebriki, bir müjdesidir ve Risale-i Nur’un da manevi bir rahmet ve yağmur olduğuna kuvvetli bir işarettir. (Emirdağ lahikası, sayfa 46)
8.Şaban-ı Şerif’in onbeşinci cumartesi Leyle-i Berat gecesi rü’yamda; büyük berrak, küçük bir deniz olan bir göl sahilinde İngiliz veyahut Almanla, biz yani Türk hükümeti harbediyormuş. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, sayfa 51)
9....Şaban-ı Şerifin bir Cuma gecesinde kesretli rahmet ve yağmurun bu memlekette gelmesi... (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, sayfa 209)
10....Emirdağı memleketine dört ay zarfında yalnız üç cuma gecesinde -ki, biri Leyle-i Regaib ve biri Leyle-i Mi’rac, biri de Şaban-ı Muazzam’ın birinci cuma gecesinde- rahmetin kesretle gelmesi... (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, sayfa 209)

Risale-i Nur Külliyatı’nda “Şaban-ı Şerif” terkibi toplam 4 defa geçmektedir. “Şaban-ı Muazzam” terkibi ise yine aynı şekilde 4 defa geçmektedir. Sadece “Şaban” şeklinde ise yine 4 defa geçmektedir. Bunların toplamı olan 12 rakamı ise ayların toplam sayısı olan 12 rakamına tevafuk etmektedir. Hicri aylardan sekizincisi olması ise “Şaban-ı Şerif” ve “Şaban-ı Muazzam” terkiblerinin toplamı olan 8 rakamına yine tevafuk etmektedir.

(شعبان) kelimesinin Ebced Değeri: 423 etmektedir.
 
Üst