kenz-i mahfi
Sorumlu
MECUSİ (Farsça)
Kelime manası olarak Mecusilik, Zerdüştiliğin eski İran inanç ve gelenekleriyle karışmasından oluşan din manasına gelmektedir.
Zerdüşt tarafından tebliğ edilen, monoteist bir teoloji içeren inanç ve düşüncelerin eski İran inanç ve gelenekleriyle mezcedilmesinden oluşan bir dindir. Sasanilen döneminde büyük öneme sahip olmuştur. Sasanilerde, Zerdüştiliğin rahip sınıfı olan Meci'den (Mecûş) hareketle İslam kaynaklarında Mecusilik ismini alırken, Batı kaynaklarında ise Zerdüşt isminden dolayı Zoroastrianism veya Ahura Mazda isminden hareketne Mazdeizm olarak isimlendirilmiştir. Ateşe taptıkları için ise Ateşperestlik olarak adlandırılmıştır. İki tanrı inancna sahip batıl bir dindir. İyilik ve kötülük isminde iki tane ilahları bulunmaktadır.
Kur'an-ı Kerim'de "Mecusilik" ile ilgili olarak sadece bir ayette bahsedilmektedir. Hacc Suresi'nin 17.ayetinde mealen "Şüphesiz o iman edenler, yahudi olanlar, sabiiler (yıldıza tapanlar), hristiyanlar, ateşe tapanlar ve (Allah'a) eş koşanlar (yok mu?) Allah, kıyamet günü bunların arasını şüphesiz ayıracaktır. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla görüp bilendir." denilmiştir.
Sasaniler devletinin siyasi gücüne dayalı olarak Irak, Bahreyn, Umman ve Yemen gibi bölgelerde yayılmıştır. Sasaniler devletinden dolayı o zamanda İran'ın resmi dini idi. O devirde Batı Hindistan ve Çin'de dahi Mecusi topluluklarının bulunduğu bilinmektedir.
Sasani devletinin müslümanlar tarafından yıkılması üzerine Mecusilik zayıflamıştır. Hacc Suresi'nin ayetinden dolayı Mecusilere "cizye" karşılığı İslam hakimiyetinde yaşama hakkı tanınmıştır. Müslümanlar, haklarında herhangi bir hüküm bulunmadığından gayr-i müslimlere uygulanan muameleyi hukukta uygulamışlardır. İslamiyet döneminde pek çok Mecusi, Müslümanlığı veya Hristiyanlığı kabul ederek din değiştirmişlerdir. Bir kısmı ise Hindistan'a sığınarak Brahmanların bozuk inanışlarını kabul etmişlerdir.
İran ve Hindistan halkının bir kısmının mensubu olduğu bu bozuk dine inananlara "Mecusi", bu bozuk dinin rahiplerine de "Muz" denilmiştir. İranlılar başka İbrahim Aleyhisselam'ın doğru dinine inanırlarken, Asurlular zamanında ülkede hakim olan Sabiilik görüşü yapılmıştır. Sabiiler, güneşe, aya, yıldızlara kutsallık vermişlerdir. Bu putperestler zamanla ateşe de kutsallık vermeye başladılar. Hatta bir kısmı ateşi ilah kabul edecek kadar ileri gitmiştir. Ateşe tapmayı ibadet haline getirip içinde hiç sönmeyen ateş yanan ateşgedeler inşa ettiler.
Bu ateşe tapma işini başlatan ise "Mecus" isminde bir kişidir. Bu kişinin isminden dolayı ateşperestler olarak bilinen Mecusilik denilmiştir.
Kelime manası olarak Mecusilik, Zerdüştiliğin eski İran inanç ve gelenekleriyle karışmasından oluşan din manasına gelmektedir.
Zerdüşt tarafından tebliğ edilen, monoteist bir teoloji içeren inanç ve düşüncelerin eski İran inanç ve gelenekleriyle mezcedilmesinden oluşan bir dindir. Sasanilen döneminde büyük öneme sahip olmuştur. Sasanilerde, Zerdüştiliğin rahip sınıfı olan Meci'den (Mecûş) hareketle İslam kaynaklarında Mecusilik ismini alırken, Batı kaynaklarında ise Zerdüşt isminden dolayı Zoroastrianism veya Ahura Mazda isminden hareketne Mazdeizm olarak isimlendirilmiştir. Ateşe taptıkları için ise Ateşperestlik olarak adlandırılmıştır. İki tanrı inancna sahip batıl bir dindir. İyilik ve kötülük isminde iki tane ilahları bulunmaktadır.
Kur'an-ı Kerim'de "Mecusilik" ile ilgili olarak sadece bir ayette bahsedilmektedir. Hacc Suresi'nin 17.ayetinde mealen "Şüphesiz o iman edenler, yahudi olanlar, sabiiler (yıldıza tapanlar), hristiyanlar, ateşe tapanlar ve (Allah'a) eş koşanlar (yok mu?) Allah, kıyamet günü bunların arasını şüphesiz ayıracaktır. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla görüp bilendir." denilmiştir.
Sasaniler devletinin siyasi gücüne dayalı olarak Irak, Bahreyn, Umman ve Yemen gibi bölgelerde yayılmıştır. Sasaniler devletinden dolayı o zamanda İran'ın resmi dini idi. O devirde Batı Hindistan ve Çin'de dahi Mecusi topluluklarının bulunduğu bilinmektedir.
Sasani devletinin müslümanlar tarafından yıkılması üzerine Mecusilik zayıflamıştır. Hacc Suresi'nin ayetinden dolayı Mecusilere "cizye" karşılığı İslam hakimiyetinde yaşama hakkı tanınmıştır. Müslümanlar, haklarında herhangi bir hüküm bulunmadığından gayr-i müslimlere uygulanan muameleyi hukukta uygulamışlardır. İslamiyet döneminde pek çok Mecusi, Müslümanlığı veya Hristiyanlığı kabul ederek din değiştirmişlerdir. Bir kısmı ise Hindistan'a sığınarak Brahmanların bozuk inanışlarını kabul etmişlerdir.
İran ve Hindistan halkının bir kısmının mensubu olduğu bu bozuk dine inananlara "Mecusi", bu bozuk dinin rahiplerine de "Muz" denilmiştir. İranlılar başka İbrahim Aleyhisselam'ın doğru dinine inanırlarken, Asurlular zamanında ülkede hakim olan Sabiilik görüşü yapılmıştır. Sabiiler, güneşe, aya, yıldızlara kutsallık vermişlerdir. Bu putperestler zamanla ateşe de kutsallık vermeye başladılar. Hatta bir kısmı ateşi ilah kabul edecek kadar ileri gitmiştir. Ateşe tapmayı ibadet haline getirip içinde hiç sönmeyen ateş yanan ateşgedeler inşa ettiler.
Bu ateşe tapma işini başlatan ise "Mecus" isminde bir kişidir. Bu kişinin isminden dolayı ateşperestler olarak bilinen Mecusilik denilmiştir.