Safer ayına girmiş bulunuyoruz.

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Safer ayına girmiş bulunuyoruz.

Safer ayı, bazı felâketlerin sıklaştığı bir zaman dilimi, binaenaleyh uğursuz bir ay olduğu söyleniyor.

Bu hususta bir açıklama yapar mısınız?

Cevab:

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Safer, kameri ayların ikincisinin adıdır. Resmi vesikalarla hususî mektuplarda ve takvimlerde
Saferul-hayr şeklinde yazılır ve (s) rumuzuyla gösterilirdi. Bilindiği gibi kamer (ay)ın doğuş ve batışına
tabi olan ay hesabına kamerî aylar denilmektedir ki şunlardır:

Muharrem, Safer, Rebîul-evvel, Rebîul-ahir, Cemaziyel-evvel, Cemaziyel-ahir,
Receb, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce.

Bu hususta Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

Hakikatte ayların sayısı Allah katında, Allahın kitabında -ta gökler ve yeri yarattığı günden beri-
on iki aydır. Onlardan dördü haram olanlardır. İşte bu, en doğru hesaptır. O halde bilhassa bunlarda,
o haram aylarda nefislerinize zulmetmeyin. Bununla beraber müşrikler sizinle nasıl topyekûn harb
ederlerse, siz de onlarla topyekûn harb ediniz. Bilin ki Allah, haramlardan, fenalıklardan sakınanlarla
beraberdir. (Tevbe Sûresi: 36)

Ebû Bekre (R.A.)den rivayete göre, Veda haccında okuduğu hutbesinde:

Takvim düzeni açısından zaman, Allahın gökleri ve yeri yarattığı gündeki ilk durumuna dönmüştür.
Artık sene on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü peşi peşinedir ki, Zilkade, Zilhicce
ve Muharremdir. Bir de Cemaziyel-âhir ile Şaban arasında yer alan Müdarin Recebidir.
(Buhari, Tefsir (9) 8, Bedüll-Halk: 2, Megazi: 77, Edahi: 5, Tevhid: 24, Müslim, Kasame: 29,
Ebu Davud, Menasik: 67, Ahmet b. Hanbel, 4/37,73)

buyuran Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimiz haram ayların:
Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb ayları olduğunu belirtmiştir.

Araplar daha İslâmiyet gelmeden önce Haram ay denilen bu ayları kutsal tanır ve
bu aylarda savaştan, yağmacılıktan kaçınırlardı.

Çünkü müşrik de olsalar, inanç ve yaşantılarında Hak Dinden kalıntılar vardı. Haram aylara hürmet,
Kâbeyi tavaf etmek ve hac yapmak gibi. Tabii bütün bunlar da tahrif edilerek, aslından uzaklaştırarak
yapıyorlardı. Aslında bütün batıl dinler, hep Hak Dinden uzaklaşma neticesinde oluşmuşlardır.
Hiçbir batıl din, birileri tarafından kurulmamıştır. Bu bakımdan dinimizi, olduğu gibi dosdoğru öğrenmek
ve yaşamak mecburiyetindeyiz.

Araplar her yıl kendi adetlerine göre gelip hacceder, ALLAHa iman ile putlara tapmayı birbirine
karıştırıp içinden çıkılmaz garip bir inanç sistemi meydana getirirlerdi. Ama her şeye rağmen
mal ve can güvenliği yoktu. Mekkeye hac mevsiminde gelebilmek bile başlı başına bir problem idi.
O yüzden kabile reisleri hac aylarından olan Zilkade ile Zilhiccede bir de onu izleyen Muharremde
savaşmayı kaldırırlar ve bu ayları hürmetli sayıp kesinlikle uyulmasında ısrarla dururlardı.
Böylece uzak yerlerden hac için gelenler bu üç ayda hem ibadetlerini yerine getirirler,
hem de güven içinde evlerine dönme imkanı bulurlardı.

Cahiliyye devrinde, birbiri ile çarpışmaya ve talana alışmış olan Araplara fasılasız üç ay
güvenlik ve sulh içinde yaşamak çok ağır geliyordu. Onun için Hz. İbrahim (A.S.) ve
Hz. İsmail (A.S.)dan beri devam ede gelen bu tertibi canlarının istediği gibi bozmaya,
mesela Muharrem ayındaki haramlığı Safer ayına çevirmeye, diğer haram ayları da
ileri geri götürmeye başladılar ve hadis-i şeriflerde de belirtildiği üzere:

Muharrem ayını Safer diye isimlendirerek,
(Bak. Buhari, Hacc: 34, Menakıbul-ensar: 26, Müslim, Hacc: 198, Ebu Davud, hacc: 80)

Muharremi haram ayı olmaktan çıkarıyorlar, haram ayındaki yasakları işliyorlardı.
Böylece, Muharremin haramlığını Safer ayına tehir ediyorlardı.
Maksatları ardarda gelen üç haram ayı ikiye indirmek, üçüncüyü bir ay geriye bırakmaktı.
Çünkü üç ay üst üste, savaşmak, yağmalamak ve öldürmek gibi alışkanlıklardan uzak kalmak
onlara zor geliyordu.

Cenâb-ı Hak, Kuran-ı Kerimde:

Haram ayları ertelemek, sadece kâfirlikte ileri gitmektir. Çünkü onunla, kâfir olanlar saptırılır.
Allahın haram kıldığının sayısını bozmak ve Onun haram kıldığını helal kılmak için haram ayını
bir yıl helal sayarlar, bir yıl da haram sayarlar. Böylece onların kötü işleri kendilerine güzel gösterilmiştir.
Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez. (Tevbe Sûresi: 37)


buyurarak, onların bu nesi tatbikatlarını küfürde artış olarak değerlendirmiştir.

Bu hal hicretin 10. yılına kadar devam etti. Veda Haccında Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz
ayların o sene tam yerini bulduğunu açıkladı.

Binaenaleyh, Safer ayının uğursuzluğu hakkında söylenenlerin asıl menşei işte bu cahiliyye devri
davranışlarıdır. Öyle ya! Bir adamın yurdunda ve ailesi yanında rahatça oturmasını ve dağda, bayırda
serbestçe gezip-dolaşmasını değiştiren, şehirlileri gurbete çıkarıp bedevilerden bir kısmını savaşa gönderen,
bir kısmını da sakınmaya, korunmaya, korkmaya mecbur eden bir ay; uğursuz sayılmaz da ne yapılır?
İşte Arabistan çöllerinde meydana gelen bu hadiseler, Safer ayının Saferul-hayr diye vasıflandırılmasına
rağmen uğursuz sayılmasına sebep olmuştur.
(Geniş bilgi için bak. Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, 3/89-90)

Safer; ayrıca cahiliyye devri arablarının inandığı bir uğursuzluk çeşididir.

Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bunu reddetmiştir.

Ebû Hureyre (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

Hastalığın, sahibinden bir başkasına kendi kendine sirâyeti yoktur, eşyâda uğursuzluk yoktur.
Ükey ve baykuş ötmesinin tesîri ve kötülüğü de yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur.
Bunlar Cahiliyet hurâfeleridir. Fakat ey mümin! Sen cüzzâmlıdan, arslandan kaçar gibi kaç! buyurdu.
(Buhari, Tıp: 19)


Hadis-i şerifte geçen Safer iki şekilde tevil edilmiştir. Birinci tevile göre bundan maksat:
Safer ayıdır. Yukarıda da izah edildiği gibi, Cahiliyyet devrinde Araplar Nesi usûlüne göre,
Muharrem ayının haram ay oluşunu Safere naklederlerdi. Ve bu sûretle Safer, haram aylardan
sayılırdı. Resûlü Ekrem (S.A.V.) Efendimiz bunu da men edip:
Artık Safer ayı için hürmet yoktur! Buyurmuştur.

Asr-ı Saâdetten zamanımıza kadar devam edip gelen halk inanışına göre, bu ayda akdedilen
nikahı devamsız sayarlar. Hatta halk arasında bu aya boş ayı derler. Çünkü Safer lûgatta boş demektir.
Dilimizdeki Sıfır kelimesi de buradan gelir. Araplar bu ayda birbirlerine yağmada bulunurlar ve
evlerini eşyadan hâli ve boş (Safer) bırakırlardı. Bu sebeple yağma ayına Safer denmiştir.

İşte bu hadis-i şerif ile, Safer ayının uğursuz kabul edilmesi men olunmuştur.
Çünkü Safer ayının diğer aylardan hiçbir farkı yoktur.

Diğer aylar zamanın bir dilimi olduğu gibi Safer ayı da zamanın bir dilimidir.

Bu batıl akide cahil halk arasında yaşamakta ve Safer ayında nikah yapmanın uğursuzluk getireceğine
inanılmaktadır. Bu batıl inancı yıkmak için İslâm alimleri mücadele etmişler, hatta pek çok alim
özellikle bu ayda nikah kıymışlardır.

Buharînin bir rivayetine göre, Hz. Âişe (R.Anha) validemiz:

Benim nikahım da, zifâfım da Safer ayında idi, buyurduklarına göre, Resûl-i Ekrem (S.A.V.)
Efendimiz bu hurâfevi fikrin izâlesine fiilen de çalışmıştır.

Bu bakımdan safer ayında evlenilmez, yoksa devam etmez; safer ayında doğan çocuklar uğursuz olur
v.b. inanışlar tamamen batıldır, hurafedir.

İmam Malike, hadis-i şerifte geçen:

La safere sözünün manası soruldu da: Cahiliye halkı Safer ayını helâl aylardan sayarlardı.
Sonradan onu bir sene helâl, bir sene de haram saymaya başladılar. Hz. Peygamber (S.A.V.)
Efendimiz de onların bu âdetini kaldırmak için:

Böyle bir sene helâl, bir sene de haram sayılan bir Safer ayı yoktur buyurdu, cevabını verdi.
(Ebu Davud, Tıp: 24, No:3914)


İkinci tevile göre Safer karında yaşayan bir takım kurtlardır.
Câhiliyet devri itikatlarından biri de budur. Araplar karın boşluğunda yılana benzeyen
bir hayvanın yaşadığına, insan acıktığı zaman o hayvanın heyecanlanıp, çok defa sahibini ısırıp
öldürdüğüne inanırlardı. Hatta bunu uyuz hastalığından daha bulaşıcı sayarlardı. Bunun,
insan veya havyan karnında bulunup, bulaşıcı bir hastalık olduğuna da inanırlardı.

Cahiliyyet devrinde bulaşıcı hastalıkların ilâhî bir tesîre tâbi olmaksızın bizâtihi, yani kendi kendilerine
sirâyet edip geçtiklerine inanılırdı. Halbuki her şeyde hakîkî müessir, Allahın irâdesidir.
Bu irâde de hastalıkların geçmesinde bir takım sebepleri vasıta kılar. Bunlardan biri, hasta olan
kimselerle temâstır. Hadisteki Cüzâmlıdan kaç! emri, hastalığın başkasına geçme sebeplerinden birini
en açık şekilde belirtmiştir.

İşte Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, Yok diye buyurmakla her iki manaya gelen Saferin batıl ve asılsız
olduğunu belirtmektedir.

Hadis-i şerifte işaret buyrulan cahiliyye devrinin diğer batıl inançlarından bazıları:

a- Tıyere: Bir yolcunun sefere çıktığı sırada önünden bir kuşun uçması uğursuzluk sayılırdı
ve böyle bir durumla karşılaşan yolcu yolculuğundan vaz geçerdi.

b-
Hâme: Hâme, baykuştur. Bu kuşun bir evin üzerine konup da ötmesinin uğursuzluk getireceğine
inanılırdı. Bugün bile cahil halk arasında böyle bir endişe vardır.

c- GûI: Cahiliyye Araplarının inancına göre Gûl, tenha ve ıssız çöllerde insana değişik suretlerde
görünerek yolunu şaşırtır, sonunda onu helâk eder. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bunların aslının
olmadığını, cehalet devri Araplarının batıl inançları arasında yer aldığını bildirmiş ve bunlara itibar
edilmemesini öğütlemiştir.

Mehmet Talü
Konu Adresi: Safer ayı felaket ayı mı ? - Mübarek Gün ve Geceler
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Safer Ayında Okunacak Dualar


Safer ayı hicr ayların ikincisi olup 10 Ekim sali.yi carsambaya baglayan (Bu gece) Safer ayına girmiş bulunuyoruz.


Safer ayının ilk ve son çarşamba gecesi gece yarısından sonra, yeryüzüne nazil olacak (inecek ) belâlardan biiznillahi tealâ muhafaza olmak için sabah namazından evvel (teheccüd vakti, imsak öncesi) dört rek´at nafile namaz kılıp birinci rek´aktda Fatiha dan sonra onyedi kevser suresi, ikinci rek´atda Fatiha dan sonra beş ihlas-ı şerif, üçüncüde Fatiha´dan sonra bir Felak suresi dördüncüde bir Nas suresi okuyup selam verilip dua edilecektir.

Aynen Safer ayının son çarşambasının gecesi veya gündüzü iki rek' at namaz kılıp, birinci ve ikinci rek'at da Fatiha' dan sonra onbir İhlas-ı şerif okunacak,
namazdan sonra yedi defa istiğfar edip, el kaldırıp onbir defa Salat-ı Münciye ve sonralarında:انك على كل شىء قدير okunacaktır.

Safer ayi duaları


* İslâmî ayların ikincisidir. Bu ayda her gün:

"Allâhümme bâriklenâ fî şehrissafer. Vahtim lenâ bisse-âdeti vezzafer" duâsı okunur.

* İlk Çarşamba gecesi, imsaktan evvel dört rek'at nafile namaz kılınır. Sonra duâ okunur.
* Son Çarşamba gecesi veya gündüzünde iki rek'at namaz kılınır. Sonra duâ okunur.
* Selâm âyetleri, Safer ayı boyunca her gün en az birer defa okunur.
* Yine Safer ayı ile ilgili duâ, Safer ayı boyunca her gün en az bir defa muhafaza için okunur.


1- Safer ayı boyunca:

Yukarıda da geçtiği gibi şu duâyı her gün en az bir defa okumayı ihmâl etmemelidir:

"Allâhümme bârik lenâ fî şehrissafer. Vahtim lenâ bissa-âdeti vezzafer."

2- Safer ayının ilk Çarşamba gecesi namazı ve okunacak duâları

Bu ayın ilk Çarşamba gecesi gece yarısından sonra, yeryüzüne nazil olacak belâlardan -biiznillâhi Teâlâ- muhafaza olmak için, imsaktan önce dört rek'at aşağıdaki şekilde nafile namaz kılınır.

Birinci rekatta; Fâtiha'dan sonra 17 Kevser sûresi (İnna a'tayna),
İkinci rekatta; Fâtiha'dan sonra 5 İhlâs sûresi (Kulhüvallâ-hü Ehad),
Üçüncü rekatta; Fâtiha'dan sonra 1 Felak sûresi (Kul eûzü birabbilfelak),
Dördüncü rekatta; Fâtiha'dan sonra 1 Nâs sûresi (Kul eûzü birabbinnâs), okuyup selâm verilir.

-Bilâhare, yedi defa istiğfar edilir (yâni, Estağfirullâh el-azim denir.)

-Sonra eller kaldırılıp 11 (onbir) defa salât-ı münciye (salâ-ten tüncînâ) okunur:

"Allâhümme salli ala seyyidinâ Muhammedin ve ala ali Seyyidina Muhammedin salâten tüncî-nâ bihâ min cemî il ehvâli velâfât. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâ-cât. Ve tütahhirunâ bihâ min cemîıs seyyiât. Ve terfeunâ bihâ indeke a'led derecât. Ve tübelliğunâ bihâ aksal gâyât. Min cemîil hayratı fil hayati ve ba'del memat. Birahmetike yâ erhamerrâhimîn. Hasbünallâhü ve ni'melvekîl, ni'melmevlâ ve ni'mennasîr. Guf-râneke rabbenâ ve ileykel masîr amin ya mucibi da'vât velhamdulillahi rabbil alemin."

Okunduktan sonra:

İnneke alâ külli şey'in kadîr. denir. 102

Bundan sonra yapılacak duâda:

"Yâ Rabbi! Beni ve âile efradımı ve bilcümle mü'minleri âfât-ı semâviyye ve arâdiyyelerden (yer ve gök âfetlerinden) ve cemi' belâlardan muhafaza eyle!"denir.

3- Safer Ayının Son Çarşambasının Gecesinde veya Gündüzünde Namaz ve Duâ

Safer ayının son Çarşambasının gecesinde veya gündüzünde iki rek'at namaz kılınır. Şöyle ki ;

Birinci rek'atta, Fâtiha'dan sonra 11 (on bir) İhlâs sûresi,
İkinci rek'atta, Fâtiha'dan sonra 11 (on bir) İhlâs sûresi okunur.

Namazdan sonra, ayın ilk Çarşambasında kılınan namazı müteâkib yapılan istiğfar ve duâlar aynen yapılır:

7 (yedi) defa istiğfar edilir:

Estağfirullâh el-azîm, denir.

Sonra eller kaldırılıp:

11 (on bir) defa salât-ı münciye (Salâten tüncînâ) okuyup:
"İnneke alâ külli şey'in kadîr" denir.
Sonra yapılacak duâda:
"Yâ Rabbi! Beni ve âile efradımı ve bilcümle mü'minleri, âfât-ı semâviyye ve arâdıyelerden muhafaza eyle!" denir.

4-Her Türlü Âfetlerden Muhafaza Olunmak İçin Safer Ayı Boyunca Her Gün En Az Birer Defa Okunacak Selâm Âyetleri

5- Safer Ayı Boyunca Her Gün Okunacak
Diğer Bir Duâ

6- Aşağıdaki duâlar Safer ayı boyunca Selâm âyetleriyle beraber her gün okunur:

Bismillâhirrahmânirrahîm,
Fallâhü hayrun hâfizan ve hüve erhamürrâhimîn.
Rabbeneftah beynenâ ve beyne kavminâ bilhakkı ve en-te hayrül fatihin.
Allâhümme yâ müfettihal ebvâb. İftah lenâ ebvâbel hayrat.

"Bismillâhirrahmânirrahîm, Eûzü billahi min şerri hâzezzemâ-ni ve esteîzü bihî min şürûri sâirizzamâni. Ve eûzü bi celâli vechi-ke ve cemâli kudsike en tücîranî minelbelâi fî hâzihisseneti ve kına min şerri mâ kadaytü fîhâ. Ve ekrimnâ fissaferi Yâ Ekramel ek-ramîyn. Ezhır vahtim hâzihişşühûra aleyye, bisselâmeti vesse-âdeti ve liehli beyti ve li akraba! ve licemî ümmeti Muhammedin -aleyhissalâtü vesselam-. Birahmetike yâ erhamerrâhimîyn. Allâhümme ferricnâ bi duhûlissaferi. Vahtim lenâ bilhayri vezzafer."


Rabbim Safer ayinizi Mubarek ibadetinizi makbul Duani,zi kabul eylesin. Amin.
 
Üst