çağlar üstü ahlak

topraktoprak

Well-known member
İslam Dini bir bütündür, hiçbir parçası tek başına ayrı tutulamaz, ayrı yorumlanamaz. Ancak anlatımı kolaylaştırmak için, inanç, ibadet, ahlak, muamelat (Aile, ticaret sosyal ve siyasal hayat) ve ukubat (ceza hukuku) gibi terimlere ihtiyaç duyulmuştur.
Her ideolojinin kendine has bir ahlak (Yunanca, etik) anlayışı vardır. İslam bir ideoloji (Beşeri, insankaynaklı) değil, bir “ vahiy sistemi’dir.” Kur’an ahlakının bu temel bilgilerin üzerine inşa edilmesi ile ancak bir anlam ifade eder. Örneğin; aç kalmaktan dolayı hırsızlık yapana ceza verilmediği gibi.
Heva ve hevesinden (nefsi istekler) konuşmayan, örnek modelimiz, rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (sav) bütün peygamberlerin yaşadığı çağda öne çıkardığı ahlaki yapının tamamını o kendi söz ve davranışlarına yansıtmış ve “Çağlarüstü Güzel Ahlakın” tetiklemesini bilmiştir.

EDEB BİR DENGEDİR.
Ahlakın en olgun şekline edeb demişler ki, hatta dergahların (tekke ve zaviyelerin) giriş kapısına kelime’i tevhid, lafza’i celal, salavat’ı şerife sözcüklerini yazmamışlar, Edep Ya Hu ! levhasını asmışlardır. Bugün ise edebin yerini çağdaş, uygar, modern kelimeleri konmak istenmişse de sonuç ortadadır.
Edepsizler için, ahlak ve görgü kuralları pek anlam ifade etmez. Sevgisiz, şefkatsiz, bencil, yalancı, nemalazımcı, hak-hukuk tanımaz tipler, ahlaki eğitime elbet muhtaçtırlar.
Çağlarüstü ahlak eğitiminin %75’i bilhassa 0-6 yaş arası ailede başlar. Çevre ve okulda devam eder. Edeb, insanın dışarıdan gelen yanlış etkilere karşı bünyenin sürekli savunmada kalabilmesidir.
Hayvanlar içgüdüleri ile hareket ederler, ahlak ve edeb gibi bir kaygıları da yoktur. Şeref, namus, iffet, haya, mukaddesat, adalet gibi kavramlar yalnız insana has vasıflardır.

ÇAĞLARÜSTÜ AHLAKIN KAYNAKLARI :
Kur’an’ Kerim’den: “Sen en yüce bir ahlak üzeresin.” (Kalem:4) “Eğer kaba ve katı kalbli olsaydın muhakkak ki, insanlar çevrenden dağılıp giderlerdi.” (Al’i İmran:159) Ayrıca; Medine’de inen ve 18 Ayet içeren 19. Sure Adab ve ahlak suresi ismiyle bilinen surenin adı, Hucürat’tır. Hz. Ayşe (ra) annemize Peygamberimiz (sav)’in ahlakını sormuşlar, O’da “O’nun hayatı ve ahlakı Kur’an’dı.” demiştir.
Hadis’i Şerif’lerden: “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.” Müminler arasında imanca en olgun olanı ahlakça en güzel olandır.” Beni Rabb’im terbiye etti ve edebimi güzel eyledi.” Hikmetin başı, Allah korkusundandır.” Ya Rabb’i ! sıhhat ve afiyet ver, ahlakımı güzelleştir.”
Ehl’i Beyt’ten: Haramlardan sakınmak, helal rızk istemek, aile fertleriyle hoş geçinmek güzel ahlaktandır. (Hz. Ali –ra-)
Gönül Sultanları: ”Şeytanı kahreden edebtir. (Hz Mevlana) “ Güzel ahlak:güler yüz, iyilik, insanların sıkıntısını gidermektir. (Tabii’n’den Hasan’ı Basri )

GÜZEL AHLAKI TETİKLEYEN Hadis’i Şerifler:
1)- Sizden biriniz, kendi nefsi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe, asla kamil mümin olamaz.
2)- Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
3)- Sizin ahlak bakımından en güzeliniz, ıyaline (eşine, çoluk-çocuğuna, ailesine) en hayırlı olanınızdır.
4)- Dört şey Peygamberin sünnetlerindendir. Haya ve güzel ahlak, koku sürünmek, misvaklanmak ve evlenmek.
5)- Allah’ın ve Resulu’nun ahlakıyla ahlaklanın.
6)- Ahlak dinin kabıdır.
7)- İçinizde en fazla sevdiklerim ve kıyamet gününde bana en yakın olanlarınız, ahlakı en güzel olanınızdır.
8)- Bir mümin güzel ahlak ile; gece ibadet eden, gündüz de oruç tutan kimselerin derecesine ulaşır.
9)- Bana en sevgiliniz, Cennet’te bana en yakın olanınız, ahlakı en güzel olanınızdır.
10)- Allah’ım ! şeklimi güzel ettiğin gibi huylarımı da güzel et.

EDEBİN ANAHTARI
Arapça üç harften oluşan (E, D, B,) edeb sözcüğünü atalarımız; Eline, Diline, Beline sahip olmaktan geçtiğini vurgulamışlardır. Yalan söyleyene; yanılıyorsun, yanlış söylüyorsun. Ahmak olana; anlatamadım, izah edemedim, ifadelerini kullanmışlardır.
Yine eski Müslümanlar; inkarcılara, kafir yerine gayri Müslim ( Müslüman olmaya hazır, aday kişi ) demişler. Yere düşen ekmeği, yerden kaldırıp öpmüşler, karıncayı dahi incitmekten çekinmişlerdir.
İmam’ı Azam Üstadı Hammad Hazretleri’nin evi istikametine, hastayken dahi ayaklarını uzatmaktan haya etmiştir. Daha nice ahlak menkıbesi yazarak destanlaşanlar vardır tarihimizde, Hatem’ül Esam (ks), Süfyan’ı Servi (ks), Bişr’i Hafi (ks) gibi. ( Geniş bilgi için, Feriduddin Attar, Tezkiratül Evliya, tercüme Prof. Dr. Süleyman Uludağ, Mavi Yayıncılık )
Hamd olsun, Alemlerin Rabb’ı olan Cenab’ı Allah’a …
Alıntı Mehmet Ali Biçer
 
Üst