Doktora git, kafanı tedavi ettir.

Ahmet.1

Well-known member
Kur'an, semadan nâzil olmuştur. Ve Onun nüzuluyla semavî bir maide ve bir sofra-i İlahiye de nâzil olmuştur. Bu maide, tabakat-ı beşerin iştiha ve istifadelerine göre ayrılmış safhaları hâvidir. O maidenin sathında, yüzünde bulunan ilk safha tabaka-i avama aittir. Meselâ:
ﺍَﻥَّ ﺍﻟﺴَّﻤَﻮَﺍﺕِ ﻭَﺍْﻻ*َﺭْﺽَ ﻛَﺎﻧَﺘَﺎ ﺭَﺗْﻘًﺎ ﻓَﻔَﺘَﻘْﻨَﺎﻫُﻤَﺎ "Gökler ve yer bitişik iken Biz onları birbirinden koparıp ayırdık." Enbiya Suresi, 21:30.) âyet-i kerimesi, beşerin birinci tabakasına şu manayı ifham ve ifade ediyor:

Semavat, ayaz, bulutsuz, yağmuru yağdıracak bir kabiliyette olmadığı gibi, arz da kupkuru, nebatatı yetiştirecek bir şekilde değildir. Sonra ikisinin de yapışıklıklarını izale ve fetk ettik. Birisinden sular inmeğe, ötekisinden nebatat çıkmağa başladı. Mezkûr âyetin ifade ettiği şu manaya delalet eden
ﻭَ ﺟَﻌَﻠْﻨَﺎَ ﻣِﻦَ ﺍﻟْﻤَٓﺎﺀِ ﻛُﻞَّ ﺷَﻲْﺀٍ ﺣَﻰٍّ "Her canlı şeyi sudan yarattık." Enbiya Suresi, 21:30.) âyet-i kerimesidir. Çünki hayvanî ve nebatî olan hayatları koruyan gıdalar ancak arz ve semanın izdivacından tevellüd edebilir.

Mezkûr âyetin tabaka-i avama ait safhasının arkasında şöyle bir safha da vardır ki: Nur-u Muhammediye'den (A.S.M.) yaratılan madde-i aciniyeden, seyyarat ile şemsin o nurun macun ve hamurundan infisal ettirilmesine işarettir. Bu safhayı delaletiyle teyid eden
ﺍَﻭَّﻝُ ﻣَﺎ ﺧَﻠَﻖَ ﺍﻟﻠَّﻪُﻧُﻮﺭِﻯ"Cenab-ı Hak herşeyden evvel benim nurumu yarattı." olan hadîs-i şerifidir.

İkinci misal:
ﺍَﻓَﻌَﻴِﻴﻨَﺎ ﺑِﺎﻟْﺨَﻠْﻖِ ﺍْﻻ*َﻭَّﻝِ ﺑَﻞْ ﻫُﻢْ ﻓِﻰ ﻟَﺒْﺲٍ ﻣِﻦْ ﺧَﻠْﻖٍ ﺟَﺪِﻳﺪٍ "Onların ilk yaratılışı Bize zor mu geldi ki, tekrar diriltmekten aciz kalalım? Doğrusu onlar ilk yaratılışlarını kabul ettikleri halde yeni bir yaratıştan şüphe ediyorlar." Kaf Suresi, 50:15.) olan âyet-i kerimenin tabaka-i avama ait safhasında şu mana vardır:

"Onlar, daha acib olan birinci yaratılışlarını şehadetle ikrar ettikleri halde, daha ehven, daha kolay ikinci yaratılışlarını uzak görüyorlar." Şu safhanın arkasında haşir ve neşrin pek kolay olduğunu tenvir eden büyük bir bürhan vardır.

Ey haşir ve neşri inkâr eden kafasız! Ömründe kaç defa cismini tebdil ediyorsun. Sabah ve akşam elbiseni değiştirdiğin gibi her senede bir defa tamamıyla cismini tebdil ve tecdid ediyorsun, haberin var mıdır? Belki her senede, her günde cisminden bir kısım şeyler ölür, yerine emsali gelir. Bunu hiç düşünemiyorsun. Çünki kafan boştur. Eğer düşünebilseydin, her vakit âlemde binlerce nümuneleri vukua gelen haşir ve neşri inkâr etmezdin. Doktora git, kafanı tedavi ettir.

Said Nursi
 
Üst