"Sır" hissi hakkında bilgi verir misiniz?

Ahmet.1

Well-known member
İnsanoğlunun nezd-i İlâhîdeki değerlendirilme mihengi kalbi ve amelidir. İnsan küçük kâinattır, kâinat ise büyük insandır. İnsanda kalb, büyük kâinatta Arş mesabesindedir. Yaratılmış bütün varlıkların oluşturduğu binlerce âlemin en üstünde ve yücesinde bulunan, mahiyeti bizce meçhulArşullah’ı, o makro âlemlerin mikrosu sayılan insanoğlundaki en üst makam olankalb temsil etmektedir.

“İnsana âlem-i sagîr yâni küçük âlem denir. Âlem-i sağîr on kısımdan meydana gelir. Bunların beşi Âlem-i Emr’dendir. Bu beş mertebe; kalb, rûh, sır, hafî ve ahfâdır. Bu latîfelerin asılları, kökleri âlem-i kebîrde (insanın dışındaki âlemde)dir. İnsanın dışındaki varlıklara “âlem-i kebîr” denir. (İnsandaki) ahfâ latîfesi, mertebelerin en sonu ve en yukarıdaki mertebedir.” (...).

“Âlem-i Emr’in birinci basamağı kalbdir. Bu yolda (tasavvuf yolunda) kalbi geçtikten sonra sırasıyla ruh, sır, hafî ve ahfâ mertebelerinde ilerlenir. Âlem-i Emr’in bu beş latîfesini anlamak ve bunlar üzerinde bilgi edinmek, ancak Muhammed aleyhisselâmın izinde gidenlerin büyüklerine nasîb olmuştur.” (Mektûbât-ı Rabbânî, s.34).

İnsan-kâinat benzeşmesi hususunda erbâb-ı haktan İbrahim Hakkı Erzurûmî ise şöyle diyor:

“Arş-ı Azam’a misal, insan-ı kâmilin (gönlündeki) sırrıdır; o sır da Hakk’a ulaşıcıdır.” (Marifetnâme, 43. Bölüm).

Her ne kadar onun bu sözü, “insan; mikro kainat, kainat; makro insan” olduğunu ifade siyâkında gelmiş olsa da, hakikat nokta-i nazarından da bir gerçeği ifşa etmektedir. Evet, kâmil insanların kalblerindeki sır, Arş-ı Azam’ı temsil eder diyor ki, o sır arşında ne esrârlı tecellîler mevcelenir, ne hâlis ilhamlar duyulur ve ne istivâ-i ilâhiye-i mahsusalar vâki olur.


Sorularla İslamiyet
 
Üst