Dünya ve ahiret dengesi hakkında

Ahmet.1

Well-known member
Dünya ve ahiret dengesini kurmalıyız

Kırşehir’den Hikmet Altan: “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışmayı emreden ve hadis diye bilinen söz gerçekten hadis midir? Hadis ise nasıl yorumlayabiliriz?”


DÜNYA- AHİRET DENGESİ AÇISINDAN

Bu sözün birinci kısmında hep bir İsrailiyat kokusu algılanır. Çünkü ‘hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışma’ söyleminde bir mübalâğa var gibidir.

Aynı sözün ikinci kısmında ise bir sıkıntı yoktur. Yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışmayı, yani ölümü hiç gündemden çıkarmamayı dinimiz emrediyor.

Bu sözü düzgün bir tevil ile hadis metninden veya en azından kelâm-ı kibardan saymakta bir sıkıntı da gözükmüyor aslında. Şu şartla ki, sadece dünya vurgusu öne çıkarılmamalı, dünya ve ahiret dengesine vurgu yapılarak tevil edilmelidir. Bu söz doğrudan hadis değilse bile, âyet ve hadislerden muktebes olduğu söylenebilir. Ya da en azından âyet ve hadisler ile mana bütünlüğüne sahip olduğu söylenebilir.

Bu sözün, dünyaya hiç ölmeyecekmiş gibi sarılmayı emreder bir hali var gibi gözükmesi, Türkçenin kimi manaları ifade kabiliyetinin yetersizliğinden kaynaklanıyor da olabilir.

Diğer yandan hadisin ikinci yarısı ahirete çalışmayı özendiriyor ve yarın ölecekmiş gibi ahirete hazırlıklı olmayı emrediyor.

Bu sözü hadis olarak algılayıp, dünyayı ahiret için terk etmemeyi, ahireti de dünya için ihmal etmemeyi emrediyor diye anlamak, yani bir dünya-ahiret dengesi kurmamızı emrettiğini düşünmek mümkündür.


DÜNYADA DA, AHİRETTE DE İYİLİK İSTEMELİ

Şu âyetler dünya ve ahiret dengesini kurmamızı emrediyor: “İnsanlardan öyle kimseler vardır ki, “Rabbimiz! Bize (nasibimizi) dünyada ver.” derler; böyle kimseler için ahirette bir nasip yoktur. Onlardan öyle kimseler de vardır ki, ‘Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik, Ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından muhafaza eyle.’ derler.”1

Mal çokluğu dolayısıyla şımaran ve şükrü unutan Karun’a şu sözlerle nasihat edilmişti:

“Allah’ın sana verdiği servet ile ahiret yurdunu ara; dünyadan da nasibini unutma; Allah sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et.”2

Şu hadisler de dünya ahiret dengesine işaret ediyor:

-“Hiç ölmeyeceğini zanneden biri gibi çalış, yarın ölecek biri gibi de tedbirli ol.”3

-“Kendini hiç ölmeyecek zanneden kişinin çalışması gibi (dünya için) çalış, yarın öleceğini zanneden kişinin korkması gibi (günahlardan) kork.”4

-“Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini, ahireti için dünyasını terk etmeyendir.”5


RİSALE-İ NUR’DA DÜNYA AHİRET DENGESİ

Âyet ve hadislerin muhteşem bir teviller demeti olan Risale-i Nur’da konu ile ilgili muhtelif muvazeneler yer alıyor.

Bediüzzaman diyor ki:

-“Âhiret ve dünya muvazenesini muhafaza etmek ve her vakit havf ve recâ ortasında bulunmak maslahatı iktiza eder ki, her dakika hem ölmek, hem yaşamak mümkün olsun.”6

-“Dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Bâki umur-u uhreviye ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir. İnsanın fıtratındaki şiddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehşetli hırs ve inatlı talep ve hâkezâ şedit hissiyatlar, umur-u uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir. O hissiyatı şiddetli bir surette fâni umur-u dünyevîyeye tevcih etmek, fâni ve kırılacak şişelere bâki elmas fiyatlarını vermek demektir.”7

-“İnsanlar, insana verilen cihazat-ı mâneviyeyi, eğer nefsin ve dünyanın hesabıyla istimal etse ve dünyada ebedî kalacak gibi gafilâne davransa, ahlâk-ı rezileye ve israfat ve abesiyete medar olur. Eğer hafiflerini dünya umuruna ve şiddetlilerini vezâif-i uhrevîyeye ve mânevîyeye sarf etse, ahlâk-ı hamîdeye menşe, hikmet ve hakikate muvafık olarak saadet-i dâreyne medar olur.”8


Dipnotlar:
1- Bakara Sûresi: 2/200-202.
2- Kasas Suresi: 28/77.
3- Câmiu’s-Sagîr, II/12, Hadis No:1201.
4- Münavi. Feyzü’l-Kadir, II/12; Kenzü’l-Ummal, III/40, hn: 5379.
5- Kenzü’l-Ummal, III/238, hn: 6336.
6- Sözler, s. 309.
7- Mektubat, s. 37.
8- Mektubat, s. 37.


Kaynak: Fıkıh Köşesi / Hadis
 
Üst