Şu görünen umumî âlemde her insanın hususî bir âlemi vardır.

Ahmet.1

Well-known member
Şu görünen umumî âlemde her insanın hususî bir âlemi vardır. Bu hususî âlemler, umumî âlemin aynıdır. Yalnız umumî âlemin merkezi şemstir. Hususî âlemlerin merkezi ise şahıstır. Her hususî âlemin anahtarları o âlemin sahibinde olup letaifiyle bağlıdır. O şahsî âlemlerin safveti, hüsnü ve kubhu, ziyası ve zulmeti, merkezleri olan eşhasa tâbidir. Evet âyinede irtisam eden bir bahçe hareket, tegayyür ve sair ahvalinde âyineye tâbi olduğu gibi, her şahsın âlemi de merkezi olan o şahsa tâbidir. Gölge ve misal gibi.

Binaenaleyh cisminin küçüklüğüne bakıp da günahlarını küçük zannetme. Çünki kalbin kasavetinden bir zerre, senin şahsî âleminin bütün yıldızlarını küsufa tutturur.


Mesnevi-i Nuriye​

Umumî: Herkesle ilgili, genel.
Hususî: Özel.
Şems: Güneş.
Letaif: Latif duygular.
Safvet: Temizlik, paklık.
Hüsn: Güzellik.
Kubh: Çirkinlik, kötülük.
Ziya: Işık.
Zulmet: Karanlık. *Sıkıntı.
Eşhas: Şahıslar, kişiler.
İrtisam: Görüntüsü çıkma.
Tegayyür: Değişme, başkalaşma.
Sair: Diğer, başka.
Ahval: Haller, vaziyetler.
Binaenaleyh: Bundan dolayı.
Kasavet: Katılık, gaflet. * Üzüntü, keder, kaygı.
Küsuf: Karanlık dönem, kararma.
 
Üst