Nur Talebeleri diğer dindarlarla münakaşaya girmez

Ahmet.1

Well-known member
Kardeşlerim! Çok dikkat ve ihtiyat ediniz. Sakın sakın hocalarla münakaşa etmeyiniz. Mümkün olduğu kadar musalahakârane davranınız, enaniyetlerine dokunmayınız, bid'at tarafdarı da olsa ilişmeyiniz. Karşımızda dehşetli zındıka varken, mübtedilerle uğraşıp onları dinsizlerin tarafına sevketmemek gerektir. Eğer size ilişmek için gönderilmiş hocalara rastgelseniz, mümkün olduğu kadar münazaa kapısını açmayınız. İlim kisvesiyle itirazları, münafıkların ellerinde bir sened olur. İstanbul'da ihtiyar hocanın hücumu ne kadar zarar verdiğini bilirsiniz. Elden geldiği kadar Risale-i Nur lehine çevirmeğe çalışınız.

Umum kardeşlerime birer birer selâm.

Said Nursî



İhtiyat: Tedbirli olmak, ileri düşünerek önlemler almak.
Musalahakârane: Anlaşma yaparcasına, barışırcasına.
Enaniyet: Benlik, kendine güvenmek kendine dayanmak. Kişinin üzerinde görünen iyi ve güzel sıfatları kendinden bilmesi.
Bid'at: Dine aykırı olarak sonradan uydurulan âdet ve davranışlar, anlayışlar ve hareketler.
İbadetle ilgili hükümlerde yeni uydurmalar.
Zındıka: Dinsizlik.
Mübtedi': Yeni bir şey icad eden.
Münazaa: Ağız kavgası, mücadele, çekişme.
Kisve: Elbise, kılık.
Münafık: İki yüzlü bozguncu dindar gibi görünen dinsiz.
Umum: Bütün.
 

Ahmet.1

Well-known member
Emirdağ Lahikası

Konya'daki Rıfat Filiz kardeşimizin mektubunda, bazı sofilerin bize hafif tenkidlerinin hiç ehemmiyeti yoktur. Sakın müteessir olmasınlar. Hiçbir vecihle mukabele etmesinler. Şimdi ehl-i imanın, hususan ehl-i tarîkatın ve bilhâssa şahsıma ait tenkidlerini bir nevi nasihat ve bir nevi iltifat telakki ederim. Onlara hakkımı helâl ediyorum. Şimdi ehl-i ilhadın bize dehşetli zararlarına karşı; kardeşlerimiz olan ehl-i imanın gayet hafif, şahsıma karşı tenkidlerini bir nevi ikaz ve bizi ihtiyata sevk için bir dostluk telakki ediyorum.

Said Nursi
 
Üst