AKLI-mı NAK-L EDİYORUM

SaYa

Well-known member
Allah(c.c.), Zariyat Sûresi "Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet-kulluk etsinler diye yarattım."
diye buyurduğu halde, niye O varlığın ÖZüne S.A.V. e ilk seslenişi;OKU!olmuştur?..

Neden; Bana ibadet et Secde et(veya) kulluk et buyurmamıştır da OKU!buyurmuştur?
Çünkü okumadan lâyıkıyla ne kulluk ne de ibadet yapmak mümkündür.

Maun Sûresinde buyurur ki Allah(c.c.), Yazıklar olsun o namaz kılanlara kiOnlar kıldıkları namazdan gafildirler Kalbleri kıldıkları namaza yabancıdır

Kulluk bilinci nasıl oluşabilir OKU-madan anlamadan Bu nedenle gerçek KULLUK EN YÜCE MERTEBEDİR insan için. Başka türlüsü ise;

A'raf Sûresi "İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar."

VARlığın var oluş sebebi OKU-maktır Allah ın buyurduğu şekilde OKU-malı ki, ibadet de kulluk da mümkün olabilsin

"OKU!" deniyorsa OKU-nacak bir şey VAR dır. Bu; VAR ve OKU-nacak olan şey Allah ın İLMİ dir VAR-lık İLİM dir OKU hitabının muhatabı da AKIL dır

Talak Sûresi Allah'ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.

M.A rabî Fütuhat-ı Mekkiye de der ki;
Allah var idi ve O nunla birlikte başka bir şey yok idi Halen de öyledir.
Var olanların hakikatleri de ey Peygamber Allah sana merhamet etsin böyledir.

Bu hakikat, bütün hakikatlerden sadece kendisinin önce, onların ise sonra gelmesi yönüyle fazladır. Çünkü bir şeyle beraber olmayan ile hiçbir şey beraber değildir.
Hakikatler(DIŞA)ilimde bulunduklarından farklı çıksaydı, bu hükümde münezzeh hükümden ayrılırlardı.

Şimdi de hakikatler, hükümde ilahi ilimde bulundukları hal üzeredir. O halde şunu deriz; Hakikatler vardı ve onlarla birlikte varlıklarında başka bir şey yoktu. Hakikatler, şimdi de taptıkları Mabud un ilminde nasıl idiyseler öyledir.
(M.İbn-i Arabî -Fütuhat-ı Mekkiye 1.kısım s.22)

Kelimeyi şahadet getirirken neye şahit olduğumuzu ancak ilim sahibi olduğumuzda biliriz. Çünkü Allah buna şahitlik eder.

Nisa Sûresi"Fakat Allah sana indirdiğini kendi ilmiyle indirmiş olduğuna şahitlik eder. Melekler de buna şahitlik eder. Şahit olarak Allah yeter."

Evet OKU-nacak olan Allah ın İLMİ dir.Harfleri, kelimeleri, sözleri varlıklardır.
Akıl, Kâinata bakarak okumalıdır Kuran ı Kerim de de bunun yazılı olanı vardır.
Orada her şey misâlleriyle anlatılmıştır ve hiçbir şey eksik bırakılmamıştır.

Peki AKIL nasıl okuyacak? Okuduğunu okuyamadığını nasıl bilecek?

AKIL ile NAKİL birleştiğinde TEVHİD doğar der, Hocam Kulihvani

Demek ki AKIL ın okuyup okuyamadığının ölçütü NAKİL dir
AKIL, NAKİL ile BİRleşmelidir.

Nakil nedir?.. Allah Resulü nün (S.A.V.) Allah tan vahiy yoluyla aldığı ve tebliğ ettiği, mukaddes Kitabı KUR’AN-I KERİM ve SÜNNET dediğimiz S.A.V. Efendimizin söz ve uygulamaları...

Nakil deyince sanki nakliyatı, taşımayı çağrıştırıyor değil mi?
Allah(c.c.)tan aldığını Resulü S.A.V e getiren Cebrail in gidiş gelişleri canlanıyor.
Ya da naklen yayın dediğimiz CAN-lı Yayın Nakil edilen yayın
Evet nakil CAN-lı olan HAYY olandandır Ama bir yerden bir yere taşınıyor değildir.
Çünkü O bize şahdamarımızdan daha yakındır. Bir nakil söz konusu ise AKIL ın şahdamarımızdan daha yakında olan bu YERe nakli söz konusudur.

Akıl nakile taşınacaktır BİZ olacak BİR-leşecektir ki TEVHİD olsun
Nakille birleşecek olan AKIL nedir?
Akılın sözlük anlamları içinde ilim ve idrak olarak ahmaklığın zıddı olmasının yanında Mani olmak engellemek, alıkoymak ve bağlamak gibi anlamları da var

Yani akıl Bağlı olan, engelli olan ilimdir

Bakara Sûresi Onlar O nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar.

Aklın bu bağı, engeli BEN demesidir Bu engelleri aşmalı ki ÂŞIK (AKIL)Aşkı ile yandığı MAŞUK a NAKİL le bildirilene kavuşsun

Nasıl birleşir akıl ile nakil?..
Birleşmek nedir BİR olmak değil midir? İki ayrı şey nasıl BİR olur

"Birisi geldi; bir dostun, bir sevgilinin kapısını çaldı;
Sevgilisi: Kimsin a güvenilir er? Dedi.
Adam: Benim Deyince;
- Git dedi
- Şimdi çağı değil
- Böylesine sofrada ham kişinin yeri yok.

Ham kişiyi ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, ikiyüzlülükten ne kurtarabilir?
O yoksul gitti; tam bir yıl yollara düştü Sevgilinin ayrılığıyla kıvılcımlar saçarak cayır cayır yandı.
O yanmış-yakılmış kişi pişti, olgunlaştı Geri geldi, gene sevgilinin evinin çevresine düştü.
Yüzlerce korkuyla, yüzlerce defa edebi gözeterek kapının halkasını çaldı; ağzından edebe aykırı bir söz çıkacak diye de korkup duruyordu. Sevgilisi;
Kapıdaki kim? Diye bağırdı.
Adam:
A gönüller alan Dedi,
Kapıdaki sensin.
Sevgilisi:
Madem ki BEN sin, gel içeriye gir Dedi.
Ev dar, iki kişi sığmıyor."
(Mesnevi, c.1, sh.3068-3075)

Orada AŞK ta ikiliğe yer yoktur Orası BİR in evidir. İkilik halindeki AKIL ın BİR-leşmek için NAKİL le bildirilene duyduğu hayret, hasret, muhabbet AŞK tır.

AŞK Muhabbet; "Öz ve çekirdek". Meselâ kalbin içine ve özüne "HABBETÜ L KALB" denildiği gibi tahıl cinsinin bir tek tanesine de "HABBE" ismi verilir.

HABİB im sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım Buyurduğu ve KÛN emriyle VAR kıldığı şeydir. İlk varlıktır İlimden DIŞA ilk yansıyandır İLK AKIL İLK NOKTA ZERRE HABBE MUHABBET AŞK

S.A.V. Efendimizin Ben ilmin şehriyim Ali ise kapısıdır,buyurduğu Hz. Ali Efendimiz, bu tek noktaya işaret ederek; Ben B nin altındaki noktayım buyurur. TEK NOKTA dan yayılan, genişleyen Kâinat varlık

Bundandır ki İlim. Yani VAR lık Tek nokta idi onu cahiller çoğalttı Ben dedi, sen dedi Bu cehalet ilmin zıddıdır ASLI olan İLİM-le görüldüğünde her şey yine tek noktada toplanacaktır. Bu VAHDET-İ MEVCÛD noktasıdır Tüm mevcudatın TEK-liği noktasıdır Akıl tekrardan o ilk ANı görür Yani her şeyin tekrar ilk var oluşuna HABBE MUHABBET AŞK haline dönmesidir

O zaman Akıl ile Nakil in birleşmesi yani BİRleşmesi İKİ iken BİR olması bir dönüşümdür Ama Mesnevi deki hikâyede anlatıldığı gibi Sevgili öyle hemen birleşmeyi kabul etmiyor ki Henüz aşıkını ham görüyorm Olgunlaşmamış yani Yanmalı, pişmeli(Bu demektir ki; AKIL HENÜZ BİLMESİ GEREKTİĞİ KADAR BİLMİYOR)

İşte bunun için düşer Mecnun çöllere Âşık olduğu Leyla için Kavuşmak için BİR leşmek için BİRleşme gerçekleşince ortada ne Leyla kalır ne Mecnun

Akıl nakil ile birleştiğinde de ortada ne akıl kalır ne nakil İLLÂ ALLAH Bu ana kadar LÂ İLAHE diyordu akıl şimdi hiç olduğunu anladı Sevgilinin aşkı ile eridi yok oldu

Daha önce AKIL Sevgilinin kapısında BEN diyendir BEN dediği kimdir Sevgiliye dönüşecek olan nasıl sen olursun Sen sen olduğun sürece nasıl ikilikten kurtulup da SEVGİLİ ile BİR-leşebilirsi?

İnsan aynaya bakar da; İşte bu gördüğüm BEN-im der.
Ha böyle yapacaksan bari şunu yap;
Babadan gelen sperm hücresi ile anadan gelen yumurtalık hücresinin mikroskopta çekilmiş fotoğrafını büyült kendi boyunca Koy yanına bak aynaya bakalım
Önceki gördüğünden daha fazla SEN-sindir
Çünkü o haldeyken AKIL bilir kim olduğunu ama sonradan BENlik KABına sıkışır da içindeki su DENİZe ulaşamaz Bir şeyin içindeki SUyu çıkarmak için KABını sıkmak lâzımdır

"Oku!" dedi..
Aleyhissalâtu vesselâm:
"Ben okuma bilmiyorum!" cevabını verdi.
- Melek beni tutup kucakladı, takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı. Tekrar:
"Oku!" dedi.

"Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin kerimdir, o kalemle öğretti. İnsana bilmediğini öğretti" (Alâk 1-5) dedi.
(Buhari, Bed'ü'l-Vahy, Enbiya 21, Tefsir, Alâk Ta'bir 1; Müslim, İman 252, (160); Tirmizi, Menakıb 13, (3636).

Ben diyen ham akıl O zaman sıkılmayı, çileyi hak ediyorsun Sen içindekini bilmezsin de dıştaki KABını sen sanarsın.. Kimsin sen? Der SEVGİLİ Kendini bilsen bileceksin kim olduğunu Ben dediğin için kovulursun kapıdan içeriye alınmazsın

Dışındaki o kab sana misâl olarak anlatır ASLında kim olduğunu
Sen de bir aşkın İki olan Ana-Baba nın birleşmenin sonucu değil misin?
Senin var oluşunda aynı aşkın yansıması değil midir? Babadan gelen sperm hücresi anadan gelen yumurtalık hücresi ile BİR oldu da sen oldun Yumurta hücresi bekledi Leyla gibi Gel bende BİR olalım dercesine Sperm hücresi ne mücadeleler verdi Mecnun olan AKIL ın Leyla olan NAKİL e ulaşması gibi

Allah var idi ve Onunla BİRlikte başka bir şey yok idi halen de öyledir

Ne diyor buna akıl?
Ben O muyum?diyor. Bunu derken bile ikilik içinde diyor; BEN-O
Sen O musun değil misin?
Bunu bilmek için O nu biliyor olman gerekir ki seninle aynı mı değil mi bilesin
O nu biliyor olsan zaten soracak bir şeyin kalmaz. Görür ve bilirsin kim kimdir
Ama bilmiyorsan, nasıl bilmediğin bir (şey olmayan) ŞEY ile kendini aynı sanırsın

O nu bilmediğin halde "BEN, O yum" diyorsan Onu bilmediğin belli zaten de bunun ötesinde kendini bilmiyorsundur Kendini bilen Rabbini bilir buyurulmuş

Sorarsın; "O, nasıl bir şey?"
O, ne "BİRŞEY" ne de bir "ŞEY",
"HERŞEY" değil O, O'ndan her ŞEY,
Ah nasıl AKIL gerekir.

"ŞEY" olan sen, nasıl şeysin,
Sen CAN nefesli NEY'sin.
Kendin nasıl üfleyesin.
O, NEYZEN'in OL gerekir.

İnsana bilmediğini öğretti. Alak Sûresi..

Aklıma öğretilenleri NAK-i- L ETTİM.
* * *

Akıl diyor ki;

Can nefesli NEY olduğunu anlayan AKIL Dışım NEY se içim O dur der
- Dışımın NEY olduğunu bilirsem bilirim ki NEYZEN im O dur. İçimdeki Rahmân nefesi O nundur, der
- Dışım NEY olursa ancak içim O, diyebilirim der..
- Dışıma bakıp da bu da NEY

Bizim gibi diyenler bilmeli ki onların da içindeki O dur ama bilmedikleri için dışta takılıp kalırlar, der.

- Dışın neyse, hayatın, yaşadıkların halin ne ise müşterisi sen oldun,der Kenan Rıfai
O zaman için de dışın gibidir

Aklını selim edenler için: SUyun testisi BUZdan
BİZ BİRiz..

Halim Kök
 
Üst