Kelime Analizi 129: İsrail

kenz-i mahfi

Sorumlu
İSRAİL (İbranice)

Tevrat'ta ve Kur'an'da Hazret-i Yakup'a "İsrail" denilmekte ve onun soyundan gelenlere de İsrailoğlları denilmektedir. Kur'an-ı Kerim'de "Benu İsrâîl" ifadesi 41 defa zikredilmiştir. Bundan kasıt Hazret-i Yakup'un soyundan gelenlerdir. 2 yerde ise Hazret-i Yakup (AS) kastedilmiştir. Tevrat'ta "Beney Yisrael" olarak zikredilirken Kur'an-ı Kerim'de "Benû İsrâîl" olarak zikredilmektedir.

İbn-i Abbas (RA) İbranice dilinde "Allah" (CC) isminin "Îl" kelimesiyle ifade edildiğini bildirmektedir. Yine İbranice'de "İsrâ" kelimesi "abd" yani "kul" demektir. Dolayısıyla bu iki kelimenin birleşmesinden Allah'ın kulu yani "Abdullah" manası çıkmaktadır. İbn-i Abbas'ın bu rivayetine göre Hazret-i Yakup (RA)'un lakabı olan "İsrâîl" kelimesinin İbrani dilindeki karşılığı "Allah'ın kulu" manasına gelmektedir. İbranice'de "Allah" kelimesi için "Elohum" veya "ilohim" kelimesi kullanılmaktadır. Bazı araştırmacıların bildirdiğine göre, insanlık tarihinde ilk defa Allah'ın en meşhur ismi "Îl" ve bundan türetilen "İlohim-îlîm" isimleridir. Ayrıca "Yehova" ve "İliyon" kelimeleri de İbranice'de "Allah" kelimesi yerine kullanılan meşhur isimlerdendir. Yahudiler Allah'ı (CC) Genellikle Elohim ve Yehova olarak adlandırmaktadırlar. İbranice'de "cebr" kelimesi abd yani kul ve köle manasına gelmektedir. Dolayısıyla Cebrâîl kelimesi "Allah'ın kulu" yani "abdullah" manasına gelmektedir.

Benî İsrail, İbrani ve Yahudi kelimeleri çoğu zaman birbirlerinin yerine kullanılabilmektedir ve hepsi de aynı çağrışımı yapmaktadır. İsrail kelimesi için yukarıda saydığımız hususlardan başka yine İbn-i Abbas'ın rivayetine göre "İsra" kelimesinin sağlam yapmak ve bağlamaktan geldiği bahsedilmektedir. Buna göre "İsrail" Allah tarafından sağlam bir şekilde güçlü olarak yaratılmış gibi bir anlam ifade etmektedir.

Es-Süheyli ise Hazret-i Yakup (AS)'a "İsrail" adının verilmesi, onun yüce Allah (CC) için hicret ettiği vakit bir gece yürümesinden dolayıdır. Bundan dolayı ona "İsrail" adı verilmiştir. Yani bu manaya göre "İsrail" kelimesi "Allah (CC)'a geceleyin giden ve yürüyen" demektir. Zira Arapça'da "isra" kelimesi "gece yürüyüşü" demektir. Bu açıklamaya göre "İsrail" kelimesinin bir kısmı Arapça bir kısmı ise İbranice olmaktadır.
Taberi'nin rivayetine göre "Allah'ın gece yolcusu olduğu için Yakup'a İsrail adı verildi."
Tabbara'nın rivayetine göre: "İsrail; kul veya safvet yahut da insan, yahut da göçmen manasına gelen "isra" ile Allah manasına gelen "Îl" kelimesinden meydana gelen bir isimdir. Buna göre manası "Allah'ın kulu, Allah'ın safvei demek olur" Allah'ın halis kulu olduğundan Hazret-i Yakup'a bu ismin verildiği diğer rivayetler arasındadır.

Yukarıda zikredilen rivayetler ışığında "İsrail" kelimesi "gece yolculuk yapmak" ve "Allah'ı kulu" manalarına gelmekedir. Günümüzde Tevrat'tan yola çıkarak İsrail kelimesine verilen bir başka mana ise savaşan Tanrı veyahut Tanrıya karşı kuvvetli demektir. Tahrif olmuş Tevrat'ta Hazret-i Yakup'un Tanrı ile güreşip onu yendiği için bu adı aldığı bahsedilmektedir. Kendilirene Allah (CC) tarafından gönderilen hak dini tahrif edip değiştiren yahudilerin kendi mukaddes kitaplarına ve Allah (CC)'a attığı en büyük iftiralardan birisinin işte bu şekilde kendi yarattığı bir kula yenilmesidir. Bu ise tevhid inancının asla kabul edemeyeceği bir durumdur. Zira Cenab-ı Hakk cisim ve cismani değildir. Fakat yahudiler yani İsrailoğulları tahrifte o kadar ileri gitmişler ve kendi soylarını yükseltmek adına öyle bir şey ortaya koymuşlar ki kendilerini yaratan Allah CC)'ı sıradan bir insan gibi görüp bir peygamberine gücünün yetmediği aciz bir varlık derecesine indirmişlerdir. Kendi soylarını bu kadar yüceltenlerin sürekli Müslüman kanı akıtarak kurdukları devlete de "İsrail" demeleri boşuna olmasa gerektir.

İbrani kelimesi "İsrail" kelimesinin eş anlamlısıdır. Sami ırkından olan Yahudilerdir. Yahudilerin kullandığı dil İbranicedir. Kelime kökü olarak Arapça "Ibr" yani "dere ve nehrin bir kenarından öbür kenarına geçmek" kelimesinden türetilmiştir. Yahudi milleti Fırat nehrini geçerek bugünkü Filistin topraklarına geldiler. Bundan dolayı orada yaşayan Kenaniler yeni gelen bu göçmen halka "nehri aşan" manasına gelen "İbrani" diye hitap etmişlerdir. Ayrıca bu kelime aynen "bedevi" kelimesi gibi kırda, çölde göçebe hayatı yaşayan manasına gelmektedir. İbrani ismi İsrailoğullarının eski adıdır. Mısırlılar, Filistinliler, İsrailoğulları çölde yaşadıkları ve yerleşik hayatları olmadığı için İbriler diye isimlendirilmişlerdi. İsrailoğulları, Kenan ülkesini yurt edindikleri ve şehir hayatına geçtikleri zaman, "İbrî" kelimesinden nefret etmeye başlamışlardır. Çünkü bu kelime kendilerine göçebe hayatını, bedeviliklerini, kabalıklarını hatırlatmaktaydı. Bu yüzden dolayı "İsrailoğulları" adını kullanmayı tercih etmişlerdir. İbraniler, Asurluların ve Arapların mensup oldukları Sami ırkından gelmektedirler. İbrani kelimesi yukarıda zikredildiği gibi "öte tarafın adamları" manasına gelmektedir. Fırat ve Ürdün nehrinin öbür tarafından geldikleri için Kenaniler tarafından bu şekilde isimlendirilmişlerdir. İsrailoğullarına "İbrani" adının verilmesi, onların göçebe bir kavim olduklarını ve üzerinde bulundukları toprakların gerçek sahipleri olmadıklarını da ispatlamakadır.
İbraniler yani İsrailoğulları için kullanılan "Yahudi" kelimesi "tevbe etti, hakka döndü" manasına gelmektedir. Bu kelime Peygamberimizin (ASM) risaletinden önce de Arabistanda bilinen ve kullanılan bir kelime idi. Yahudiler yani "Yehûd" ibaresi Kur'an-ı Kerim'de 41 yerde geçmekteir. Bu ismin İsrailoğullarına isim olarak verilmesi konusunda şu görüşler vardır. Hazret-i Musa'nın (AS) Tur dağına gitmesinden sonra onlar buzağıya tapmışlar ancak Hazret-i Musa (AS) onların yanına dönünce kendilerine çok kızmış, onlar da bu çirkin işten dolayı pişman olmuş ve tevbe etmişlerdir. İsrailoğullarının yapmış olduğu bu tevbeden dolayı kendilerine "Yahudi" denilmiştir. Bir başka rivayete göre Yahudiler, Peygamber Efendimizin (ASM) onları İslam'a davetinde inkarda bulundukları için "dönek" manasına gelen bu isimle adlandırılmışlardır. Bir başka rivayet ise Hazret-i Yakup'un (AS) dördüncü oğlunun ismi olan "Yuda" veya "Yahuda"dan gelmektedir. Dedelerinin isminden dolayı kendilerine Yahudi denilmiştir. Yahudiler, her ne kadar Hazret-i İbrahim'e (AS) dayanıyorsa da en büyük peygamberleri ve kurtarıcıları olan Hazret-i Musa'ya (AS) izafeten "Musevîler" olarak da adlandırılmaktadır.
Risale-i Nur Külliyatı'nda "İsrail" kelimesi 21 defa zikredilmiştir. "İsrailiyat" kelimesi 2 defa ve Hazret-i Yakup için kullanılan "İsrail" kelimesi 1 defa zikredilmiştir. Bunların toplamı ise 24 etmektedir. Arabi ibare olarak ise 7 defa zikredilmiştir. Bütün bunların yekunu ise 31 etmektedir.
 
Son düzenleme:
Z

Ziyaretçi

Misafir
Sehvler

SİZ DEYESEN muqeddes kitabda ANLAYIŞI OLMAYANLARDANSINIZ ŞÜNKİ MUQEDDES KİTABDA ALLAHLA CARPIŞTƏ DEYİR BİR GORUN NİYE DEYİR İZAH EDİM SİZE BİRİNCİ CVB HAKİMLER 6,22 DE CEDDUN ALLAHİN MELEYİNİ GORDUYUNU DEYİR ALLAH ZENN EDİR BASTA AMA SONRA MELEK GORDUYUNU ETİRAF EDİR ALLAHLA CARPİSDİ DEYENDE ESLİNDE MELEKLE CARPİSİR ONA QALİB GELİR HAKİMLER 13,17 18 ayesindede bunu etiraf edir yehovanin meleyinden carpisandan sonra tebii adını sorusdu adını deki sene alsqəş edek o da adımı neynirsen adım xarquladedir.yeni bilmediyiniz seyi danismayın Allah kitablarinda acar sozler gizledildiyi aşikar ama aşıqca bu barede melumat verib allahla carpisdim deyende bir insanin uznu gorende uzunden nur yagdigini allah gozel yaradib dyerik o da melekle guleserken Allah sozunu simasina gore nezerde tutur nuruna gore demir sanki onu gormus kimi oldum demekdi.neceki YAQUB OZ yusifinede bunu eyir o menim Allahı goren aynam idi benzetme nezerde tutulub mecazidi ALLAH ELBET MUQEDDESDİR.yehya 1.18 ayesinde ise hec bir beni ADEM OVLADI ALLAHI GORMEMİSDİR DEYİR O OLKİN İLAHİ VARLİQ ONU İNSANLARA TANİTDİRİR YENİ ALLAHİN GOYDE YARATDİGİ İLK MELEYİNİ NEZERDE TUTUR.Allah qurdu deyendede mudafisiz fağır demekdi.ONA QALSA İSLAMDADA İMAM ELİYE allahin aslani deyilir.ARASDİRİB DEİQİQLİYE CATMAMİS BELE SERHLER YAZMAQ SİZİN CAHİLLİYİNİZDEN XEBER VERİR.deieq oyrenin acar sozleri tapin kamilliye catmasazda heiqete catasiz
 
Üst