Hz. Muhammed'i (s.a.v) müjdeleyen İncil bulundu

Sade ve Sadece

Active member
55659.jpg


KKTC polisi 29 Ocak’ta


KKTC polisi 29 Ocak’ta otobüs terminalinde düzenlediği bir operasyonda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Sercan Çankaya ve Hilmi Höner’in çantasında Süryani alfabesiyle yazılı tarihi bir İncil ele geçirdi.

KKTC Eski Eserler İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’nun ön incelemesinde 3 milyon TL değer biçtiği İncil’in, iki bin yıllık olduğu tahmini yapıldı ve kaybolan dördüncü St. Barnabas İncil’i olabileceği belirtildi.

HZ. MUHAMMED'İ (S.A.V) MÜJDELİYOR

Barnabas İncil’i Hıristiyanlığın en tartışmalı konularından biri olarak kabul ediliyor. Hz. İsa döneminde yazılan tek İncil olduğuna inanılan ve ’Beşinci İncil’ de denilen Barnabas İncil’inde iddiaya göre, Hz. İsa’nın, "Tanrı’nın oğlu değil peygamber olduğu" yazıyor ve Hz. Muhammed’i (S.A.V) müjdelediğine inanılıyor.

Yazar Aydoğan Vatandaş, bir süre önce "Apokrifal" adlı kitabında dört Barnabas İncili’nden birinin Kıbrıs’tan çalındığını ve Genelkurmay Başkanlığı’nın elinde olduğuna dair iddialara yer vermiş, konu bazı gazete ve televizyonlarda haber olmuştu.

BARNABAS İNCİLİ'YLE İLGİLİ İNANIŞLAR

Hazret-i İsa'nın Havarilerinden biri olan Barnabas'ın ondan görüp işittiklerini yazdığı incildir. İsa Aleyhisselam göğe kaldırılınca hakiki incil kaybolup incil adıyla bir takım kitaplar yazıldı. Bunun üzerine Barnabas, Hazret-i İsa'dan görüp işittiklerini bir araya getirdi. Barnabas İncili denen bu kitap Hazret-i İsa'dan sonra ilk üç yüz senede elden ele dolaşıp okundu.

BU İNCİLİ MÜSLÜMANLAR MI YAPTI?

Hristiyanların iddiasına göreyse Barnabas İncili Müslümanlar tarafından yazılmıştır. Bazı kanıtlar Barnabas İncili'nin Avrupa menşeli ve aşağı yukarı on dördüncü asır hatta belki de daha sonrasına ait bir taklit olduğunda birleşir. Bu incilin taklit olduğunun düşünenlere göre yazar sadece kutsal kitabın İncil kısmındaki bilgilerden faydalanmıştır ve kendi inanışına bağlı olarak bazı kayıtları ya çıkartmış, ya da değiştirmiştir. Ancak bazı yerler sadece incil ile değil, aynı zamanda Kur'an-ı Kerim ile de ters düştüğünü gösterecektir. Barnabas İncil'ine göre İsa mesih değildir. Bu hüküm hem İncil ile ve hem de Kur'an ile çelişir. O bölüm şöyledir:

Rahip cevap verdi: "....bize doğruyu söylemen için sana yalvarıyorum. beklediğimiz Tanrı'nın mesihi sen misin?" isa cevap verdi: "Gerçekten ben o değilim, çünkü o, benden önce yaratıldı ve benden sonra gelecektir." (l.&l.ragg, bl:96)

Barnabas İncili'nden bazı bölümler:

Hazret-i İsa kendisine: "Sen Allah'ın oğlusun diyen Petrus'a çok kızdı. Onu azarladı. Ona: "Sen benden uzaklaş. Çünkü sen fena şeyler söylüyorsun ve bana fenalık yapmak istiyorsun" dedi. Ondan sonra havarilerine dönerek; "Yazıklar olsun bana böyle söyleyenlere! Çünkü, Allah bana bunlara lanet etmek emrini verdi." dedi. (70.bab)

Ben kimsenin günahını affedemem. Günahları ancak Allah affeder. (71.bab)

Ben bu dünyaya, Cenab-ı Hakk'ın dünyaya selamet getirecek olan Resulunun yolunu hazırlamak için geldim. Fakat sizler dikkat ediniz. O gelinceye kadar bir çok yalancı peygamberler çıkabilir. Benim İncil'im bozulabilir. (72.bab)


İnternetHaber
 
M

msp1955

Misafir
Barnabas incili daha öncedende biliniyordu.
Bu bulunan incildende haberim var.
Bugünkü Hıristiyanlar kabul etmiyorlar.
Barnabas İncilinin bir nüshasıda Alman ve İtalyan Devlet arşivlerinde var.
Ancak halka açık değildir.
Zira halka açsalar,Hıristiyanlık elden gider.İflas eder.
Çünkü bugünkü Hıristiyanlık,Din değildir.
Sadece siyasi ve Tarihi bir oluşumdur.
Selam ve sevgiler.
 
SELAM,
SAYIN SITE YÖNETICILERI ve ÜYELERI.................................!!!!!!!
NICE MUTLU TÜRK ISLAM YOLUNDA YÜRÜMEYE CENAB-I HAKK BIZLERE NASIB EYLESIN.....
GÖLGE DÜSÜRMEK ISTEYENLERIDE KAHR-I PERISAN EYLESIN
AMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIN

ALLAHA EMANED OLUN
ATATÜRKMENBEY
 

Tarihci

Marmara Tarih
Dünyanın çehresi değişecek.. ABD nin en ünlü paparazisi bi bayan müslüman oldu.. Snoop dogg dünyaca ünlü rapçi 50 centin kankası, Müslüman olmadan öncesi tam bir pislik hayatı vardı kliplerinde bile namahramin en derinini işliyordu.. ve bu adam gibi biri müslüman oldu, ha yerine getirir getirmez o ayrı mesele.. Böyle ünlülerin müslüman olmaları beraberinde birçok kişinin aaa neymiş bu İslam deyip araştırmaya başlamasına vesile oluyor bu araştıranlarında bir kısmı müslüman oluyor.. Ünlüler müslüman oldukça ünleri nisbetinde de İslamın adı geçiyor dünyada bu da bir yandan güzel birşey..

papa daha 10. yy da anladı hristiyanlığın daha fazla yürümeyeceğini İslamlaşıp eriyeceklerini.. çözülmeleri başlamıştı, papazlar bile gizli müslümandı papazların çocukları dergaha medreseye gidiyorlardı.. işte o yüzden haçlı seferlerini çıkarttıki hristiyanlar barış ortamında eriyip gitmesinler, afrika gibi hem islamlaşıp hem araplaşmasınlar.. bir ucu beslemek için ona hasım bir uç gerektir.. bu barışta gerçekleşmez.. savaşla iki taraf oluşturulur, bu uçlar birbirlerine tahammül etmezler ve kendi değerlerine daha sıkı sarılırlar..

hristiyan dünyası haçlı zihniyetiyle erimelerini islamlaşmalarını 10 yüzyıl geciktirdi ama işte haçlı zihniyeti de ekmeğini yedi bitirdi.. hristiyanlık artık hristiyanları tatmin etmiyor, kalbleri huzur dolmuyor.. günah işleyip sonra pazar günü gidip pedere anlatmakla günahı sildirmenin anlamsızlığının farkındalar, bunlar onlara da boş gelmeye başladı..

Şu istikbal inkılabatı içinde en yüksek ve gür seda İslamın sedası olacaktır. Buna inancımız güvenimiz, gündüz açık havada güneşi gördüğümüze olan inancımız kadar kesin ve nettir.
 

hakgeldi

Yeni Üye
selamun aleykum!

öncelikle kuran-ı mucizil beyanda allah rasulu s.a.v -i müjdeleyen hz.isa aleyhissleam ile ilgili ayet-i celille'yi okuyalım;

(Meryem oğlu İsa "Ey İsrailoğulları, benden önce gelmiş olan Tevrat’ı tasdik eden, benden sonra gelecek ve ismi Ahmed olan bir Peygamberi müjdeleyen, size gönderilmiş bir Peygamberim" demişti. Ancak, o kendilerine apaçık delillerle [mucizelerle] gelince, bu apaçık bir sihirdir dediler.) [Saf 6]


ve hadis-i şeriflerde efendimiz s.a.vi müjdeleyen hz.isa aleyhiselam efendimiz, için de allah rasulu onu ve havarilerini şöyle anlatıyor:

Hazret-i İsa, son peygamber Muhammed aleyhisselamı müjdeleyince, havariler, Onun ümmetinin nasıl olacağını sual ettiler. Hazret-i İsa da (Bizden sonra gelecek ümmet, âlim, hakim, takva ehli iyi insanlardır. Allahü teâlâdan gelen az rızka razı olacaklar. Allahü teâlâ da, onların az ameline razı olacaktır) buyurdu. Bu vasıfların hepsi Eshab-ı kiramda var idi. (Tibyan)

ve barnabas incilinde hz.muhammed s.a.v vasıfları;

Ben, Allah’ın resulünün yolunu hazırlamak için geldim. Bu Resul, sizden birkaç yıl sonra, İncil tahrif edilip hakiki inananların 30 kişi kadar kalacağı bir zamanda gelecektir. O zaman, Cenab-ı Hak, elçisini gönderecektir. Onun başının üzerinde beyaz bir bulut bulunur. O, putları kırar. Onun sayesinde, insanlar Allah’ı tanır ve ben de hakiki olarak tanınırım. (72. bab),

DİKKAT EDİN AYETTE;

" (Onun başının üzerinde beyaz bir bulut) bulunur. O, putları kırar...." İBARESİNDE EFENDİMİZ S.A.V KÜÇÜKKEN DEDESİ İLE ŞAM'A YOLCULUĞUNU YAPTIĞINI VE ŞAM'A GELMEDEN 90 KM UZAKLIKTAKİ BUSRA DA MEKKE KERVANININ DİNLENDİĞİNİ VE O CİVAR DA YAŞAYAN RAHİP BAHİRANIN O KERVANIN ÜSTÜNDE BAŞINDA SICAK ÇÖLDE BULUT OLDUĞUNU VE KERVAN NEREYE HAREKET EDERSE ORAYA DOĞRU GÖKTEKİ BULUTUN ONLARA GÖLGE OLDUĞUNU GÖRMÜŞ ONUNLA VE DEDESİYLE SOHBET ETMİŞ VE EFENDİMİZ S.A.V SIRTINI AÇMIŞ: VE PEYGAMBERLİK MÜHRÜNÜ GÖRMÜŞ DEDESİNE BU PEYGAMBERDİR S.A.VDİR DEMİŞ! VE ŞAMA GİTMEYİN ORADAKİ YAHUDİLER BENİM GİBİ ANLARLARSA ONU ÖLDÜRÜRLER. GERİ DÖNÜN DEMİŞ! VE EFENDİMİZ KÜÇÜK YAŞTA GİTTİĞİ BU YOLCULUKTA DEDESİ RAHİP BAHİRANIN BU SÖZÜNE KARŞILIK KERVANDAN TORUNU EFENDİMİZ S.A.V İLE AYRILARAK GERİ DÖNMÜŞLERDİR.

DİĞER AYETLERDE ÇOK DAHA NET ANLAŞILIR BUYRUN:

O resul güneyden gelecektir. (96. bab),

O resulün adı Ahmed’dir. (97. bab)


ŞU ZAMAN Kİ İNCİLDE İSE VASFI ŞERİFLERİ ŞÖYLEDİR:

ALEMİN REİSİ
İncil'in ayeti;
"Mesih şöyle dedi: Artik ben sizinle çok söyleşmem. Çünkü bu alemin reisi geliyor...Bende asla onun nesnesi yoktur..." Yuhanna İncili bab:14 ayet 30


İŞTE ALLAH RASULU S.A.VİN İNCİLDEKİ VASIFLARI HEPİNİZE S.A

S.A HAYIRLI GÜNLER;!!!! :gül:



İŞTE AYETTE BAŞINDA BULUT VARDIR DER DİKKAT!!! BU OLAYA İŞARETTİR.




 

elfaz

Well-known member
Tesellici
Bu alemin reisi
Hak Ruh
Seyf ve Asa Sahibi
Sahibü't Tac vesaire gibi isimler mevcut kitapta Efendimiz aleyhi ekemlüttehayı müjdeler..

Bunlar; Fahr-i kainat, Muhammed,Ahmed gibi isimlerin manalrına tekabül eder..Hülasa olarak hepsinde de Efendimiz müjdeleniyor..Bunlar şu an ki meallerinde dahi mevcut..
 

Ойланма

New member
YAAA!
abiler!
Birisi bizim siteye musallat oldu ve hristiyanlığın propogandasını yapıp duruyor.
Şu yerden kes yapıştır yapayım diyorum ama olmuyor...
Nasıl yapabilirim???
 

Ойланма

New member
Hocam!
Bende tazelediye çıkıyor!
Ben dini konuları sizin sayfanızdan alıntı yaparak yazmak istiyorum ama olmuyor.
Bide Suat Yıldırım'ın Hristiyanlık hakkında kaç tane kitabı vardı?
Bilen varmı acaba!
Bir kitabını aldım ama altta 2 yazyo, bende şaşırdım...
Hristiyanlık tarihi ile alakalı gerçekleri yazan kaynaklı kitap arıyorum...
Yardım ederseniz sevinirim!
Saygılarla pür kusur kardeşiniz!
 

Ойланма

New member
Ha!
Desene hocam öyle diye!
Ben Barnebas incili hakta sayfanın neresinde bilgi bulabilirim?
Benim işim zorlu olacak galiba...
Bir misyoneri bertaraf edip milletime yararlı olayım diyorum ama hristiyanlık hakta bilgim az...
 

Merih

Well-known member
Barnabas gerçek hristiyanlığı kısmi bir şekilde anlatan aslına en yakın olan incildir. zaten gerekli bilgiler 1. sayfada var ama barnabas hakkında piyasada dolaşan bilgilerin birçoğu kulaktan dolmadır Genelde çünkü barnabasın maddi değeri bir yana manevi değeri pahalı biçilemeyen bir incil o kitaba sahip olan bir hristiyan gerçek bir hristiyan gibi yaşar. Bugünkü İncillerin hepsi Siyonist düşüncenin köklerinde yatan menfi çıkarlar uğruna yazılıp Yahudilikle bağdaştırılmıştır.
 

sarýbeyaz

Yeni Üye
Arkadaşlar Hz. İsa arzdan ayrıldıktan sonra havariler ve İsa (a.s)nın sözlerine şahit olanlar ve yazılan incillerde (matta, luka, yuhanna, markos) neden İsa (as) dan sonra bir önder daha geleceğinden bahsetmek istemediler. Pekala bu durumu da kendi leyhlerinde düşünebilirlerdi. Kıyamet vakti İsa nın yeryüzüne döneceğine inanıyorlar da bu mühim meseleyi neden yok sayma ihtiyacı hissettiler m.s ki ilk yüzyıllarda. Hz İsa ve gerçek İncil bu konuya büyük ehemmiyet verip nazar-ı dikkatleri bu noktada yoğunlaştırmıştır diye düşünüyorum.
 

Muhakk

Member
Barnaba İncili - Sunuş

Barnabas aslen Kıbrıslı olup Yahudi bir aileden doğmuştur. Asıl adı Joseph (Yusuf)'tur. Barnaba ise teselli oğlu anlamında ona sonradan verilmiş bir lâkaptır. Barnabas'ın kaleme aldığı İncil, İsa'nın bir şakirdi, yani zamanının çoğunu, mesajını yaydığı üç yıllık süre içinde bizzat Îsa'nın yanında geçiren bir kişi tarafından yazılmış ve bugüne kadar gelmiş, bilinen tek İncil'dir. Kabul edilmiş dört İncil'in yazarlarının aksine, o İsa ile doğrudan teması olmuş ve öğretisini doğrudan İsa'dan almış biriydi.

Barnaba İncili, MS. 325'e kadar İskenderiye Kiliselerinde Kanonik (-gerçek-sahih-) bir İncil olarak kabul ediliyordu. Tevhid lehinde yazan Iraneus'un (MS.130-200) yazılarından, bu İncil'in İsa'nın doğumundan sonraki birinci ve ikinci yüzyıllarda elden ele dolaştığı anlaşılmaktadır. Putperest Roma dininin ve Eflâtun'un felsefesinin İsa'nın aslî öğretileri içine girmesinden sorumlu olmakla suçladığı Pavlos'a karşı çıkan İraneus, kendi fikirlerini desteklemek için Barnaba İncili'nden geniş alıntılarda bulunmuştur.

İznik Konsülü 325 Yılında Yüzlerce Yazımla Birlikte Barnaba İncili'ni de Yasaklıyor

325'te ünlü İznik Konsülü toplandı. Teslis Pavlos Kilisesi'nin resmî inancı olarak ilân edildi ve bu kararın sonuçlarından birini de, o zaman elde bulunan üç yüz kadar İncil'den dördünün Kilise'nin resmî İncilleri olarak seçilmesi oluşturdu. Bunlar, Matta, Markos, Luka, Yuhannâ'nın yazdıkları İncîllerdir. Özünde Eflâtûnun ortaya attığı trinity fikri, İsa'dan sonra 1'inci ve 2'inci yüzyıllarda kaleme alınan bu İncîllerde yer aldı. İçlerinde Barnabas İncili'nin de bulunduğu diğer Încillerin bütünüyle yok edilmesi emredildi... Geçerliliği tanınmamış İncillerden birini yanında bulunduranın öldürüleceğine dair emir çıkarıldı...

M.S. 366'da papa olan Damasus'un (304-384), Barnabas İncili'nin okunmaması hakkında buyrultu yayınlandığı kaydedilir. Bu buyrultu M.S. 395'te ölen Sezarya piskoposu Gelasus tarafından desteklenmiştir. Bu piskopos İncil'i Apoler; fal kitaplar listesine almıştır. Apokrifa (-apocrypha-) basitçe 'halktan gizlenen' demektir. Böylece, daha bu aşamada İncil kimsenin eline geçmez olmuştur...

Pavlos Kilisesi 1700 Senedir Barnaba İncilini İmha Etmeye Çalışıyor

Barnaba İncili'yle ilgili daha bazı buyrultular da vardır. 382'de Batı Kiliseleri Buyrultusu'yla ve 465'te papa Innocentın buyrultusuyla yasaklanmıştır... Tüm bu buyrultular Şansölye Seguier (1558-1672) Kütüphanesi'ndeki B. de Montfaucan (1655-1741) tarafından hazırlanmış Yunanca elyazmalar katalogunda anılmaktadır...

Barnabas İncili'nin Dikkat Çekici Yolculuğu

İmparator Zeno'nun yönetiminin dördüncü yılı olan M.S. 478'de Barnabas'ın mezar ve kalıntıları keşfedilmiş ve kendi eliyle yazılmış İncili'nin bir nüshası göğsünün üzerinde bulunmuştur. Bu olay, 1698'de Antwerp'de yayınlanan Acta Sanctorum, Boland Junii, Tome II, sayfa 422-450'de geçmektedir...

Barnaba İncili'nin, buradaki metne de kaynaklık eden, İngilizce çevirisine esas olan el yazması Papa Sextus'un (1589 -1590) elindeydi. O'nun, kendinden pek çok alıntılar yapmış olan Iraneus'un yazılarını okuduktan sonra Bamabas İncili'ne büyük ilgi duyan Fra Marino adında rahip bir arkadaşı vardı. Bir gün bu rahip Papa'yı görmeye gitti. Birlikte öğle yemeği yediler ve sonra Papa uykuya daldı. Peder Marino Papa'nın özel kütüphanesindeki kitapları karıştırmaya başladı ve Bamabas İncili'nin İtalyanca bir el yazmasını ele geçirdi. Bunu cübbesinin yenine gizleyerek oradan ayrıldı ve kitapla birlikte Vatikan'dan çıktı. Sonra bu el yazma elden ele dolaşıp, nihayet Amsterdam'da, «hayatı boyunca bu parçaya büyük bir değer verdiği sık sık işitilen büyük bir isim ve yetkiye sahip bir kişi»ye ulaştı. Onun ölümünden sonra, Prusya Kralı'nın danışmanlarından John Frederick Cramer'a geçti. 1709'te Cramer bu el yazmayı ünlü 'kitap kurdu' saray prensi Eugene'e sundu. 1738'de kitap, Prens'in kütüphanesiyle birlikte Viyana'da Hofbibliothek'e geçti ve hâlâ oradadır...

Erken kilise tarihçilerinden önemli bir zat olan John Toland, bu yazmayı incelemiş ve ölümünden sonra 1747'de basılmış olan muhtelif çalışmalarında ona atıflarda bulunmuştur. İncil hakkında şöyle der: «Bu, tıpkı kutsal bir kitap görünümündedir.»

İtalyanca elyazma Canon ve Bayan Beggo tarafından İngilizce'ye çevrilerek, 1907'de Oxford Üniversitesi Basımevi tarafından basılıp yayınlandı. Bu İngilizce çevirinin hemen tüm nüshaları birden ve esrarengiz bir şekilde piyasadan kayboldu. Şu anda, biri British Museum'da, diğeri Washington'da Kongre Kütüphanesi'nde olmak üzere, yalnızca iki nüshasının var olduğu biliniyor. Kongre Kütüphanesi'ndeki nüshanın bir mikrofilm kopyası elde edilip, İngilizce çevirinin Pakistan'da yeni bir baskısı yapıldı... Jesus, A Prophet of Islam, Londra, 1979, s : 39 - 42).

Pavlos Öğretilerine Uyan Hıristiyanların Barnaba İncilini İnkar Çabaları ve Tarihi Gerçekler:

Hıristiyan literatüründe Barnaba İncili'nin adı nerede geçmişse, oraya bir muhalefet şerhi konmuş, bu İncil'in, sahte ve uydurma olduğu, dolayısıyla reddedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Hattâ bu İncil'in, bir Müslümanın hayal gücünün bir eseri olduğu iddia edilmiştir. Bu, iddia tarihi hiç bir dayanağı olmadan inkar amaçlı olarak ortaya atılmıştır; çünkü böyle bir kitap Müslümanlar tarafından bilinmiyordu. Eğer bilinseydi pek çok eserde ondan söz edilirdi. Taberî, Mes'ûdî, Ya'kûbî, Bîrûnî, İbn Hazm, İbn Teymiyye gibi Hıristiyan kaynaklarına vâkıf olan yazarlar, Hıristiyanlık ve onun kutsal kitaplarından bahsederken, Barnabas İncili'ne en ufak bir işarette bile bulunmamışlardır.

George Sale'nin, 1734 yılında, Kuran'ın İngilizce çevirisinde bundan bahsetmesinden önce Müslümanlar, Barnabas İncili'nin adını bile duymamışlardı. İbnü'n-Nedîm tarafından 995 yılında ve Hacı Halife tarafından 1657'de hazırlanan, geniş birer bibliyografya eseri olan 'el-Fihrist' ve 'Keşfü'z-Zünûn' adlı kitaplarda da bu İncil'in adı geçmemektedir. Bu eserlerin yanı sıra 18'inci yüzyıl öncesi süreçte Müslümanlarca kaleme alınan ve bugün bilinen hiçbir metinde bu İncilin isminden ya da içeriğinden bahsedilmediği gibi Islam uygarlıklarında söylenti-hikaye-efsane düzeyinde dahi adı bir kayda geçmemiştir.

Hz. Muhammed'in Doğumundan 75 Sene Önce...

Barnabas İncili'nin Müslümanlar tarafından yazılmadığının bir delili de şudur: Hz. Peygamber'in dünyaya gelişinden 75 yıl önce (M.S. 496), Papa I.Gelasius döneminde 'yanlış ve dînî düşüncelere aykırı kitaplar' adı altında hazırlanan listede (-Decretum Gelasianum-), Barnabas İncili'nin adı geçmektedir. Ayrıca 7'inci yüzyıl öncesinden günümüze gelen ikinci ve farklı bir belgede yasaklanan 60 kitap içinde (-List of the Sixty Books-) Barnabas İncili de yer almaktadır. Barnabas İncili'nin tarih boyunca aslında var olmadığı şeklindeki iddialara değinen Avustralyalı bilim adamı(-La Trobe Universitesi Bendigo-) Dr. Rodney Blackhirst, bir bilimsel makalesinde yukarıdaki iki listeye dikkat çekerek, şöyle demektedir:

«Bazıları, ortaçağın sonlarında Barnabas İncili isimli yazıma rastlanılması öncesi süreçte, böyle bir incilin tarihsel olarak var olmadığını kesin bir güvenle iddia ediyorlar. Oysa farklı yüzyıllardan, iki ayrı liste bunun tersini kanıtlıyor. İki listede de aynı yanlışın olması, aslında olmayan bir şeyin yanlışlıkla iki ayrı listede de "Barnabas İncili" adıyla yer alması mümkün müdür? "60 kitap listesi" sadece bu tek konuda yanlış olabilir mi? Barnabas İncili'nin hiç var olmadığı iddiası kimilerinde, bu İncil'den bugüne hiç bir parçanın gelmediği iddiasına yerini bırakıyor. Fakat o zaman "60 kitap listesi"nde yer alan kitaplardan sadece Barnabas İncili'nin bir iz bırakmadan kaybolması gibi bir sonuç akla yatkın olacak mıdır?»

Barnabas İnciline getirilen bu yasaklamalar, o çağlarda, bu İncil'i yazacak bir Müslümanın var olamayacağını açıkça gösteriyor. Çünkü o zaman daha Hz. Muhammed (doğumu 571) bile doğmamıştı.

Ayrıca yukarıdaki delillere ek olarak şunu vurgulamak yerinde olacaktır: Allah ve bir Peygamberi hakkında yalan söylemek demek olacak böyle bir sahtekarlık; yani bir İncil uydurma eylemi; yalancılık ve sahtekarlığa karşı duruşu ve doğruluk ve dürüstlük ahlakını Hz. Peygamber ve Kuran'dan alan bir Müslümandan beklenemez. Böyle bir şeyi iddia edebilenler, bazı değişiklikler ve tahrifler yaşadığı Spinoza, Goethe ve daha nice batılı entelektüeller tarafından ifade edilen 4 İncilin dışında ve 2000 sene önceki orijinal halinde veya orijinal haline yakın bir İncil'den güçlü yansımalar bulunan bir metinle karşılaşmanın şok ve şaşkınlığı ile bunu yapıyor olmalılardır.

Alman Protestan Kilise Komisyonu'nun kontrolünden geçerek basımına izin verilen eski ve yeni Ahit çevirileri, şu sunuşla başlar:

«Kutsal kitap gökten inmiş değildir. Eski Ahit (-Tevrat-)'in 39 kitabıyla dört İncil yüzlerce yılda yavaş yavaş gelişmiş ve son şeklini almıştır.» Burada Tevrat ve İncil üzerinde tarih boyunca tahrifat ve değiştirmeler yapıldığı gayet net bir şekilde kilise tarafından, ifade ediliyor.

Hakkari'de 1984 Yılında Bulunan Barnabas Nüshası

1984'te Hakkari civarında bir mağarada, İsa Peygamberin konuşma dili olan Ârâmî dilinde ve Süryânî alfabesi ile yazılmış ceylan derisinden bir kitap bulunduğu ve bunun Barnaba İncili olduğu, yurt dışına kaçırılmak istenirken kaçakçıların yakalandığı ve kitabın bir yerde muhafaza edildiği ifade edilmektedir. Kitabı bulanların, kitabın içeriğini anlamak amacıyla, Hamza Bektaş'a kitabın ilk sayfasını getirdikleri, Bektaş'ın tercüme ettiği sayfaya göre bu kitabın Barnabas İncili olduğu ve aşağıda bulunan İncil metninin girişine benzer ifadelerin bu sayfada yer aldığı detayları verilmektedir. (bk. İlim ve Sanat, Mart-Nisan 1986, sayı: 6, s. 91-94).

Pavlos Öğretileri ve Resmî Roma Hıristiyanlığı

Paulus=Pavlos=Pavlos=Bolis, Tarsuslu Saul MS 10-67 yılları arasında yaşadı. Pavlos Roma Yurttaşlığı’nı kazanmış Yahudi bir aileden geliyordu. Bu nedenle hem Yahudi adı Saul’u hem de Romalı Adı Pavlos'u kullanıyordu. Yahudi önderi I.Gamalyel dönemi’nde Kudüs’te hahamlık öğrenimi gördü.
İlk dönemlerinde bağnaz bir Ferisi (-Yahudi din adamı-) olarak Hıristiyanlığı Yahudilik karşısında büyük bir tehdit saydığı için Kilise Üyeleri’ne yönelik kıyımlarda, yüzlerce inananın öldürülmesinde etkin roller oynadı.

Daha sonraları, «inananların peşine düşerek Şam'a giderken yolda İsa’nın görüntüsü’yle karşılaştığını, böylece tövbe ettiğini» iddia etti. İddiasını doğru kabul eden Hıristiyanların arasında yaşadı. Kısa bir süreç ardından ise bir topluluğun lideri haline gelerek inananlar arasında önemli ayrışmalara neden oldu. Dini Yahudi olmayanlar arasında yayması farklı yönlerinden birisidir.

Hıristiyanlığın bir Yahudi Mezhebi olmaktan çıkıp bir Roma Dini’ne dönüşmesine belirleyici katkı’da bulunan kişidir Pavlos. Yeni Ahit'in yaklaşık 1/3 ünü oluşturan mektupları günümüze ulaşmış en eski Hıristiyan Metinleri'dir ki bugünkü Hıristiyan İlahiyatı’nın temellerini oluşturur. Yeni Ahit'teki Resullerin İşleri Kitabı’nın yarıdan çoğu Pavlos’un etkinlikleri’ni aktarır.

Romanın resmî dini haline gelen Hıristiyanlık Pavlos'un takipçilerinin dini anlayışını yansıtır. Roma kilisesi=Pavlos kilisesi, tevhide (Allah'ın birliği inancı) inanan ya da buna yakın diğer Hıristiyan mezhep ve topluluklarını ortadan kaldırmak için mücadele etmiş. Bu uğurda aforoz (dinden atma) ve ölüm cezaları uygulamış ve bunlarla korkutmuştur.

Pavlos'un İlk Günah - Kefaret Anlayışı

«İlk Günah Kavramı - her doğanın günahkar doğduğu iddiası -»'nı ileri süren Pavlos mektup ve etkinlikleriyle, Tevrat'ta yer alan Allah'ın emirlerinin dikkate alınmayarak uygulanmamaları sonucunu verecek biçimde kefaret inancını kurmuştur. (-Kefaret; İsa Peygamberin çarmıha çekilerek kendini, insanların günahtan kurtulmaları için feda ettiği, böylece sadece Hz. İsa'ya inanmanın sonsuz kurtuluş için yeterli olacağı inanışı. -Barnabas İnciline ve İslam kaynaklarına göre ise çarmıha gerilen kişi, Hz. İsa'ya ihanet eden ve bunun cezası olarak mucize ile İsa'ya benzetilen Yahuda İskariyot'tur.-)

Pavlos'un bu öğretileri ile sadece «kalp temizliği ve İsa'ya inanmayı» yeterli gören, Allah'ın koyduğu kurallar ve O'nun emirlerinden soyutlanan bir din yapılanması ortaya çıkmıştır. Böylesi bir din anlayışı ne diğer dört kanonik incilde ne de Barnabas incilinde Hz. İsa tarafından dile getirilmemiştir.
Barnabas'ta; Hz İsa döneminde, dini kuralların titizlikle uygulandığı ve doğru inanca sahip olmanın, Tevrat'ta yer alan (-domuz eti yasağı gibi-) yasaklamalardan kaçınmanın ve sünnet olma emrinin uygulanması ve ibadetin samimiyetle ve sürekli yapılmasının Hz İsa'nın temel direktifleri arasında olduğu görülür.

Bugünkü haliyle Yeni Ahit'te (-incilde-) yer alan şu metin konumuz itibariyle oldukça dikkat çekicidir:

«Hz. İsa'ya tâbi(uyanlar) olanlar kendisinin yeryüzünde olduğu zaman diliminde ve göğe yükseltilmesinin sonrasında Tevrat’a bağlı Yahudi cemaati ile, Kudüs'teki Mabede gitmeye devam etmişlerdir»(-Resullerin İşleri, 3,1)

Barnaba İncil'inde Çelişkiler Olduğuna Dair İddialar Hakkında

Yukarıda sıralananlara göz atıldığında Barnabas İncili'yle ilgili herhangi bir konuda Müslümanların sorumlu olmadığı oldukça açık bir şekilde anlaşılmalıdır. Müslümanların bu İncil'e ilgilerinin sebebi bir Peygamber olarak kabul ettikleri Hz. İsa'nın gerçek yaşam kesitlerinin detaylarına ve Allah'ın gönderdiği kitaplardan biri olduğuna inandıkları İncilin gerçek haline duydukları doğal meraklarıdır.

Bu incilin 2000 sene önceki gerçek incilin tam olarak aynısı olduğunu da iddia edemeyiz. Çünkü, Kanonik kabul edilen diğer 4 İncil gibi bu İncil de Hz. İsa'nın dili olan Aramice değildir, belki en azından birkaç kere tercüme edilmiş bir metindir; örneğin, Aramiceden önce Latinceye daha sonra İtalyancaya çevrilmiş olabilir. Türkçe çeviriye kaynaklık eden İngilizce'ye ise bu yüzyılın başında tercüme edilmiştir. Bu tercümeler esnasında mütercimlerin yetkinlik derecelerinin ya da bilgisel yetersizliklerinin; kasıtsız kelime yanlışlıkları ve unutkanlıkların roller oynadığı pekala düşünülebilir.

Bu İncil vasıtasıyla sezilen ve tarihsel süreciyle varılan sonuç "asıl İncil'den" güçlü esintileri yansıtmasıdır.

Çelişki olarak iddia edilenler metinde yer alan temel konu doğrultularında değildir, tam tersine, Barnabas İncili'ni diğer İncillerden ayıracak en açıklayıcı kelime "baştan sona tutarlılık" olacaktır.

"Nasıraya doğru gemiyle yola çıkmak"

En çok çelişki iddiasının vurgulandığı yer, 20'inci bölümde, Galile denizi üzerinden "Nasıra'ya doğru gemiyle yola çıkılması"dır. "Nasıra'ya gemiyle gidildi" şeklinde bir cümle kurulmamıştır. 16'ıncı bölümde Hz. İsa'nın şakirdlerini çağırarak bir dağa çıktığı ifade edilmektedir. Bu bölümden sonra bir yolculuktan bahseden ilk bölüm 20'inci bölümdür. Dolayısıyla "Nasıra'ya doğru nereden hareket edildiği" belirgin değildir, ancak bilinmeyen bir yerden başlayan yolculuğun bir kısmının Galile Gölü'nün geçilerek yapılması pekala mümkündür.

20'inci bölümde; "Nasıra kentine gemiyle yanaşıldığı" da yer almaz, sadece, "Nasıra kentine gelince" denir. Nasıra'ya doğru giderken Hz. İsa ve şakirtlerinin yolculuğun bir kısmını Galile gölü üzerinden yaptıkları, sonucunu çıkarmamız metne göre mümkündür.

Öte yandan gerçek-dışına çıkılarak, Barnabas İncili metninde güya "Nasıra Limanı'ndan" bahsedildiği, güya "Kudüs'ten Nasıra'ya gemiyle gidildiği" ekleniyor ki, Barnabas'ta bu şekilde ya da aynı anlama gelecek ifadeler kesinlikle yer almıyor.

Yukarıda yer alan objektif-net-tarihi verilere karşı, duygusallığı yansıtan bir alaycılık ile gerçek-dışı demogojik yaklaşımlara yönelebilen bazı çevrelerin yukarıda adı geçen onlarca tarihi belgeye göz gezdirmeleri, hiç değilse kolayca edinebilecekleri Dr. Rodney Blackhirst'a ait yukarıda bir yargı paragrafı alıntılanan makaleyi okumaları önerilebilir.

Diğer çelişki iddiaları Romalı bir valinin (Plate=pilatus=pilotus) ismi hakkında dile getiriliyor, iki ayrı dönemde gelen iki valinin isimlerinin aynı olması ihtimal dahilindedir. Ya da bazı detaylarda tercüme yanlışlıkları ya da çelişki iddialarının kendilerinde yanlışlıklar söz konusu olabilir.

Hz. İsa Peygamber, neden "Gelecek Mesih ben değilim." diyor?

Mesih nitelemesini İsa'dan sonra gelecek Peygamber hakkında telaffuz edilmesi, Hz. İsa'nın Mesih olmadığından değil, metinden de anlaşılacağı üzere o dönem topluluklarının Mesih denildiğinde bunu en son gelecek Allah'ın Elçisi olarak algılamalarıdır. İsa, "Sen Mesih misin?" şeklindeki sorulara yanıt verirken kendinden sonra gelecek Allah'ın Elçisi'nden haber vermektedir. Barnabas İncili'nin ilk başlığında, girişi ve 6'ıncı bölümünde de İsa Peygamber için "Mesih" denmektedir.

İsa Peygamber'in "Sen Mesih misin?" şeklindeki soruya verdiği cevabı bu gerçeği gösteriyor:

«..Çünkü ben, sizin «Mesih» dediğiniz, benden önce yaratılmış ve benden sonra gelecek ve inancı (dini) son bulmasın diye gerçeğin sözlerini getirecek olan Allah'ın Elçisi'nin ayakkabılarının iplerini veya çoraplarının bağlarını çözecek değerde değilim.»

Tahrifler sonucu sürrealist ve ancak ruhban derecelilerin anladığı(!) anlaşılmaz semboller anlatımı haline gelen ve bünyesinde tahrif ve değişmelerden doğan yanlışlardan yüzlerce sancıyı taşıyan 4 kanonik (!) İncil'den örnekler vererek, gerçek ve pek çok "çelişki"leri gerçek anlamda göstermek mümkündür. Bu çelişkiler doğu ve batıda, yerinde ve yeterince ele alınarak ilgilenenlere gösterilmiştir. Alman Protestan Kilise Komisyonu'nun, yukarıda yer alan, İncil'e yazdığı sunuş yazısı da bu gerçeğin başka türlü bir ifadesi olarak değerlendirilebilir.

Barnaba İncili, anlaşılmaz hale getirilmiş bir dinin özündeki gerçek halini; aydınlık ve açıklığı, Peygamberlerle iletilen ilahi mesajların tazeliğini okuyanlara hemen hissettiriyor. Barnabas İncili'nin Matta, Yuhanna, Luka ve Markos ile kıyaslamalı okunuşunda, diğer İncillerdeki çıkarmalar ve değiştirmeler nedeniyle nasıl anlam bütünlüğünün bozulduğu ve cümle düşüklükleri oluştuğu, böylece yarım ya da aralarda kalan konu ve cümlelerin aslında nereden başladığı ve nasıl geliştiği de ortaya çıkıyor. Ve nasıl insafsız bir tahrif budamasına maruz kaldıkları da anlaşılıyor.

Alıntı
 

Muhakk

Member
Barnaba İncili, 34-42. Bölüm

39. Adem'in Yaratılışı Ve İlk Sorusu ve Duası

Sonra Yuhanna dedi: «Güzel konuştun ey muallim, fakat insan gururuyla nasıl günah işledi, tam bilemiyoruz.»

İsa cevapladı: «Allah şeytan'ı kovup, melek Cebrail de şeytan'ın tükürdüğü yeryüzü kütlesini temizleyince, Allah yaşayan her şeyi, hem uçan ve hem yürüyen ve hem de yüzen hayvanları yarattı ve dünyayı içinde bulunan her şeyle süsledi. Birgün şeytan cennetin kapılarına yaklaşıp, otlayan atları gördü ve onlara, eğer yeryüzü kütlesi bir ruh olacak olursa, kendilerine eziyet verici bir iş düşeceğini bildirdi; bu nedenle de, bu yeryüzü parçasının hiçbir şeye yaramayacak şekilde çiğnemeleri faydalarına olacaktı. Atlar ayaklandılar ve hemen zambaklarla güller arasında uzanan o yeryüzü parçasını çiğnemeye giriştiler. Bunun üzerine Allah, Cebrail'in kütle üzerinden almış olduğu şeytan'ın tükrüğünün bulunduğu kirli yeryüzü parçasına ruh verdi; ve havlayan köpekler ortaya çıkınca korkuya kapılan atlar kaçtılar. Bundan sonra Allah, tüm kutsal melekler «Senin kutsal adını tesbih ederiz ey Rabb (muz) Allah» diye söyleşirken, insana ruhunu verdi.

«Ayağı üstüne kalkan Adem, havada güneş gibi parlayan bir yazı gördü: «Allah'tan başka ilâh yoktur ve Muhammed Allah'ın Rasulû'dür.» Bunun üzerine Adem ağzını açarak, dedi: «Şükür sana ey Allahım Rabb, bana hayat nimeti verdin; fakat (senden) bana söylemeni diliyorum: Bu, «Muhammed Allah'ın elçisidir» sözlerinin mesajı ne anlama geliyor? Benden önce (yaratılmış) başka insanlar mı vardı?»
«Bundan sonra Allah dedi: «Tabii, ey kulum Adem. Sana diyorum ki: îlk yarattığım insan sensin. Ve senin görmüş olduğun, yıllar sonra dünyaya gelecek, benim rasulûm olacak ve her şeyi kendisi için yarattığım oğlundur. Geldiği zaman dünyaya ışık verecektir; ruhu, ben herhangi bir şey yaratmadan altmış bin yıl önce semavî bir nur içine konmuştur.»

Adem Allah'a şöyle yalvardı: «Rabb(im), bu yazıyı el parmaklarımın tırnakları üzerinde bana bahşet.» Sonra Allah, ilk insana baş parmakları üzerinde bu yazıyı verdi. Sağ elin baş parmak tırnağı üzerinde, «Allah'tan başka ilâh yoktur*, sol elin baş parmak tırnağı üzerinde de, «Muhammed Allah'ın Rasulû'dür.» Sonra, babaca bir sevgiyle ilk insan bu sözleri öptü ve gözlerini ovarak dedi: «Senin dünyaya geleceğin gün mübarek olsun.»

Allah insanı yalnız görünce dedi: «Onun yalnız kalması iyi değildir.» Bu nedenle onu uyuttu ve kalbinin yakınından bir kaburga kemiği alarak, yerini etle doldurdu. Bu kaburga kemiğinden Havva'yı yaratıp, onu Adem'e eş olarak verdi. Bu ikisini Cennetin efendileri olarak yerleştirdi. Ve kendilerine (şöyle) dedi: «Bakın, size yemek için her meyveyi veriyorum, yalnız elmalar ve mısır hariç»; ve bunlarla ilgili olarak dedi: «Ne olursa olsun, bu meyvelerden yememeye dikkat edin, yerseniz kirlenirsiniz ve öyle ki, sizi burada tutarak azap etmem; buradan sürer çıkarının ve büyük eziyetler çekersiniz.»
 
Üst