Bunun için, bazı lügatların manalarını söyleyerek aynen...

Ahmet.1

Well-known member
(Kelime açıklamalı)
Okunan Türkçe veya Arabça bir risalenin izahı, başka bir risalede varsa, onu getirip okuyor. Risale-i Nur'daki gayet ince nükteleri derkeden basiretli âlimler de der ki: Bir âlimin yüksek bir ilmi olabilir fakat Risale-i Nur'u cemaata okurken tafsilâta girişip eski malûmatlarıyla açıklarsa; bu izahatı, Risale-i Nur'un beyan ettiği, asrımızın fehmine uygun ve ihtiyacına tam cevab veren hakikatların anlaşılmasında ve tesiratında ve Risale-i Nur'un mahiyetinin derkine bir perde olabilir. Bunun için, bazı lügatların manalarını söyleyerek aynen okumak daha müessir ve daha efdaldir.


SÖZLER / Konferans

----------------------------------
Risale-i Nur: Nur risalesi. Bediüzzaman Said Nursinin(ra) Kur’anın imanla ilgili ayetlerini kaynak alarak imanın bütün şartlarını açıklayıp delillerle ispat ettiği çok değerli eserlerinin hepsine birden verilen isim.

Nükte: Derin ve ince manalı söz, incelik.
Derk: Anlamak.
Basiret: Gerçeği bilip anlama gücü, kalb ile gerçeği hissedip anlama.
Alim: Bilgili, bilen.
Cemaat: Topluluk.
Tafsilat: Açıklamalar, geniş bilgiler, ayrıntılı bilgiler.
Malûmat: Bilinenler, bilgiler.
İzahat: İzahlar, açıklamalar.
Fehm: Anlayış.
Hakikat: Gerçek.
Tesirat: Tesirler, etkiler, etkilenmeler.
Mahiyet: İç yüz, esas, asıl, temel özellik, temel gerçek.
Lügat: Kelime. Söz. *Lügat kitabı, sözlük.
Müessir: Tesir eden, etkileyen, tesir edici, etki edici.
Efdal: Daha faziletli, daha üstün.
 
Üst