kenz-i mahfi
Sorumlu
FERASET (Arapça) فراست
Zihin uyanıklığı. Bir şeyi çabukça anlayış kabiliyeti. Bir kimsenin ahlâk ve istidadını yüzünden anlamak. Firasetin bir nev'i, sebebini anlamadan ve ilham eseri olarak vücuda gelen seziştir. Diğer nev'i ise kesbîdir. Muhtelif huy ve tabiatları bilmek neticesinde hâsıl olur. Yiğitlik. Binicilik manalarına da gelmektedir.
Arapça "Ferase" فرس kelimesinden türetilmiştir. Bu kelime (hayvanın avını) parçalamak, bir şeyi incelemek, gözle süzmek, birindeki bir özelliği görmek, tespit etmek demektir.
Bu kelimeden türetilen "iftiras" افترس kelimesi "avını parçalamak" demektir.
"Faris" فارس kelimesi "binici, atlı, süvari, kahraman, şövalye" gibi manalara gelmektedir. Çoğulu "fursân" ve "fevâris" kelimeleridir.
"Feraset" فراست kelimesinin aslı "firaset"tir. "ince görüş" manasına gelmektedir.
Hem "ilmü feraset" علم الفراست tabiri "yüz/el vb.nin görünümünden insanların kişilikleri ile ilgili bilgiler çıkaran veya bunu konu edinen bilim"dir.
Yine bu kelimeden türetilen "ferâs" فراس kelimesi "at" demektir.
Zihin uyanıklığı. Bir şeyi çabukça anlayış kabiliyeti. Bir kimsenin ahlâk ve istidadını yüzünden anlamak. Firasetin bir nev'i, sebebini anlamadan ve ilham eseri olarak vücuda gelen seziştir. Diğer nev'i ise kesbîdir. Muhtelif huy ve tabiatları bilmek neticesinde hâsıl olur. Yiğitlik. Binicilik manalarına da gelmektedir.
Arapça "Ferase" فرس kelimesinden türetilmiştir. Bu kelime (hayvanın avını) parçalamak, bir şeyi incelemek, gözle süzmek, birindeki bir özelliği görmek, tespit etmek demektir.
Bu kelimeden türetilen "iftiras" افترس kelimesi "avını parçalamak" demektir.
"Faris" فارس kelimesi "binici, atlı, süvari, kahraman, şövalye" gibi manalara gelmektedir. Çoğulu "fursân" ve "fevâris" kelimeleridir.
"Feraset" فراست kelimesinin aslı "firaset"tir. "ince görüş" manasına gelmektedir.
Hem "ilmü feraset" علم الفراست tabiri "yüz/el vb.nin görünümünden insanların kişilikleri ile ilgili bilgiler çıkaran veya bunu konu edinen bilim"dir.
Yine bu kelimeden türetilen "ferâs" فراس kelimesi "at" demektir.