kenz-i mahfi
Sorumlu
HEZEYÂN (هذیان) (Arapça)
Kötü sözler, soğuk şakalar, sayıklama, saçma sapan konuşmak manalarına gelmektedir.
Arapça "هذى" (sayıklamak" kelimesinden türetilmiştir. "هاذ" kelimesi "sayıklayan" demektir.
Boş ve anlamsız konuşmaları ifade etmek için "hezeyan" kelimesi kullanılmaktadır.
Arapça bu kelimenin Türkçe'deki karşılığı genellikle "sayıklama ve saçmalama" olarak kullanılmaktadır.
İngilizcede "delirium" kelimesiyle ifade edilmektedir. Farsça'da ise "hezeyan" kelimesi kullanılmaktadır.
Fransızca'da "delire" kelimesi kullanılmaktadır. İtalyanca'da "delirio" ile ifade edilmektedir.
Latincede "delirium" kelimesi kullanılmaktadır.
"Hezeyan" هذیان kelimesi mana olarak bir hastalık veya başka bir sebepten dolayı akla ve mantığa aykırı şeyler söylemek, saçma sapan konuşmak demektir. Bu hastalık maddi olabileceği gibi manevi yani kalbi hastalıktan da kaynaklanabilir. "Hezeyan"lı olma durumu bir hastalıktan kaynaklandığına göre mühim olan normal söz ile hezeyanlı sözü birbirinden ayırt edebilmektir. Hezeyanlı bir sözü ayırt edebilmek için illa ki bir uzman olmaya gerek yoktur. Hezeyanı anlayabilmenin en kolay yolu sebep-sonuç ilişkisini kontrol etmek olacaktır. Eğer sebep-sonuç ilişkisinde bariz hatalar var ise söylenilen söz delile dayanmayan saçma sapan bir söz yani hezeyandır.
İnsan sürekli hakkı aradığı için bazen eline batıl gelebiliyor, onu hiç şüphesi olmayan bir doğru gibi kabul edip aslında elindeki hezeyanın mantıklı olduğunu düşünmeye sevkediyor. Yani delili olmayan bir sözü sarsılmaz delillere dayanan bir fikir olarak kabul edebiliyor. Burada insanı hataya düşüren en mühim şey sebep-sonuç ilişkisini kuramamaktadır.
Mesela: Bir insanın elma çekirdeğini gösterip, koca elma ağacının küçücük çekirdekten kendi kendine çıktığını kabul etmesi bir hezeyandır. Akılsız, şuursuz, kuvvetsiz, ilimsiz bir şeyin böyle bir şey yapamayacağını bildiği halde elinde delil olmadan "bu bundan olmuştur" demek hezeyanın en bariz delilidir.
Psikiyatri açısından "hezeyan" هذیان kelimesi 2'ye ayrılmaktadır.
1. Tuhaf hezeyanlar
2. Tuhaf olmayan hezeyanlar
Birincisine misal vermek gerekirse; "semavat ve zemini bilim yarattı" demek tuhaf bir hezeyandır. Gerçekliği olmayan bu şekildeki saçma sapan ve delili olmayan sözlere tuhaf hezeyan denilir.
İkincisine misal vermek gerekirse; "eşi tarafından aldatıldığı" veya "gizlice takip edildiği" gibi hezeyanlardır. Bunlar mümkün olabilecek şeyler olmasına rağmen delilin sağlam olmaması yani sebep-sonuç ilişkisinin bozuk olması, söylenilen sözün "hezeyan" olduğunu göstermektedir.
En çok görülen hezeyanlar "kötülük görme düşüncesi, kıskançlık, büyüklük, suçluluk önemli bir kişinin kendisine aşık olduğu şeklindedir.
"Hezeyan" هذیان kelimesinin Ebced Değeri: 666'dır.
Risale-i Nur Külliyatı'nda "hezeyan" هذیان kelimesi toplam 50 defa zikredilmiştir. İman ve itikad yönlerinden "hezeyan"ın هذیان üzerinde pek çok durulmuş ve hezeyanlı fikirlerin neler olduğu gösterilmiştir. Risale-i Nur'da bahsi geçen ve hezeyanlı fikirler olduğu beyan edilen meselelere sadece birkaçına misal vermek gerekirse;
Güneşin ışığını gördüğü halde güneşi inkar etmek hezeyandır.
Nihayetsiz kudret sahibi Cenab-ı Hakk'ın dünyayı yarattığını kabul edip ahireti yaratamayacağını kabul etmek hezeyandır.
Kainatın vücudunu kabul edip yaratıcısı olduğunu inkar etmek hezeyandır. Aynı şekilde kainatın vücudunu inkar eden sofestailerin fikirleri de hezeyandır.
Aciz, sağır, kör, karmakarışık esbaba tesir vermek hezeyandır.
Kur'an-ı Kerim'i beşer kelamı farzetmek hezeyandır.
Kitabı görüp katibini inkar etmek hezeyandır.
Kur'an'a karşı muaraza edip "onun gibi söz söyledik" diyen Müseylime gibilerin sözleri hezeyan derecesinde kalmıştır.
Cenab-ı Hakk'a evlad isnad etmek müthiş bir hezeyandır. Aynı şekilde meleklerin "haşa!" O'nun kızları olduğunu isnad etmek de öyle saçma sapan bir hezeyandır.
"Kör, sağır, hududsuz, sel gibi akan küllî anasır ve tabayî' ve esbabın işidir" diyen bedbaht, "O tiryak-ı acib, kendi kendine şişelerin devrilmesinden çıkıp olmuştur" diyen divane bir hezeyancı, sarhoşbulunan bir ahmaktan daya ziyade ahmaktır. Evet o küfür, ahmakane, sarhoşane, divanece bir hezeyandır.
Zerrelere ezeliyet vermek bir hezeyandır.
Hadsiz delilleri bulunan ahiretin vücudunu inkar etmek bir hezeyandır.
Sanatı görüp sanatkarı inkar etmek bir hezeyandır.
Kötü sözler, soğuk şakalar, sayıklama, saçma sapan konuşmak manalarına gelmektedir.
Arapça "هذى" (sayıklamak" kelimesinden türetilmiştir. "هاذ" kelimesi "sayıklayan" demektir.
Boş ve anlamsız konuşmaları ifade etmek için "hezeyan" kelimesi kullanılmaktadır.
Arapça bu kelimenin Türkçe'deki karşılığı genellikle "sayıklama ve saçmalama" olarak kullanılmaktadır.
İngilizcede "delirium" kelimesiyle ifade edilmektedir. Farsça'da ise "hezeyan" kelimesi kullanılmaktadır.
Fransızca'da "delire" kelimesi kullanılmaktadır. İtalyanca'da "delirio" ile ifade edilmektedir.
Latincede "delirium" kelimesi kullanılmaktadır.
"Hezeyan" هذیان kelimesi mana olarak bir hastalık veya başka bir sebepten dolayı akla ve mantığa aykırı şeyler söylemek, saçma sapan konuşmak demektir. Bu hastalık maddi olabileceği gibi manevi yani kalbi hastalıktan da kaynaklanabilir. "Hezeyan"lı olma durumu bir hastalıktan kaynaklandığına göre mühim olan normal söz ile hezeyanlı sözü birbirinden ayırt edebilmektir. Hezeyanlı bir sözü ayırt edebilmek için illa ki bir uzman olmaya gerek yoktur. Hezeyanı anlayabilmenin en kolay yolu sebep-sonuç ilişkisini kontrol etmek olacaktır. Eğer sebep-sonuç ilişkisinde bariz hatalar var ise söylenilen söz delile dayanmayan saçma sapan bir söz yani hezeyandır.
İnsan sürekli hakkı aradığı için bazen eline batıl gelebiliyor, onu hiç şüphesi olmayan bir doğru gibi kabul edip aslında elindeki hezeyanın mantıklı olduğunu düşünmeye sevkediyor. Yani delili olmayan bir sözü sarsılmaz delillere dayanan bir fikir olarak kabul edebiliyor. Burada insanı hataya düşüren en mühim şey sebep-sonuç ilişkisini kuramamaktadır.
Mesela: Bir insanın elma çekirdeğini gösterip, koca elma ağacının küçücük çekirdekten kendi kendine çıktığını kabul etmesi bir hezeyandır. Akılsız, şuursuz, kuvvetsiz, ilimsiz bir şeyin böyle bir şey yapamayacağını bildiği halde elinde delil olmadan "bu bundan olmuştur" demek hezeyanın en bariz delilidir.
Psikiyatri açısından "hezeyan" هذیان kelimesi 2'ye ayrılmaktadır.
1. Tuhaf hezeyanlar
2. Tuhaf olmayan hezeyanlar
Birincisine misal vermek gerekirse; "semavat ve zemini bilim yarattı" demek tuhaf bir hezeyandır. Gerçekliği olmayan bu şekildeki saçma sapan ve delili olmayan sözlere tuhaf hezeyan denilir.
İkincisine misal vermek gerekirse; "eşi tarafından aldatıldığı" veya "gizlice takip edildiği" gibi hezeyanlardır. Bunlar mümkün olabilecek şeyler olmasına rağmen delilin sağlam olmaması yani sebep-sonuç ilişkisinin bozuk olması, söylenilen sözün "hezeyan" olduğunu göstermektedir.
En çok görülen hezeyanlar "kötülük görme düşüncesi, kıskançlık, büyüklük, suçluluk önemli bir kişinin kendisine aşık olduğu şeklindedir.
"Hezeyan" هذیان kelimesinin Ebced Değeri: 666'dır.
Risale-i Nur Külliyatı'nda "hezeyan" هذیان kelimesi toplam 50 defa zikredilmiştir. İman ve itikad yönlerinden "hezeyan"ın هذیان üzerinde pek çok durulmuş ve hezeyanlı fikirlerin neler olduğu gösterilmiştir. Risale-i Nur'da bahsi geçen ve hezeyanlı fikirler olduğu beyan edilen meselelere sadece birkaçına misal vermek gerekirse;
Güneşin ışığını gördüğü halde güneşi inkar etmek hezeyandır.
Nihayetsiz kudret sahibi Cenab-ı Hakk'ın dünyayı yarattığını kabul edip ahireti yaratamayacağını kabul etmek hezeyandır.
Kainatın vücudunu kabul edip yaratıcısı olduğunu inkar etmek hezeyandır. Aynı şekilde kainatın vücudunu inkar eden sofestailerin fikirleri de hezeyandır.
Aciz, sağır, kör, karmakarışık esbaba tesir vermek hezeyandır.
Kur'an-ı Kerim'i beşer kelamı farzetmek hezeyandır.
Kitabı görüp katibini inkar etmek hezeyandır.
Kur'an'a karşı muaraza edip "onun gibi söz söyledik" diyen Müseylime gibilerin sözleri hezeyan derecesinde kalmıştır.
Cenab-ı Hakk'a evlad isnad etmek müthiş bir hezeyandır. Aynı şekilde meleklerin "haşa!" O'nun kızları olduğunu isnad etmek de öyle saçma sapan bir hezeyandır.
"Kör, sağır, hududsuz, sel gibi akan küllî anasır ve tabayî' ve esbabın işidir" diyen bedbaht, "O tiryak-ı acib, kendi kendine şişelerin devrilmesinden çıkıp olmuştur" diyen divane bir hezeyancı, sarhoşbulunan bir ahmaktan daya ziyade ahmaktır. Evet o küfür, ahmakane, sarhoşane, divanece bir hezeyandır.
Zerrelere ezeliyet vermek bir hezeyandır.
Hadsiz delilleri bulunan ahiretin vücudunu inkar etmek bir hezeyandır.
Sanatı görüp sanatkarı inkar etmek bir hezeyandır.