Elbette en bahtiyar odur ki...

Ahmet.1

Well-known member
Dünya madem fânidir. Hem madem ömür kısadır. Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur. Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır. Hem madem dünya sahibsiz değil. Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerim bir Müdebbiri var. Hem madem ne iyilik ve ne fenalık, cezasız kalmayacaktır. Hem madem
b229.gif
Allah bir kimseye gücünün yettiğinden başka sorumluluk yüklemez. (Bakara Suresi: 286.)

sırrınca teklif-i mâlâyutak yoktur. Hem madem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır. Hem madem dünyevî dostlar ve rütbeler, kabir kapısına kadardır.
Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan.
Hayat-ı ebediye: Ebedi hayat, ölümsüz ve sonsuz hayat.
Misafirhane-i dünya: Dünya misafirhanesi.
Hakîm: Hikmet sahibi, her şeyi gayeli ve faydalı olarak yerli yerinde yapan.
Kerim: Kerem sahibi, bağış, iyilik, lütuf ve cömertlik sahibi.
Müdebbir: Tedbir alıcı, zararları engelleyen ve faydaları sağlayan önlemleri önceden planlayarak yapan.
Teklif-i mâlâyutak: Güç yetmez teklif, yerine getirilemeyecek sorumluluk, yapılamayacaklarla görevlendirme.
Müreccah: Üstün.
Dünyevî: Dünya hayatına ait, dünyadaki yaşantıyla ilgili.
Kabir: Mezar.


Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, malayani şeylerle ömrünü telef etmesin; kendini misafir telakki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin; selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin.
Bahtiyar:
{(Haşiye): Bu mademler içindir ki; şahsıma karşı olan zulümlere, sıkıntılara aldırmıyorum ve ehemmiyet vermiyorum. "Meraka değmiyor" diyorum ve dünyaya karışmıyorum.}

Bahtiyar: Talihli, mutlu.
Âhiret: Ölümsüz olan öbür dünya.
Hayat-ı ebediye: Ebedi hayat, ölümsüz ve sonsuz hayat.
Hayat-ı dünyeviye: Dünyaya ait hayat, dünyadaki yaşantı.
Malayani: Faydasız, boş, gereksiz.
Telef: Ölmek, zayi olmak.
Telakki: Kabul etmek, karşılamak. Kişisel anlayış ve görüş.
Misafirhane: Misafir konaklama yeri, misafir evi, konuk evi.
Selâmet: Kurtuluş, tehlikesizlik içinde olma, her türlü dert ve korku ve tehlikelerden kurtulmak.
Kabir: Mezar.
Saadet-i ebediye: Ebedi saadet, bitmez ve tükenmez sonsuz mutluluk.
Haşiye: Sayfa kenarına veya altına yazılan izah.
Ehemmiyet: Önem, önemli olma, değerlilik.


Said Nursi
 
Üst