Nefis mü’min midir, kâfir midir?

Ahmet.1

Well-known member
Nefis mü’min midir, kâfir midir?
Süleyman Kösmene tarafından yazıldı.
Tokat’tan Nuri Kapısız: “Nefis mü’min midir, kâfir
midir? Nefis Cennete girer mi? Nefsin mutmainne
olması ne demektir?”
Mü’minin Nefsi
Mü’minin nefsi mü’min, kâfirin nefsi kâfirdir.
Ama mü’minin nefsi de, kâfirin nefsi de emmaredir.
Yani çok emredicidir, asidir, çıldırtıcıdır, yoldan
çıkarıcıdır.
Belki kâfirin nefsi kâfire pek fazla sorun çıkarmaz.
Çünkü zaten yapacağını yapmış, vereceği dalâleti
vermiş, küfre sokmuş, inkâra sürüklemiş; iğfal edeceği
bir alan kalmamış!
Ama mü’minin nefsi tam bir canavardır. İmanına
ilişemez ise ameline, ameline zarar veremez ise
ahlâkına ilişmeye gayret eder. Nefsin bu yıkıcı fesadı
ölüme kadar devam eder.
Masum ve günahsız olmakla beraber, Peygamberler de
nefsin bu yıkıcılığından Allah’a sığınmışlardır.
Hazret-i Yusuf (as): “Ben nefsimi temize çıkarmam,
çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı
derecede kötülüğü emreder”1 diyerek nefsin
tahribatından Allah’a sığınırken, Peygamber Efendimiz
de (asm): “Allah’ım! Göz açıp kapayıncaya kadar beni
nefsimle baş başa bırakma!” diye örnek bir duâ
öğretmiştir.
Nefsin ve Şeytanın Şiddeti
Nefsin bu şiddeti nefsin şeytanı dinleyen bir kulak
olmasındandır. Şeytan ise apaçık düşmanımızdır.
Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: “Ey Âdemoğulları! Ben, size,
şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir
düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur,
diye emretmedim mi?”2
Nefsin bu şiddetli emrinin başlıca hikmeti, insanın
değerini ve derecesini yükseltmektir. Çünkü nefsini
yenmek için hiç durmadan mücahede eden, nefsin her
yıkıcı fesadına karşı bir kemâl sıfatla cevap veren ve
nefsine hâkim olan insan, inşallah yüksek dereceler
almış, imtihanını kazanmış olmaktadır.
Şeytanın ve nefsin bu şiddeti yüzünden ekser insanların
küfre ve dalâlete girdiğini, fakat ehemmiyetin sayı
çokluğunda değil, keyfiyette olduğunu bir misal ile
açıklayan Bediüzzaman; meselâ diyor, bir adam, bin on
çekirdeği toprağa ekse ve gerekli şekilde bakımını
yapsa; bu çekirdeklerden on tanesi ağaç olsa ve meyve
verse, diğer bin tanesi bozulsa, meyve veren on ağacın
verdiği menfaat, bozulan bin tohumun zararını hiçe
indirir. Şeytana maruz bırakılan ve nefse tabi tutulan
insanların da çoğu bu işten zarar görse, on tane
insanın şeytanın ve nefsin bu şiddetinden mücahede ile
arınarak ve derecesini yükselterek çıkması, o
çoğunluğun verdiği zararı hiçe indiriyor.3
Cennet Nefse Hazırlanmıştır!
Dolayısıyla nefsin ve şeytanın bu dayanılmaz
şiddetinden ruhun kalp, sır, vicdan, akıl ve lâtifeler gibi
pozitif elemanlarının verdiği mücahede ile kazançlı
çıkan ise, aslında yine nefis kendisi oluyor. Müşteki
durumda iken, muttaki duruma geçen nefis kendisi
oluyor.
Yani meselâ Allah’ın rızasına mazhar olan nefistir!
Allah’ın lütfuna ve rahmetine ulaşan nefistir! Mahşerde
sorgulanan ve yargılanan nefistir! Resulullah’ın (asm)
şefaatine eren nefistir! Cennet’le müjdelenen nefistir!
Cennetin ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne hayalden
geçmiş benzersiz nimetlerine ulaşan nefistir! Allah’ın
cemalini görerek Cenneti unutturan bir izzet, şeref ve
saadete nail olan nefistir!
İşte, nefsi müjdeleyen âyetlerden örnekler:
“Allah, her nefsin kazandığını bilir.”4
“Kıyamet mutlaka gelecektir. Her nefis işlediğinin
karşılığını görsün diye.”5
“Nefislerin hoşlanacağı, gözlerin lezzet alacağı şeyler
hep Cennettedir.”6
“Ey Nefs-i Mutmeinne! Sen O’ndan razı, O senden razı
olarak Rabbine dön! Salih kullarımın arasına katıl! Ve
Cennetime gir!”7
Nefsin Mutmeinne Olması
Mutmeinne olan nefis, bütün çıldırtıcı isteklerine
rağmen kalbin, vicdanın, aklın, sırrın ve sair duyguların
pozitif emellerine ve amellerine teslim olur, aşırı
isteklerini kendi başına değil, bu pozitif elemanların
hedefleri doğrultusunda kullanır.
Meselâ -Risâle-i Nur’da zikredildiği üzere-, şehvetini
iffette kullanır, öfkesini şecaate çevirir, inadını sebat
anlamında kullanır, adavetini dosta ve ehl-i imana
değil, kâfire, nefse ve şeytana gösterir ve hakeza…
İman-ı tahkiki kılıcını çeker, nefis olarak sahip olduğu
ilkel istekleri, kalbin ve vicdanın ulvî istekleriyle
değiştirir, insaniyet-i kübra makamına yükselir.
İman-ı tahkiki ile itminana ve doyuma ulaşır!
Dipnotlar:
1- Yusuf Sûresi: 53.
2- Yasin Sûresi: 60, 61.
3- Lem’alar, 13. Lem’a.
4- Ra’d Sûresi: 42.
5- Taha Sûresi: 15.
6- Zuhruf Sûresi: 71.
7- Fecir Sûresi: 27-30.
 

yozgati

Well-known member
Nefisin makamları ve mertebeleri var. buna göre renk alır. ama Rasulüekrem asm'ın nefsi Müslüman aktabınki Müslümandır.
 
Üst