Devlet Bahçeli'den Olimpiyat açıklaması

HaberRss

Haber Robotu
devlet-bahceli-olimpiyat.jpg
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2020 Yaz Olimpiyatları'nın düzenleneceği şehrin belirlenmesiyle ilgili yapılan oylamanın sonucunu değerlendirdi. Devlet Bahçeli’ye göre, 2020 Yaz Olimpiyatları’nda İstanbul’un tercih edilmeme nedeni, doping kullanan sporcular. Bahçeli Gezi Parkı meselesinin ve Suriye sürecinin de karar veren komiteyi etkilediği görüşünde. Ancak tüm bunlara rağmen İstanbul'un finale kalmasının hafife alınmayacak bir sonuç olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Arjantin'deki oylamanın neticesi ne olursa olsun, gönlümüzde kazanan ve başarıya ulaşan kesinlikle İstanbul olmuştur." dedi.MHP Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı Yeşilköy'deki WOW Otel'de yapıldı. Toplantıya başkanlık eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.İstanbul'un finale kalmasının hafife alınmayacak bir sonuç olduğunu belirten Bahçeli, "Biz parti olarak, İstanbul'un 2020 Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunlarına ev sahipliği yapması için destek olduk, bunun gerçekleşmesini canı gönülden arzu ettik. Ne var ki, geçtiğimiz günlerde, Arjantin'de yapılan oylamada, 2020 Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'nı düzenleme yetkisini Tokyo kazanmıştır. Geçmişten bugüne kadar Türkiye, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne beş kez müracaatta bulunmuş, üç kez de resmi aday statüsü elde etmiştir.Ancak hiç birisinde bizleri sevindirecek bir sonuca ulaşılamadığı da bir hakikattir.Arjantin'deki oylamanın neticesi ne olursa olsun, gönlümüzde kazanan ve başarıya ulaşan kesinlikle İstanbul olmuştur. Fakat yine de, İstanbul'un resmi olarak neden seçilmediği ve tercih edilmediği hakkında da iyi düşünmek ve kafa yormak lazımdır." diye konuştu.SURİYE MESELESİSuriye'ye yapılacak olan hareket hazırlığından ve Başbakan'ın savaş dilini kılavuz seçtiğinden bahseden Bahçeli, "Suriye'ye muhtemel bir saldırının siyasi ve ekonomik sonuçları tamimiyle irdelenmeden Esed öncesi ve sonrası muhtemel senaryolar milli perspektif ile değerlendirilmeden Türk milleti savaşa sürüklenmektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararı ve Kimyasal Silah Uzmanlarının raporu belli olmamıştır. Kimyasal silahların kimler tarafından kullanılıp kullanılmadığını hala tespit edememiştir." diye konuştu.Suriye'ye düşen her bombanın Türkiye'ye de etkisinin çok fazla olacağını vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi: " Hava ve karadan yapılan saldırılarla Suriye yine hedef olacak masum canlar, küçük çocuklar yine kefenlere sarılacaktır. Kimyasal silahın intikamını almaktan bahsedenler acıları, kayıpları ve ölümleri tekrar katlayacaktır. Merakımız o dur ki başbakan Erdoğan hükümeti Suriye'yi kapsamı altına alan ölüm şakşakçılığından ne zaman vazgeçecektir. Böylesine şiddet teşvikini nereye kadar sürdürecektir. Suriye'nin havadan ve denizden füze ve bomba abluka altına alınması halinde Esed rejiminin can havliyle ülkemize uzun menzilli ve kimyasal başlıklı füzelerle saldırırsa Başbakan bunun vebaline nasıl katlanacaktır." Suriye'de henüz nasıl bir gelişmenin olacağı operasyonun zamanı belirsizliğini korunduğunu belirten Bahçeli, "Operasyona hangi ülkelerin katılacağı belirsizliğini koruyor. ABD Dışişleri Bakanı'nın Şam yönetimine kimyasal silahları teslim etmesi teklifi hala uzlaşma zemininin arandığına işarettir. Bize göre ABD Suriye'de uzlaşma zemini aramaktadır." dedi.Teröristler şehre inerek hummalı bir hazırlık içine girdiMHP Genel Başkanı, teröristlerin dağdan şehre inerek yeni cinayetler ve yeni saldırılar için hazırlandığını öne sürdü. Bahçeli, "Yaklaşık 4 aydır, 'sınır dışına çıkıyoruz' gürültüsü altında teröristler, dağlardan şehirlere doğru kafileler halinde inerek; yeni cinayetler, yeni pusular ve yeni hain saldırılar için hummalı hazırlık içine girmişlerdir." dedi. Teröristlerin sınır dışına değil şehirlere yöneldiğini ifade eden Bahçeli, "Yaklaşık 4 aydır, sınır dışına çıkıyoruz gürültüsü altında teröristler dağlardan şehirlere doğru kafileler halinde inerek; yeni cinayetler, yeni pusular ve yeni hain saldırılar için hummalı hazırlık içine girmişlerdir. En son olarak, terör elebaşlarının çekilmenin durduğuna dair ifadeleri bir yönüyle malumun ilanından başka bir manaya gelmemiştir. Dünya âlem PKK'nın vatan topraklarından gitmediğini bilmesine rağmen, bu yalın gerçek hep gizlenmiş, hep de hasıraltı edilmiştir. Başbakan Erdoğan G-20 zirvesi için Rusya'da bulunuyorken, süreci bozanların tarih önünde hesap vereceğini ifade ederek, aklınca PKK'ya ayar ve gözdağı vermeye çalışmıştır. Oysa ki Türk tarihi ve Türk milleti asıl olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı affetmeyecek, hükümetiyle birlikte bölücü koalisyonu hiç iyi hatırlamayacaktır. Bundan sonra PKK'nın saldırılarını sıklaştırması kuvvetli ihtimaldir. 2 Eylül'de Bingöl'de ele geçirilen 200 kilogramlık patlayıcı PKK'nın alçakça planladığı eylemlerini tekraren deşifre etmiştir. Türk milleti vahim bir sınırdadır. AKP-BDP ve PKK bölücülük kulvarında çirkef bir rekabete girerek varlığımıza ve birliğimize kast etmektedir. Başbakan bunun hesabını vermelidir. Hükümet PKK'ya yönelik tavizlerinin, el pençe divan durmasının faturasını mutlaka ödemelidir. Aziz milletimiz ve özellikle AKP'ye oy veren muhterem kardeşlerim Başbakan ve hükümetinin ihanete varan adımlarının karşılıksız bırakılmayacağını göstermelidir." ifadelerini kullandı.(CİHAN)

Devami...
 
Üst