Mustafa Kemalle sonradan Bedüzzaman akraba olmuş

capay

Member
Bediüzzaman’ın hayatında müstesna bir değeri haiz bulunan, büyük ağabeyi molla Abdullah’ın oğlu olan yeğeni Abdurrahman Nursî, 1903 yılında Nurs’ta dünyaya geldi. Henüz çok genç yaşlarda iken İstanbul’a yerleşti. Eminönü ilçesi Hocapaşa Mahallesi’ne nüfus kaydını tescil edilmişdir.
Abdurrahman’ın Ankara’da kaldığı sekiz senelik hayatı hakkında fazla bir malûmata sahip değiliz. Ulaşabildiğimiz bilgilere göre, Meclis’teki görevinden sonra Sağlık Bakanlığında çalışmaya başladığını, bu arada M. Kemal’in Nimeti adlı halasının kızı Fatime’den olma Hatice—yani halasının torunu—ile evlendiğini ve bu evliliğinden 10.8.1928 tarihinde Vahdeti Suat adında bir çocuğunun olduğunu öğreniyoruz.

Vahdeti Suat, emekli olup Ankara’da yaşamaktadır. Vahdeti Suat ressamlıkla uğraşmasının yanı sıra “Pardon” ve “Papagan” gibi değişik mizah dergilerinde de Vahdet Sipahioğlu adıyla karikatürler çizmiş ve 1954 yılında kendisine ait bir karikatür kitabı yayınlanmıştır.

anursi4.jpg


Abdurrahman Nursi | Mehmet Selim Mardin

Abdullah Aymaz 5 Ekim 2009 tarihli Zaman gazetesindeki yazısında Vahdeti Suat’tan bahsederek onun Bediüzzaman’la nasıl görüştüğünü, Suad Ünlükul’un İsviçre’de yaşayan kızı Semra Hanıma şöyle anlatır: “Amcanız Nihat Ünlükul, dedeniz Abdülmecid Nursî’den izin almadan Kastamonu’da Bediüzzaman Hazretleri’nin çok ağır hasta olduğu bir zamanda, Ankara’ya gidip Abdurrahman Nursî’nin oğlu Vahdet’i yanına alarak ‘Gel amcanıza gidelim.’ diyerek yanına götürmüş. Bediüzzaman Hazretleri onları görünce, ‘Cenâb-ı Hak, bana, bu dehşetli hastalığımdan sonra, en ziyade alâkadar olduğum iki biraderzâdem, belki eski zamanda Abdülmecid ve Abdurrahman sisteminde bir küçük Abdülmecid ve bir küçük Abdurrahman’ı teselliye vesile kılmak için ihsan etti!’ demiş.”

Vahdeti Suat henüz bebekken kaybettiği babasını tanıyamadığından bir kadirşinaslık ve vefa borcu olarak, babasının adını 1956 doğumlu olan oğlu Abdurrahman Selçuk’ta yaşatmıştır.

Aile 1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu’ndan sonra Sipahioğlu soyadını kullanmaya başlamıştır. TRT’de Türk Sanat Müziği korosunda çalışıyordu. Böylece Nursî ailesine Okur ve Ünlükul soyadının yanına Sipahioğlu da ilâve edilmiş oluyor.
Bilindiği üzere Bediüzzaman’ın resmî kayıtlarda soyadı “Okur” diye geçmektedir.
Küçük kardeşi Abdülmecid Nursî’nin soyadı ise Ünlükul’dur.
Molla Abdullah Ağabeyinin de soyağacı Sipahioğlu soyadı ile devam etmektedir.

Dehâ derecesinde zekâya mâlik, sadakatli ve cesur bir talebe, Bediüzzaman

trt ankara radyosu tanbur sanatçısıdır. 1956 doğumlu sipahioğlu, yılmaz pakalınlar ve necdet yaşar'dan tanbur dersleri almıştır. sanatcı bu sazın yanısıra lavta ve yaylı tanbur da çalmaktadır.
trt müzik dairesi araştırma kurulu'nda üye olarak görev yapmakta olup aynı zamanda odtü güzel sanatlar bölümünde öğretim görevlisi olarak klasik türk müziği dersi vermektedir.

selçuk sipahio


ABDURRAHMAN NURSÎnun torunu
 

ender un

New member
Cevap: Re: Mustafa Kemalle sonradan Bedüzzaman akraba olmuş

mustafa kemalin halasının kızı fatimadan olma hatice diye bir kız yok mustafa kemalin soy ağacı her yerde var...tahkik etmeden haber paylaşmayın...fatimenın kızının adı nimeti oğlunun adı mustafa...
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Cevap: Mustafa Kemalle sonradan Bedüzzaman akraba olmuş

Kıymetli Kardeşim;

Bilgilerin bazıları doğru olabilir, lakin kesinlik derecesinde doğru bilgiler değildir. Özellikle de Ustad r.a.'ın soyadının okur olması ile ilgili olan kısım ve Vahdeti Suat ile görüşmede Ustadın beyanatları..

Bir yerlere ilintilemek isterseniz herşeyi ilintileyebilirsiniz.

Birincisi şurası açık ve net biliniyor ki soyadından önce insanlar bulunduğu bölgenin veya sahip olduğu özellikleri ve ismi ile muamma olmuşlardır. Bundan dolayı soyadı kanunundan önce Ustadımıza başta kürt olması sebebiyle Saidi Kurdi denilmiştir. Molla Said, Molla Said-i Meşhur ve Bediüzzaman gibi ünvanlar halk tarafından verilmiştir.

Ustadımız Bediüzzaman r.a.'ın soyadı hiçbir zaman kendi isteği ile OKUR olmamıştır. Soyadı kanunu çıkması ile Ustadımız kendi memleketinin adı ile anılmak istediğinden Nursi tercih etse de o dönemdeki zerzavatlara kayıtlara OKUR olarak geçmiştir. OKUR soyadı sadece o zerzavatlar tarafından verildiğinden Ustadımız r.a. hiçbir zaman kendisini bu şekilde takdim etmediği gibi o dönemin insanları da Ustadımız r.a. Nursi olarak kabul ettikleri alenen ortadadır. Bugünlerde birilerine birşey olmuş o zerzavatların aklı ile hareket edip birşeylerin gayretine girmişler..

Ve yine o dönem ve sonraki dönemlerde kütük bilgilerinin bulunduğu belgeler incelendiğinde illede birşeyleri değiştirme gayretleri içinde olduğu görülecektir. Ya babasının adı, ya memleketinin adı herneyse..

Özelliklede bu zaman gazetesinin haberleri artık çok sıhhatli olmadığı ve illede birşeyleri kendilerine göre değiştirme gayretlerine girdikleri alenen açıktır. Ustadın kimliği ve akrabalarının bizim için ehemmiyeti yok bizler için Risale-i Nurların ehemmiyeti var ama onlar Risale-i Nurlara ehemmiyet vermediklerinden yazılarında bunu anlatmak yerine Ustadın kimliği ile alakadar olmaktalar. Dar düşünceler..

Şimdi Abdurrahman Nursi meselesine gelelim, arife tarif gerekmeyeceğinden aşağıdaki mektubu aktarır ve evliliğinden ve Ankaradaki döneminden pişman olduğunu bildirir. Evladını da yetiştiremeden vefat ettiğini görüyoruz. Binaaleyh Ustad r.a.'ın kabul etmediği bir evlilik olduğunu anlıyor hali ile resmi evraklarda akraba olsa da manen Ustad r.a.'ın razı olmadığı bir durum olduğundan bu meseleyi iftihar derecesinde beyan etmek çok büyük bir haksızlıktır. Her neyse meselelerde gerçeklik payı vardır lakin insanların his ve duygularını ifade etmekten ziyade bir ilintileme olduğundan dikkat edilmesi gerekir.

[BILGI](Hulusi Bey'in selefi, yirmialtı yaşında vefat eden biraderzadem Abdurrahman'ın, vefatından bir-iki ay evvel yazdığı mektubdur)


بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ

Ellerinizden öper, duanızı dilemekteyim. Sıhhat haberinizi, irşad edici olan Onuncu Söz risalenizle beraber Tahsin Efendi vasıtasıyla aldım. Çok teşekkür ederim. Evvelce gerçi emrinize muhalefet ederek muhterem ve değerli amcamdan ayrıldığıma pişman olmuş isem de ve itabınıza müstehak olmuş isem de, bu da mukadder imiş. Ve Cenab-ı Hakk'ın emr ü iradesiyle ve belki de bizim için hayırlı olduğu için oldu. Binaenaleyh ben cehalet saikasıyla bir kusur yaptım ve belasını da çektim. Bundan sonra çekmemek için afvınızı rica ve duanızı dilerim.

Aziz mamo! {(*): Kürdçe "Amcacığım" demektir.} Şunu da şurada arzedeyim ki: Himaye ve himmetiniz sayesinde, din ve âhiretime dokunacak ef'al ve harekâttan kendimi muhafaza ettim ve etmekte berdevamım. Gerçi dünyanın değersiz çok musibetlerini gördüm ve çektim ve birçok da lezaiz ve safasını gördüm, geçirdim. Hiç bir vakit ve hiç bir zaman unutmadım ki; bunların hepsi hebâ olduğu ve dünyanın Allah için olmayan lezaiz ve safası neticesi zillet ve şedid azab olduğu ve dünyada Allah için ve Allah'ın emir buyurduğu yollarda çekilen ve çekilmekte olan mezahim neticesi, sonu lezzet ve mükâfat verildiğini bildiğim ve iman ettiğimden, fena şeylerin irtikâbından kendimi muhafaza edebildim. Bu his ve bu fikir ise terbiye ve himmetinizle zihnimde ve hayalimde yer yapmıştır. Hakikat böyle olduğunu bildiğim için, bütün meşakkatlere şükür ile beraber sabretmekteyim.


Şimdi amcacığım ve büyük üstadım! Habis olan nefsimle mücadele edebilmek ve onun hevaî ve bilâhere elem verici olan arzularını yapmamak ve dinlememek için teehhül etmek mecburiyetinde kaldım ve şimdi artık her cihetle Cenab-ı Hakk'ın lütf u keremiyle rahatım. Kimsenin dediğini şer ise duymamazlığa gelir ve kimse ile fena hasletleri kapmamak için ihtilat etmemekteyim. Dairede müddet-i mesaîden hariç zamanlarımı kendi evimde Cenab-ı Hakk'ın şükrü ile geçiriyorum. Bundan başka ey amca, sizden sonra şimdiye kadar en çok beni ikaz ve fena şeylerden men'eden, üstad-ı a'zam ve mürşidim olan bu âyet-i kerimeden duyduğum ve hissettiğimdir:


بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَلْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى اَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا اَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ اَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ


Ve öyle biliyorum ki; o gün de pek yakındır. {(Haşiye): Cây-ı dikkattir, vefatını haber veriyor.} اَللّٰهُمَّ لاَ تُخْرِجْنَا مِنَ الدُّنْيَا اِلاَّ مَعَ الشَّهَادَةِ وَ اْلاِيمَانِ


duam bu ve itikadım böyledir ve böyle de iman ederim: {(Haşiye-1): Hem iman ile gideceğini haber veriyor.}


آمَنْتُ بِاللّٰهِ وَ مَلٰئِكَتِهِ وَ كُتُبِهِ وَ رُسُلِهِ وَ بِالْيَوْمِ اْلآخِرِ وَ بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَ شَرِّهِ مِنَ اللّٰهِ تَعَالَى وَ الْبَعْثُ بَعْدَ الْمَوْتِ حَقٌّ اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ وَ اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللّٰهِ


{(Haşiye-2): Âhir nefesteki kelimat-ı imaniyeyi âhir-i mektubunda zikretmesi, dünyadan kahramancasına imanını kurtarıp öyle gideceğine işaret eder.}


Biraderzadeniz
Abdurrahman


* * *
Barla Lahikası ( 37- 38 - 39 )

[/BILGI]
 
Son düzenleme:

capay

Member
Kardee. sen bir durum olduğundan bu meseleyi iftihar derecesinde beyan etmek çok büyük bir haksızlıktır. diyorsun Men bunu iftihar olsundiye deyil malumat diye paylaştım zaten forumda herkes kendisinin bildiyii malumatı paylaşır
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Cevap: Re: Mustafa Kemalle sonradan Bedüzzaman akraba olmuş

Kardee. sen bir durum olduğundan bu meseleyi iftihar derecesinde beyan etmek çok büyük bir haksızlıktır. diyorsun Men bunu iftihar olsundiye deyil malumat diye paylaştım zaten forumda herkes kendisinin bildiyii malumatı paylaşır

Kıymetli ve değerli kardeşim ifadeye değer olan düşüncelerimiz şahsınız ile alakalı değildir. Bu hususta yanlış anlaşılmamayı ümid ederiz.

Düşüncelerimiz bu yazıyı hazırlayan Ayvaza ve onu gündeme oturtmaya çalışan zaman gazetesine ve son zamanlarda bu gibi meseleler hakkında yazılar yazan bir kaç avamadır.

Nitekim yayın politikalarına baktığımızda genel olarak görülüyor ki islam alemine birşeyleri empoze etme derdindeler. Ve dairemiz Risale-i Nur dışına çıkmamıza müsaade edemediğinden ilgili meseleler ile alakalı tespitlerinin çarptırılmaya ve kafa karışıklığına neden olacağı aleni olduğundan perspektifi Risale-i Nur ışığı altında bakılması gerektiğini ifade etmeye çalıştık.

Ve yine bununla beraber şunu yeniden altını çizmek isteriz ki bu daire-i kuraniye de şahısların ehemmiyeti enfusi olarak vardır lakin şahsi maneviyede ancak ve ancak Risale-i Nur eserlerinin kıymetleri pek yüksektir. Ve yine enfusi ve şahsı manevi alemlerinin cerbeze ile yerlerini değiştirmek ve daha ötesi enfusi alemimizde kıymetli ve aziz Ustadımızın davasını ve düşüncelerini farklı yerlere çekilmesine ve başka meseleler ile ilintilenmesine asla müsaade edemeyiz.

Evet yukarıdaki aktardığınız meseleler haktır. Lakin bu hakikatlerin haksızlıklar adı altında yapıldığını unutmamak gerek. Bir Nur talebesini bırakın kendisine insan diyen herkesin insan haklarını saygılı olması hasebiyle aziz ve kıymetli ustadımız soyadının Nursi olmasını istemesine rağmen ille de onu OKUR yapmaya çalışanları sorgulaması; Ustadın bir soyadının da Okur olduğunu ifade etmek yerine daha yerinde ve isabetli bir davranış ve tutum olmaz mıydı?

Birşeyler ilintilemek istenirse ve istersem bu meseleyi öyle yerlere ilintilerim ki bunu yazan o Ayvaz yazdığından dolayı hedef tahtası olur.. Ama mesleğimiz hakikatleri ifade etmek olduğundan bu meseleyi burada noktalamak isteriz.
 

ender un

New member
kardeş fatma ve hatice nimetinin kızları torunları değil bilgi yanlış niye ısrar ediyorsunuz paylaşılan bilgide torunu denmiş kızı denmemiş belli ki tahkik edilmemiş...mustafa kemalle hısımlıkla kurulan bağın bir sakıncası yok efendimizin a.s.m. ne akrabaları vardı zat-ı pakine gölge düşürmez elbet...ama bilgi hatalı yanlış bilgiyi paylaşıyorsun...ayrıca talha kardeş;sair cemaat efradına saygısızlık etmeyelim vesselam...
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
ayrıca talha kardeş;sair cemaat efradına saygısızlık etmeyelim vesselam...

Kıymetli Kardeşim;

Saygısızlık ifadesinin bana izahını yapar mısınız? Ve ona göre nerede bir saygısızlık var? Ve neden sair cemaat ifadesini kullanma gereği duydunuz?

Bu sorularımın cevabını verirseniz benimde şahsen, bu itham altında bırakmamış olursunuz.
 

ender un

New member
evvela 3.den başlıyayım yazdıklarınızdan zaman gazetesinin ait olduğu gruptan olmadığınızı anladım dolayısıyla sizin ait olduğunuz üst kimlikten yada cemaatten başka bir cemaat olmaları hasebiyle sair tabirini kullandım...
birşeyler empoze ediyorlar!!! iddiası yada aymaz abi için ayvaz diye yazmak normalde saygısızlık üstelik forum yöneticisi vasfıyla yazdığında daha ciddi sorun...başka yapılar hakkında bu kadar pervasız olmamalıyız...
üslupta hatta ettiysem kusurama bakma...
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
evvela 3.den başlıyayım yazdıklarınızdan zaman gazetesinin ait olduğu gruptan olmadığınızı anladım dolayısıyla sizin ait olduğunuz üst kimlikten yada cemaatten başka bir cemaat olmaları hasebiyle sair tabirini kullandım...
birşeyler empoze ediyorlar!!! iddiası yada aymaz abi için ayvaz diye yazmak normalde saygısızlık üstelik forum yöneticisi vasfıyla yazdığında daha ciddi sorun...başka yapılar hakkında bu kadar pervasız olmamalıyız...
üslupta hatta ettiysem kusurama bakma...


Kıymetli Kardeşim;

Ben size hakkımı helal ediyorum..
 

Fff1

Yeni Üye
Cevap: Re: Mustafa Kemalle sonradan Bedüzzaman akraba olmuş

Nimeti adında halası var. Murat bardakçı en iyi şecerenin bile eksik olduğunu söylüyor.
 
Üst