Şahsiyet Erozyonu’na Karşı!

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Şahsiyet Erozyonu’na Karşı!



Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; şehvetlerine uyanlar (kötü arzuların esiri olanlar) ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.” (Nisâ, 27)




Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır.” (Buhârî, Rikak 28; Müslim, Cennet 1.)




Bugün toplumların ve toplumumuzun mübtelâ olduğu şahsiyet erimesi ve kişilik erozyonu denilen hastalığın temel sebebi şehvet içgüdüsünün sınırsız bir hürriyetle insanları ve toplumları esir etmesidir. Ferdiyetçiliğin egemen olduğu toplumlarda insanların sınır tanımayan tavırları kişileri doyumsuz bir şehvet çılgınlığına mübtelâ kılmaktadır. Basın-yayın organları ile desteklenen, toplum mühendisleri tarafından sistemli şekilde uyarılan şehvet içgüdüsü, sağlıklı nesillerin önünde hem ferd plânında hem de toplum bazında bir maraz olarak durmaktadır. Bu marazdan kurtulmak için genelde şu husûslar tavsiye edilmektedir:

1- Güçlü bir irâdeye sâhip olmak,

2- Şehvet içgüdüsünden gelen düşüncelere direnç göstermek; bunlara uyulduğu takdirde
görülebilecek maddî-mânevî zararları düşünmek,

3- Süblimasyon yoluyla zihni sürekli yüksek duygularla meşgul etmek,

4- Kötü ve sefih arkadaşlardan uzak durmak; çünkü “insan insanın şeytanıdır” derler,

5- Nefsânî telkin ve dürtülerin çok olduğu ortamlardan kaçmak.

Netice itibarıyla insanın hürriyeti, kişiliğin temel unsurudur. Hürriyet, en kolay biçimde şehvetle selbolunur. Şehvete kurban edilen hürriyet, insanda şahsiyet erozyonuna yol açar. Şahsiyet parçalanması, insanın dayatmalarla inanmadığı; istemediği şeyi yapmak zorunda bırakılmasıdır. Şahsiyet erozyonu da farkında olmadan şehvet içgüdüsünün insan kişiliğini aşındırmasıdır. (Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz, Gönül Penceresinden, Erkam Yay.)



Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
ez-Zâhir: Varlığını, birliğini belgelendiren, birçok delili bulunan, aşikar olan, eserleri ile tanınan, bilinen, sıfatlarıyla zâhir olan demektir.


Kısa Günün Kârı
"Ben Müslümanım" diyen­ler, gerçek bir "Müslüman şahsiyeti" ile donandığında yeryüzünde İslam için aydınlık bir yolculuk başlayacak.
 
Üst