Çocukları sudan çıkartırken ağlıyorum!

HaberRss

Haber Robotu
bot.jpg
Yaz sezonunun açılmasıyla birlikte boğulma vakalarında artış yaşanıyor. Yüzme bilinmemesi veya bir anlık panik nedeniyle gerçekleşen boğulmalara ilk müdahaleyi kurtarma timleri yapıyor. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nda 8 yıldır dalgıçlık yapan Tanju Sert, çocuk ölümlerinde kendi evladı aklına gelerek gözyaşlarına boğulduğunu söylüyor.İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Sualtı Arama ve Kurtarma Timi, yaz-kış, gece-gündüz demeden boğulma vakalarına müdahale ediyor. Kayıpların yanı sıra su altı ve su üstündeki delillerin bulunmasına da yardımcı olan ekip, 6 kişiden oluşuyor. Tim komutanı Kıdemli Çavuş Onur Şanlı, görev tanımını şöyle yapıyor: “Bizim görevimiz su altında ve su üstünde suç delillerini aramak ve bulmak. Sularda kaybolan şahıslara yönelik arama ve kurtarma faaliyeti yürütüyoruz. Sel ve su baskını gibi doğal afetlerde de arama ve kurtarma faaliyeti yapıyoruz. Biz yaz kış hafta içi hafta sonu hiçbir şekilde mesai mefhumu gözetmeksizin görev başında oluyoruz. Gece de çağırsalar bir saat içinde hazır olup göreve çıkıyoruz.” Yaptıkları işin büyük bir fedakarlık ve sabır gerektirdiğini belirten Şanlı, “Bazen bir kaybı aramak günlerce sürebiliyor. Bulana kadar arıyoruz. İnsan farklı duygular yaşıyor. Suda kaybolan çocuk oluyor ya da herhangi bir vatandaşı yakınlarına verince onlar size teşekkür ediyor. Çok karmaşık duygular yaşıyor insan.” ifadelerini kullanıyor. Şanlı, bu işi yapabilmek için çalışanların mutlaka gönüllü olması gerektiğini vurguluyor. 8 yıldır dalgıçlık yapan Uzman Çavuş Tanju Sert ise evli ve bir çocuk babası. Arama kurtarma faaliyetine katılmanın çok güzel bir iş olduğunu dile getiren Sert, işinin zorluklarını şu sözlerle anlatıyor: “Bir insanı boğulmaktan kurtarmak çok güzel bir duygu. Ancak yaptığımız iş bir o kadar da üzücü. Küçük bedenleri bulup ailelere teslim ettiğimizde o insanların haykırışlarını duyunca kahroluyoruz. Kendi çocuğum gözümün önüne geliyor ve inanın gözyaşlarıma hakim olamıyorum.” İşinde mesai kavramı olmadığını da aktaran Sert, “Sanki böyle her an telefonumuz çalacakmış gibi. Çünkü biz 24 saat esasına göre görev yapıyoruz. Telefonumuz 24 saat açık olmak zorunda. Eşimle ve çocuğumla bir yere gittiğimde aniden telefon geliyor. Onları orada bırakıp olaya koşuyorum.” diye konuşuyor.

Devami...
 
Üst