Dünyâ Âhiretin Tarlasıdır

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Dünyâ Âhiretin Tarlasıdır

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Hepinizin dönüşü sadece O’nadır. Bu Allah’ın gerçek olarak verdiği sözdür. Şüphesiz O önce yaratmaya başlar. Sonra inanıp iyi işler yapanlara adâletle karşılık vermek için (Onları huzûruna) geri çevirir. İnkâr edenlere gelince, küfürlerinden dolayı onlara kaynar sudan bir içecek ve acı bir azâb vardır.” (Yûnus, 4)



Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Kul kırk yaşına ulaşır da hala hayrı şerrine gâlip gelmezse, şeytan onun iki gözünün arasından öper ve “Ebediyyen iflâh olmayacak bir yüze kurban olayım!” der.” (İbnü’l-Cevzî, Mevzûat, I, 178)



Dünya hayatı, bütün varlıkları oyalayıp meşgul etme husûsunda bir nevî afyon gibidir. Yani Allâh’tan alıkoyucudur. Esâsen:

“–Dünya nedir?” suâline büyükler:

“–Allâh’tan alıkoyan herşey!” cevabını vermişlerdir. Dünyâ hayatı ise her varlık için bir me’muriyettir. Bu me’mûriyetin nihâî gâyesi âhireti kazanmaktır. Peygamber Efendimiz’den bu nükteye işaret eden “Dünyâ, âhiretin tarlasıdır.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, I, 412) beyânı rivâyet olunmuştur. Yani insanoğlu, bu dünyada ne ekerse âhirette onu biçer.

Dünyânın oyalayıp gaflete sevketmek husûsundaki şu vasfını, dinin hassas terâzisinde dengelemek lâzımdır. Gafletin zıddı teyakkuzdur. Onu mutlak bir sûrette gerçekleştirme hâlinde dünya hayatını idâme ettirmek mümkün olmaz. O takdirde denge bozulmuş ve beşerî davranışlar, akıl ve mantık çerçevesinin dışına taşmış demektir. (Osman Nûri Topbaş, Ab-ı Hayat Katreleri, Erkam Yay.)



Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Vâcid: Zengin olan, her muradına erişen, dilediğini, dilediği zaman bulabilen, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, her şeyi vücuda getiren demektir.




Kısa Günün Kârı
Başlangıcı ve sonucu düşünen, dönüşün kulların Rabb’ına olduğunu tefekkür eden kimse, hatalarından ve kötülüklerinden tevbe eder ve îmân edip salih amel işleyenlerden olur.
 
Üst