Hüsnü Bayram Ağebey hizmet düsturları ve Sadeleştirme!

yozgati

Well-known member
Risale-i Nurların sadeleştirilmesi adı altında yapılan büyük tahribat, özellikle Üstad’ın hayatta olan talebeleri başta olmak üzere, Risale-i Nur talebelerini derinden yaraladı. Müellifinin izni olmamasına rağmen yapılan bu girişim “Sözler” eserininde sadeleştirilmesiyle devam etti.


Üsküdar Bedi dersanesinde yaptığımız görüşmede, Üstad’ın mutlak vekili ve hizmetkarlarından Hüsnü Bayram Ağabey, Risale Ajans’a sadeleştirme ile ilgili çok önemli açıklamalar yaptı. Ayrıca bu röportaj sadeleştirmenin ardından Ağabeyler ile yapılan ilk detaylı görüşme özelliğini de taşımakta.


Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin hizmetkarlarından hayatta bulunan talebesi Hüsnü Bayram Ağabey’in Risale-i Nur Talebelerine yaptığı ikaz niteliği taşıyan açıklamalarını sizlerle paylaşıyoruz.


Risale-i Nurun sadeleştirilmesi konusunda görüşlerinizi alabilir miyiz?


Biz Risale-i Nur'un sadeleştirilmesine karşıyız, bu sadeleştirme meselesine aklı başında, vicdanlı herkes karşı çıkar sadece biz değil. Risale-i Nur’a kendi malı gibi sahip çıkan Nur Talebesidir. Risale-i Nur talebesiyim diyen insan, Risale-i Nur’u müdafaa edecektir ve sadeleştirilmesine izin vermeyecektir. Ama bu konuda müspet manada konuşmalar ve açıklamalar yapacak ve ilmi bir şekilde Risale-i Nur’u sadeleştirmenin ne gibi zararları olacağını izah edecektir.


Sadeleştirmenin yapacağı zararı ifade eden yüzlerce makaleye rağmen sadeleştirmeyi yapanlar basında sadeleştirmenin faydalarını anlatıyor ve sadeleştirmeye pervasızca devam ediyorlar. Bu konuda ne söylemek istersiniz.?


Biz endişe etmiyoruz, bizim davamız kutsidir bütün dünyada yükselecektir.Ve yükselmeye başlamıştır da. Dünya'nın her tarafına, uzak doğudan Avrupa'ya git binlerce Medrese-i Nuriye'de orijinal Risale-i Nur okunuyor. İstifade edip milyonlarca insan İmanını kuvvetlendiriyor.


Bütün Dünya'yı gezerek gördük ki sempozyumlarda, üniversitelerde sosyal hayatın her yerinde Risale-i Nur konuşuluyor başka bir şey konuşulmuyor kardeşim.



Risale-i Nur'un bu fütuhatından endişe edenler şimdi telaşa kapıldılar Risale-i Nur’u geçmek istiyorlar fakat geçemezler. Fütühatı durdurmak istiyorlar durduramazlar.



Üstadımız şöyle ifade ediyor ;" Lillahilhamd Risalet-ün Nur, bu asrı belki gelen istikbali tenvir edebilir bir mu'cize-i Kur'aniye olduğunu çok tecrübeler ve vakıalar ile körlere de göstermiş."



İkincisi bizim içimizden çıkan bazı fesat fikirler oyalama taktiği yapıyor.Tarihçe-i Hayatın sonlarında Üniversite Nur Talebelerinin yaptığı bir açıklamada bakın bu konu nasıl ifade ediliyor:


"Bu gizli din düşmanları ve münafıklar çoktandır anladılar ki, Nur talebelerinin kefenleri boyunlarındadır. Onları Risale-i Nur'dan ve üstadlarından ayırmak kabil değildir. Bunun için şeytani planlarını, desiselerini değiştirdiler. Bir zayıf damarlarından veya safiyetlerinden istifade ederiz fikriyle aldatmak yolunu tuttular.


O münafıklar veya o münafıkların adamları veya adamlarına aldanmış olanlar dost suretine girerek, bazan da talebe şekline girerek derler ve dedirtirler ki: "Bu da İslamiyete hizmettir, bu da onlarla mücadeledir. Şu malumatı elde edersen, Risale-i Nur'a daha iyi hizmet edersin. Bu da büyük eserdir." gibi bir takım kandırışlarla sırf o Nur talebesinin Nurlarla olan meşguliyet ve hizmetini yavaş yavaş azaltmakla ve başka şeylere nazarını çevirip, nihayet Risale-i Nur'a çalışmaya vakit bırakmamak gibi tuzaklara düşürmeye çalışıyorlar.


Veyahut da maaş, servet, mevki, şöhret gibi şeylerle aldatmaya veya korkutmakla hizmetten vazgeçirmeye gayret ediyorlar.


Risale-i Nur, dikkatle okuyan kimseye öyle bir fikri, ruhi, kalbi intibah ve uyanıklık veriyor ki; bütün böyle aldatmalar, bizi Risale-i Nur'a şiddetle sevk ve teşvik ve o dessas münafıkların maksadlarının tam aksine olarak bir tesir ve bir netice hasıl ediyor. Fesübhanallah!.. (Tarihçe-i Hayat)


Sadeleştirme ile alakalı üzüntüsü her halinden belli olan Hüsnü Bayram Ağabey, sözlerine şöyle devam ediyordu:

Bediüzzaman Hazretleri bu asırda 1920'lerde başlayan bu dehşetli tahrifatın o dehşetli şahısların o cabbar şahısların karşısına Üstad hazretlerini Cenab-ı Hak gönderiyor. O zamanlarda Şeair-i İslamiyeyi söyleyenler idam olunuyor, fakat üstadımız ne diyor; esasat-ı ubudiyeti, esasat-ı takvayı, esasat-ı mesleği, esasat-ı azimeti Üstad nur talebelerine ifaya mecburdur, zaruretle ve hadisenin fetvasıyla onlar terk edilmez diyor. Şimdi size soruyorum bunları tatbik eden var mı?

Bu asırda Risale-i Nur tatbik ediyor bunları, Üstad bunları bir asıra yakın bir zamandır yapıyor. Devlet eliyle, Milli Eğitim kanalıyla İslam’a hücum ettiriyorlar Kur’anı değiştirmek için uğraşıyorlar, Peygambere(sav) hücum ediyorlar kimse bu asırda bir şey söyleyemiyor söyleyeni asıyorlar. Hakaik-i imaniyenin en gizli en derin en gizli herkesin anlayabileceği tarzda diyor bak. bunu anlamazsan ya aptalsın ya da kastı mahsus ediyorsun anlamında yani böyle diyorum ben. İsterse benim babam olsun kardeşim olsun böyle derim.

Üstadımızın Risale-i Nur ile alakalı sözlerini tekrar hatırlatmak gerekiyor anlaşılan, buyurun bakın ne söylemiş;

Bütün dünya aleyhimize gelse biz üstadla beraberiz hiçbir şey olmaz inşaallah.


Risale-i Nur, hakaik-i İslamiyeye dair ihtiyaçlara kafi geliyor, başka eserlere ihtiyaç bırakmıyor. Kat'i ve çok tecrübelerle anlaşılmış ki, imanı kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkiki yapmanın en kısa ve en kolayı Risale-i Nur'dadır. Evet onbeş sene yerine, onbeş haftada Risale-i Nur o yolu kestirir, iman-ı tahkikiye isal eder.


Bu fakir kardeşiniz yirmi sene evvel, kesret-i mütalaa ile bazan bir günde bir cild kitabı anlayarak mütalaa ederken; yirmi seneye yakındır ki, Kur'an ve Kur'an'dan gelen Risale-i Nur bana kafi geliyordu.


Bir tek kitaba muhtaç olmadım, başka kitablarıda yanımda bulundurmadım. Risale-i Nur çok mütenevvi hakaika dair olduğu halde, te'lifi zamanında, yirmi seneden beri ben muhtaç olmadım. Elbette siz, yirmi derece daha ziyade muhtaç olmamak lazım gelir.


Hem madem ben sizlere kanaat ettim ve ediyorum, başkalara bakmıyorum ve meşgul olmuyorum. Siz dahi Risale-i Nur'a kanaat etmeniz lazımdır, belki bu zamanda elzemdir.


Risale-i Nur anlaşılmaz bir kitap mı ki sadeleştirmeye ihtiyaç duyulmuş? Risale-i Nurdan istifade etmek için ne gibi tavsiyeleriniz var ?


Risale-i Nur’u her okuduğunda ayrı mana çıkıyor Risale-i Nur'u roman gibi okumayınız. Altında lugat yazan önsözlü eserleri okumayınız bir feyiz alamazsınız Hüsnü böyle diyor de yaz. Esas feyiz Üstad Hazretlerinin tasvip ettiği eserlerdedir. Üstad Hazretleri bir harfi ilave ettirmemiş Risale-i Nur’a bunları böyle neşreden yayın evleri var onları okusunlar.

Üstad diyor ki Risale-i Nur’da; Risale-i Nur’un yakınında olan şeyhler, mürşidler, alimler gelsin Risale-i Nur’un dairesine girsin diyor, enaniyetlerini havuzda eritsinler yoksa yanlış yolda yürürler ehli zındıkaya yardım etmiş olurlar diyor.


Nur talebeleri bunu anlasa şüpheye düşmez. Kim şüpheye düşüyor? Risale-i Nur okumayanlar şüpheye düşüyor. Üstadı tanımayanlar şüpheye düşüyor. Biz niye şüpheye düşmüyoruz elhamdülillah?

Yaz kardeşim ehli dünya bile davasına hakaret eden kişileri, bozmak isteyenleri ticarette bunlara boykot ilan ediyor. Mesela fabrikayı batırıyor icabında. sen eğer Nur talebesiysen Üstadın dediğini yaparsın. Neden Üstadın dediğini yapmıyorsun? Üstadımızın bu konudaki ifadeleri çok açıktır. Bunlar Hüsnü'nün sözleri değil üstadın sözleridir.Ve apaçık bir şekilde

"Risale-i Nur bu vazifeyi; en dehşetli bir zamanda ve en lüzumlu nazik bir vakitte, herkesin anlayacağı bir tarzda; hakaik-i Kur'aniye ve imaniyenin en derin ve en gizlilerini, gayet kuvvetli bürhanlar ile isbat etmiştir." (Mektubat)

diyerek ifade etmektedir. Milyonlarca Risale-i Nuru orijinalinden okuyan ve yıllardır istifade eden bunca insan bu söze şahitlik etmektedir


Emirdağ lahikasında Halil İbrahim ağabey'in bu ifadeleri çok manidardır.


"Risale-i Nur Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın taht-ı tasarrufunda olduğundan, ona uzanan, ilişmek isteyen her el kırılır ve her dil kurur. Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın وَمَا اَرْسَلْنَا مِنْ رَسُولٍ اِلاَّ بِلِسَانِ قَوْمِهِ kavl-i şerifinin ima ve işaratından şu devrede Türk lisanının sadmeler geçirmesine bakılırsa, "Risale-i Nur", Türkçe'de, lisan üzerinde de imam olacağına; yani yarın halis Türkçe olan Risale-i Nur'un kesb-i imtiyaz edip diğerlerini terkedeceklerine dair işaret-i Kur'aniyedendir demiş olsam hata etmemiş olurum zannederim." Emirdağ Lahikası-1



Altında lügat yazan Risale-i Nur eserlerini okuduğunuz zamanda bir feyiz alamazsınız. Asıl feyiz Üstad hazretlerinin tasvip ettiği eserlerdedir.Bu şekilde neşriyat yapan Sözler ve Envar Neşriyat var oradan alıp Risale-i Nurları okuyabilirsiniz.



Bütün Dünya alehimize geçse biz inandığımız davadan vazgeçmeyiz. Üstad öyle söylüyor. Adbulkadir Geylani'de gelse sen bu hizmet tarzını değiştir deseler ben Üstadlarımın elini öperim, beni doğrasalarda hizmet tarzımdan vazgeçmem diyor. ama biz vazgeçiyoruz kardeşim, ufak bir abi çıkıyor cemaat onun peşinden gidiyor. Cemaat artık uyansın, Risale-i Nur'u okusun anlasınlar üstadın peşinden gitsinler.. Bizi oyalamak isteyenlere Risale-i Nurla cevap vereceğiz.Bu söylediklerim size düsturlar olsun.
- See more at: Hüsnü Bayram Ağabey'in Sadeleştirme Açıklaması
 
Üst