‘Bizden geçti’ demeyin okumak için hâlâ vakit var

Livza

Well-known member
Çocuklar ‘Kitap oku!‘ sözünden hiç hoşlanmaz. Anne-babalar da çocuklarına ‘boş vakit geçirme, kitap oku’ der; ama kendileri hiç kitap okumaz. Ahmet Maraşlı, ‘bizden geçti‘ düşüncesinin yersiz olduğunu söylüyor ve kitap okuyamayan ebeveynlere şu tavsiyelerde bulunuyor: “Okumasanız bile kitabın kapağını açın, kitaplar hep elinizin altında olsun…“

“Oğlum/kızım boş vakit geçirme, al eline bir kitap oku” her evde sıklıkla söylenilen bir cümledir. Çocuğunun kitap okumasını istese de birçok anne-baba kendisi kitap okumaz. Ebeveyn kendisi için okumuyorsa en azından çocuğuna örnek olmak adına kitap okuma alışkanlığı kazanmalı. Sadece kitabın kapağını açıp kapatarak okumada ilk adım atılabilir. Kütüphanesinde 8 bine yakın kitabı bulunan eğitimci-yazar Ahmet Maraşlı, yetişkinlere okuma alışkanlığını kazandıracak, harekete geçirecek en önemli hususun ‘okusam iyi olur ama okumadan da oluyor işte’ yahut ‘yaşım kaç oldu, bizden geçti’ yanlış anlayışına kapılmamak, okumanın gerektiğine güçlü bir şekilde inanmak ve bunun üzerinde düşünmek olduğunu belirtiyor.

Kitap okumak, bizim hayatımızda kaçıncı sırada acaba? Birinci, ikinci, on üçüncü, yirmi üçüncü?.. Nelerin altında, nelerin üstünde? Şöyle alt alta bir sıralayalım, sonra da iç dünyamızda bunun sorgulamasını yapalım. Okumaya yemek-içmek ve uyku gibi ciddi bir ihtiyaç olduğunu düşünerek yaklaşmak gerektiğini söyleyen Maraşlı, bu şekilde biraz da olsa okuma ihtiyacının hissedileceğini ve adım atmanın kolay olacağını ifade ediyor. Maraşlı, “Kendiniz için okumuyorsanız ‘hiç olmazsa çocuklarıma örnek olmak için, onların yanında her gün 5 dakika okuyacağım!’ deyin kararlı bir şekilde.” diyor.

Maraşlı, yetişkinlerin okuma alışkanlığı kazanabilmesi için şu yöntemlerin uygulanabileceğini belirtiyor:

Kitabı açıp kapatın: Okumak için en kolay yerden başlayın, yani kitabı sadece açıp kapatın. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, köylülerden her gün kitabın kapağını açıp kapatma sözü alır. Onlar da açıp kapatırken zamanla ‘içinde ne varmış, bir bakalım’ diyerek okumaya başlar.

İlgi çeken konulardan başlayın: Hoşa giden, ilgi ve merakı çeken konulardan başlayın. İyi yazılmış macera romanları, ardından klasikler okuma zevki kazandırabilir.

Okumanın önemi ile ilgili bir söz belirleyin: Okuma konusunda sizi en çok etkileyen bir söz veya olayı düşünün. Örneğin Hz. Ali’nin ‘yeni bir şey öğrenmeden geçirdiğim bir günde benim için güneşin doğmasında bir hayır yoktur‘ sözü hareket noktanız olabilir.

Sıkıntıya çözümler sunacak kitaplar alın: Sıkıldığınız, gerginleştiğiniz veya depresyona girdiğinizde o vakti nasıl geçireceğinizi bilemediğinizde elinize o sıkıntılardan uzaklaştıracak, çözümler sunacak ve rahat nefes aldıracak kitaplar alın.

Bilgisayar ekranına ‘Bugün ne okudun?’ sözünü koyun: Her gün şu kadar dakika yahut sayfa kitap okuyacağım. Üç gün sonra uygulama ve verim noktasında kendimi değerlendireceğim” denilebilir. Ev veya işyerinde en çok göreceğiniz yerlere örneğin bilgisayar ekranına açılış notu olarak ‘Bugün ne okudun?’ sözü koyulabilir, cep telefonuna yazabilir veya söyletilebilir.

Uyku isteğini kullanın: Uykusuzluk problemi yaşadığınızda, okumanız için başucunuzda birkaç kitap veya dergi bulundurun.

15 dakika az uyuyun: Yatmadan önce 5-15 dakika kitap okuyun, kendinizi zorlayın. Günde 15 dakika az uyuyan bir kişi, yılda 12 kitap bitiriyor.

Kitapları göreceğiniz yerlere koyun

Kitap okumayı seven, o alışkanlığı kazanmış olduğunu gördüğünüz kişilerle olabildiğince sık görüşmeye ve onlar gibi yapmaya çalışın. Arkadaşlarınıza kitap hediye edin. Kitapta hoşunuza giden yerleri başkalarına da okuyun. Onlara kendi beğendiklerini sorun ve size okumalarını isteyin.

Okumaya karar verdiğiniz kitapları evde göreceğiniz, en kolay ulaşabileceğiniz veya sizi okumaktan en çok alıkoyan yere koyun. Televizyonun veya bilgisayarın hemen yanına, önüne veya üstüne dikkat çekici halde, sadece sırtıyla değil, bütünüyle görünecek, ‘bana bak!’ diyecek şekilde.

Zeynep Kaçmaz
 
Üst