Kelime Analizi 58: Seyyare

kenz-i mahfi

Sorumlu
SEYYARE (Arapça) Bir yerde durmayıp yer değiştiren. Gökte veya güneş etrafında dolaşan yıldız. Kervan, kafile, otomobil. manalarına gelir.

“Seyyare” kelimesi Arapça “seyr” fiilinden türetilmiştir. “Seyr” kelimesi “harekete başlamak, kıpırdamak, yürümek, harekete geçmek, yürüyüşe geçmek, seyahat etmek, yolculuk yapmak, vasıta ile gitmek, seyretmek, gitmek, ayrılmak” gibi manalara gelmektedir.

“Seyr” kelimesi aslında günlük hayatta kullandığımız ve dilimize geçen pek çok kelimenin köküdür. “Seyr” veya “sâra” kelimesinden türetilen ve çok kullandığımız kelimeler şunlardır:

“Sair” kelimesi (çoğulu sairûn’dur) “seyreden, harekette olan, bir şeyden geri kalan, maada, geçen, dolaşan, yolcu” gibi manalara geldiği halde dilimizde “başkası, diğeri” manasında kullanılmaktadır. Dilimizde diğer manalarla pek kullanılmaz.

“Seyir” kelimesi “yürüyüş, gezi, tur, seyahat, toplu yürüyüş, hareket” manalarında olarak günlük hayatta dilimizde çok kullanılan bir kelimedir.

“Mesire” kelimesi “yolculuk, seyahat, tur, yürüyüş” manalarına geldiği halde dilimizde genellikle “seyredilecek, gezilecek yer” manasında kullanılmıştır. Farsça “-gâh” ekinin eklenmesiyle “seyir yeri, seyrangah” manasında kullanılmaktadır. Dilimize Fransızca’dan geçen ve “kırda yenen hafif yemek” manasına gelen “piknik” kelimesini sıklıkla mesire yeri anlamında olarak “piknik alanı” ifadesiyle kullanmaktayız.

“Seyyar” kelimesi de günlük hayatta çok kullandığımız bir kelimedir. “Sürekli, sık sık yolculuk yapan, hareket eden, hareketli, gezinen, dolaşan, dönen, devri daim halinde olan” manalarında kullanmaktayız. Bilhassa “seyyar satıcılar” olarak dilimizde çok kullandığımız bir kelimedir.

“Seyyare” kelimesi Arapça’da daha çok araba, otomobil, taksi gibi nakil vasıtaları için kullanılmaktadır. Seyyare kelimesinin bir diğer kullanım alanı da gök yüzünde güneşin etrafında dönen gök cisimleri için kullandığımız “gezegen” kelimesidir. Risale-i Nur’da gezegenler için “seyyare” kelimesi ile çoğulu olan “seyyârat” kelimesi kullanılmıştır. Daha önce yıldız kelimesinin analizinde de bahsedildiği gibi Kur’an-ı Kerim’de 5 defa “kevkeb” kelimesi kullanılmıştır. “Kevkeb” kelimesinden maksadın gezegenler olduğu anlaşılmaktadır.

“Gezegen” kelimesi “güneş etrafında dolanan, ondan aldıkları ışığı yansıtan gök cisimleri” olarak tanımlanmaktadır. Pek çok Avrupa dilinde gezegen için Fransızca’dan gelen “planet” kelimesi kullanılmaktadır.

“seyr” kelimesinden türetilen “sîret” kelimesi (çoğulu “siyer” kelimesidir) “hal, tavır, biyografi, hayat hikayesi” manasında kullanılmaktadır. Peygamber Efendimiz (ASM)’in hayat hikayesini ifade etmek için “Siyer-i Nebevi” ibaresi kullanılmaktadır. “Hal, tavır, davranış” manasına gelen “sîret” kelimesi unutulmuş bir kelimedir.

“Seyr” kelimesi Kur’anî bir kelimedir. Kur’an-ı Kerim’de türevleriyle birlikte 27 defa zikredilmiştir.
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Cümlenin gelişinden “seyyare” kelimesinin Risale-i Nur’da “gezegen” manasında olduğu anlaşılmaktadır. Risalelerde “gezegen” kelimesi geçmemektedir. “gezegen” kelimesi “gez” fiilinden türetilmiştir. 1940’lı yıllarda uydurulmuş bir kelimedir. Bu kelimenin Fransızca’da karşılığı olan “planete” kelimesi “gezmek” manasına gelmektedir ki pek çok Avrupa dilinde ve başka dillerde buna yakın kelimeler kullanılmaktadır.

Sözler 673’te “…seyyaremiz, bir azamet-i şevket-i rububiyeti ve haşmet-i saltanat-ı uluhiyeti ve kemal-i rahmeti ve hikmeti gösterir bir surette Güneşin etrafında, emr-i Rabbani ile (Üçüncü Mektubda beyan edildiği gibi) pek büyük bir hizmet için uzun bir seyr ü seyahat ona ettiriliyor.” Cümlesinde “seyyare”den maksadın “Dünya” olduğu anlaşılmaktadır. Zaten cümlenin devamında Kamer’in ona takılmasından bahsedilmesiyle tam manasıyla kelime anlaşılmaktadır.

Yine başka bir cümle sayfa 572’de “Her zinazar gözüyle yerden tâ Neptün seyyaresine kadar bir saniyede çıkar” denilmiştir. Buradan da seyyarenin ne olduğu anlaşılmaktadır.

Yine sayfa 393’te “sapan taşları gibi seyyareleri Güneş’e bağlamış” cümlesinde seyyarenin ne olduğu gayet açık olarak anlaşılmaktadır. Risale-i Nur anlaşılmıyor diyenler anlasınlar diye bu kadar kolaylık sağlanmıştır.

Yine başka bir cümle sayfa 351’de “Küre-i Arz ehl-i hikmet nazarıyla bakılsa hakikati şudur ki:Güneş etrafında mutavassıt bir seyyare gibi hadsiz yıldızlar içinde döner. Yıldızlara nisbeten küçük bir mahluk” işte bu cümleden de seyyarenin ne olduğu gayet sarihtir.

Yine başka bir cümlede sayfa 393’te “Manzume-i Şemsiyeyi teşkil eden küremiz, sair seyyareler, bidayette Güneş’le mümteziç olarak açılmamış bir hamur şeklinde iken” cümlesi hakeza gayet sarih olarak seyyarenin manası verilmiştir.

“seyyare” ile “seyyarat” kelimesinin tamamına yakın bir kısmı “gezegen” manasında kullanılmıştır.

Bu manada olarak Risale-i Nur’da toplam olarak 160 defa zikredilmiştir.

Seyyarelerden olan Venüs (Zühre), Jüpiter (Müşteri) ve Satürn (Zühal)’den bir cümlede şöyle bahsedilmiştir. “Zühre’den Müşteriye, Müşteri’den Zühal’e uçacak kanatları o veriyor.”
Venüs’ten ayrıca “Çoban Yıldızı” olarak da bahsedilmektedir.

Zühal (Satürn) kelimesi Risalelerde 4 defa, Müşteri (Jüpiter) kelimesi 6 defa, Zühre (Venüs) kelimesi 4 defa zikredilmiştir.
 
Üst