Yağmuru, (mukadder olan vakit ve mahalde) O indirir...

Sade ve Sadece

Active member
Kur'an-ı Kerim'de, "Yağmuru, (mukadder olan vakit ve mahalde) O indirir..." (Lokman, 34) buyrulmaktadır. Halbuki biz, atmosferde cereyan edecek hadiseleri bilebiliyoruz. Şu halde bu, yukarıdaki ayetin manasına ters düşmüyor mu?Atmosferde vuku bulan meteorolojik hadiseler, öteden beri insanların dikkatini çekmiştir. Bu sebeple de insanoğlu; yüzyıllardan beri ısı değişiklikleri, yağmur, şimşek, rüzgar v.b. meteorolojik hadiseleri araştırmaktadır.

Atmosferin incelenmesi sonucu; "alçak basınç" ve "yüksek basınç" alanları ile bunların hareket yolları, rüzgarların yön ve hızları meteoroloji haritalarında gösterilmekte, bunlara göre hava tahminleri yapılmaktadır.

1957 yılından beri, atmosfere suni peykler atılıyor. Maksatlarına göre, değişik tip uydular kullanılmaktadır. bunlardan bir türü de, hava değişmelerini çabuk sezme kabiliyetine sahiptir. Bu uydular, atmosferdeki ısı değişikliklerini tespit ederek, hava kütlelerinin ve bulutların resimlerini çekerler. Aynı zamanda, hava kütlelerinin hareketlerini de bildirirler. Böylece, biz; merkezler arasındaki ısı farklarını, rüzgarların yönlerini, hızlarını, havadaki nem miktarını ve basınç farklarını öğrenebiliriz.

Hava tahminleri, yukarıda saydığımız bilgiler elde edildikten sonra yapılabilmektedir. Bu işlem, uçaklar için 12 saat evvelden yapılmakta ve % 95 doğru çıkmaktadır. 24 saat önce yapılan hava tahmin raporlarında, % 10-20 nispetinde yanılma payı vardır. Tahmin zamanı uzadıkça, yanılma payı da artmaktadır. Yapılan haritalara bakılıp, belli hesaplar yapılarak, hangi bölgeye ne zaman yağmur yağacağı tahmin edilebilir.

Şimdi bu bilgiler ışığında soruyu tekrarlayalım:

Biz atmosferde cereyan edecek hadiseleri bilebiliyoruz. Şu halde bu, yukarıdaki ayetin manasına ters düşmüyor mu?

Hayır! Neden ters düşsün? Bizim bilebildiğimiz, ortaya çıkıp atmosferde kendini göstermiş hadiselerdir. Yani, atmosferde kendisini belli eden olayları, duygularımız veya çeşitli cihazlarla tespit edebiliyoruz. Yoksa henüz ortaya çıkmamış, kendisini belli etmemiş hadiseleri değil!

Mesela, Balkanlar üzerinden soğuk bir hava kütlesi günde 400 km. hızla geliyor olsun. Bu hava kütlesinin gidiş yönünü, Anadolu olarak tespit etmiş olalım. Buna göre; Kayseri'de havanın muhtemelen iki gün sonra soğuyacağını, rüzgarın şu yönden eseceğini, yağmur veya kar yağabileceğini söyleyebiliriz. Bu tespit; Edirne'den kalkan Doğu Ekspresi'nin, yaklaşık 27 saat sonra Kayseri'ye varacağını söylemek gibi bir şeydir. Dört yıl sonra, ayın ne zaman tutulacağını biliyoruz. Ama dört sene sonra, belli bir gün ve saatte, Kayseri'nin falan muhitine, ne miktar yağmur yağacağını kimse bilemez ve söyleyemez. Çünkü, hadise görüp bildiğimiz bu aleme henüz çıkmamıştır. Bu sebeple bilemiyoruz.

Zaten bu hadiseleri bir süre önce bilmiş olmamız, çok fazla bir şeyi değiştirmiyor. Suyu buharlaştırıp atmosfere çıkaran ve yağmur olarak indiren yine Allah'tır. Suyu, yüksek bir yerden aşağıya doğru dökün. Toplu halde ve artan bir hızla düştüğünü göreceksiniz. Ama yağmur tanecikleri tane tane ve sabit bir hızla yere düşerler...

Atmosferdeki 14 X 1012 ton suyu; her an, kim, hangi kuvvet ve kudretle buharlaştırıyor? Atmosferdeki sıcaklık farklarını, kim meydana getiriyor? Atmosferi, bu kadar intizamlı, ölçülü halde yaratan kimdir? Şu anda cereyan eden milyonlarca meteorolojik hadise, kimin kudretiyle yapılmaktadır?!..

İşte ayet bu hakikatlere işaret ediyor. Biz ancak bu olayların ortaya çıkan ilk belirtilerine bakarak tahmin yapabiliyoruz.


Prof.Dr. Mehmet Gündüz​
 
Üst