kenz-i mahfi
Sorumlu
KIŞR (قشر) (Arapça): Kabuk, dış taraf, libas
Arapça'da genellikle meyvelerin kabuğu için "kışr" (قشر) kelimesi kullanılır. Zahir manasında da kullanılır. Meyvenin kabuğunu soymaya "takşir" denilir.
"kışr" (قشر) kelimesi meyvenin kabuğu olduğu gibi "lüb" (لب) kelimesi de meyvenin yenilen iç kısmıdır. Dinin zahiri yaşanmazsa içindeki meyve olan lübbü çürür. Meyvenin muhafazası ancak sağlam bir kabuk yani "kışr" (قشر) ile mümkündür. Takva, bu meyveyi koruyan bir kabuktur. Cevizi ele aldığımızda, cevizin yeşil kabuğu münafığın imanına benzer, kısa zamanda kurur ve çürür. Avamın imanı yani taklidi olan iman ise cevizin kabuğu gibidir. Tahkiki iman ise ceviz kabuğunun içindeki meyve gibidir. Cevizin kabuğu yani takva ile muhafaza edilirse uzun yıllar muhafaza edilir ve toprağa ekildiği zaman inşaallah meyve verecek bir çekirdek vazifesini görür. Fakat o cevizin kabuğu olmadığı zaman uzun yıllar dayanmadığı gibi, toprağa ekilince meyve de vermez. İçi bulunmayan boş bir ceviz kabuğunun ise meyvesi ve semeresi bulunmaz.
Dünyanın hakikati ise çoğu kabuk yani "kışır" (قشر) 'dır, lezzetleri de öyledir.
Risalelerde güzel bir söz vardır. "Lübbü bulamayan "kışır" ile meşgul olur" bu söz hem dünya için, hem de ahiret için sarf edilmiştir. Hem de hakikat ilimleri için kullanılmıştır. Mesela: Bir insan, herhangi bir kitabın içindeki malumata nazar etmek yerine, kitabın şekline, rengine, boyutuna, fiyatına vs.özelliklerine nazar etmesi ve manasına hiç nazar etmemesi kışır ile meşgul olmaya misaldir. Zahire müptela olan insanlara "ehl-i kışr" denilmesi yerinde bir tabirdir.
"Kışr" (قشر) kelimesi bir meselenin zahiri ve gözle görünen yüzü, "lüb" (لب) kelimesi ise bir meselenin hakiki ve manevi yönünü anlatmak için kullanılır.
"Kışr" (قشر) kelimesiyle kurulan terkip "kışr-ı zahiri"dir.
"Kışr" (قشر) ve "lüb" (لب) kelimelerininkarşılıkları Külliyatta verilmiştir. Buna misal:
"bütün kışırsız lüb ve kabuksuz iç olan cennette..." (28.Söz)
"Belki yarılmaya, erimeye, yırtılmaya müheyya bir kışırdır, bir kabuktur." (29.Söz)
"Şeriatı zahiri bir kışır, hakikati onun içi ve neticesi ve gayesi tasavvur etmek değildir" (29.Mektup)
"Ahval-i zahiriyesine ince bir kışır, nazik bir kabuk nazarıyla bakılmalıdır..." (Mesnevi-i Nuriye, Hubab)
"...manasız kabuğunu, kışrını, acımadan fena seyline atabilirsin" (17.Söz)
"küfür ise lüble kabuğu tefrik etmez, kabuğu aynen lüb bilir." (Mesnevi-i Nuriye, Katre)
"Kabuk parçalanır, lüb baki ve sağlam kalır, libası yırtılır, cesedi sağlam, baki kalır" (Mesnevi-i Nuriye, Şemme)
"kışr" (قشر) kelimesi;
Sözler: 8 defa
Mektubat: 3 defa
Lem'alar: 2 defa
Şualar: 2 defa
Mesnevi-i Nuriye: 2 defa
Barla Lahikası:1 defa
Emirdağ Lahikası: 1 defa ve
Sikke-i Tasdik-i Gaybi:1 defa olmak üzere Risale-i Nur'da toplam 19 defa zikredilmiştir.
"kışr" (قشر) kelimesinin karşılığı olan "kabuk" kelimesi Külliyatta 12 defa zikredilmiştir.
"lüb" (لب) kelimesi;
Sözler: 3 defa
Mektubat: 1 defa ve
Mesnevi-i Nuriye: 5 defa olmak üzere Risale-i Nur'da toplam 9 defa zikredilmiştir.
"kışr" (قشر) kelimesinin Ebced Değeri:600'dür.
"lüb" (لب) kelimesinin Ebced Değeri: 32'dir.
Arapça'da genellikle meyvelerin kabuğu için "kışr" (قشر) kelimesi kullanılır. Zahir manasında da kullanılır. Meyvenin kabuğunu soymaya "takşir" denilir.
"kışr" (قشر) kelimesi meyvenin kabuğu olduğu gibi "lüb" (لب) kelimesi de meyvenin yenilen iç kısmıdır. Dinin zahiri yaşanmazsa içindeki meyve olan lübbü çürür. Meyvenin muhafazası ancak sağlam bir kabuk yani "kışr" (قشر) ile mümkündür. Takva, bu meyveyi koruyan bir kabuktur. Cevizi ele aldığımızda, cevizin yeşil kabuğu münafığın imanına benzer, kısa zamanda kurur ve çürür. Avamın imanı yani taklidi olan iman ise cevizin kabuğu gibidir. Tahkiki iman ise ceviz kabuğunun içindeki meyve gibidir. Cevizin kabuğu yani takva ile muhafaza edilirse uzun yıllar muhafaza edilir ve toprağa ekildiği zaman inşaallah meyve verecek bir çekirdek vazifesini görür. Fakat o cevizin kabuğu olmadığı zaman uzun yıllar dayanmadığı gibi, toprağa ekilince meyve de vermez. İçi bulunmayan boş bir ceviz kabuğunun ise meyvesi ve semeresi bulunmaz.
Dünyanın hakikati ise çoğu kabuk yani "kışır" (قشر) 'dır, lezzetleri de öyledir.
Risalelerde güzel bir söz vardır. "Lübbü bulamayan "kışır" ile meşgul olur" bu söz hem dünya için, hem de ahiret için sarf edilmiştir. Hem de hakikat ilimleri için kullanılmıştır. Mesela: Bir insan, herhangi bir kitabın içindeki malumata nazar etmek yerine, kitabın şekline, rengine, boyutuna, fiyatına vs.özelliklerine nazar etmesi ve manasına hiç nazar etmemesi kışır ile meşgul olmaya misaldir. Zahire müptela olan insanlara "ehl-i kışr" denilmesi yerinde bir tabirdir.
"Kışr" (قشر) kelimesi bir meselenin zahiri ve gözle görünen yüzü, "lüb" (لب) kelimesi ise bir meselenin hakiki ve manevi yönünü anlatmak için kullanılır.
"Kışr" (قشر) kelimesiyle kurulan terkip "kışr-ı zahiri"dir.
"Kışr" (قشر) ve "lüb" (لب) kelimelerininkarşılıkları Külliyatta verilmiştir. Buna misal:
"bütün kışırsız lüb ve kabuksuz iç olan cennette..." (28.Söz)
"Belki yarılmaya, erimeye, yırtılmaya müheyya bir kışırdır, bir kabuktur." (29.Söz)
"Şeriatı zahiri bir kışır, hakikati onun içi ve neticesi ve gayesi tasavvur etmek değildir" (29.Mektup)
"Ahval-i zahiriyesine ince bir kışır, nazik bir kabuk nazarıyla bakılmalıdır..." (Mesnevi-i Nuriye, Hubab)
"...manasız kabuğunu, kışrını, acımadan fena seyline atabilirsin" (17.Söz)
"küfür ise lüble kabuğu tefrik etmez, kabuğu aynen lüb bilir." (Mesnevi-i Nuriye, Katre)
"Kabuk parçalanır, lüb baki ve sağlam kalır, libası yırtılır, cesedi sağlam, baki kalır" (Mesnevi-i Nuriye, Şemme)
"kışr" (قشر) kelimesi;
Sözler: 8 defa
Mektubat: 3 defa
Lem'alar: 2 defa
Şualar: 2 defa
Mesnevi-i Nuriye: 2 defa
Barla Lahikası:1 defa
Emirdağ Lahikası: 1 defa ve
Sikke-i Tasdik-i Gaybi:1 defa olmak üzere Risale-i Nur'da toplam 19 defa zikredilmiştir.
"kışr" (قشر) kelimesinin karşılığı olan "kabuk" kelimesi Külliyatta 12 defa zikredilmiştir.
"lüb" (لب) kelimesi;
Sözler: 3 defa
Mektubat: 1 defa ve
Mesnevi-i Nuriye: 5 defa olmak üzere Risale-i Nur'da toplam 9 defa zikredilmiştir.
"kışr" (قشر) kelimesinin Ebced Değeri:600'dür.
"lüb" (لب) kelimesinin Ebced Değeri: 32'dir.
