Kelime Analizi 10: Pırlanta

kenz-i mahfi

Sorumlu
PIRLANTA: (İtalyanca) Çok traş edilmiş, foyasız parlak elmas. taşı pırlanta olan. manalarına geliyor.

"pırlanta" kelimesi İtalyanca "brillante" kelimesinden gelmiş olup Türkçe'de "parlak" manasına gelmektedir.

Pırlantayı bilmeyen yoktur zannederim. Pırlanta hakkında kısaca bilgi verelim.
Pırlanta, elmasın işlenmiş halidir. Elmas, pırlantanın ham maddesidir. Bir başka deyişle elmasın, 57 fasetli kesme yüzü bulunan halidir. Faset, her bir kesme yüzüne verilen isimdir. Onun için elmas ile pırlanta genellikle birbirinden farklı taşlar zannedilir. Halbuki pırlanta, elmasın 4C denilen özel işlemlere tabi tutularak çok değerli bir hale getirilmesi yani işlenmiş halidir.

Elmas, dünyada en değerli taşlardan birisidir. Elmas, dünyadaki en sert metalden 58 kat daha serttir. Diğer madenlerin aksine olarak saftır. Sadece karbon elementinden müteşekkildir. Elmasın sertliğinden dolayıdır ki, elması kesmek için başka bir elmas kullanmak gerekmektedir. Elmasın vücut bulabilmesi için çok yüksek basınç ve çok yüksek sıcaklık ve uzun zaman gerekmektedir.

Elmasın optik özelliğinden dolayıdır ki ona güzellik ve kıymetli zinet eşyası özelliği vermektedir. Işığı kırma indisi bir hayli yüksektir.

Sertliğinden ve parlaklığından dolayı en değerli taşlar arasında yerini almıştır.

Elmasta ölçü birimi olarak "karat" kullanılır. "karat" kelimesi Arapça "kırat" kelimesinden gelmiş olup, keçiboynuzunun birbirinin misli olan çekirdekleridir. Keçiboynuzunun 5 çekirdeği 1 gram yani 1 karat ağırlığındadır. Küçük ağırlıkları ölçebilmek için tarihte bu ölçü birimi kullanılmıştır ve halen kullanılmaya devam etmektedir.

Pırlantanın değerini, dünyada az bulunması; fiyatını ise 4C denilen (Renk, berraklık, kesim, ağırlık) hususiyet belirlemektedir. Onun için pırlanta haline getirilen bir elmasın değeri kat kat artmaktadır. Onun içindir ki 1 karattan daha hafif olan bir pırlantanın değeri 1 milyon dolara kadar çıkabilmektedir.
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Risale-i Nur Külliyatı'nda "pırlanta" kelimesinin geçtiği yerler ve kullanıldığı teşbihler şunlardır:

1- Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (ASM) için;
- "Hazîne-i rahmetin en kıymettar pırlantası ve kapıcısı zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm olduğu gibi, en birinci anahtarı dahi "Bismillahirrahmanirrahim" 'dir. Ve en kolay bir anahtarı da salâvâttır." (Sözler, 14.Lem'anın 2.Makamı) ---> Aynı ifade Lem'alar kitabında da geçmektedir.

İnsan nev'inin ve bilhassa peygamberlerin kainatta "pırlanta" gibi olduğu ve Peygamberimiz (ASM) için "en kıymettar pırlanta" denilerek diğerlerinden daha farklı olduğu anlaşılmaktadır. Pırlantaya değer veren hususiyetler hatırlandığında Efendimiz Hazret-i Muhammed'in (ASM) nasıl bir pırlanta olduğu anlaşılıyor. O'na daha önce hiç böyle bir göz ile baktınız mı?

2- Güneş için;
- "Evet, Cenâb-ı Hak tarafından adem ve esîr ve semâ perdelerini açıp, Güneş gibi dünyayı ışıklandıran pırlanta-misâl bir lâmbayı, hazîne-i rahmetinden çıkarıp dünyaya gösterdi. Dünya kapandıktan sonra o pırlantayı perdelerine sarıp kaldıracak." (Sözler, 10.Söz)---> Aynı bahis 25. Söz'de de geçmektedir.

Güneş kadar büyük bir pırlantayı düşünürsek onun ne kadar değerli olduğunu hayalimize sığdıramazdık. Dünyadaki hayat için en değerli pırlanta, güneştir.

3- Değerli bir taş olarak;
- "Hakâikının tenevvüüne işaret için, bâzı mücessem hurufâtını elmas ve zümrüt ile; ve bir kısmını lü'lü ve akîk ile; ve bir tâifesini pırlanta ve mercanla; ve bir nevini altın ve gümüş ile yazdı." (Sözler, 12.Söz)
- "Gel on dakika kadar şurayı kaz. Yüz lira kıymetinde bir pırlanta ve bir zümrüt bulacaksın." (Sözler, 21.Söz)

4- Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan için;
- "Heyhât! Binler berâhin-i kat'iyenin mıhlarıyla Arş-ı âzama çakılan bu muazzam pırlantayı, hangi el bütün o mıhları söküp, o direkleri kesip (onu) düşürebilir....."...Bir kere beşer kelâmı farz edilse, yani Arşa bağlanan o muazzam pırlanta yere atılsa, bütün mıhların kuvvetinde ve çok bürhanların metânetinde birtek bürhan lâzım ki, onu yerden kaldırıp Arş-ı mânevîye çaksın..." (Sözler, 15. Söz) (Bu ifade 26. Mektup'ta da aynen geçmektedir.
- "kendi hazinesinin bir kısım pırlantalarını âhirzamanda neşreden Risale-i Nur'u şahit gösterip..." (Şualar, 8.Şua)---> Aynı ifade Sikke-i Tasdik-i Gaybi eserinde de geçmektedir.
- "Kur'ân-ı Azîmüşşânın, ne derecelerde zengin bir hazine-i rahmet-i İlâhiye bulunduğu vâreste-i arz olup, o hazine-i kudsiyenin muhtevi bulunduğu envâ-ı türlü elmas ve pırlantaları çıkartmak..." (Barla Lahikası)

5- Sıdk (doğruluk) için;
- "elbette pek âlî olan ve hakikat cevherine giden sıdk ve hak pırlantası, o dükkâncının mârifetine ve sözüne itimad edip, körü körüne alınmaz." (Sözler, 27.Söz)

6- Nefis için;
- "muhabbet gözü kusuru görmez. Nefsine muhabbeti için, o kusurlu ve liyakatsiz bir cam parçası gibi nefsini bir pırlanta, bir elmas zanneder." (Mektubat, 29. Mektub)

7- Velayet ve salahat için;
- "velayet ve salahat hadsiz bir hayat-ı ebediyenin pırlantası gibi bir kuvvet ve bir yüksekliktir." (Lem'alar, 20.Lem'a)

8- İman için;
- "Eğer tevhid nazarıyla bakılmazsa, o cüzî imanı, ya mütehakkim ve hodbin Mutezileler gibi kendi nefsine veya bazı esbaba havale eder ki, hakiki fiyatı ve pahası Cennet olan o Rahmânî pırlanta, bir cam parçasına inip, aynadarlık ettiği kudsî cemâlin lem'asını kaybeder." (Şualar, 2.Şua)
- " 'La yu'minune' tabiriyle, onların büyük musibete maruz kaldıkları gibi, pırlanta gibi cevher-i imaniyi de kaybettiklerine işarettir." (İşarat'ül İ'caz)

9- Akıl için;
- "Eğer sırr-ı tevhidle olsa, o akıl, hem İlâhî, kudsî defineleri, hem kâinatın binler hazinelerini açan pırlanta gibi bir anahtarı olur." (Şualar, 2.Şua)

10- "Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber" için;
- "...bir kısım sûrelerin başlarında pırlanta gibi görünmeleri..." (Şualar, 11.Şua)---> Aynı ifade Asa-yı Musa kitabında da geçmektedir.

11- Ayasofya Camii için;
- "Hem bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi ve Kur'ân ve cihad hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılıçlarının pek büyük ve antika bir yâdigârı..." (Şualar, 14.Şua) ---> Bu ifade aynı risalede 2 defa geçmektedir.

12- Kur'an hakikatleri için;
- "...hakaik-i İlâhiyenin zerrelerini bile pırlantalar gibi görüp ve gösteren..." (Barla Lahikası)

13- Risale-i Nur için;
- "İşte o bahâ takdir edilemeyen o anahtarlar, öyle mücevherat ve pırlanta elmaslar ki, ne diyeyim, iktidarsızlığımdan lisanım ve kalemim kalbimin tercümanı olamıyor, âciz kalıyor." (Barla Lahikası)
- "Kur'ân-ı Hakîmin elmas, inci dükkânından pırlantaları ve vüs'atimiz kadar uhrevî harçlığı almak üzere ziyaretinize arkadaşım Mustafa ile varmıştık...." (Barla Lahikası)
- "...beni yine o elmas çarşısında pırlantaları vüs'atimiz kadar almak üzere Üstadımın ziyaretine yol açtı..." (Barla Lahikası)

14- Mu'cizat-ı Kur'aniye Risalesi (25.Söz) için;
- "Mübarek heyetinin büyük bir kahramanı Büyük Ali'nin sisteminde Küçük Ali'nin Mucizat-ı Kur'aniyesi, Mucizat-ı Ahmediyenin tam mutabık bir bâki pırlanta tarzında mevki aldı." (Kastamonu Lahikası)

15- Kalp için;
- "...üstünde kalb yazılan ya siyah veya pırlanta gibi parlak olan bir kutudadır." (Tarihçe-i Hayatı)

Risale-i Nur Külliyatı'nda "pırlanta" kelimesinin geçme oranları şöyledir:
Sözler11
Mektubat3
Lem'alar2
Şualar6
İşarat'ül İ'caz1
Asa-yı Musa1
Barla Lahikası5
Kastamonu Lahikası1
Emirdağ Lahikası-
Sikke-i Tasdik-i Gaybi1
Tarihçe-i Hayatı1
Mesnevi-i Nuriye-
TOPLAM32

Yukarıdaki tahlilden anlaşıldığı gibi sadece 2 yerde değerli bir taş olarak, diğer yerlerde ise teşbih yapılarak kullanılmıştır.

"Pırlanta" kelimesinin Türkçe'deki karşılığı olan "parlak" kelimesinin "ya siyah veya pırlanta gibi parlak olan bir kutudadır." ifadesinde kelime manası tam olarak verilmiştir.
 
Üst