Kelime Analizi 2: Hazret

kenz-i mahfi

Sorumlu
Hazret: Ön. Kurb.Pişgah. Hürmet maksadı ile büyüklere verilen ünvan; (Hazret-i Muhammed, Hazret-i Üstad, Vali Hazretleri gibi)

Hazret kelimesinin kullanım şekilleri şunlardır.

1.Yüce kabul edilen şahısların isimlerinin başına saygı, övme, yüceltme maksadıyla getirilen kelimedir: Hazret-i Muhammed, Hazret-i Ali gibi.

2. İsmi söylenmeyen bir kimseden bahsedilirken kullanılan söz:"Hazret yine coşmuştu, bir yanardağ gibi lavlar fışkırıyordu."

3. Mecazi manada bir kişinin küçümsendiğini gösterir.
"Hazret yine nutuk okumaya başladı."

4. Genellikle erkekler arasında samimiyetten kaynaklanan senli benli konuşmalarda kullanılan seslenme sözü. "Hazret nasılsın?"

"Hazret" kelimesi "Huzur" kelimesinden türetilmiş olup, Arapça'da isim türünden bir sözcüktür. "Hazret" kelimesi Türkçe'de tamlamaların başında veya sonunda kullanılır.
Mesela: Hazret-i Muhammed, Hazret-i Ali, Hoca Hazretleri, Üstad Hazretleri gibi.

İsim soylu kelime olmasına karşı sanki sıfatmış gibi algılanmakta ve sıfat tamlamasının kuralına göre kelimeler dizilmektedir. Burada kelime türü bakımından sanki bir farklılaşma ve değişme söz konusudur.

Türkçe'de isim ve sıfat tamlamaları Farsça'nın tam tersidir. Türkçe isim tamlamalarında tamlayan önce, tamlanan sonra gelir. Mesela: Ali'nin kalemi, gibi.
Farsça ve Arapça'da ise tamlanan önce, tamlayan sonra gelir.
Mesela: Sahil-i selamet,
Aynı şekilde sıfat tamlamalarında durum yine aynıdır. Türkçe'deki sıfat tamlamalarında sıfat önce, isim sonra gelmesine rağmen Farsça ve Arapça'da önce isim, sonra sıfat gelir.

"Hazret" kelimesinin Türkçe'de kullanılış şekillerinden en mühimmi "Yüce, kutsal, büyük" manasına gelenidir. Bu şekilde saygı ifade eden bir mana kazanmıştır.

"Hazret" kelimesinin Türkçe'deki kullanımına baktığımızda anlam ve şekil yönünden farklılaştığını ve asli kelime manasından sıyrılarak bugünkü durumunu kazandığını görürüz. Bu farklılaşma ise söz konusu kelimenin oluşturduğu tamlamada meydana gelmektedir.

Türkçe'de "Hazret" kelimesinin kullanımında 2 çeşit tamlama şekli vardır.
1. "Hazret-i Muhammed" örneğinde olduğu gibi kelimenin başında.
2. "Vali Hazretleri" örneğinde olduğu gibi kelimenin sonundaki kullanım şeklidir.

Birinci kullanım şekli: Farsça isim tamlaması şeklindedir. Fakat burada "Hazret" kelimesi "Muhammed" kelimesini tamlayarak isim soylu kelime olmasına rağmen "Yüce, büyük, kutsal" manasını kazanarak sanki sıfatmış gibi sıfat tamlaması oluşturmuştur. Arapça "Hazret-i Muhammed" denildiğinde "Muhammed'in huzuru" anlaşıldığı halde Türkçe'de "Hazret-i Muhammed" denildiği zaman "Yüce Muhammed" anlaşılmaktadır. Yine aynı şekilde "Hazret-i Allah" denildiğinde "Allah'ın huzuru" değil de Türkçe'de "Yüce Allah" manasında algılanmaktadır. Burada isim soylu "Hazret" kelimesi asli manasından sıyrılarak sıfat manasını yüklenmiş ve sıfat olarak kullanılmaya başlanmış ve bir kalıp oluşturmuştur.

İkinci kullanım şekli: "Hazret" kelimesi ile çokluk ifade eden 3. şahıs iyelik ekinin (-leri/-ları) birleşmesiyle kurulan belirtisiz isim tamlamasıdır. Burada "Hazret" kelimesi yine asli kelime türünde yani isim türünde kalarak farklılaşmamıştır.

Şimdi ortaya şu mesele çıkıyor. Birinci örneğimizde "Hazret" kelimesi isim türünden olduğu halde niçin sıfatmış gibi algılanmaktadır? Bunun iki sebebi olabilir.

Birincisi: Sıfatlar, isimlerden önce gelerek ismi niteleyen kelimelerdir. "Hazret-i Muhammed" örneğimizde "Hazret" kelimesi isim türünden olan "Muhammed" kelimesinin önüne gelerek onu nitelemiş ve sıfat tamlaması şeklinde Farsça kurala göre oluşturulan isim tamlaması şeklinde meydana çıkmıştır. Türkçe'deki kelime dizilişinin etkisiyle asli manasından sıyrılarak yan manası ile öne çıkmış ve zaman içinde kalıp bir şekil kazanmıştır.

İkincisi:"Hazret" kelimesi genellikle dini ve tarihi büyük şahsiyetler için kullanıldığından, bir yüceltme, kutsileştirme, ulvileştirme manasını yüklenmiştir. Dinimizde manevi değerlere karşı bir saygı ve yüceltme mevcuttur. İslami ve tarihi büyük şahsiyetlere hitap ederken saygıyı elden bırakmayan onları yücelten kelimeler sık sık kullanılmıştır. "Hazret" kelimesi de bunlardandır. Dolayısıyla isim türünden olan "Hazret" kelimesi Türkçe'de sıfatlaşarak sıfat tamlaması oluşturmuş ve sıfatmış gibi ismin önüne gelerek hem şekil hem de mana bakımından farklılaşıp kalıplaşarak bugünkü halini almıştır.

Arapça "Hazret" kelimesinin kullanım şekline baktığımızda "huzur" kökünden geldiği için "Hazret-i Allah" denildiği zaman "Allah'ın huzuru, Allah'ın hazır olması" manasında anlaşılmaktadır.

Bu noktadan bakıldığında bazı ifratkar insanlar "Hazret" kelimesinin sadece "Allah" için kullanılabileceğini, mahlukat için kullanılmasının sakıncalı olduğunu beyan etmişlerdir. Fakat yukarıda izah edildiği üzere, "Hazret" kelimesi asli manası olan "Huzur, hazır bulunma" manalarından sıyrılarak Türkçe'de "Yüce, büyük, ulvi, kutsal" manalarında sıfat özelliği kazanmış ve bu maksatla kullanıldığından bizce bir sakınca yoktur. Mühim olan kelimenin nereden geldiği değil, kelimenin kullanılış şeklidir.

"Hazret" kelimesinin Ebced Hesabında değeri Ha:8, Dad:800, Ra:200 ve Te:400 olmak üzere 1408'dir.

Risale-i Nur Külliyatı'nda "Hazret" kelimesinin geçme oranları şöyledir:
Sözler80
Mektubat371
Lem'alar175
Şualar118
Mesnevi-i Nuriye21
İşarat-ül İ'caz62
Asa-yı Musa31
Barla Lahikası252
Kastamonu Lahikası41
Emirdağ Lahikası65
Sikke-i Tasdik-i Gaybi161
Tarihçe-i Hayatı171
TOPLAM1548


"Hazret-i Allah, Cenab-ı Hayy-i Layemut Hazretleri, Hazret-i Kahhar" gibi şekillerde zikredilme oranı 49'dur.

Peygamber Efendimiz (ASM) için kullanılan "Hazret-i Peygamber, Hazret-i Muhammed, Server-i Kainat, Fahr-i Kainat" gibi tabirlerin toplamı 158 defa kullanılmıştır.

Ondan sonra en çok "Hazret-i İsa" kullanılmıştır. (60 defa)

Sonra en çok "Hazret-i Musa" zikredilmiştir. (30 defa)

Diğer zikredilen peygamberlerin toplamı ise 133 adettir.

Kur'an-ı Kerim'de zikredilmelerine rağmen Risale-i Nur Külliyatı'nda "Hazret-i ...." şeklinde bahsedilmeyen peygamberler "Salih (AS), Lut (AS), İshak (AS), İlyas (AS), Elyesa (AS), Zülkifl (AS), Zekeriya (AS), Yahya (AS), Harun (AS), Hud (AS)" olmak üzere 10 adettir.

Kur'an-ı Kerimde ismi zikredilmeyen "Hazret-i Cercis" 2 defa ve "Hazret-i Hızır" 9 defa zikredilmiştir.

Sahabeler içinde en çok zikredileni şüphesiz "Hazret-i Ali"dir. (233 defa)

"Hazret-i Ömer"in zikredilme oranı ise 57'dir.

"Hazret-i Ebu Bekir" 18 defa ve "Hazret-i Osman" 15 defa zikredilmiştir.

"Hazret-i Hasan" 24 defa ve "Hazret-i Hüseyin" 16 defa zikredilmiştir.

Büyük melekler olan "Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil"in ise toplamı 37'dir.

"Hazret-i Meryem" 2 defa ve "Hazret-i Fatıma" 10 defa zikredilmiştir.

Bazı zatların istimalinden içtinap ettikleri "Hazret-i Muaviye"yi Üstad Bediüzzaman Said Nursi 5 defa zikretmiştir.

Evliyanın büyüklerinden olan "Hazret-i Gavs-ı Azam Abdulkadir-i Geylani" 72 defa zikredilmiştir.

13. Asrın müceddidi "Hazret-i Mevlana Halid" 46 defa zikredilmiştir.

İslam büyüklerinden olmayıp Hazret-i İsa'nın havarilerinden olan "Hazret-i Şem'un-u Safa" 1 defa zikredilmiştir.

Vatikan'dan Üstada yazılan bir mektupta "Papa Hazretleri" ifadesi 1 defa kullanılmıştır.

Osmanlı Devleti padişahlarından "Hazret-i Sultan Mehmed Fatih" 1 defa ve "Abdulhamid Han Hazretleri" 1 defa zikredilmiştir.

"Üstad Hazretleri, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Hoca Hazretleri" şeklinde Said Nursi'nin 207 defa istimali vardır.

Diğer zikredilenler ise sahabe hazeratı ve islam büyükleridir.

Ayrıca "Hazret" kelimesinin çoğulu olan "Hazerat" kelimesi külliyatta 3 defa zikredilmiştir.

NOT: Burada bahsedilen peygamberlerin sayısı sadece "Hazret-i ..." olarak nitelendirilenlere ait olup külliyatta isimlerinin geçme oranı değildir. Aynı şekilde kullanım diğer şahsiyetler (sahabeler, evliyalar, melekler vs.) için de geçerlidir. Üstad "Hazret" kelimesini bazen kullanmış, bazen de terk etmiştir.
 
Son düzenleme:
Üst