topluca tesbihat yapma müezzin esliginde?

ziyakarababa

Well-known member
bi ufak sorum vardıda :
peygamberimiz yada sahabe zamanında tesbihat aynı günümüzdeki gibi mi çekiliyordu yani bi müezzin esliginde
peygamberimiz yada BİLAL HABESİ müezzinlik yaparken cemaate tesbih cektirmismi ...
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
bi ufak sorum vardıda :
peygamberimiz yada sahabe zamanında tesbihat aynı günümüzdeki gibi mi çekiliyordu yani bi müezzin esliginde
peygamberimiz yada BİLAL HABESİ müezzinlik yaparken cemaate tesbih cektirmismi ...

Değerli kardeşim günümüzde yapılan bazı ibadetler hayırlı bidatlardandır. Yani peygamber efendimizden sonraki dönemlerde peygamber efendimizin yaptıkları günümüz şekli ile islam adetlerinden olmuştur.

Peygamber Efendimiz a.s.v döneminde namazdan sonraki günümüzdeki dualar aynen ferdi olarak yapılmaktaydı sonraları cemaatte unutkanlık ve bu fazileti terk olduğu görülünce toplu halde tesbihat adet haline getirilmiştir.

Kısaca özetler isek bugünkü tesbihat ile asrı saadetteki tesbihat arasındaki tek fark topluca yapılmasıdır. Diğer hususlar peygamber efendimiz a.s.v efendimizden öğrenilmiştir.
 

ziyakarababa

Well-known member
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:“Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”
Muhdes: Dinden olmayan şeyin din adına çıkarılmasıdır
Müslim 867, Nesei 3/188

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “…Yolun en faziletlisi Muhammed’in yoludur. En kötü iş ise sonradan icat edilenlerdir. Her bid’at dalalettir.”
Buhari İtisam 16

(Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir.) [Tirmizi]

Âişe radıyallahu anhâ’dan rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim bizim bu dinimizde ondan olmayan bir şey ortaya çıkarırsa, o şey kabul edilmez
Müslim’in bir rivayeti şöyledir:
“Kim bizim dinimizde olmayan bir şey yaparsa o merduttur, makbul değildir

Buhârî, Sulh 5; Müslim, Akdiye 17,18[ Ayrıca bkİbni Mâce, Mukaddime 2
TALHA abi bu hayırlı bidat bunların neresinde yaziyor...yada yazan varsa bizde görelim...
 
Son düzenleme:

Serxan

New member
Abi bi sorum olacaq: bazi kardesler aksam namazinin 2 rekat sunnetinden sora kalkib 4 rekat da namaz kiliyor diyor ki bu da sunnetdir...böyle sunnet varmi ya da dogrumu
 

kýrýmlý

Well-known member
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:“Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”
Muhdes: Dinden olmayan şeyin din adına çıkarılmasıdır
Müslim 867, Nesei 3/188

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “…Yolun en faziletlisi Muhammed’in yoludur. En kötü iş ise sonradan icat edilenlerdir. Her bid’at dalalettir.”
Buhari İtisam 16

(Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir.) [Tirmizi]

Âişe radıyallahu anhâ’dan rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim bizim bu dinimizde ondan olmayan bir şey ortaya çıkarırsa, o şey kabul edilmez
Müslim’in bir rivayeti şöyledir:
“Kim bizim dinimizde olmayan bir şey yaparsa o merduttur, makbul değildir

Buhârî, Sulh 5; Müslim, Akdiye 17,18[ Ayrıca bkİbni Mâce, Mukaddime 2
TALHA abi bu hayırlı bidat bunların neresinde yaziyor...yada yazan varsa bizde görelim...

Buna edebiyatta teceali arif sanatı denir. ;)
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:“Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”
Muhdes: Dinden olmayan şeyin din adına çıkarılmasıdır
Müslim 867, Nesei 3/188

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “…Yolun en faziletlisi Muhammed’in yoludur. En kötü iş ise sonradan icat edilenlerdir. Her bid’at dalalettir.”
Buhari İtisam 16

(Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir.) [Tirmizi]

Âişe radıyallahu anhâ’dan rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim bizim bu dinimizde ondan olmayan bir şey ortaya çıkarırsa, o şey kabul edilmez
Müslim’in bir rivayeti şöyledir:
“Kim bizim dinimizde olmayan bir şey yaparsa o merduttur, makbul değildir

Buhârî, Sulh 5; Müslim, Akdiye 17,18[ Ayrıca bkİbni Mâce, Mukaddime 2
TALHA abi bu hayırlı bidat bunların neresinde yaziyor...yada yazan varsa bizde görelim...

Değerli kardeşim;

Hadisi Şeriflerdeki manayı anlayabilmek için tafsilatına da bakmak gerekir. Hadisde böyle deniliyor diye hemen amele geçilemez. İtikad ve amelde olabilmesi için islam fukahasında yer alması gerekmektedir. Yukarıdaki aktardığınız hadisi şeriflerin, kime ne zaman nasıl ve hangi makamda söylendiğini araştırırsanız mevzunun hakikatini öğrenmiş olursunuz.

Bizler tabiyiz, tabi olduğumuz için kendi aklımıza ve fikrimize güvenerek ne ayeti kerimeden neden hadisi şerifden kıyas ve icma edemeyiz. İslam fıkhına bakarız, ehli sünnet mezhep alimleri ne demiş ona göre hareket ederiz.

Bidat meselesi islam fıkhında anlatılmaktadır. Ve iki çeşit olmaktadır. Biri hayırlı bidat diğeri ise bidatı şerdir. Bazı muhim alimler bidat kelimesinin uhdeviyetinden dolayı bidatı hasene yerine güzel adet manasında olan sünneti hasene ifadesini kullanmışlardır. Netice olarak bidatı hasene kabul edilen meseleler ne isim altında olursa olsun islama uygun kabul edilmiştir.

Yukarıdaki hadisi şeriflerde yasaklanan zati ikinci kısmıdır. Bidatı hasene ise islam ulemaları tarafından fıkıha konu edilmiştir. Yoksa ali veya ahmetin bu hayırlı bidattır demesiyle oluşmamaktadır.

İmamı Rabbani gibi alimler ifade hususunda fikirlerini beyan ederek sizinde aktardığınız hadisi şerifleri dile getirmişlerdir. Yani meseleye bidatı hasene denilmemesini sünneti hasene denilmesinin daha yerinde olacağını ifade etmişlerdir.

Diğer hususda ise bidatı hasene diyen alimlerimiz ise dine sonradan adet haline getirildiğini ifade etmek için bu şekilde ayırmışlardır..

Burada anlatmaya çalıştığımız meseleler islam fıkıhında bulunan meselelerdir ve bizler onlara tabiyiz. İslam fıkıhında olmayan bir meseleyi aktarıyorsak bunu iddia ederseniz bizde ona göre hareket ederiz. Ama ayette böyle diyor hadisde böyle diyor diye islamı tartışmak gereksiz bir tartışma olacaktır. İslam fıkıhında hepsi zamanında tartışılmış ve islam tamamına erdirilmiştir. Yeniden islamı yorumlama zamanında değiliz, yaşama zamanındayız..
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Abi bi sorum olacaq: bazi kardesler aksam namazinin 2 rekat sunnetinden sora kalkib 4 rekat da namaz kiliyor diyor ki bu da sunnetdir...böyle sunnet varmi ya da dogrumu

"Her kim akşam namazından sonra altı rekat nafile namaz kılarsa, denizlerin köpükleri kadar olsa bile günahları affedilir." Hadisi Şerif

Evet böyle bir sünnet var. Evvabin namazı denilen namaz kelime manasından da anlaşılacağı gibi tevbe edenlerin namazı demektir. Hadislerde 6 rekat olarak ifade edilmekte ve faziletinden söz edilmektedir. Bazı alimler akşam namazının son sünneti ile beraber 6 rekat olunduğunu söyleyen alimler olsada bazı alimlerde son sünnetinden hariç 6 rekat olduğunu ifade etmişlerdir. Kılınışında ise bazı alimler tek selam ile kılınacağını söyleselerde bazı alimlerde iki selam ile bazıları ise üç selam ile kılınacağını ifade etmişlerdir.
 

ziyakarababa

Well-known member
elbetteki islamı yeniden sorgulama gibi bi amacımız yoktur olmazda bunun tartısmasıda anlamsız olur zaten...
sade benim anlamadıgım hayırlı bidat olayı bunu da dediginiz gibi daha derinden arastırmak lazım ki daha net kavrayalım...
 

kýrýmlý

Well-known member
Birşeyin bidat olup olmadığına karar verirken o şeyin Kuran'a ve sünnete aykırı olup olmadığına ve insanların yararına olup olmadığına bakmak gerekir.Zira her yeni bir uygulamayı bidat sayacak olursak,hiçbir konuda fikir beyan edemezdik.Hiç bir müctehidin de içtihat yapması mümkün olmazdı.

Şöyle ki Kuran ı Kerim bildiğiniz gibi Hz.Ebu Bekir döneminde mushaf haline getirildi.Hz.Ömer'in Kuran'ı mushaf haline getirmenin gerekli olduğunu görmesi sonucu,bu gerekliliğin sebeplerini Hz.Ebu Bekir'e anlatıp,O'nu ikna etti.Böylece Kuran mushaf haline getirildi.Fakat bu uygulama Peygamberimiz döneminde yapılmamış,O'nun vefatından sonra uygulanmış bir şey olduğu için özellikle Hz.Bilal Habeşi bu uygulamaya çok sert muhalefet etti."Peygamberimizin yapmadığı bir şeyi nasıl yaparsınız" diyerek bu uygulamaya karşı çıktı ve sonunda bu konuda ikna olmadığı için belkide arkadaşlarına dargın olduğu halde Şam'a gitti.Hayatı boyunca bir kere Peygamberimizin kabrini ziyaret etmek için Medine'ye gitti.Bir kaç gün Medine'de kaldıktan sonra bir daha da Medine'ye gitmedi.O ziyaretinden kısa bir süre sonrada Şam'da vefat etti.

Yani bu gibi tartışmalar Sahabeler döneminde de olmuş.Şimdi biz Kuran'ın mushaf haline getirilmesine bidat diyebilir miyiz?

O dönemde Hz.Ömer'in ferasetiyle uygulamaya konmuş son derece gerekli bir çalışma idi.Öyleyse yukarıdaki hadislerde bildirilen bidatın ne olduğunu Kuran'ın ve aklımızın rehberliğinde değerlendirerek karar vermek gerekir.
 

gsari42

New member
görüşlerimin hiçbir önemi yok, zira islam'ın kaynağı kişisel görüşler değil, Kur'an-ı Kerim ve Sünnet'tir.. bunun dışında kalan ictihatlar (Kıyas-ül Fakih, İcma-i Ümmet) hariç bütün hükümler bir Bidat unsurudur. Bidat Dine sonradan katılmış İbadet özellikli adetlere denir. ibadet özelliği taşımayan yeni adet, alışıklıklara bidat denmez. Sizin de bildiğiniz gibi Bidat'ın sakıncaları üzerine birçok hadis ve ayet mevcuttur. örneğin; 'Dinde Sonradan ortaya çıkan herşey bid'attir; her bid'at sapıklıktır ve her sapıklık insanı ateşe sürükler. (Müslim, Cumua, 43; Ebû Davud, Sünnet 5; Nesâî, lydeyn, 22; İbn Mâce, Mukaddime, 7)' hadisi gibi... anlayacağınız, güzel düşünce de taşısa dine ekleme yapmak kesinlikle yasaklanmıştır. Zira, Haşa Din eksik miydi ki; Efendimiz sav bize dini eksik mi anlattı da biz dini tamamlamaya çalışalım.. Düşünün ki evinizin salonu herşeyiyle tam takır dolu, eksiksiz.. bu salona yeni bir koltuk takımı almak için ne yapmamız gerekir? eski koltuk takımını atmamız gerekir değil mi! oysa ki düşüncemiz güzeldir. yeni temiz kullanışlı bir takım almak.. Bidat da işte buna benzer, iyi niyetle dahi olsa dine eklenen her bidat en az bir sünneti yerinden eder. Örneğin; Teyeccüd namazı'nı efendimiz 12 rekat kılmışsa sen de ben daha çok ibadet ederim niyetiyle 20 rekat kılarsan, efendimizin teyeccüdü 12 rekat kılma sünneti yerinden etmiş olursunuz.. saygılarımla..
 

faris

Well-known member
görüşlerimin hiçbir önemi yok, zira islam'ın kaynağı kişisel görüşler değil, Kur'an-ı Kerim ve Sünnet'tir.. bunun dışında kalan ictihatlar (Kıyas-ül Fakih, İcma-i Ümmet) hariç bütün hükümler bir Bidat unsurudur. Bidat Dine sonradan katılmış İbadet özellikli adetlere denir. ibadet özelliği taşımayan yeni adet, alışıklıklara bidat denmez. Sizin de bildiğiniz gibi Bidat'ın sakıncaları üzerine birçok hadis ve ayet mevcuttur. örneğin; 'Dinde Sonradan ortaya çıkan herşey bid'attir; her bid'at sapıklıktır ve her sapıklık insanı ateşe sürükler. (Müslim, Cumua, 43; Ebû Davud, Sünnet 5; Nesâî, lydeyn, 22; İbn Mâce, Mukaddime, 7)' hadisi gibi... anlayacağınız, güzel düşünce de taşısa dine ekleme yapmak kesinlikle yasaklanmıştır. Zira, Haşa Din eksik miydi ki; Efendimiz sav bize dini eksik mi anlattı da biz dini tamamlamaya çalışalım.. Düşünün ki evinizin salonu herşeyiyle tam takır dolu, eksiksiz.. bu salona yeni bir koltuk takımı almak için ne yapmamız gerekir? eski koltuk takımını atmamız gerekir değil mi! oysa ki düşüncemiz güzeldir. yeni temiz kullanışlı bir takım almak.. Bidat da işte buna benzer, iyi niyetle dahi olsa dine eklenen her bidat en az bir sünneti yerinden eder. Örneğin; Teyeccüd namazı'nı efendimiz 12 rekat kılmışsa sen de ben daha çok ibadet ederim niyetiyle 20 rekat kılarsan, efendimizin teyeccüdü 12 rekat kılma sünneti yerinden etmiş olursunuz.. saygılarımla..

Merakımı mazur görünüz itikadınız ve mezhebiniz nedir? Bu sözleriniz itikad ve mezhebe göre değişmekte, ancak ehli sünnet velcemaat itikad ve mezhebinde sizin tesbihata dair bu dediğinizi dediğiniz şekli ile bidat olarak ele almamaktadır.
 

gsari42

New member
ben de ehli sünnet vel cemaat itikadına göre yasıyorum. sünneti seniyyeye uymaya calısan, selefi salihin üzere yola sahibim. ayrıca amelde hanefiyim. ancak imam-ı azam bile koyduğu ictihatlarının bazı hükümleri için yanlıs olma olasılıgının bulundugunu ve doğrusunu bulanın onu yapmakla mukellef oldugunu belırtmısken ne dıye yanlısla yasamaya devam edelım. beşer şaşar, yalnızca Peygamberler hata yapmaz öyle değil mi! sahabe bile hata yapmış ki cemel vakası olmuş! tabiyyundan olan mezhep ımamlarının yasadıgı 300lü yıllara baktıgınızda bir hadise bile ulaşmak için aylarca yol katedildiği oluyordu. böyle bir zamanda her hüküm için doğru kaynağı doğru bilgiyi %100 bulmak mümkün müydü! anlayacağınız elbetteki mezhepe tabi olmak insan için gerekli, tek tek alim olunamayacağına göre kolaylık sağlar fakat sonucta mezhepler farz değildir ve elbette ki bu ictihatlarda hata olabilir, dedik ya sahabe bile hata yapmış. Bu hatalar haşa ayet de değil ki değiştirilemesin. tekrar beyan ediyorum İmam-ı Azam bile belirtmiş yanlış hükümlerin doğrusu ile düzeltilebileceğini..
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
ben de ehli sünnet vel cemaat itikadına göre yasıyorum. sünneti seniyyeye uymaya calısan, selefi salihin üzere yola sahibim. ayrıca amelde hanefiyim. ancak imam-ı azam bile koyduğu ictihatlarının bazı hükümleri için yanlıs olma olasılıgının bulundugunu ve doğrusunu bulanın onu yapmakla mukellef oldugunu belırtmısken ne dıye yanlısla yasamaya devam edelım. beşer şaşar, yalnızca Peygamberler hata yapmaz öyle değil mi! sahabe bile hata yapmış ki cemel vakası olmuş! tabiyyundan olan mezhep ımamlarının yasadıgı 300lü yıllara baktıgınızda bir hadise bile ulaşmak için aylarca yol katedildiği oluyordu. böyle bir zamanda her hüküm için doğru kaynağı doğru bilgiyi %100 bulmak mümkün müydü! anlayacağınız elbetteki mezhepe tabi olmak insan için gerekli, tek tek alim olunamayacağına göre kolaylık sağlar fakat sonucta mezhepler farz değildir ve elbette ki bu ictihatlarda hata olabilir, dedik ya sahabe bile hata yapmış. Bu hatalar haşa ayet de değil ki değiştirilemesin. tekrar beyan ediyorum İmam-ı Azam bile belirtmiş yanlış hükümlerin doğrusu ile düzeltilebileceğini..

Madem öyle hata nerede? Bidat olmasında mı eğer böyle diyorsanız zati ehli sünnet mezhep imamları bidat olduğunda hem görüşler ancak ehli sünnet imamları bidatı ele alırken çeşitlere ayırmakta ve fetvalarını ona göre vermekteler. Ancak diğerleri ise bidatı tek anlamda ele alıp amel ederler. Siz hangi hatada takıldınız? Ehli sünnetin bidatı çeşitlendirmesinde mi yoksa bidatı tek anlamda ele almakta mı?
 

Huseyni

Müdavim
gsari sizin teorinize göre islamiyet baştan aşağıya bidat olmuş. İmam-ı Azam bahsettiğiniz tarzda bir söz söylemişse bizim gibi ahirzamanın günahlarından ble kendini alıkoyamamış ilim ve takva fukaraları, bu hataları bulsun düzeltsin diye söylememiştir. O hazretten daha ziyade ilmimiz olsun ki onun yanlışlıklarını bulup düzeltelim. Bu zamanda onun hususiyetlerine sahip, içtihad kabiliyeti olan kaç kişi gösterebilirsiniz? Siz mesela kendinizi o makamda görüyormusunuz ? Ya da o kadar olmaya gerek yok belki ondan sonra gelmiş büyük zatların hangisi kadar mertebe sahibiyiz ki onların yanlışları diye ortaya çıkıyoruz. Kardeşim Kainatı Kuran tefsir eder, Kuranı Efendimiz aleyhissalatü vesselam, Onun aleyhisselatü vesselamın hayat tarzını ve tam anlayamadığımız hadisleri ve Kuranın anlaşılmayan anlamakta zorlandığımız ayetlerini de peygamber varisleri alimler tefsir eder. Bunun yanında zaman dahi bir müfessirdir. Bu kadar müfessire karşı koyabilecek ilminiz varmı? Onlara tabi olmakmı, yoksa onların çizgisinden çıkmakmı daha tehlikelidir ? Bazı uygulamaları sizin tarzınıza uymayabilir bu yüzden de bir zorlama yoktur zaten. Bununla beraber yaptıklarınızın ehli sünnet vel cemaat dahilinde olması gerekir. Yani a tarikatı değilde b tarikatı ya da tarikat değilde cemaat gibi tercihleri kendiniz yaparsınız. Tek kalırsanız, ben kendim sünnetten ayetten bulurum yapacağım derseniz sürüden ayrılan kuzu misali olursunuz. Bir de o mübarek Zatlara muhalif olmak onlar kadar takva ve ilim sahibi olmayı gerektirir.
 
Son düzenleme:

yozgati

Well-known member
bi ufak sorum vardıda :
peygamberimiz yada sahabe zamanında tesbihat aynı günümüzdeki gibi mi çekiliyordu yani bi müezzin esliginde
peygamberimiz yada BİLAL HABESİ müezzinlik yaparken cemaate tesbih cektirmismi ...

Rasülü Ekrem [a.s.m.] zamanında herkes itikad ve amelini yaşamakta idi. şimdi ki gibi ben müslümanın deyip rast gelen günahları işlemezdi veya iman akaidini birini kabul ötekini reddetmezdi.

bu sebeble tesbihat ferdi yapılırdı.

emir-ül müminin ömer bin hattab [r.a.] zamanında belde-i islamiye genişlemesi ve tesbihatın terki sebebiyle tesbihat cemaatle yapılır hale geldi!
 
Üst