Vecize Analizi 24: Misafirhane Sahibinin Rahmeti Yâr ise,

akna

Well-known member
Cenab-ı Hakkın(cc) rahmetinin, kudretinin, ilminin ve hikmetinin sonsuz olduğunu bilen
ve başınane gelirse gelsin kendisi için mutlak hayırlar olduğunu bilen biri kainattaki her şeyi dostu olarak görebilir
en çirkin görünen şeylere bile ünsiyet eder
çünkü istisnasızher şeyin Cenab-ı Hakkın izni dairesinde işlediğini bilir
her türlühastalıkta, musibette, meşakkatte, felakette der ki;
“Benim Rabbim Rahimdir, merhameti sonsuzdur, yarattıklarına karşı çok merhametlidir
Hakimdir, muhakkak bunlarda çeşitli hayırlar hikmetler gayeler vardır,
Alimdir, yani ilmi hem ezeli hem ebedidir” der
ve kendi nakıs ilmi ile hemen isyanaşekvaya gitmez, teslimiyet sahibi olur

lakin kişi ancak bu dünyayı kendi vatanı olarak görmeyip
sadece misafirhane olduğunu bilirse,
misafir gibi davranıp haddini bilir ve misafirhane sahibinin kanunlarına tam riayet edebilir
yoksa bu dünyayı kendine vatan ittihaz eden
sanki ebedi burada kalacakmış gibi sadece bu dünya için yaşayan gaflete düşer
ölümü ahireti düşünmez, haşredilip bütün yaptıklarının hesabını bir gün vereceğini aklagetirmez
öyle oluncada herşey ona uzak olur
Cenab-ı Hakkın vazifedar tüm memurlarını düşman görür, hem maddi hem manevi elem çeker
hem dünyasını hem ahiretini mahveder
 
Son düzenleme:

kenz-i mahfi

Sorumlu
Misafir: Senenin kısa günlerinde, insan veya deve yürüyüşü ile üç günde gidilecek yere gitmeyi niyet ederek, bulunduğu yerin kenar evlerinin dışına çıkan kimsedir. Veya vatanından çıkıp en az on sekiz saatlik bir mesafeye gitmeye başlamış olan kimsedir. En az üç günlük mesafeye gitmeyi niyet etmek gerekir. Eğer böyle bir niyeti olmadan bir şahıs yola çıksa bütün dünyayı da dolaşsa yine misafir olamaz. Misafire fıkıhta “yolcu” denilir. Bunun aksi durumda olana ise “mukim” denilir. Mukim, vatanında veya o hükümdeki bir yerde oturan kimsedir.

  • Evet, insan bu dünyada bir misafirdir, buradan da diğer bir aleme gidecektir.
  • Misafir ev sahibinin işlerine karışamaz.
  • O misafirhaneye kendi evi gibi sahip çıkamaz, tahakküm ve itirazlarda bulunamaz.
  • Misafir olan kimse, ev sahibinin iznine ve rızasına uygun olmayacak şekilde yemeklerde ve sair şeylerde israf edemez.
  • Misafir olan kimse, misafirhanede geçicidir, geçici olduğunu bilmelidir.
  • Yapılan ikram ve muameleleri tenkit edemez, nankörlük edemez, inkâr edemez.
  • Misafir olan kimse daima sefer halindedir, Seferinde çok yerlere, menzillere uğrar, uğradığı her yerin adetleri ve şartları ayrı ayrı olur.
  • Misafir olan kimse, beraberinde getiremeyeceği bir şeye kalbini bağlamaz.
  • Misafir olan kimse, misafirhanedeki hiçbir şeye malik değildir, malik olamayacağını iyi bilmelidir.
  • Misafir, misafir olduğu hanede ebedi olarak yani mukim olarak kalamaz.
  • Oradasındır ama oralı değilsindir.
  • Misafirin önüne sofralar kurulur, izzet-ikram yapılır, fakat hiç biri misafire ait değildir.
  • Misafirin rahatı yerinde olsa da bir gün kalkıp gidecektir, çünkü gitmek zorundadır.
  • Misafirlik dünya hayatına ne kadar çok benziyor, dünya hayatı da misafirliğe…
  • Misafir umduğuna değil, bulduğuna güler, hane sahibi ne derse o olur.
 

pendüender

Well-known member
Misafir Olan Fanidir!

Rivâyete göre, hükümdarın biri, dillere destan muhteşem bir saray yaptırmıştı. Öyle ki, sarayın her odası ayrı bir güzellik sergisi, her köşesi ince tezyînatla işlenmiş ayrı bir sanat eseri gibiydi. Kapılar, kakma sanatının en nâdide örneklerini taşırken, duvarlar baştan başa rûhu okşayan enfes hat örnekleriyle doluydu. Hülâsa, kısa bir vakitte bu sarayın hususî özelliklerini tamamıyla anlatabilmek mümkün değildi.

Hükümdar bir gün, evliyâullahʼtan bir zâtı, saraya dâvet etti. Dâvete icâbet edip saraya teşrif eden mübârek misafirine sarayın her tarafını kemâl-i edeple gezdirdikten sonra, niyetini şu sözlerle izhâr etti:

"-Efendim! Sarayı nasıl buldunuz? Bu hususta görüşlerinizi almak isteriz."
Hükümdarın bu suâline karşılık o Hak dostu:

"-Sultanım! Sarayın dünyevî ihtişâmı gerçekten de göz kamaştırıyor. Zira sarayın yapımında emeği geçen sanatkârlar, bütün mahâretlerini ortaya koymuşlar. Kısaca her şey mükemmel!" dedi ve ilâve etti:

"-Sâde bir eksiği var!"

Bu cevâbı hiç beklemeyen hükümdar ise birden şaşırdı ve sonra hayretle:

"-Allah Allah! Efendim, bu sarayın eksiği nedir?" diye tekrar sordu. O Hak dostu, insanı tefekkür deryâsına daldıran ve bütün kâinat için geçerli olan şu mânidar cevâbı verdi:

"-Bekâsı yok!.."

"Yeryüzünde bulunan her canlı fânîdir. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâkî kalacaktır." (er-Rahmân, 26-27)
 

pendüender

Well-known member
[BILGI]Mâdem her yer misafirhanedir; eğer misafirhane sahibinin rahmeti yâr ise, herkes yârdır, her yer yarar. Eğer yâr değilse, her yer kalbe bârdır ve herkes düşmandır.[/BILGI]

- Mektubat, 16.Mektubun Zeyli-

ALLAH ı tanıyan ve O'NA itaat eden zindanda da olsa bahtiyardır.

O'NU unutan sarayda da olsa zindandadır bedbahttır.

ElBaki HüvelBaki..

 
Son düzenleme:

pendüender

Well-known member
ALLAH cc ya hakkıyla gönülden iman edenlere, elbet karşılaştıkları her türlü

zorluktan kurtulmaları için kolaylık da verilecektir.Nitekim Rum

Suresi 47. Ayet-i

Kerimesinde

'İman edenlere yardım etmek ise, Bizim üzerimizde bir haktır.' denilmiştir.

ALLAH-u Teala, Hz. Musa'ya peygamberlik verdikten sonra, Hz. Musa'nın

isteği üzerine

onu kardeşi Hz. Harun ile destekleyerek güçlendirmiştir.


Yeter ki kulun niyeti saf ihlaslı ve ALLAH rızası için olsun.
 

teblið

Vefasýz
Elbette, en bahtiyar odur ki, dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyâni şeylerle ömrünü telef etmesin, kendini misafir telâkki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin, selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin
 
Üst