31. söz

murmur

Yeni Üye
İşte, çendan o bir abddir ve o seyahat bir mirac-ı cüz’îdir. Fakat bu abdin, bütün kâinata taallûk eden bir emanet beraberindedir. Hem şu kâinatın rengini değiştirecek bir nur beraberdir. Hem saadet-i ebediyenin kapısını açacak bir anahtar beraber olduğu için, Cenâb-ı Hak kendini “bütün eşyayı işitir ve görür” sıfatıyla tavsif eder—tâ, o emanet, o nur, o anahtarın cihanşümul ve muhit ve umum kâinata âmm ve bütün mahlûkata şamil hikmetlerini göstersin. 3

Sorum şu : miraca çıkarken yanındaki taallük eden emanet benim düşüncemde tahhiyat taki geçen salavat(6. ŞUA )…. Fakat kainatın rengini değiştirecek bir nur diyor o nur nedir ve saadet-i ebediyenin kapısını açacak bir anahtar dediği anahtar acaba nedir
 

Huseyni

Müdavim
Peygamber efendimiz aleyhissalatü vesselam mi'racı halktan hakka, haktan da halkadır. Yanında bulunan ve tüm kainata taalluk eden emanet, bütün varlıkların lisan-ı halleriyle yaptıkları tahiyyeler, tayyibeler, salavatlar ve ibadetler olabilir. Ki mi'rac da bu salavatları, tahiyyeleri, tayyibeleri ve ibadetleri, tüm kainat adına Allah'a takdim etmiştir. Zaten Efendimiz aleyhissalatü vesselam'ın söylediği ilk cümle "Ettahıyyatü lillahi vessalavatü vettayyibat" ın meali, "Lisan-ı hal ve kal ile yapılan bütün ibadetler Allah'adır." şeklindedir. Burdan da bütün kainatla alakalı yanında bulunan emanetin, başta varlıkların hal ve kal diliyle yaptıkları tahiyyeler, salavatlar, tayyibeler olduğunu söyleyebiliriz. Yani hali ve kavli ibadetlerdir, dualardır.

Nurdan kasıt benim anladığım imandır. Çünkü Üstad hazretleri çok risalelerde imanın nur oluşundan bahsediyor. İman olmazsa insan kainata felsefe gözlüğüyle bakarsa maziyi, müstakbeli, önünde bekleyen kabri, arkasından kovalayan ecelini karanlık ve kabus görür. İman ve küfür muvazeneleri risalesinde çok geniş izah edilmiş. İman projektör gibi insanın bütün hayatını ve dünyasını aydınlatıyor. Geçmişte kabre girenler yok olmamışlar. Hizmetleri bitmiş, ücretlerinin karşılığını almaya, tebdil-i mekan etmeye gitmişler. Yokluğa gitmiyorlar, aksine yeni bir hayatın mukaddemesini yaşıyorlar. Daha bunun gibi çok şeyler var ki, ancak iman ile o sırlar çözülüyor. İmanın bütün rükünlerine iman etmek insana hem dünyada hem ahirette huzur veriyor. Bu nurla bütün önündeki engeller kalkıyor, karanlıkalr aydınlanıyor. Cahiliye dönemindeki insanları, 23 sene zarfında, gelmiş geçmiş tüm zamanlarda hem ahlak, hem ilim, hem ubudiyet bakımından en güzel rehber insanlar yapan bu nurdur.

Anahtardan kasıt ise, en başta içinde namaz bulunan ibadetlerimiz olsa gerektir. İlk baştaki ibadet tüm canlıları kapsıyordu. Burda ise insana özel bir durum var. Diğer canlıların hal diliyle yaptıkları ibadetler iradeleri olmadığından cennet ve cehennemi gerektirmez. İnsanda ise irade vardır. Bu nedenle tercihlerinden sorumludur. Allah cennetini fazlını bir nevi, ibadete şart yapmış. Yani bana ibadet ederseniz size cemalimi gösteririm, cennetimi veririm diye vaad ediyor. Yoksa yaptığınız ibadetlerle cenneti hak edersiniz demiyor. Hak etmek başka, mükafat olarak Allah'ın vermesi başka.

İbadetlerimiz ve dualarımız bize saadet-i ebediyenin kapılarını açan bir anahtar oluyor.

Selam ve dua ile.
 
Üst