Huseyni
Müdavim
﴾ ﴿ وَبِاْلاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ
Kast ve iradeden doğan bir nizam-ı ekmel vardır. Hilkat ve yaratılışta tam bir hikmet hükümfermâdır. Âlemde abes yok, fıtratta israf yok. Bu şahitleri tezkiye eden, istikrâ-ı tamdır ki, her fen, mevzuu bulunduğu nev’in nizamına bir şahid-i âdildir.
[NOT]Dipnot-2 “Onlar âhirete de kesin olarak inanırlar.” Bakara Sûresi, 2:4.
Dipnot-3 Bu burhanlar, Mesnevi-i Nuriye’nin Lâsiyyemalar bölümünde, Yirmi Dokuzuncu ve Onuncu Sözlerde daha geniş bir şekilde açıklanmıştır.
[/NOT]
Hâtemü’l-Enbiyâ: peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (a.s.m.) | abes: gayesiz, faydasız, boş |
adem-i ihtiyaç: ihtiyaçsızlık, ihtiyacı olmama | burhan: güçlü ve sarsılmaz delil |
cereyan etmek: akmak; gerçekleşmek, meydana gelmek | delâlet etme: işaret etme, gösterme; söz ile kullanılmış olduğu mânâ arasındaki bağlantı |
emare: işaret, alâmet | fehmetmek: anlamak |
feyz-i Kur’ân: Kur’ân’ın verdiği ilham, bereket ve ilim bolluğu | fıtrat: yaratılış |
hazret: saygıdeğer mübarek; burada peygamberimiz (a.s.m.) kastedilir | haşir: yeniden diriliş; insanların öldükten sonra tekrar diriltilip Allah‘ın huzurunda toplanması |
hikmet: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratılması | hilkat: yaratılış |
hükümfermâ: hüküm süren | hülâsa: özet |
intihâ: son, netice | intikal: geçme |
iptidâ: başlama, başlangıç | israf: savurganlık |
istikrâ-ı tam: bütün cüz’î olaylardan hareket ederek küllî bir hükme varma; tümevarım; endüksiyon; burada bütün ilimlerin hep birlikte aynı sonuca parmak basmaları kastediliyor | içtima: toplanma |
kast ve irade: yönelme ve isteme; burada herşeyi kuşatan, Allah’ın küllî iradesi kastediliyor | letâif: incelikler, güzellikler |
maahaza: bununla birlikte | mazhar: görünme yeri |
mevzu: konu | mâkes: yansıma yeri, |
nazar-ı belâgat: belâgat ilminin bakışı | nev’i: tür, çeşit |
nizam: düzen, kanun | nizam-ı ekmel: en mükemmel ve eksiksiz düzen |
resul: peygamber | risale: küçük kitap mektup; Risale-i Nur’un her bir bölümü |
sath: yüzey, dış | tafsilât: ayrıntılar, detaylar |
tahsis: hâs kılma, özelleştirme, ait kılma | tereşşuh: sızıntı |
tezkiye: iyi hâl üzere şahitlik etme, temize çıkarma, haklı çıkarma | vech-i in’ikâs: aksetme, yansıma yönü |
âlem: kâinat, evren, yaratılmış herşey | âlem-i insaniyet: insanlık âlemi |
âyet: Kur’ân’ın her bir cümlesi | şahid-i âdil: adaletli tanık, delil |
مِنْ: (bk. ḥ-r-f |
<tbody>
</tbody>