1-Fatiha Süresi

Lebbeyk

Well-known member
21221pk8.gif


bismillah147nn6.jpg

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]1-FATİHA:[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]1 - Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]2 - Hamd o âlemlerin Rabbi, [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]3 - O Rahmân ve Rahim,[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]4 - O, din gününün maliki Allah'ın. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]5 - Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. (Ya Rab!).[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]6 - Hidayet eyle bizi doğru yola, [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]7 - O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil. [/FONT]

75151lh7.gif
 

zeyhak_

Well-known member
Fatiha kapanış değil, açılış olmalı bizim için. Fatiha ile, yeni bir kapı açılıyor önümüze; yeni bir kapı açılmalı...



“En’amte aleyhim”[6] sırrına dahil olmak için ihdinâ’ya[7] muhatap olunmalı.
 

nizamettin.13

Yeni Üye
ALLAHU TEALA hazretleri bizim zaafımızı en iyi bildiğindendirki bize doğru yolda olanlarla beraber olmayı istememizi bize dua öğretmektedir.ALLAHU TEALA bu duadan nasiplenenlerden eylesin. AMİN Selam ve dua ile
 

Zuhr

Talebe
“Âdem (as) zamânından beri, beşeriyette iki cereyân-ı azîm birbiriyle çarpışarak gelmiş. Biri, istikāmet yolunu ta‘kīb ile ni‘met ve saâdet-i dâreyne mazhar olan ehl-i nübüvvet ve salâhat ve îmandır . Bunlar kâinâttaki, kâinâtın hakīkī güzelliğine ve intizam ve kemâline mutâbık olarak istikāmette hareket ettiklerinden, hem kâinât sâhibinin lütuflarına, hem iki cihânın saâdetine mazhar olup, beşeri melekler derecelerine, belki fevkine terakkī ettirmeğe vesîle olarak, dünyada îman hakīkatleriyle ma‘nevî bir Cennet, âhirette bir saâdet kazanmışlar ve kazandırmışlar.

İkinci cereyan, istikāmeti bırakıp ifrât ve tefrît ileaklı, bir vesîle-i azaba ve elemler toplayıcı bir âlete çevirdiklerinden, insâniyeti en bedbaht bir hayvâniyetten aşağı düşürüp, dünyada zulümlerine mukābil gazab-ı İlâhîyi ve musîbet tokatlarını yemekle berâber, dalâletleri cihetinde, akıl alâkadarlığıyla kâinâtı bir hüzüngâh ve mâtemhâne-i umûmiye ve zevâlde yuvarlanan zîhayatlar için bir mezbaha ve bir selhhâne ve gāyet çirkin ve karışık görür, rûhu ve vicdânı dünyada bir ma‘nevî Cehennemde olur, âhirette dâimî bir azab çekmeğe kendini müstehak eder.

İşte Fâtiha-i Şerîfe’nin âhirinde اَلَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ [Kendilerine ni‘met verdiğin kimselerin yoluna; gazab edilmiş olanların ve dalâlete düşenlerin (yoluna) değil!] âyeti, bu iki cereyân-ı azîmi ders veriyor.”


(Şuâ‘lar, 15. Şuâ‘)
 

kýþ meleði

Well-known member
“Âdem (as) zamânından beri, beşeriyette iki cereyân-ı azîm birbiriyle çarpışarak gelmiş. Biri, istikāmet yolunu ta‘kīb ile ni‘met ve saâdet-i dâreyne mazhar olan ehl-i nübüvvet ve salâhat ve îmandır . Bunlar kâinâttaki, kâinâtın hakīkī güzelliğine ve intizam ve kemâline mutâbık olarak istikāmette hareket ettiklerinden, hem kâinât sâhibinin lütuflarına, hem iki cihânın saâdetine mazhar olup, beşeri melekler derecelerine, belki fevkine terakkī ettirmeğe vesîle olarak, dünyada îman hakīkatleriyle ma‘nevî bir Cennet, âhirette bir saâdet kazanmışlar ve kazandırmışlar.


İkinci cereyan, istikāmeti bırakıp ifrât ve tefrît ileaklı, bir vesîle-i azaba ve elemler toplayıcı bir âlete çevirdiklerinden, insâniyeti en bedbaht bir hayvâniyetten aşağı düşürüp, dünyada zulümlerine mukābil gazab-ı İlâhîyi ve musîbet tokatlarını yemekle berâber, dalâletleri cihetinde, akıl alâkadarlığıyla kâinâtı bir hüzüngâh ve mâtemhâne-i umûmiye ve zevâlde yuvarlanan zîhayatlar için bir mezbaha ve bir selhhâne ve gāyet çirkin ve karışık görür, rûhu ve vicdânı dünyada bir ma‘nevî Cehennemde olur, âhirette dâimî bir azab çekmeğe kendini müstehak eder.

İşte Fâtiha-i Şerîfe’nin âhirinde اَلَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ [Kendilerine ni‘met verdiğin kimselerin yoluna; gazab edilmiş olanların ve dalâlete düşenlerin (yoluna) değil!] âyeti, bu iki cereyân-ı azîmi ders veriyor.”



(Şuâ‘lar, 15. Şuâ‘)


Allah razı olsun nuktepira kardeşim çok güzel bir paylaşım
 
Üst