Kur’ân Nedir, Tarifi Nasıldır?

Huseyni

Müdavim

Kur’ân Nedir, Tarifi Nasıldır?


Kur’ân;


  • Şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi,
  • ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi,
  • ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri,
  • ve zeminde ve gökte gizli esmâ-i İlâhiyenin mânevî hazinelerinin keşşâfı,
  • ve sutûr-u hâdisâtın altında muzmer hakaikın miftahı,
  • ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı,
  • ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan ve âlem-i gayb cihetinden gelen iltifâtât-ı ebediye-i Rahmâniye ve hitâbât-ı ezeliye-i Sübhaniyenin hazinesi,
  • ve şu İslâmiyet âlem-i mânevîsinin güneşi, temeli, hendesesi,
  • ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası,
  • ve zat ve sıfât ve esmâ ve şuûn-u İlâhiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı kàtıı, tercüman-ı sâtıı,
  • ve şu âlem-i insaniyetin mürebbîsi ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyetin mâ ve ziyâsı,
  • ve nev-i beşerin hikmet-i hakikiyesi,


avâlim-i uhreviye: öldükten sonraki hayata ait dünyalar, âhiret âlemleribürhan-ı kàtı: kesin delil
cihet: taraf, yönesma-i İlâhiye: Allah’ın isimleri
esmâ: Allah’ın isimlerihakàik: hakikatler, gerçekler
hendese: plân, projehikmet-i hakikiye: kâinatın yaratılışındaki İlâhi gaye, sır ve gerçekleri bildiren ilim
hitâbât-ı ezeliye-i Sübhâniye: kusur ve aczden yüce olan Allah’ın ezelî konuşmalarıiltifâtât-ı ebediye-i Rahmâniye: Allah’ın sonsuz rahmetiyle kullarına ebediyen lütuf ve iyilikte bulunması
insaniyet-i kübrâ: en büyük insanlık, insana yakışır hâl ve davranış prensiplerinin tümünü üzerinde toplayan İslâmiyetkavl-i şârih: açıklayıcı söz; kesin delil
keşşâf: keşfeden, gizli şeyleri bulup meydana çıkarankitab-ı kebir-i kâinat: büyük kâinat kitabı
lisan: dilmiftah: anahtar
mukaddes: her türlü çirkinlik ve eksiklikten yüce, kutsalmuzmer: gizli, saklı
: sumüfessir: bir şeyi mânâ bakımından tefsir eden, yorumlayan
mürebbî: terbiye edici, eğitici, öğreticimütenevvi: çeşitli
nev-i beşer: insanlar, insanlık türüsutûr-u hâdisât: Cenab-ı Hak tarafından kâinat kitabında satırlar gibi yazılan olaylar zinciri
sıfât: sıfatlar; Allah’ın yüce Zâtını niteleyen İlâhî özellikler, ilim, kudret, hayat gibitefsir-i vâzıh: açık tefsir
tercüman-ı ebedî: ebedî tercümantercüman-ı sâtı: parlak, güçlü tercüman
tercüme-i ezeliye: ezelî tercümezemin: yeryüzü, dünya
ziyâ: ışık; parlaklıkâlem-i gayb: görünmeyen âlem, âhiret âlemi ve mânevî âlemler
âlem-i gayb ve şehadet: görünen ve görünmeyen âlemâlem-i insaniyet: insanlık dünyası
âlem-i mânevî: mânevî âlem, madde ötesi âlemâlem-i şehadet: görünen âlem, dünya
âyât-ı tekvîniye: kâinattaki Allah’ın varlığına ve birliğine olan delillerşuûn-u İlâhiye: Allah’ın yüce sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan ve onları tecelliye sevk eden Zâtına ait mukaddes özellikler

 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Kur’ân Nedir, Tarifi Nasıldır? - Sayfa: 27



  • ve insaniyeti saadete sevk eden hakikî mürşidi ve hâdîsi,
  • ve insanlara
  • hem bir kitab-ı şeriat,
  • bir kitab-ı dua,
  • hem bir kitab-ı hikmet,
  • hem bir kitab-ı ubudiyet,
  • hem bir kitab-ı emir ve dâvet,
  • hem bir kitab-ı zikir,
  • hem bir kitab-ı fikir,
  • hem insanın bütün hâcât-ı mâneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi bir kitâb-ı mukaddes,
  • hem bütün evliya ve sıddîkînin ve urefa ve muhakkıkînin muhtelif meşreplerine ve ayrı ayrı mesleklerine, herbirindeki meşrebin mezâkına lâyık ve o meşrebi tenvir edecek ve herbir mesleğin mesâkına muvafık ve onu tasvir edecek birer risale ibraz eden mukaddes bir kütüphane hükmünde bir kitâb-ı semavîdir.

Kur’ân, Arş-ı Âzamdan, İsm-i Âzamdan, her ismin mertebe-i âzamından geldiği için, On İkinci Sözde beyan ve ispat edildiği gibi, Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır.

  • Hem bütün semavât ve arzın Hâlıkı namına bir hitaptır.
  • Hem rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir.


Arş-ı Âzam: Allah’ın büyüklük ve yüceliğinin ve herşeyi kuşatan sınırsız egemenliğinin tecelli ettiği yer, makamHâlık: her şeyi yaratan Allah
Rab: herbir varlığa muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allaharz: dünya
beyan: açıklama, anlatımcihet: şekil, yön
câmi: kapsamlıevliya: veliler, Allah dostları
ferman: buyruk, emirhakikî: doğru, gerçek
hâcât-ı mâneviye: mânevî ihtiyaçlarhâdî: doğru ve hak yolu gösteren
ibraz etmek: ortaya koymak, göstermekinsaniyet: insanlık
kelâm: ifade, sözkitab-ı dua: dua kitabı
kitab-ı emir ve dâvet: emir ve hakikate çağrı kitabıkitab-ı fikir: fikir kitabı
kitab-ı hikmet: hikmet kitabıkitab-ı mukaddes: kutsal kitap
kitab-ı semâvî: semâdan gelmiş İlâhî kitapkitab-ı ubûdiyet: kulluk kitabı
kitab-ı zikir: zikir kitabıkitab-ı şeriat: din ve hukuk kitabı
merci: kaynak, merkezmertebe-i âzam: en büyük mertebe, derece
mesâk: sevk edilecek yer; hedef ve gayeye ulaştıran yollarmevcudat: varlıklar, var edilenler
mezâk: zevk, anlayışmeşrep: hareket tarzı, metot
muhakkıkîn: gerçekleri araştıran ve hakikatleri delilleriyle bilen âlimlermuhtelif: çeşitli, farklı
mukaddes: kutsalmuvafık: lâyık, uygun
mükâleme: konuşmamürşid: irşad eden, doğru yolu gösteren
namına: adınarisale: mektup
rubûbiyet-i mutlaka: mutlak Rablık; Allah’ın bütün varlıklara yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurmasısaadet: mutluluk
semavat: göklersıddıkîn: daima doğruluk üzere olan, Allah’a ve peygambere bağlılıkta en ileride olanlar
tasvir etmek: anlatmak, ifade etmektazammun etmek: içine almak
tenvir etmek: aydınlatmak, ışıklandırmakurefâ: ârifler, isim ve sıfatlarıyla Allah’ı hakkıyla tanıyanlar
İsm-i Âzam: Cenâb-ı Hakkın bin bir isminden en büyük ve mânâca diğer isimleri kuşatmış olanı

 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Kur’ân Nedir, Tarifi Nasıldır? - Sayfa: 28



  • Hem saltanat-ı âmme-i Sübhaniye hesabına bir hutbe-i ezeliyedir.
  • Hem rahmet-i vâsia-i muhîta nokta-i nazarında bir defter-i iltifâtât-ı Rahmâniyedir.
  • Hem ulûhiyetin azamet-i haşmeti haysiyetiyle, başlarında bazan şifre bulunan bir muhabere mecmuasıdır.
  • Hem İsm-i Âzamın muhîtinden nüzul ile Arş-ı Âzamın bütün muhâtına bakan ve teftiş eden hikmet-feşan bir kitab-ı mukaddestir.
  • Ve şu sırdandır ki, Kelâmullah ünvanı, kemâl-i liyakatle Kur’ân’a verilmiş ve daima da veriliyor.
Kur’ân’dan sonra, sair enbiyanın kütüp ve suhufları derecesi gelir. Sair nihayetsiz kelimât-ı İlâhiyenin ise, bir kısmı dahi, has bir itibarla, cüz’î bir ünvan ile, hususî bir tecellî ile, cüz’î bir isimle ve has bir rububiyetle ve mahsus bir saltanatla ve hususî bir rahmetle zahir olan ilhamat suretinde bir mükâlemedir. Melek ve beşer ve hayvanatın ilhamları, külliyet ve hususiyet itibarıyla çok muhteliftir.

Kur’ân, asırları muhtelif bütün enbiyanın kitaplarını ve meşrepleri muhtelif bütün evliyanın risalelerini ve meslekleri muhtelif bütün asfiyanın eserlerini icmalen tazammun eden ve cihât-ı sittesi parlak ve evham ve şübehatın zulümatından musaffâ; ve nokta-i istinadı, bilyakîn vahy-i semavî ve kelâm-ı ezelî; ve



Arş-ı Âzam: büyük arş; Allah’ın büyüklük ve yüceliğinin tecelli ettiği yer, makamasfiya: Hz. Peygambere vâris olup onun yolundan giden ilim ve takvâ sahibi insanlar
azamet-i haşmet: haşmetin büyüklüğübeşer: insanlar; insanlık
bilyakîn: kuşku ve şüpheye yer bırakmayacak kesin bir şekildecihât-ı sitte: altı yön
cüz’î: ferdîdefter-i iltifâtât-ı Rahmâniye: sonsuz merhamet sahibi olan Allah’ın ihsan ve iltifatlarını içine alan defter
enbiya: nebiler, peygamberlerevham: kuruntular, şüpheler
evliya: veliler, Allah dostlarıhaysiyetiyle: özelliğiyle, itibarıyla
hayvânât: hayvanlarhikmet-feşan: hikmetli, hikmet yayan
hususiyet: özel olma, özel oluşhususî: özel
hutbe-i ezeliye: ezelî hutbeicmalen: kısaca, özetle
ilhamat: ilhamlar; Allah tarafından kalbe gelen mânâlaritibar: bakımından
kelimât-ı İlâhiye: Allah’a ait kelimeler, sözlerkelâm-ı ezelî: ezelî söz
kelâmullah: Allah’ın kelâmı, sözükemâl-i liyakat: tam lâyık olma
kitab-ı mukaddes: kutsal kitapkülliyet: kapsamlılık; bütün fertlere hitap etme
kütüp: kitaplarmecmua: kitap
meşrep: hareket tarzı, metotmuhabere: haberleşme, konuşma
muhat: kuşatılmış ve kapsamına dâhil olmuş olan etraf, çevre, alanmuhtelif: çeşitli, farklı
muhît: her şeyi kapsayan ve kapsamına dahil edenmusaffâ: arınmış, safileşmiş
mükâleme: konuşmanihayetsiz: sınırsız, sonsuz
nokta-i istinad: dayanak noktasınokta-i nazar: bakış noktası, açısı
nüzul: inmerahmet: İlâhî şefkat, merhamet ve ihsan
rahmet-i vâsia-i muhîta: Allah’ın her şeyi kuşatan geniş rahmeti, merhamet ve şefkatirisale: mektup, küçük çaplı kitap
rububiyet: Rablık; herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurmasısair: diğer, başka
saltanat-ı âmme-i Sübhâniye: her türlü kusur ve noksandan yüce olan Allah’ın her şeye hükmeden, her şeyi kuşatan saltanatı, sınırsız egemenliğisuhuf: sahifeler; bâzı peygamberlere gelen kutsal sayfalar
tazammun etmek: içine almaktecellî: yansıma, görünme
teftiş etmek: denetlemekulûhiyet: ilâhlık
vahy-i semâvî: Allah tarafından peygambere gelen vahiyzulümat: karanlıklar
zâhir: açık, gözle görülürİsm-i Âzam: Cenab-ı Hakkın bin bir isminden en büyük ve mânâca diğer isimleri kuşatmış olanı
şübehat: şüpheler, tereddütler

 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Kur’ân Nedir, Tarifi Nasıldır? - Sayfa: 29


hedefi ve gayesi bilmüşahede saadet-i ebediye; içi bilbedahe hâlis hidayet; üstü bizzarure envar-ı iman; altı biilmelyakîn delil ve burhan; sağı bittecrübe teslim-i kalb ve vicdan; solu biaynelyakîn teshir-i akıl ve iz’an; meyvesi bihakkalyakîn rahmet-i Rahmân ve dâr-ı cinân; makamı ve revacı, bi’l-hadsi’s-sadık makbul-ü melek ve ins ve cân bir kitab-ı semavîdir.
Said Nursî

endOfSection.gif
endOfSection.gif



biaynelyakîn: gözlem ve müşahedeye dayanarak, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kesinliklebihakkalyakîn: bizzat yaşamak suretiyle, kuşkuya yer bırakmayacak derecede kesinlikle
biilmelyakîn: kesin delile dayanarak, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kesinliklebilbedâhe: apaçık bir şekilde
bilmüşahede: gözle görülür bir şekildebittecrübe: tecrübeyle
bizzarure: ister istemez, zorunlu olarakbi’l-hadsi’s-sâdık: doğru ve yanılmaz bir sezgi ve kavrayışla
burhan: güçlü ve sarsılmaz delil, kanıtdâr-ı cinân: cennet yurdu
envar-ı iman: iman nurlarıhidayet: doğru ve hak yol, İslâmiyet
hâlis: içten, katıksız, samimikitab-ı semâvî: İlâhî kitap
makbul-ü melek ve ins ve cân: melek, insan ve cinlerin kabul edip inandığı şeyrahmet-i Rahmân: rahmeti sınırsız olan Allah’ın şefkat ve merhameti
revac: kıymet, değersaadet-i ebediye: sonu olmayan, sonsuz mutluluk
teshir-i akıl ve iz’an: aklı ikna edip boyun eğdirme ve itaat ettirmeteslim-i kalb: kalbin teslimiyeti

 
Üst