Aleyhissalatü Vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun |
Kitâb-ı Mübîn: herşeyi açıkça beyan eden kitap, Kur’ân-ı Kerim |
Kur’ân-ı Hakîm: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân |
Levh-i Mahfuz: herşeyin bütün ayrıntılarıyla yazıldığı kader levhası, Allah’ın ilminin bir adı |
Resul-i Ekrem: Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.) |
asfiya: Hz. Peygamber yolundan giden ilim ve takvâ sahibi hâlis kullar |
bekà: devamlılık, kalıcılık |
bi’l-icmâ: ittifakla, fikir birliğiyle |
bi’l-ittifak: ittifakla |
celâl: büyüklük, haşmet |
cemâl: güzellik |
delâlet: delil olma, işaret etme |
dâr-ı saadet: mutluluk yurdu, âhiret |
ebed: sonsuzluk |
ebedü’l-âbad: sonsuzların sonsuzu, âhiret |
ecza: cüzler, parçalar |
enbiya: nebiler, peygamberler |
ervâh-ı neyyire ashabı: nur saçan ruh sahipleri, peygamberler gibi |
evliya: veliler, Allah dostları |
fihrist: indeks, içindekiler |
fâni: geçici, yok olucu |
hikmet: fayda, gaye; ilim, yüsek bilgi |
hikmet-i kudsiye: mukaddes, kusursuz ve eksiksiz hikmet |
hüceyrât: hücreler |
ihata: içine alma, kapsama |
ihsanat: ihsanlar, iyilikler, bağışlar |
istimrar: devamlılık |
istinaden: dayanarak |
kudret: Allah’ın güç, kuvvet ve iktidarı |
kulûb-u nuraniye ve aktabı: nuranî kalp sahiplerinin kutupları, en önde gelenleri, velilerin ileri gelenleri gibi |
kuvve-i hafıza: hafıza duygusu, bellek |
kütüb-ü mukaddese: kutsal olan dört büyük kitap |
lisan: dil |
maslahat: fayda, gaye |
mevcud: var |
mevcudat: varlıklar |
muntazaman: düzenli olarak |
mu’cizat-ı bâhire: ap açık mu’cizeler |
müşahede etmek: görmek, gözlemlemek |
müştak: arzulu, çok istekli |
nümune: örnek, misal |
rahmet: İlâhî şefkat, merhamet |
refakat: arkadaşlık |
sergüzeşt: serüven |
suhuf: bâzı peygamberlere gelen sahife halindeki kitap |
suret: biçim, şekil |
taam: yemek |
tarihçe-i hayat: hayat hikayesi |
tavzif etmek: vazifelendirmek |
tecelli: görünme, yansıma |
teçhiz etmek: donatmak |
ukul-ü münevvere: nurlu akıllar, aydınlanmış akıl sahipleri |
umum: bütün |
zîhayat: canlı, hayat sahibi |
zîşuur: şuur sahibi, bilinçli |
âyât-ı kàtıa: kesin âyetler, deliller |
âzâ: uzuvlar, organlar |
İmâm-ı Mübîn: İlâhî ilim ve emirlerin eşyanın geçmiş ve geleceğe ait kaidelerinin yazıldığı kader defteri |
şehadet: şahidlik, tanıklık |
şâşaa: gösteriş, göz alıcılık |
şümûl: kapsamlılık, kuşatıcılık |
Sosyal İmleme