Gülistan: (bk. bilgiler – Sâdi-i Şirâzî) |
Sahâbe: Hz. Peygamberi (a.s.m.) hayattayken gören ve onun yolundan giden Müslümanlar |
ahvâl: hâller, durumlar |
azap: acı, sıkıntı |
dâhilî: içteki |
ehl-i dalâlet: doğru ve hak yoldan sapanlar, inançsız kimseler |
ehl-i kalb: kalp yoluyla mânevî derecelere yükselen kişiler |
elif: Arap alfabesinin ilk harfi (elif harfine benzemesinden dolayı (1) rakamı karşılığında da kullanılır) |
feyiz: mânevî gıda, bereket |
giriftâr olmak: yakalanmak |
heves: gelip geçici arzu ve istek |
hizmet-i kudsiye-i Kur’âniye: Kur’ân’a dayalı kutsal hizmet |
hâlis: samimî, ihlâslı |
ihtar: hatırlatma |
ihtilât: insanlar arasına karışma |
istifade etmek: faydalanmak |
kanâat etmek: yetinmek |
keffáretü’z-zünûb: günahların bağışlanmasına vesile |
kudsî: her türlü kusur ve noksandan uzak, kutsal |
kıymet: değer |
kıymettar: değerli |
mazhar: bir şeye ulaşma, bir şeyi elde etme |
medâr olmak: kaynak, dayanak olmak |
medâr-ı sevab: sevap kaynağı, sebebi |
medâr-ı tesellî: teselli kaynağı, sebebi |
men olunmak: yasaklanmak |
menfaat: fayda |
muhtemel: ihtimal dahilinde |
musîbet: belâ, felaket |
muttalî: haberdar olma, bilgi sahibi olma |
mânâ-yı işârî: işaret edilen mânâ |
mâruz olmak: bir şeyle yüz yüze gelmek |
mücâhede-i mâneviye: mânevî olarak yapılan cihad |
münâfi: aykırı, zıt |
nimet-i İlâhiye: Allah’ın nimeti |
nâzil olmak: inmek |
seyr-i sülûk: mânevî makamlarda yapılan seyir ve seyahat |
sırr-ı ihlâs: ihlâs sırrı, esprisi |
sırr-ı meşrep: meslek sırrı |
sırr-ı verâset-i nübüvvet: Peygamberlik varisliğinin sırrı |
talebe: öğrenci |
tarikat: İlâhî hakikatlere ulaşmak için, şeyhin gözetiminde takip edilen yol |
tazammun eden: içeren |
tekke: tarikat ehlinin zikir ve ders için toplandıkları yer |
tenzil etmek: indirmek |
tenâfür-ü kulûp: kalplerin birbirinden nefret etmesi |
terbiye-i nüfûs: nefislerin terbiyesi |
tesânüd: dayanışma, karşılıklı yardımlaşma |
tezyîd-i derecât: derecelerin artması |
teşettüt-ü efkâr: fikir ayrılıkları |
vahdet: birlik |
vaziyet: durum |
velâyet-i kübrâ: en büyük velilik makamı |
vukûa gelmek: gerçekleşmek |
âyet: Kur’ân’da yer alan her bir cümle |
Şeyh Sa’di-i Şirâzî: (bk. bilgiler – Sâdi-i Şirâzî) |
Sosyal İmleme