Fâtıma-tüz-Zehra (r.anhâ) dörtbin altına da râzı olmadı. Cebrâil aleyhisselâm bir daha nâzil oldu. Yâ Resûlallah! Hak teâlâ bu sefer senin bizzat gidip Fâtıma’nın maksadının ne olduğunu öğrenmeni emir buyurdu.” dedi.
Resûl-i ekrem (s.a.v.) temiz kerîmesinin yanına vardı, maksadını sordu. Hazret-i Fâtıma “Babacığım, kıyâmet günü sen, mû’minlerin günahkârlarından ne kadar kimseye şefaat edersen, ben de onların hanımlarına şefaat etmek istiyorum.
Muradım budur.” dedi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) kızının isteğini Cebrâil aleyhisselâma söyledi. Cebrâil aleyhisselâm Hak teâlânın huzuruna çıkıp geldi. Hak teâlânın, Hz. Fâtıma’nın arzusunu kabul ettiğini, onun da hesap günü şefaat edeceğini bildirdiğini söyledi. Resûl-i ekrem, (s.a.v.) Hz. Fâtıma’ya arzusunun kabul edilliğini, ahırette şefaat edeceğini müjdeledi. Fâtıma-tüz-Zehra (r.anhâ):
“Yâ Resûlallah! Senin âhirette şefaat edeceğine Kur’ân-ı kerîmin âyet-i kerîmeleri delildir. Benim şefaat edeceğimin delili nerede?” diye sordu. Resûlullah (s.a.v.) “Ey Ciğerparem! Cenâb-ı Hakka murâdını arz edeyim. Ne ferman buyurursa, sana söylerim” buyurdu.
Dışarı çıkıp Cebrâil aleyhisselâma Fâtıma (r.anhâ)’nın âhirette günahkâr kadınlara şefaat edeceğine senet istediğini bildirdi” Cebrâil aleyhisselâm Hak teâlânın huzuruna varıp, hemen geri döndü. Elinde bir beyaz ipek vardı.
“Kıyâmet günü günahkar mü’min kadınlara Fâtıma kulumu şefaatçi, tayin ettim. Bu hüccet elinde bâki kalsın” yazılı idi. Resûlullah (s.a.v.) o kâğıdı yine ipeğe sarıp, Fâtıma’ya (r.anhâ) getirdi. Fâtıma (r.anhâ) bu senedi görünce, nikâha râzı oldu.
O senedi çok iyi sakladı. Nikahtan sonra, Resûlullah (s.a.v.) beliğ bir hutbe okudu. Hz. Fâtıma bu senedi vefâtına kadar sakladı. Vasiyet etti ki; onu benden ayırmayıp, kabrime koyun. Kıyâmette bu yazıyı hüccet edip şefaat edeyim.
Sosyal İmleme